Kur'an ve Sünnet
   
 
  Kandil Geçeleri
Sufiler kandil gecelerinde toplanıp zikir yapıyor, bazı mübarek gecelere mahsus namazlar kılınmasını tavsiye ediyorlar. Bunun dinde yeri var mıdır?
Bütün bunlar ashabın bilmediği şeylerdir. Mübarek gecelerde camilerde toplanmak bidattir. İrbaz (ra) dedi ki; “Rasulullah Sallallahu aleyhi ve sellem bize sabah namazını kıldırdı. Sonra bize döndü ve gözleri yaşartan, kalpleri ürperten etkili bir vaaz etti. Birisi dedi ki;
“Ey Allah’ın Rasulü! Sanki bu vaaz, veda eden bir kimsenin öğütleridir. Bizlere ne ahdediyorsunuz.?” Buyurdu ki;
“Size Allah’tan korkmanızı, Habeşi bir köle olsa dahi (idarecinizi) dinleyip itaat etmenizi vasiyet ederim. Sizden kim Benden sonra yaşarsa bir çok ihtilaflar görecektir. Bu yüzden sünnetime ve hidayete erdirilmiş raşid halifelerin sünnetine sarılmanız gereklidir. Ona azı dişlerinizle ısırır gibi sarılıp, bırakmayın, sizleri sonradan ortaya çıkmış işlerden sakındırırım. Şüphesiz her sonradan icad edilmiş şey bid’at tir. Her bid’at de cehennemdedir.”[1]
Uydurma namazlar:
Aliyul Kari der ki; “… haber verilen, hafta içinde kılınacak özel namazların hiçbiri sahih değildir. Mesela: Cum'a gecesi, her rek'atta 10 ihlas okumak suretiyle 12 rek'at namaz kılmak, ayrıca her rek'aktta 15 veya 50 (İza zülzile) okumak suretiyle iki rek'at kılmak, yine Cum'a günü, 2, 4 veya 12 re'kat namaz kılmak, Cuma'dan önce her rek'atında 50 ihlas okumak suretiyle 4 rek'at namaz kılmak. Aşure, Regaib, Receb ve Receb'in 27 sine mahsus namazlar, Şaban'ın 15 inde kılınan ve her rek'atında 10 ihlas okumak suretiyle 100 rek'at namaz rivayetlerinin hepsi batıl, aslı ve astarı olmayan şeylerdir. (Kutu'l-Kulub, İhya-ı Ulum, Sa'lebi, Şerhu'l-Evrad) gibi kitaplarda yazılı olmaları seni aldatmasın”
Başta Suyuti olmak üzere, hadis alimlerinin ittifakıyla bu namazlar uydurmadır.[2]
Receb-i şerifte kılınan namazlar hakkındaki bazı rivayetlerin mevzu olduklarında şüphe yoktur. Mesela:
1- "Receb-i şerifin ilk gecesinde, akşam namazını, müteakip 20 rek'at namaz kılan kimse, hesap görmeden Sırat'ı geçer."
2- "Receb'den bir gün oruç tutup, iki rek'at namaz kılan ve birinci rek'atında 100 Ayete'l-Kürsi, ikinci rek'aında 100 ihlas okuyan kimse, Cennet'teki yerini görmeden ölmez." rivayetleri hep uydurmadır.
Bu hususta doğruya en yakın olan, "Receb ayında oruç tutmaktan Resul-i Ekrem'in men ettiği..." hakkında İbn-i Mace'nin Sünen'indeki rivayetidir. Ben de derim ki: Resul-i Ekrem'in bu ayda oruçtan men etmesi, borç olduğuna inanarak oruç tutanlar içindir. Yoksa, Receb-i şerifte oruç tutmanın kerahetini bilen kimse için söylememiştir.
Şaban-ı Şerif'in 15 inci gecesinde kılınacak namazlara dair rivayetler de böyledir. Mesela:
"Ya Ali, Şaban'ın 15 inci gecesi bin ihlas okumak suretiyle 100 rek'at namaz kılan kimsenin, Allahu Teala o gece bütün dileklerini kabul eder ve kendisine birçok mükafatlar verir. Her hurinin etrafında 70 bin cariye ve gılman olduğu halde, kendisine 70 bin huri verir." ve devamla, "Anne ve babası 70 bin kişiye şefaat eder." şeklindeki rivayet gibi.
İlimden azıcık nasibi olanların bu gibi hezeyanlara kapılmayacaklarında şüphe yoktur. Bu gece ile ilgili namaz, Hicri 4 üncü asırdan sonra, Beyt-i Makdis'de icad edildi ve buna dair hadisler uyduruldu. (Hepsi yalan oldukları için onlar ile oyalanmayı lüzumsuz bulduk.)
Bu konuda bazı rivayetlerin Gunyetut Talibin adlı kitapta geçmesine aldanmamalıdır. Zira Allame Kannuci, Ebcedül Ulum’da der ki; “Bu uydurma rivayetleri Bağdatlılar, bu bidat namazları yerleştirebilmek için Abdulkadir Geylani’ye nisbet ederek onun Gunye adlı kitabına sokuşturdular.”[3]
1) MEVLİT KANDİLİ:
Birçok mevlid toplantıları münkerden, bid’atlardan ve İslam’a muhalif olan şeylerden uzak değildir. Çünkü bunu ne Rasulullah (Sallallahu Aleyhi Vesellem), ne ashab, ne tabiin, ne dört büyük imamlar ne de islamı en iyi bilen ve en iyi yaşayan asırlardan birinde hiçbir kimse yapmış değildir. Çünkü bunun şer’i bir delili yoktur. Mevlithanlar çoğu kez şirke düşecek sözler söylerler. Mesela arada sırada “Meded ya Rasulullah!” veya “Bizlere imdat kıl!” “Ya Rasulullah yalnız sanadır itimadımız!” “Ya Nebiyullah kaldır bizden sıkıntıyı!” gibi yalnız Allah’a dua edip isteneceği şeyleri Rasulullah’tan (Sallallahu Aleyhi Vesellem) isterler.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi Vesellem) bu sözlere şahit olsaydı büyük şirkle onların üzerine hükmederdi. Zira darlıkta olan imdadına giden, sıkıntıları gideren, kendisine dayanılıp imdat istenilen yalnız Allah (Celle Celaluhu)’dır.
İşte bu konuda ayet ve hadisler :
1. “Yahut dua ettiği zaman darda kalmışa kim yetişiyor da kötülüğü (onun üzerinden kaldırıp) açıyor.”(Neml, 62)
2. “De ki, doğrusu ben (kendi başıma) size ne zarar verme ne de fayda sağlama gücüne sahibim.(Cin, 21)
3. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi Vesellem) şöyle buyurdu: “(Manevi olarak) bir şey istediğin zaman Allah’tan iste! Yardım talep ettiğin zaman yine Allah’tan yardım talep et!”(Tirmizi, sahih ve hasendır)
Bir çok mevlidlerde Rasulullah (Sallallahu Aleyhi Vesellem) ‘in kendi hakkında söylenmesini yasakladığı aşırı övgüler yapılmaktadır. Oysa ki, Rasulullah (Sallallahu Aleyhi Vesellem) bu gibi aşırı övgüleri şu sözü ile yasaklamıştır:
“Hırıstiyanların Meryem oğlunu İsa (Aleyhi Selam) abarık sözlerle övdükleri gibi beni de öyle övmeyin. Ben ancak bir kulum, bana Allah’ın kulu ve Rasulu deyin.” (Buhari)
Düğün ve başka mevlitlerde Allah’ın; Muhammed’i kendi nurundan, bütün eşyayı da onun nurundan yarattığını zikretmektedir. Oysa ki, bunları şu ayetler yalanlamaktadır:
“De ki, ben ancak sizin gibi bir beşerim, bana vahyedildi ki, sizin ilahınız tek bir ilahtır.”(Kehf, 116)
Bilinen şu ki: Allah’ın Rasulu (Sallallahu Aleyhi Vesellem) bir ana-babadan yaratılmış olup Allah’ın vahyi ile şereflenmiş bir kuldur.
Ayrıca mevlit kitaplarında bütün alem Muhammed (Sallallahu Aleyhi Ve sellem)’in hatırası için yaratıldığı zikredilmektedir. Halbuki Kur’an bu iddiayı şu ayeti ile yalanlamaktadır:
“Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.”(Zariyat, 56)
(Yani alemin bir parçası olan cinler ve insanlar Muhammed (Sallallahu Aleyhi Ve sellem)’in şerefi için değil, Allah’a ibadet etmeleri için yaratılmışlardır.)
(Başka bir ayette de: “(Rasulum!) Biz seni ancak alemlere rahmet olarak gönderdik.” (Enbiya, 107) ifade edilmektedir. Bu Kur’an’ı haber de alemin Muhammed (Sallallahu Aleyhi Ve sellem) için değil, Muhammed (Sallallahu Aleyhi Ve sellem)’in alem için yaratıldığını açıkça beyan buyurmaktadır.)
Hırıstiyanlar Mesih’in ve aile efradlarını doğum günlerini bayram olarak kutlarlar. Müslümanların da nebinin veya bazı şahışların doğum günlerini kutlamaları hırıstiyanlardan esinlenme bir bid’at’tır. Oysa ki Rasulullah (Sallallahu Aleyhi Ve sellem) şöyle buyuruyor:
“Kim bir topluma kendini benzetirse onlardandır.” (Ebu Davud, sahihtir)
Çoğu kez mevlitlerde kadın, erkek karışık şekil bulunurlar ki, bu ayrıca islam’ın haram kıldığı bir davranıştır.
Ayrıca mevlit günlerinde yüz binlerce paralarla satın alınan rengarenk kağıtlar, kandiller biraz sonra yerlere atılarak ithal edildikleri kafir ülkelere para aşırmaktan başka hiç bir faydası yoktur. Halbuki, Allah’ın Rasulu (Sallallahu Aleyhi Ve sellem), boş yere malın harcanmasını yasaklamıştır.
Böylesi merasimlerde süslenip püslenme, yemek hazırlama ile geçirilen vakitler çoğu zaman namazın terkine bile müncer olmaktadır.
Mevlidin sonunda Rasulullah’ın huzura geldiği inancıyla ayağa kalkarlar ki, bu da uydurulmuş yalandan başka bir şey değildir.
Çünkü yüce Allah şöyle buyuruyor: “Onların (ölenlerin) gerisinde dirilecekleri güne kadar bir berzah (berzah dünya ile ahiret arasındaki engeldir) vardır.”(Mu’minun, 100)
Enes İbn Malik (rahimehullah) diyor ki: “Ashabın yanında Rasulullah’tan daha sevgili kimse yoktu, buna rağmen ashab onu gördükleri zaman hoşlanmayacağını bildikleri için Rasulullah’a kıyam etmezlerdi.”(Ahmed, Tirmizi sahihtir)
Bazıları şöyle derler: “Mevlitte biz Rasullah’ın siretini okuyoruz bu suç mudur?”
Gerçek şu ki, onlar Rasulullah’ın siretine ters düşen yalan ve iftiralar kabilinden şeyler okuyorlar. Hem onun siretini senede bir defa değil, her zaman okunmalıdır. Ayrıca Rasulun doğduğu Rabiyel evvel ayı, onun ölüm ayıdır da. Dolayısıyla sevinç ayı olmaktan çok, üzüntü ayı olmalıdır. (Ki, islamda ne kimsenin doğumu için kutlama, ne de ölümü için matem törenleri tertipleme yoktur.)
Rasulullah’ın doğum gecesini kutlayanlar çoğu kez gece yarısına kadar uykusuz kalmakta, ya sabah namazını terk ediyorlar, ya da en azından cemaatla kılmayı kaçırıyorlar.
İnsanların çoğunun mevlit merasimine önem vermesi, onun şeriata göre uygun olmasını ifade etmez. (Çünkü islam bir demokrasi dini değil ki, çokluk nerdeyse, hak da orada olsun. Bütün insanlar hakka karşı çıkmış olsa, onu benimseyen tek bir kimse bulunmasa dahi “hak” yine haktır ve gerçek olan odur.
Yüce Allah şöyle buyuruyor: “Yeryüzünde çoğunluğa uyarsan seni Allah’ın yolundan saptırırlar.”(En’am, 116)
Huzeyfe (radiallahu anhu) diyor ki: “Bütün bid’atlar sapıklıktır insanlar onu güzel görse de.”
Hasan el Basri (radiallahu anhu) de diyor ki: “Daha öncekiler arasında sünnet ehli azınlıkta idi, gelecekte de azınlıkta kalacaktır. Zira onlar nimet bolluğu zenginlik içinde şımarmış olanların arasına katılmadılar. Din adına ibadet uyduran bid’atçıların, bid’atlarına iştirak etmediler. Rableriyle karşılaşıncaya kadar İslam sünnetleri üzerinde hayatlarına devam etmeye sabrettiler. Ey müslümanlar sizlerde öyle olunuz.”[4]
2) REGAİP KANDİLİ:
Bu geceyi İhya etmek maksadıyla Recep ayının ilk Cuma gecesi yani akşamla yatsı arası kılınan on iki rek'atlık namazın ve bu gecenin fazileti hakkında dayanılan rivayet şudur:
Enes İbn Malik (radıyallahuanhu) Allah Rasulu (sallallahu aleyhi ve sellem'in şöyle dediğini rivayet eder:
"Recep ayında orucun faziletini zikrettikten sonra, devamla) "O ayda bulunan İlk Cuma gecesinden gafil olmayın. Çünkü o, meleklerin regaip diye isimlendirdikleri bir gecedir. Kim recep ayının ilk Perşembe gününü oruç tutar ve o günün, akşamla yatsı arası on İki rekat namaz kılarsa, (namazın keyfiyetini açıkladıktan sonra) Allah-u Teala o kimsenin günahlarını bağışlar"[5]
İbnu'l-Cevzi bu hadis hakkında şunları söyler: "Bu hadis Allah Rasulu (sallalahu aleyhi ve sellem) üzerine uydurmadır. Ali İbn Abdullah İbn Cahdami bu rivayetiyle ilim ehli tarafından itham olunup yalancı sayılmıştır. Şeyhimiz hafız Abdulvahhab'ı şöyle derken işittim: Bu hadisin ravileri meçhuldür. Ravilerle ilgili bütün kitaplarda onları aradım ve bulamadım".[6]
İbnu'l-Cevzi sözüne şöyle devam eder: "Bu hadisi uyduran kimse bid'atında çok aşırı gitmiştir. Çünkü bu namazı kılan kimse önce gündüz oruç tutacaktır. Belki de o günün gündüzü çok sıcaktır, oruçlu olunca da akşam namazına kadar haliyle yemek yeme imkanı bulamayacaktır akşam nama­zından sonra, bu namaz için uzun tesbihat sebebiyle kıyamda ve secdede duracak gayet eziyet çekmiş olacaktır. Ben doğrusu ramazan ve teravih namazlarına nazaran insanların bunda, nasıl izdihamlaştıklarını kıskandım. Bilakis bu namaz halk indinde diğerinden daha büyük ve değerlidir. Çünkü bu namazda diğer beş vakit namaza gelmeyenler hazır bulunuyor.[7]
Hafız Ebu'l-Hitab ise şunu söyler: "Regaib namazını uydurmakla ittiham edilen kimse Ali Ibn Abdillah İbn Cahdami'dir. Meçhul olan raviler üzerine uydurmuştur. Ki bunlar, kitapların hiçbirinde mevcut değildir.[8]
Hafız el-irakı şöyle der: "Rezin, kitabında bunu irad etmiştir. O uydurma bir hadistir"[9]
İmam Tartuşi şu sözünü ekler: "Receb ayındaki regaip namazı ise, Beyti'l-Makdis'de bizim bulunduğumuz yerde ancak h.448 senesinde ihdas (uydurulmuş) edilmiştir. Bundan Önce bu namazı ne gördük ve ne de duyduk".[10]
Görüldüğü gibi bu gecede mevlit okuma işi bu namaza nisbeten yeni sayılıp daha sonra uydurulmuştur.
3) Mİ'RAC KANDİLİ:
Recep ayının yirmi yedinci gecesidir. Sünnet ve Bid'atler kitabının yazarı (rh) recep ayındaki bid'atler bölümünde şunları söyler:
"Mi'rac kıssasını okuyup recep ayının yirmi yedinci gecesini kutlamak ve bazı insanların bu geceye has bazı zikir ye ibadette bulunmaları bid'attır. Recep, Şa'ban ve Ramazan aylarında okunan -gayrı sabît-dualar bid'at ve uydurmadır, şayet bunlarda bir hayır olmuş olsaydı bizden öncekiler bunda bizleri geçerlerdi.İsra, Mi'rac ve mezkur ayın ihyasına dair hiç bir delil kaim olmamıştır".[11]
Şeyhu'l-İslam İbn Teymiyye'de Recep ayının yirmi yedinci gecesi ile ilgili olan namaz hakkında şöyle der:
"Muteber alimlerin belirttiği gibi; İslam alimlerin ittifakıyla bu, (namaz) meşru değildir. Bu ancak cahil ve bid'atçı kimseden sudur eder,"[12]
Bu gecede de mevlit okumak adet halini almıştır. Böylelikle bir bid'ata diğer bir bid'at eklenmiş olunmaktadır.
4) BERAAT KANDİLİ:
Beraat Kandili ise Şaban ayının ortasında olan geceye denilmektedir. Bu gecenin faziletiyle ilgili bazı rivayetler gelmiştir. Örnek olarak bir kaçını zikredelim.
Hz. Ali (radiyallahu anh)'dan Allah Rasulu (sallallahu aleyhi ve sellem) şunu demiştir:
"Şaban ayının ortasında olan gece olunca, gecesini ihya eden gündüzünü de oruçlu geçirsin"[13]
İmam Busiri şöyle der: "Bu rivayetin senedinde İbnu Ebi Sebure vardır. Asıl ismi, Ebu Bekr İbn Abdillah İbn Muhammed İbn Ebi Seburedir. İmam Ahmed İbn Hanbel ve Yahya İbn Ma'İn; bu adamın hadis uyduran bir kimse olduğunu söylediler."[14]
Diğer bir rivayet ise şöyledir: Ebu Musa el-Eş'ari (radiyallahu anh)'dan Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle demiştir:
"Şaban'ın ortasında bulunan gecede Allah-u Teala mahlûkatına nazar eder. Müşrik ile cimri müstesna olmak üzere bütün mahlukatını affeder.[15]
İmam Busiri der ki: "Ebu Musa'ya ait hadisin senedi zayıftır. Bu da Abdullah bin ebi Lehi'a'nın zayıf oluşundandır. Birde Velid bin Müslim'in tedlis yapması söz konusudur.[16]
Yine başka bir rivayette de şöyledir: Hz.Aişe (radiyallahu anha)'dan; Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle demiştir:
"Bu gecede Adem oğlundan her doğacak ve ölecek olan yazılır. Ve yine bu gecede onların amelleri yükselir ve rızıkları iner".[17]
Hz. Aişe'nin Ebu Musa'nın rivayetine benzeyen başka bir hadisi daha vardır. İmam Beyhaki, iki rivayeti de Da'avat'ul-Kebir kitabında tahric ettikten sonra şöyle der:
"Bu hadisin isnadında ve öncekinde de meçhul olan kimseler vardır. Diğeri birine inzimam edilince biraz kuvvet kazanır."[18]
Bid'at İle İlgili eserinde bu rivayetleri serd eden Ebu Şame akabinde şunu söyler:
'Bu rivayetlerde hususi bir namazın beyanı yoktur. Ancak bu gecenin faziletini belirtmektedir. Geceyi ihya etmek ise bütün senenin gecelerinde olduğu gibi müstehabtır. Mahzur ve münker olan şey. bazı geceleri hususi bir keyfiyette hususi bir namazla tahsis etmek, Cuma, Bayram ve Teravih gibi ve bunu da islam’ın şiarından olan mezkur ibadetler gibi izhar etmektir.[19]
Ancak bu rivayetlerde zikrettiğimiz rivayetlerden hiç birisi sahih değildir.
BERAAT KANDİLİNDE KILINAN NAMAZ
Allame Ali ibn İbrahim bu namaz hakkında şöyle der: “Şaban ayının ortasında geceleyin kılmak üzere ihdas edilen (Uydurulan) onar defa ihlas suresi okumak suretiyle cemaatle kılınan Cuma ve Bayramlardan daha fazla önem verilen yüz rek'atlık elfiye namazına gelince, hakkında ancak ya zayıf ya da uydurma haber ve eser gelmiştir. Kut'ul-Kulub ve Ihyau Ulumu'd-Din sahiplerinin zikretmesine veya Salebi tefsirin kadir gecesi olduğunu söylemesine aldanma.'[20]
Hafız İraki Şöyle der: 'Beraat namazı hakkındaki hadis batıldır[21] İbnu'l-Cevzi de: 'Şüphesiz bu hadis uydurma" demektedir'[22]
Şeyhu'l-İslam ibnu Teymiyye de buna benzer söz söylemiştir.[23]
BU NAMAZIN ÇIKIŞ TARİHİ:
İmam Tartuşi şöyle anlatır: "Bana Ebu Muhammed el-Makdisi haber vererek dedi ki: Bu, bizde ilk olarak 448 h. senesinin evvelinde ihdas edilmiştir. Nablus şehrinde İbnu Ebi'l-Hamra adıyla tanınan birisi Beyt'ül-Makdis’e geldi Güzel tilaveti vardı, kalktı ve Mescidi Aksa’da Şaban ayının ortasında (15'inde) bulunan gecede namaz kıldı arkadan ona birisi uydu ondan sonra bir başkası daha sonra bir diğeri eklendi, neticede namazı bitirinceye kadar kalabalık bir cemaat oldu. Gelecek sene yine geldi ve arkasında birçok insan bu namazı kıldı. Mescide bu yayıldı. Böylelikle Mescidi Aksa'da ve insanlarının evlerinde bu namaz intişar etti. Daha sonra bir sünnetmiş gibi günümüze kadar bu namaz devam edegeldi.[24]
Nitekim aynı şekilde bu gecenin İhyası için camilerde mevlit okunmaktadır. Bunun sebebi ise şeytanın bu cahillere amellerini süslü ve meşru göstermesidir.
Bazı kimseler insanların manevi gıdalarını tıkadığımız İddiasıyla bu makaleyi hoş görmeyebilirler. Ancak bu gibi kardeşlerimize Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem)'in Hz. Aişe(radiyallahu anha)'dan gelen sahih bir hadisi şerifi hatırlatmak isteriz.
"Kim bizim üzerinde bulunmadığımız bir ameli işlerse, o amel merduttur'[25]
Binaenaleyh, sahih delillere dayanmayan herhangi bir amel manevi bir gıda değildir. Cenabı Hak cümlemize hakkı hak bilip ona tabi olmayı ve batılı da batıl bilip ondan kaçınmayı nasip eylesin ve bizleri kendi rızasına uyguna ameller İşlemeyi nasip ve müyesser kılsın.
1 Ahmed(4/126, 127) Ebu Davud(4607) Tirmizi(2815, 2816) İbni Mace(42,44) İbni Ebi Asım Es Sünne(1/29-30) İbni Hibban(1/104) İbni Abdil Berr Cami(2/222, 224) Hakim(1/65, 96, 97) Taberani(18/537-602, 617, 625) Beyhaki(10/114) Cem’ül Fevaid(127) Darimi(95) Tahavi Müşkil(1/85-87) Tayalisi(2615-16) Sahihtir.
[2] Aliyul Kari Esrarul Merfua(s.169) bkz. Fethul Bari(11/55) Tuhfetul Ahvezi(3/367) Nevevi Şerhu Müslim(8/20) Zehebi Mizan(5/172) Lisanul Mizan(2/403) Ebu Abdullah Razi Nakdul Menkul(1/82) Keşful Hafa(2/554-566)
[3] Ebcedil Ulum(2/349)
[4] Darimi(mukaddime 21)
[5] Ebu Şame el-Baisu Ala inkari'l-Bida'i ve'l-Havadisi s. 39-40
[6] Ebu Şame el-Baisu Ala inkari'l-Bida'i ve'l-Havadisi s.40 İbnu'l-Cevzi, el-Mevdu'at c.2 s. 125-126
[7] Ebu Şame el-Baisu Ala inkari'l-Bida'i ve'l-Havadisi s.30. İbnu'l-Cevzi. el-Mevdu'at c.2s. 127
[8] Ebu Şame el-Baisu Ala inkari'l-Bida'i ve'l-Havadisi s.40
[9] Şukayri, Es-Sunenu ve'l-Mubîede'at s. 140
[10] Tartuşi, El-Havadisu ve'l-Bid’a. S.133
[11] Şukayri, Es-Sunenu ve 'l-Mubtedi'at s.143
[12] Şukayri, Es-Sunenu ve 'l-Mubtede'at s.143
[13] ibn Mace(1388) Beyhaki, Fedailu'l-Evkat(24) Şuabu'l-İman(3542) İbnu'l-Cevzi, El-ilelu'l-Mutenahiye(2/71)
[14] Busiri, age c.2s.10
[15]Busayri, Misbahu'z-Zucace fi Zevaidi İbn Mace c.2 s. 10
[16] age c.2 s.11
[17] İmam Beyhaki, Ed-Da'avatu'l-Kebir el yazma)EbuŞame el-Baisu Ala inkari'l-Bida'i ve'l-Havadisi s. 35
[18] İmam Beyhaki, Ed-Da 'vatu'l-Kebir (el yazma)
[19] Ebu Şame el-Baişsu Ala inkari'l-Bida'i ve'l-Havadisi s. 35
[20] Muhanmed Tahir Bin Ali el-Hindi, Tezkiratil-Mevduat s.45
[21] Şukayri, Es-Sunenu ve'l-Mubtede'at s. 144
[22] ibnu'l-Cevzİ, el-Mevdu'at c.2 s. 127
[23] İktidau's-Sıtatu'l-Mustakim c. 2 s. 632,639
[24] Tartuşi, EI-Havadisu ve'l-Bida'u s. 132
[25] Buharı, Müslim

Facebook beğen
 
Kur.an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
Kur'an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
Kur'an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
Kur'an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol