Kur'an ve Sünnet
   
 
  2.2.7

بســـم الله الرحمن الرحيم

 

2.2.7

 

Râfizî şöyle diyor:

“Ehl-i sünnete göre, Allah (c.c.)'ın Gafur, Halim ve Afuvv (affedici) sıfatlarıyla tavsifi (sıfatlanması) doğru değildir. Bu gibi sıfatlarla tavsif edilebilmesi için fâsıkları tecziyeye müstahak olması lâzımdır ki, cezalarını affettiği zaman kendisine Gafur, Afuvv denilebilsin. Fâsıkları tecziye edebilmesi için de isyanın Allah (c.c.)'tan değil kuldan olması şarttır.”

Ey Râfizî!

Bu iddiana birkaç yönden cevap vereceğiz.

Birincisi:

Ehl-i sünnetin çoğunluğu “Allah (c.c.)'ın bu sıfatlarla tavsif edilebilmesi için onlara müstahak olması şarttır” sözüne teslim olmazlar.

Onlara göre; Allah (c.c.)'ın bu sıfatlarla tavsifi - Müstahak olup olmaması sözünden tamamen sarf-ı nazar ederek - ceza vermeye gücü yettiği anda gerçekleşmiştir. Böylece Allah dilediğini yapar ve dilediği hükmü verir.

İkincisi:

“Fâsıkları tecziyeye müstahak olması gerekir” sözünü söyleyenlerin kasdettikleri mânâ, O'nun fâsıkları tecziye etmesi âdetinin gereği olmasıdır. Bu mana üzerinde ittifak vardır. Af ve mağfiret Allah (c.c.)'tan bir ihsandır. Bu sözler “Allah kullarının fiillerini yaratır” diyenlerindir. “İsyan ve fasıklığı Allah yaratır. Kulun da bunlarda kesbi vardır” diyenler de, fâsıkları tecziye etmek Allah (c.c.)'ın adaletindendir, diyorlar.

Üçüncüsü:

Allah (c.c.) ya Mağfiret, Af ve Rahmetle -Tecziyenin Allah için kabih olduğunu söyleyenler olmakla beraber- vasıflandırılacak veya tecziye caiz görüldüğü müddetçe vasıflandırılmayacak.

Birincisi kabul edilirse Allah (c.c.)'ın tevbe edenlere, salih amel işleyerek hidayete erenlere karşı Gafur olmaması gerekir. Çünkü bunları tecziye etmek zaten kabîhtir. (Kötü bir fiildir). Üstelik bunların tevbesini kabul etmek vaciptir. Bütün bunlardan anlaşılıyor ki: Allah peygamberlerine karşı Gafur ve Rahîm olmadığı gibi, zulmedip sonra vazgeçmekle kötülüğünü iyiliğe tebdil edenlere karşı da Gafur ve Rahim değildir.

Halbuki bütün bunların aksine Allah (c.c.)'ın tevbe edenlere karşı Gaffar (çok affedici) mü'minlere karşı da Rahim (çok merhametli)dir. Böylece Allah (c.c.)'ın Mağfiret ve Rahmet sıfatlarıyla mevsuf olduğu anlaşılmış oldu.

Dördüncüsü:

İsyanın kuldan olmasının mânâsı Ehl-i sünnetin çoğunluğuna göre kulun onu yapması demektir.

Diğer bir kısmına göre ise onu kesbetmesi demektir. Buna göre zâlim bir başkası tarafından tecziye edilmesine müstahak olur. Kul kulu tecziye edebilirse, haliyle Allah (c.c.)'ın zâlimi tecziye etmesi evlâdır.

Allah (c.c.)'ın zâlimin isyanını yaratması ise Ona râci olan bir iştir. Allah (c.c.)'ın yarattığı her şey hikmete mebnîdir, diyenlere göre bunda hikmet varken; hikmetin illet olmadığını söyleyenlere göre ise bu iş sırf Allah (c.c.)'ın iradesi için tahakkuk etmiştir.


Facebook beğen
 
Kur.an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
Kur'an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
Kur'an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
Kur'an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol