Kur'an ve Sünnet
   
 
  İkinci Kural: Nasslara Olduğu Gibi İnanmak Gerekir

بســـم الله الرحمن الرحيم

 

3.2. Anlamını Bilmeye Bağlı Olmaksızın, Peygamber'in Allah Te'âlâ Hakkında Bildirdiklerine İman Etmek Zorunludur

İkinci Kural: Nasslara Olduğu Gibi İnanmak Gerekir

 

İkinci esas:

Resûlün Rabbi'nden haber verdiklerine, manâsını bilsek de bilmesek de iman etmek gereklidir; zira O doğru ve doğrulanmış olandır. Kitab ve Sünnet'te varit olan hususlara, her mü'minin manâsını anlamasa da iman etmesi zorunludur.

Ümmetin selefi ve önde gelenlerinin (müctehid imamların) ittifakıyla sabit olan hususlar için de aynı şey geçerlidir ki zaten bunların büyük bölümü Kitab ve sünnette nassla sabittir ve selef arasında ittifakla (görüş birliği içinde) kabul edilmiştir.

Sonraki (Müteahhirîn âlimlerin) kabul (isbat) veya red (nefiy) ederek ihtilâfa düştükleri hususlara gelince:

Hiç kimse bu sözlerle ne kastedildiğini anlamadıkça (söyleyenin neyi amaçladığı açığa çıkmadıkça) bunları kabul veya reddederek onlara uyamaz. Eğer doğru bir şey (hakkı) kastediliyorsa kabul eder, yanlış bir şey kastediliyorsa da reddeder. Şayet söylenen söz hem doğru hem de yanlışı (hem hak, hem de bâtılı) ihtiva ediyorsa, bunu ne mutlak olarak kabul eder ne de tamamen reddeder. Sözü olduğu gibi bırakır ve manâyı tefsir eder. (söyledikleri teker teker ele alınarak incelenir ve ne demek istediği belirlenerek ayıklanır.) İnsanların cihet, yer kaplama vb. hususlarda ihtilâfı bu kabildendir.

"Cihet" lafzıyla bazen Allah'ın dışında mevcut bir şey kastedilir ki bu durumda o yaratılmıştır (mahlûk). "Cihet" le bizzat Arş'ın veya göklerin kastedilmesi buna örnektir.

Bazen de Allah'ın dışında mevcut olmayan bir şey kastedilir ki, âlemin üstünün (fevkinin) kastedilmesi de buna örnektir.

Bilinmektedir ki, nasslarda yüce olma (ulüvv), istiva, üstünde olma (fevkiyyet) ve yükselmenin (urûc) isbat edildiği gibi "cihet"in isbat (kabul) veya red (nefiy) edilmesi söz konusu değildir.

 Yine bilinmektedir ki, Yaratan ve yaratılmış olan dışında bir varlık da mevcut değildir. Yaratıcı, yarattıklarından farklı ve yücedir. Yarattıklarında O'nun zâtından bir şey bulunmadığı gibi, O'nun zâtında da yarattıklarına ait bir şey yoktur.

İmdi, "cihet"i reddeden kimseye:

"Cihetle, yaratılmış bir varlığı mı kastediyorsun?

Eğer öyleyse, Allah yaratılmışlara dahil değildir. Yoksa âlemin ötesini mi kastediyorsun? Şüphesiz Allah âlemin fevkindedir ve yaratılmışlara benzemez" denir.

Aynı şekilde "Allah bir cihettedir" diyen kimseye de:

"Bununla Allah'ın âlemin fevkinde olduğunu mu yoksa O'nun yaratılmış bir şeyin içinde olduğunu mu kastediyorsun?

Eğer birincisi ise, bu doğrudur. Yok eğer ikinciyi kastettiysen bu da yanlıştır" denir.

Benzer tarzda, "yer kaplama (tehayyüz)" lafzıyla, "yaratılmışların Allah'a mekân teşkil ettiği" ni kastediyorsa, Allah büyük ve yücedir, bundan münezzehtir; bilâkis O'nun kürsüsü gökleri ve yeri içine alır.

Nitekim Allah Te'âlâ:

Onlar, Allah'ın kadrini hakkıyla takdir edemediler. Oysa kıyamet günü yer, bütünüyle O'nun avucundadır; gökler de sağ eliyle dürülüp-bükülmüştür. O, onların şirk koşmakta olduklarından münezzeh ve yücedir. (Zümer 39/67) buyurmuştur.

Sahih hadîs kitaplarında da Resûlüllah (sallallahu aleyhi ve sellem)den naklen şu hadîsler varit olmuştur:

"Allah yeri avucuna alır (kavrar) ve sağ eliyle gökleri dürer, sonra şöyle buyurur: Hükümdar benim, hani o yeryüzünün hükümdarları nerede?" (Buhârî, "Rikâk", 44; "Tevhîd", 6; "Tefsîru sûre 39", 2; Müslim, "Münâfikîn", 23; İbn Mâce, "Mukaddime", 13; Dârimî, "Rikâk", 80; Ahmed b. Hanbel, II, 274.)

Bir başka hadîste:

"(Allah) çocukların topu kavradığı gibi yeri kavrar".

İbn Abbâs'ın bir hadîsinde:

"Yedi gök ile yedi yer ve onlarda bulunanların Rahmân'ın elindeki durumları, sizden birinizin elinde bir hardal danesinin durumundan başka birşey değildir".

Eğer (tehayyüzle) "Allah'ın yaratılmışlardan ayrı, yani onlardan farklı ve onlara hulul etmemiş olduğunu (onların içinde olmamasını)" kastediyorsa, Ehl-i Sünnet imamlarının da dediği gibi:

Allah Te'âlâ göklerinin fevkinde, Arş'ının üstünde ve yaratılmışlardan ayrıdır.

 


Facebook beğen
 
Kur.an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
Kur'an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
Kur'an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
Kur'an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol