Kur'an ve Sünnet
   
 
  ALLAH AZZE VE CELLE,NİN NUZÜLÜ

Allah azze ve celle,nin Nuzülü

 

Nitekim Sahihayn’da ve başka eserlerde Nebî r’in şöyle buyurduğu sabit olmuştur:

( يَنْزِلُ رَبُّنَا I كُلَّ لَيْلَةٍ إِلَى السَّمَاءِ الدُّنْيَا حِينَ يَبْقَى ثُلُثُ اللَّيْلِ اْلآخِرُ يَقُولُ مَنْ يَدْعُونِي فَأَسْتَجِيبَ لَهُ مَنْ يَسْأَلُنِي فَأُعْطِيَهُ مَنْ يَسْتَغْفِرُنِي فَأَغْفِرَ لَهُ حتى يطلع الفجر. )

“Rabbimiz I her gece, gecenin son üçte birinde dünya semasına iner ve şöyle buyurur:

‘Bana dua edene icabet ederim, benden isteyene veririm, benden bağışlanmayı dileyeni bağışlarım’ bu, fecir doğana kadar böyle devam eder.” Buhârî, (7494) ve Müslim, (758).

 

﴿ اَلنُّزُولُ (أي نُزُول الْحَقِّ تَعَالَى) فِي كُلِّ لَيْلَةٍ إِلَى السَّمَاءِ الدُّنْيَا ﴾

 

                   “Yüce Allah’ın, her gece dünya semasına inmesi”

 

Bu hadis, bir çok yollardan rivayet edilmiştir:

1.     Ebu Hureyre,Hz. Peygamber (s.a.v)’den

Tirmizî (ö. 279/892) der ki: “Bu konuda şu yollardan da hadis gelmiştir:

2.     Hz. Ali                                             

3.     Ebu Saîd el-Hudrî                             

4.     Rifâa el-Cühenî                     

5.     Cübeyr b. Mut’im

6.     Abdullah ibn Mes’ud

7.     Ebu’d-Derdâ’

8.     Osman ibnu’l-Âs

(Aynî) “Umdetu’l-Kârî”de der ki: “(Derim ki:) Bu konuda ayrıca şu yollardan da hadis gelmiştir:

9.        Câbir b. Abdullah                              

10.     Ubâde ibnu’s-Sâmit                          

11.     Ukbe b. Âmir                                   

12.     Amr b. Abese                                              

13.     Ebu’l-Hattâb                                

14.     Hz. Ebu Bekr                                   

15.     Enes b. Mâlik                                   

16.     Ebu Musa el-Eş’arî   

17.     Muâz b. Cebel          

18.     Ebu Sa’lebe el-Huşenî           

19.     Hz. Aişe    

20.     Abdullah ibn Abbâs

21.     Nevvâs b. Sem’ân

22.     Ümmü Seleme

23.     Abdulhumeyd b. Yezîd ibn Seleme’ nin atası”

Daha sonra da bunların rivayet ettikleri hadisleri ve Ebu’l-Hattâb’a varıncaya kadar bu hadisleri tahric eden kimseleri de nakletmiştir. Bu konuda daha geniş bilgi için Aynî (ö. 855/1451)’nin bu kitabına bakabilirsiniz.

 

Ayrıca Ebu’ş-Şeyh İbn Hayyân (ö. 369/979)’ın “Kitâbu’s-Sünne” adlı kitabında Ebu Zür’a’nın şöyle söylediği nakledilmiştir:

“Allah’ın, her gece dünya semasına inmesi ile ilgili Resulullah (s.a.v)’den gelen hadisler, mütevatirdir. Bu hadisleri, Resulullah (s.a.v)’in sahabilerinden bir çoğu rivayet etmiştir. Bize göre, bu hadisler, sıhhatli ve kuvvetli bir durumdadır.”

Sehavî (ö. 902/1496)’nin “Fethu’l-muğîs”inde geçtiği üzere; bazıları, bu hadisi mütevatir hadisler içerisinde saymıştır. 

(İbn Abdilhâdî) “Sârimu’l-münekkî”de aynen şöyle der: “(Yüce Allah’ın, her gece dünya semasına) inmesi ile ilgili Resulullah (s.a.v)’den gelen hadis, mütevatirdir.

 

Osman ibn Saîd ed-Dârimî dedi ki: ‘Bu hadis, Cehmiyye fırkasını en çok kızdıran bir hadistir.’

Ebu Ömer ibn Abdilberr’de dedi ki: ‘Bu hadis, nakil yönünden sağlam ve senedi sahih bir hadistir. Hadisçiler, bu hadisin sıhhatli oluşu hususunda ihtilafa düşmemişlerdir.’”

 

Buhârî, Tevhid 35, Teheccüd 14, Da’vât 13; Müslim, Salatu’l-müsâfirîn 168 (758); Tirmizî, Da’vât 80 (3493); Ebu Dâvud, Salât 311 (1315)

 

Cehmiyye: İslam aleminde ilk ortaya çıkan fırkalardan biridir. Muattıla ve Cebriye-i Hâlisa adlarıyla da anılır. Bazılarınca zındıklardan sayılmışlardır. Kurucusu, Cehm b. Safvân’dır.

 

        Cehmiyye, Allah’ı tenzih maksadıyla nasları ifade ettiği manaları aşacak derecede tevile gitmesi, dini konularda tek başına yeterli olmayan aklı nassa tercih etmesi ve dolayısıyla Hz. Peygamber (s.a.v) döneminden itibaren akaid sahasında devam eden saflık ve berraklığı bozması, özellikle de Sünnete bağlı selef alimleri arasında şiddetli  tepkilere yol açmış, hatta İslam fırkaları dışında sayılmasına sebep olmuştur.  

 

 

Sahih Müslimde Gelen Nuzül Hadisleri :

 

 

) باب الترغيب في الدعاء والذكر في آخر الليل والإجابة فيه


 

 Gecenin Sonunda Zikir ve Duaya Teşvik ve O Zamandaki İcabet Babı

 

حدثنا يحيى بن يحيى. قال: قرأت على مالك عن ابن شهاب، عن أبي عبدالله الأغر. وعن أبي سلمة بن عبدالرحمن عن أبي هريرة؛ أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال:

 "ينزل ربنا تبارك وتعالى كل ليلة إلى السماء الدنيا. حين يبقى ثلث الليل الآخر. فيقول: من يدعوني فأستجيب له! ومن يسألني فأعطيه! ومن يستغفرني فأغفر له!".

 

 

1-Bize, Yafaya b. Yafaya rivayet etti. Dedi ki: Mâlik'e, İb-ni Şihâb'dan duyduğum, onun da Ebû Abdillâh El-Egarr ile Ebû Seleme-te'bni Abdirrahmân'dan, onların da Ebû Hüreyre'den naklen rivayet ettikleri şu hadîsi okudum: Resûlüllah (Sallallohü Aleyhi ve Selle m)   şöyle bu­yurmuşlar :

 

«Rabb'ımız Tebâreke ve Teâlâ Hazretleri her gece, gecenin son üçte biri kaldığında alt semâya nüzul eder de: Hani bana duâ eden, onun duasını kabul edeyim! Hani benden istek isteyen, istediğini vereyim! Hani benden  mağfiret dileyen, onu mağfiret edeyim! buyurur.»

 

وحدثنا قتيبة بن سعيد. حدثنا يعقوب (وهو ابن عبدالرحمن القاري) عن سهيل بن أبي صالح، عن أبيه، عن أبي هريرة، عن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال:

 "ينزل الله إلى السماء الدنيا كل ليلة. حين يمضي ثلث الليل الأول. فيقول: أنا الملك. أنا الملك. من ذا الذي يدعوني فأستجيب له! من ذا الذي يسألني فأعطيه! من ذا الذي يستغفرني فأغفر له! فلا يزال كذلك حتى يضيء الفجر".

 

 

2-Bize, Kuteybetü'bnü Saîd rivayet etti. (Dedi ki) : Bize, Ya'kûb -ki İbni Abdirrahmân-ı Kaarî'dir- Süheyl b. Ebî Sâlih'den, o da Ebû Hüreyre'den, o da Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'den naklen rivayet etti ki, şöyle buyurmuşlar:

 

«Allah her gece, gecenin ilk üçte biri geçtiğinde alt semâya nüzul eder de; Melik ancak ben'im! Melik ancak benim... Var mı bana duâ eden, onun duasını kabul eyleyeyim! Var mı benden isteyen; istediğini vereyim; Var mı ben­den mağfiret dileyen, onu affedeyim! buyurur. Ve (bu hâl) tâ tanyeri ağı-rıncaya kadar böylece devam eder.»

 

حدثنا إسحاق بن منصور. أخبرنا أبو المغيرة. حدثنا الأوزاعي. حدثنا يحيى. حدثنا أبو سلمة بن عبدالرحمن عن أبي هريرة. قال:

 قال رسول الله صلى الله عليه وسلم "إذا مضى شطر الليل، أو ثلثاه، ينزل الله تبارك وتعالى إلى السماء الدنيا. فيقول: هل من سائل يعطي! هل من داع يستجاب له! هل من مستغفر يغفر له! حتى ينفجر الصبح

 

 

3-Bize, îshâk b. Mansûr rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Ebû'I-Mugîre haber verdi. (Dedi ki) : Bize, Evzâî rivayet etti. (Dedi ki) : Bize, Yahya rivayet etti. (Dedi ki) : Bize, Ebû Selemete'bnü Abdirahmân, Ebû Hüreyre'den naklen rivayet etti. Şöyle demiş: Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem):

«Gecenin yarısı yahut üçte ikisi geçtiği zaman Allah Tebâreke ve Teâlâ alt semâya nüzul eder de: Var mı isteyen? kendisine verilecek! Duâ eden var mı? duası kabul edilecek! İstiğfarda bulunan var mı? kendisine mağ-firet olunacakdır! buyurur. (Bu) tâ sabah aydınlayıncaya kadar (böyle de­vam eder.)»   buyurdular.

 

حدثني حجاج بن الشاعر. حدثنا محاضر أبو المورع. حدثنا سعد بن سعيد. قال:

 أخبرني ابن مرجانة. قال: سمعت أبا هريرة يقول: قال رسول الله صلى الله عليه وسلم "ينزل الله في السماء الدنيا لشطر الليل، أو لثلث الليل الآخر، فيقول: من يدعوني فأستجيب له! أو يسألني فأعطيه! ثم يقول: من يقرض غير عديم ولا ظلوم!".

(قال مسلم) ابن مرجانة هو سعيد بن عبدالله. ومرجانة أمه.

 

4-Bana, Haccâc b. Şâir rivayet etti. (Dedi ki) : Bize, Ebû'l -Müverri'  Muhâdır rivayet etti. (Dedi ki) : Bize, Sa'd b. Saîd  ri­vayet etti. Dedi kî: Bana, İbnî Mercâne  haber verdi. Dedi ki : Ebû Hüreyre'yi şunu söylerken işittim: Resulüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) :

 

«Allah gece yarısı yahut gecenin son üçte birinde alt semâya nüzul ederek : Bana kim duâ eder ki, ona icabet edeyim yahut benden kim bir şey diler ki, ona vereyim; buyurur. Sonra yoksul ve zâlim olmayan (Allah)'a kim ödünç verecek! der.» buyurdular.

 

Müslim der ki: İbni Mercâne, Saîd b. Abdîllâh'dir. Mercâne, Saîd'in annesidîr.

 

Bize, Hârûn b. Saîd el-Eylî rivayet etti. (Dedi ki) : Bize, İbni Vehb rivayet etti. Dedi ki: Bana, Süleyman b. Bilâl, Sa'd b. Saîd'den bu isnâdla haber verdi; şunu da ziyâde etti: «Sonra Allah Tebâreke ve Teâlâ iki yedini yayarak yoksul ve zâlim olmayana kim ödünç verecek; der.»

 

حدثنا عثمان وأبو بكر ابنا أبي شيبة وإسحاق بن إبراهيم الحنظلي (واللفظ لابني أبي شيبة) (قال إسحاق: أخبرنا. وقال الآخران: حدثنا جرير) عن منصور، عن أبي إسحاق، عن الأغر أبي مسلم. يرويه عن أبي سعيد وأبي هريرة. قالا:

 قال رسول الله صلى الله عليه وسلم "إن الله يمهل. حتى إذا ذهب ثلث الليل نزل إلى السماء الدنيا. فيقول: هل من مستغفر! هل من تائب! هل من سائل! هل من داع! حتى ينفجر الفجر".

 

5-Bize, Ebû Şeybe'nin iki oğlu Osman ve Ebû Bekr ile İs-hâk b. İbrahim El - Hanzalî rivayet ettiler. Lâfız Ebû Şeybe oğullarının-dır. İshâk (bize haber verdi.) tâbirini kullandı, ötekiler: Bize, Cerîr, Man-sûr'dan, o da Ebû Ishâk'dan, o da Ebû Müslim-i Egarr'daiı, o da Ebû Saîd ile Ebû Hüreyre'den naklen rivayet etti; dediler. Ebû Saîd ile Ebû Hü-reyre şöyle demişler: Resûlüliah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) :

«Şüphesiz ki Allah mühlet verir. Tâ ki gecenin ilk üçte biri gittiği vakit alt semâya nüzul buyurarak : Var mı istiğfar eden! Var mı tevbe eyleyen! Var mı isteyen! Var mı duada bulunan! der. (Bu) tâ fecir aydın­layın caya kadar (böyle devam eder.)»  buyurdular.

 

Osman ibn Saîd ed-Dârimî dedi ki: ‘Bu hadis, Cehmiyye fırkasını en çok kızdıran bir hadistir.’

 

Mu'tezile 'den İbrâhîm b. Salih ile hadîs ulemâ­sından İshâk b. Râhuye arasında bu husûsda münâkaşa geçtiği rivayet olunur. Bu münâkaşayı İshâk b. Râhuye şöyle anlat-mışdır:

 

«Emîr Abdullah b. Tâhir'in meclisi beni şu bid'atçı yâni İbrâim b. Salih ile bir araya getirdi. Emîr, Allah'ın nüzulüne dâir malûmat istedi. Ben de buna dâir haberleri kendisine sayıp döktüm. Bunun üzerine İbrahim: Ben bir semâdan bir semâya inen Allah'a küfrediyorum! dedi.İbrahim: Ben cevaben: İshâk b. Râhuye: Ben de dilediğini yapan Allah'a îmân ediyorum! dedim. Neticede emîr Abdullah benim sözümü kabul; İbrahim inkini reddetti.»

 

Aynî, İshâk'ın bu sözünü aynen Fudayl b. Iyâd 'dan aldığını söylüyor. Fudayl b. İyâd: «Cehmîler 'den biri: Ben, aşağı inen ve yukarı çıkan Allah'a inanmıyorum; derse, Ben de: Ben dilediğini yapan Allah'a îmân ediyorum; cevâbını veririm.» dermiş.

 

Bunu îbni Hibbân'ın babası «Kitâbu's-Sünne» adlı eserinde nakletmiş ve yine ayni eserde Ebû Zür'a 'nın. şunları söylediğini bildirmişdir:

 

«Bu hadîsler, Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'den tevâtüren sa­bit olmuşdur. (Allah, her gece alt semâya nüzul eder.) Bunu, Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'in ashabından birçokları rivayet etmişlerdir. Böyle hadisler bizce sahih ve kavidirler. Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) Allah Teâlâ'nın nüzul buyurduğunu söylemiş; fakat bunun nasıl olduğunu anlatmamışdır. Binâenaleyh biz de (Allah alt semâya iner; de­riz; fakat nasıl indiğinden bahsetmeyiz.) >

 

Ebû Muhammed b. Ahmed El-Müzenî nin: «Al­lah'ın indiğini bildiren hadîs Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'den sa-hîh yollarla sabit olmuş, Kur'ân-i Kerîm'de de bunu tasdik eden şu âyet nazil olmuşdur:

 

Rabbim ve melekler de saff saff olarak geldikleri vakit ,.. Sûre-i fecr, âyet:   22 » dediğini    Beyhakî   «Kitâbu'I-Esmâ» sında rivayet etmişdir.

 

Cumhûr-u ulemâ bu husûsda en aşikâr ve salim olan yolu tutarak müteşâbih âyet ve hadîsleri olduğu gibi kabul etmiş; onlara îmân ile Allah Teâlâ'yı mahlûkatına benzemekden, ona keyfiyyet ve isbâtından tenzih eylemişlerdir.

 

Zührî, Evzâî, İbnü'l-Mubârek, Mekhûl, Süf-yân-ı Sevrî, Süfyân b, Uyeyne, Leys b. Sa'd, Hammâd b. Seleme ile  imamlardan Ebû Hanîfe, Mâlik, Şafiî ve Ahmed b. Hanbel hazerâtının kavilleri de budur.

 

İmam Ebu Hanife, Allah Teâlâ'nın alt semâya nasıl indiği sorul­muş, Ebu Hanife:  «Keyfiyyetsiz olarak inmişdir.» cevâbını vermişdir.

 

Hattâbî diyor ki: «Bu hadîs, sıfat hadîslerindendir. Se1ef'in bu husûsdaki mezhebi Allah'ın sıfatlarına îmân etmek, o sıfatları zahirî mânâları üzerine bırakmak ve Allah Teâlâ'dan keyfiyeti nefyetmekdir...»

 

 

İstidrad/Ebu Muaz

Burada münker bir rivayete dikkat çekmek gerekir:

 

Bunu Nesai, Amelu’l-Yevme ve’l-Leyle’de (482) İbrahim b. Yakub – Ömer b. Hafs b. Gıyas – Babası – el-A’meş – Ebu İshak – Ebu Muslim el-Egar – Ebu Hureyre ve Ebu Said radıyallahu anhuma isnadıyla rivayet etmişlerdir. Bu rivayetteki lafza göre Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:

إن الله عز و جل يمهل حتى يمضي شطر الليل الأول ثم يامر مناديا ينادي يقول هل من داع يستجاب له هل ( من ) مستغفر يغفر له هل من سائل يعطى

“Muhakkak ki Allah gecenin ilk yarısı geçinceye kadar mühlet verir. Sonra bir münadiye şöyle demesini emreder: “Dua eden yok mu? İcabet edeyim, bağışlanma dileyen yok mu? Bağışlayayım. İsteyen yok mu? Vereyim.”

 

Hadisin isnadının sahihayn ricalinden oluşmasından dolayı, zahiri sahih gibi görünse de, zayıflık vardır. İbn Hacer Takrib’de Ömer b. Hafs b. Gıyas hakkında: “Bazen yanılırdı” demiştir. Hafs b. Gıyas hakkında da: “Güvenilir, fakih. Lakin ömrünün sonlarında hafızası zayıfladı” demiştir. Et-Tehzib’de de Hafs hakkında: “Çok karıştırmaya başlamıştır. Bunlardan biri de el-Ameş’ten rivayetidir.” Der.

 

Nitekim Ebu Muslim el-Egar’dan bu hadisi rivayet eden diğer raviler:

 

إن الله عز وجل يمهل ، حتى إذا ذهب ثلث الليل الأول ؛ نزل إلى السماء الدنيا

 “Muhakkak ki Allah gecenin ilk üçte biri geçinceye kadar mühlet verir. Dünya semasına iner…” lafzıyla rivayet etmişlerdir.[1][1] Bu ravilerin hiçbiri: “Bir münadiye..emreder” kısmını zikretmemişlerdir. Anlaşıldığına göre Hafs b. Gıyas bunu yazısından değil, ezberinden rivayet etmiş ve hata etmiştir.

Bazı cehmi ve muattıla deccalleri bu münker rivayeti, isnadında bulunan Hafs b. Gıyas’ın  bunu yazısından rivayet ettiğini iddia ederek sahih göstermeye çalışmaktadırlar. Bu iddialarını da Hafız Mizzi ve İbn Hacer’e dayandırmaları düpedüz bir yalandır.

 



 



[1][1] A)- Şu’be b. el-Haccac – Ebu ishak - el-Egar’dan: Tayalisi (2232, 2385) Ebu Avane (2/288) Beyhaki el-Esma ve’s-Sıfat (450) Müslim (2/176) İbn Huzeyme Tevhid (83) Ahmed (3/34)

B)- Mansur b. Mutemir – Ebu ishak – el-Egar yoluyla: Müslim, Ebu Avane ve İbn Huzeyme (84)

C)- Fudayl b. Gazvan el-Kufi – el-Egar yoluyla; Ebu Avane rivayet etti

D)-Ebu Avane el-Vaddah b. Abdillah el-Yeşkuri yoluyla: Ahmed (2/383, 3/43)

E)- Mamer b. Raşid yoluyla: Ahmed (3/94) Abdurrazzak (11/293)

F)-İsrail b. Yunus yoluyla: İbn Huzeyme rivayet etmiştir.

Bu altı rivayet yolunun ravileri güvenilir sağlam ravilerdir. Hafıza problemi olan Hafs b. Gıyas, kendisinden güvenilir olan bütün bu ravilere muhalif bir rivayette bulunmuştur. Ayrıca bu hadis Ebu Hureyre radıyallahu anh’den başka yollarla da rivayet edilmiştir. Hiçbirinde Hafs b. Gıyas’ın lafzı geçmemiştir.


Facebook beğen
 
Kur.an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
Kur'an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
Kur'an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
Kur'an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol