Kur'an ve Sünnet
   
 
  2.BÖLÜM

2.BÖLÜM

 

Eğer vasıta ile; menfaatları (faydaları) celb, zararları defetmek için mutlaka bir vasıtanın lâzım geleceği kastediliyorsa...

Mesela: Kulların rızıklandırılmasında, kendilerine imdad ve hidayet edilmesinde bir vasıtanın bulunması ve kulların bu menfaatleri böyle bir vasıtadan istemeleri ve ondan bunu ümit etmeleri gibi bir vasıtanın (lüzumu) olması murad ediliyorsa...

İşte böyle bir vasıta telakkisi en büyük bir şirktir. (Ki Yüce Allah müşrikleri de bundan dolayı kâfir ve müşrik saymıştır.)

Yüce Allah bu iddialarından ötürü hıristiyan ve Musevileri kafir saymıştır.

Şöyle ki; onlar Allah'dan başka kendilerine dost ve şefaatçılar ediniyorlar. O dost ve şefaatçıların vasıtası ile menfaatları celb, zararları defetmek istiyorlardı. Her ne kadar Allah (c.c)'ın izin verdiği insanların şefaat etmeleri hak ise de...

Şefaat hakkında Yüce Allah buyuruyor ki:

"Allah gökleri ve yeri ve bunların arasında olanları altı günde yaratan ve sonra arşa istiva edendir. Sizin O'ndan başka hiçbir (dostunuz) yariniz , Allah'tan başka hiçbir şefaatçiniz yoktur. Artık iyice düşünmez misiniz?" (Secde: 32/4)

"Rabbilerin (götürülüp) toplanacaklarından korkanları sen onunla (Kur'an'la) sakındır ki, onların O'ndan (Rabblerinden) başka ne bir (dostu) yari ne de bir şefaatçisi yoktur. (Senin bu inzarın) onların sakınmaları içindir" (En'am: 6/51)

"...(Kur'an ile) va'z et ki, hiçbir kimse kazandığı (günah) yüzünden helake sürüklenip atılmasın, ona (her bir nefse) Allah'tan başka ne bir (dost) yâr, ne de bir şefaatçi yoktur." (Enam: 70)

"De ki; O'nu (Allah'ı) bırakıp boş yere (İlâh veya Allah ile aranızda vasıta ve şefaatçi) zannettiklerinizi çağırın, onlar sizden herhangi bir sıkıntıyı gideremeyecekleri gibi, değiştiremezler de. Onların dua edip taptıkları da (Allah ile kendileri arasına vasıta olarak kabul edip, dua ve istimdat ederek yardım ve şefaatlarını istedikleri melekler, peygamberler ve salih kimseler de) hangisi Rabblerine daha yakın (olacak) diye vesile (derece yakınlığı) arayıp duruyorlar, onun rahmetini umuyorlar, onun azabından korkuyorlar, çünkü Rabbinin azabı korkunçtur." (İsra: 56-57)

"(Müşriklere) de ki, Allah'tan başka (ilâh veya Allah ile aranızda şefaatçi ve vasıta) zannettiklerinize (istediğiniz kadar yalvarın, istimdat edin), onların ne göklerde, ne yerde bir zerre miktarına bile güçleri yetmez. Onların buralarda (yerde, gökte) hiçbir ortaklığı olmadığı gibi O'nun (Allah'ın) da bunlardan bir yardımcısı yoktur, O'nun nezdinde kendisine izin verdiği kimselerden başkasının şefaati faide vermez." (Sebe: 22-23)

Selefden bir grup diyor ki:

"Bir kısım kavimler Hz. İsa, Hz. Üzeyr ve Meleklere dua edip onlardan istimdat ediyorlardı. Allahu Teâla bir çok ayetlerle, meleklerin ve peygamberlerin herhangi bir zararı kaldırmaya ve tebdil etmeye muktedir olmadıklarını, meleklerin de, peygamberlerin de Allah'a yaklaşmaya çalıştıklarını, onların da Allah'ın rahmetini umduklarını, azabından korktuklarını beyan buyurdu..."

"Beşerden hiçbir kimseye yakışmaz ki kendisine, kitabı, hükmü ve peygamberliği versin de sonra o insanlara "Allah'ı bırakıp da bana kul olun" desin, fakat "öğretmekte ve okuyup yazmakta olduğunuz kitap sayesinde Rabbaniler olun" (der). Sizin melekleri ve peygamberleri Rabler edinmenizi de emretmez, o, size, siz müslümanlar olduktan sonra hiç kâfirliği emreder mi?" (Âli İmran: 3/79-80)

 

Görülüyor ki, Yüce Allah melekleri ve peygamberleri "Rab" edinmenin küfür ve şirk olduğunu beyan etmektedir.

Öyleyse, her kim melekleri ve peygamberleri Allah ile kendileri arasında vasıtalar edinir;

Onlara dua ve tevekkül eder ve onlardan menfaat celbini ve zararların defini isterse;

Meselâ; onlardan günahların affını, kalplerin hidayete ermesini, sıkıntıların giderilmesini, yoksulluğun önlenmesini taleb eylerse, o kimse müslümanların icmaı ile kâfir olur.

 

Yüce Allah buyurmaktadır mealen:

"Çok esirgeyici Allah bir evlat edindi dediler. O'nun şanı bundan yücedir, münezzehdir. Hayır, evlat dedikleri sadece ikrama nail olmuş kullardır. Bunlar sözle asla O'nun önüne geçemezler. Onlar Allah'ın emriyle hareket ederler. Önlerindekini de arkalarındakilerini de o bilir. Bunlar O'nun korkusundan titreyenlerdir. Bunlar ki "ilah o değil benim derse" biz O'nu derhal cehennemle cezalandırırız. Biz o zalimleri de cezalandıracağız" (Enbiya: 21/26-29)

"Ne Mesih, ne en yakın melekler Allah'ın kulu olmaktan asla çekinmez. Kim O'na kulluktan çekinir ve kibirlenmek isterse, (düşünsün ki Allah) onların hepsini huzurunda toplayacaktır" (Nisa: 4/172)

"Dediler ki: Rahman (olan Allah) bir evlat edindi. Yemin ederim siz çok kötü bir söz söylediniz. Onlar O Rahman olan Allah'a evlat izafe ettikleri için, böyle bir sözden dolayı nerede ise gökler parçalanacak, yer yarılacak ve dağlar çöküp dağılacaktır. Halbuki o çok esirgeyen Allah için bir evlat edinmek asla yakıştırılacak bir iş değil. Göklerde ve yerde olan herkes, hiç istisnası olmamak üzere O Rahman olan Allah'a mutlak kul olarak gelecektir. Andolsun o bunları cemiyet olarak da saymış, ferd olarak da saymıştır. Her biri kıyamet günü O'na tek başına gelecektir" (Meryem: 19/88-93)

"Onlar Allah'ı bıkarıp kendilerine ne bir zarar ne de bir fayda vermeyecek olan şeylere bağlanırlar. Bir de, "bunlar Allah yanında bizim şefaatçılarımızdır" derler. De ki: "Siz Allah'a göklerde ve yerde bilmediği bir şeyden mi haber veriyorsunuz?" Haşa! O şirk koşmakta oldukları her şeyden çok uzaktır, çok yücedir" (Yunus: 10/18)

"Göklerde nice melek vardır ki, onların şefaaatları bile hiçbir işe yaramaz. Ancak o şefaat Allah'ın dileyeceği ve razı olacağı kimseler için vereceği izinden sonra olursa, o başka" (Necm: 53/26)

"Onun izni olmayan kimseye şefaatçi olan kimmiş?" (Bakara: 2/255)

"Eğer Allah sana bir zarar dokundurursa, onu kendinden başka hiç bir giderici yoktur. Eğer sana bir hayır da dilerse O'nun bu hayrını geri çevirici hiçbir kuvvet de yoktur" (Yunus: 10/107)

"Allah'ın insanlara açacağı herhangi bir rahmeti tutacak yoktur. Tutacağı bir şeyi de salıverecek yoktur" (Fatır: 35/2)

"De ki: "O halde bana haber verin. Allah bana herhangi bir zarar dilerse, sizin Allah'ı bırakıp da taptıklarınız O'nun bu zararım giderebilirler mi? Yahud Allah bana bir rahmet dilerse, onlar O'nun bu rahmetini geri çevirebilirler mi?" De ki: "Bana Allah yeter, güven ve dayanak arayanlar da ancak O'na güvenip dayanırlar" (Zümer: 39/38)

Bunlara benzer ayetler Kur'an-ı Kerim'de daha bir çoktur.


Facebook beğen
 
Kur.an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
Kur'an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
Kur'an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
Kur'an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol