Kur'an ve Sünnet
   
 
  3.10.24---3.10.25

بســـم الله الرحمن الرحيم

 

3.10.24

 

Râfizî şöyle diyor:

“Ahzab (Hendek) muharebesinde Kureyş müşrikleri, müttefikleriyle birlikte onbin kişilik bir ordu ile müslümanları çepeçevre sarmışlardı. Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem), müslümanlardan müteşekkil üçbin kişilik bir orduyla Hendeği kazdı. Amr b. Abdi Vüdd ve İkrime b. Ebi Cehl suvarî olarak hendeğin dar bir yerinden karşı tarafa geçerek müslümanlara meydan okudular. Ve kendileriyle savaşabilecek kimse istediler. Ali ortaya atıldı. Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem):

“Ey Ali! Karşında Amr vardır” diyerek Onu oturttu. Amr biraz sustuktan sonra ikinci ve üçüncü defa meydan okudu. Hep Ali ortaya atılıyordu. Bunun üzerine Rasulullah, Ali'ye izin verdi. Ali, Amr'a şöyle dedi:

“Ey Amr! Kureyşten birisinin seni iki yoldan birine davet ettiği taktirde o yollardan birini kabul edeceğine dair Allah (c.c.)'a söz vermiştin. İşte ben seni İslama davet ediyorum. Amr:

İslâm'a ihtiyacım yoktur, dedi. Ali, atından, inip karşılıklı çarpışmaya davet ediyorum, dedi. Amr:

Seni öldürmek istemiyorum, dedi. Daha sonra atından indi ve çarpışmaya başladılar, Ali, Amr'ı öldürdü, ikrime de kaçtı. Ondan sonra bütün müşrikler de yenilgiye uğrayıp kaçtılar. Bunun üzerine Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem):

Ali'nin Amr'ı öldürmesi cinlerin ve insanların ibadetinden efdaldir, buyurdu.”

 

Ey Rafızî!

Bu kıssayyı çeşitli yalanlarla süslemişsin. Şöyle ki:

Amr öldürülünce müşrikler kaçtılar, diyorsun. Bu iddian insanı ürperten bir yalandır. Aksine müşrikler müslümanları muhasaraya devam ettiler. Bu muhasara Ğatafanlı Nuaym b. Mesud, müşriklerle yahudilerin arası bozuluncaya ve Allah (c.c). Onların üstüne meleklerini ve şiddetli kasırgayı gönderinceye kadar sürdü.

Bu hususta Allah (c.c.) şöyle buyuruyor:

“Allah (Hendek savaşındaki) o kâfirleri, hiçbir zafere eremedikleri halde öfkeleriyle geri çevirdi. Böylece Allah, savaş yükünü mü'minlerden kaldırdı..” (Azhab: 33/25)

Bu âyetten de anlaşılıyor ki, Allah (c.c.), müşrikleri çarpışma ile göndermemiş, müslümanlar da onları yenmemiştir.

İddianda rivayet ettiğin ve onunla iftihar ettiğin hadis de gerçekten yalandır.

Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem), bu gibi ölçüsüz bir sözü söylemekten münezzehtir. Bir kişinin öldürülmesi bütün cinlerin ve insanların ibadetinden daha üstün olması mümkün müdür?

O zaman Rasulullah'a (sallallahu aleyhi ve sellem) her türlü işkenceyi yapan, Kureyş'in ileri gelen kâfirlerini öldürenlere birşey kalmaz.

Kaldı ki, Amr b. Abdi Vüdd, Kureyşin ileri gelen müşriklerinden olmasına rağmen Rasulullah'a (sallallahu aleyhi ve sellem) yaptığı bir işkencesi yoktu.


بســـم الله الرحمن الرحيم

 

3.10.25

 

Râfizî şöyle diyor:

“Nâdir oğulları savaşında Ali, Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in çadırını oka tutan okçuyu bir okla öldürmüştür. Akabinde de on kişi daha öldürdükten sonra geri kalanlar kaçmışlardır.”

Ey Râfizî!

Bu da açık bir yalandır.

Nadîr oğulları, haklarında “Haşr” sûresinin nazil olduğu yahudilerdir. Bunların kıssası Uhud muharebesinden öncedir. Müslümanlar, andlaşmalarını bozdukları için Nâdir oğullarını muhasara etmişler ve hurmalıklarını kesmişlerdi. Onlar da kalelerinden çıkamadıkları için yenilgiyi kabul etmişlerdir. Daha sonra yerlerini terketmek şartıyla Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) ile barışı kabul ettiler. Rasulullah da onları yurtlarından çıkarttı.

Ey Râfizî!

Haşr sûresini okuyup düşünmedin mi? Nadîr oğulları yurtlarını terlettiklerinde de silahtan başka develerinin taşıyabildiği kadar beraberlerinde eşya götürdüler. Hatta elleriyle evlerini yıkarak, kapı pervazlarını da götürdüler. Yerlerini terkeden bu yahudiler Hayber ve Şam'a gittiler.



Facebook beğen
 
Kur.an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
Kur'an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
Kur'an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
Kur'an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol