Kur'an ve Sünnet
   
 
  Takva
     
 
 

بســـم الله الرحمن الرحيم

 

Takva

 

Bir defasında İbn Avn bir adamı yolcularken ona:

"Allah için takvalı ol! Çünkü takvalı kimse (Allah'tan başkasından) korkmaz." demiştir.

Zeyd b. Eslem ise der ki:

"Şöyle denir:  Kim Allahtan korkarsa, insanlar o kimseyi çirkin görseler dahi Allah onu insanlara sevdirir."

Sevrî ise İbn Ebi Zi'be şöyle demiştir:

"Allah' tan korkacak olursan, insanlara karşı bu sana yetecektir. Şayet insanlardan korkacak olursan, onlar Allah'a karşı senin için bir yardımda bulunamazlar."

Süleyman b. Davud der ki:

"İnsanlara verilenlerden bizlere de verildi. onlara verilmeyenlerden de...!

 Ve insanlara öğretilenlerden bizlere de öğretildi, onlara öğretilmeyenlerden de...!

Ancak şu var ki, gerek gizli ve gerekse açık durumlarda Allah için takvalı olmaktan; kızgın iken ve neşeliyken adaletli olmaktan ve fakirlikte ve zenginlik hâllerinde de iktisatlı olmaktan daha üstün bir şey bulamadık."

İmam Ahmed b. Hanbel'in "Zühd" adlı eserinde geçen kutsi bir hadis şöyledir:

"Hangi yaratılmış benden başkasına bağlılık gösterirse, o kimseden göklerin ve yerin sebeplerini koparırım. Artık benden istese bile ona bir şey vermem. Bana dua etse icabet etmem ve benden bağışlanma dilese onu bağışlamam. Hangi yaratılmış da benden başkasından istemezse gökleri ve yeri onun rızkı için amade ederim. Benden isterse ona veririm. Bana dua ederse icabet ederim ve benden bağışlanma dilerse onu bağışlarım."

("Zühd" adlı eserde bu hadisi bulamadım. Temmam bu hadisi "Fevaid" adlı kitapta ("er-Ravdu'l-Bessam", 1700) Kab b. Malik hadisinden tahriç etmiştir. Hadisin isnadında Yusuf b. Sefer bulunmaktadır. O'nun hakkında Tirmizî: "Hadisi metruk bir şahıstır." der. Bu hadisi Suyuti de "el-Camius-Sağir" adlı eserde belirtmiştir. "Feyzul Kadir", 2 / 71-72 adlı eserde belirtildiği gibi. Şöyle demiştir: Bunu İbn Asakir, Ka'b b. Malik'ten rivayet etmiştir. Münavi ise: "Firdevs'in eserinde bu hadisi ondan Deylemî rivayet etmiştir." der.)

     
 
 

بســـم الله الرحمن الرحيم

 

Güzel Ahlâk Takvadandır

 

Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem), Allah'a gösterilen takva ile güzel ahlakı bir çatı altında toplamıştır. Çünkü Allah için takvalı olmak kul ile Rabbi arasında olanlarda söz konusu iken, güzel ahlâklı olmak O'nunla mahlukatı arasında olanlarda söz konusudur.

Dolayısıyla Allah'tan korkup takvalı olmak, Allah'ı sevmeyi gerektirir. Güzel ahlâk ise, insanları, Allah'ı (c.c.) sevmeye çağırmaktadır.


     
 
 

بســـم الله الرحمن الرحيم

 

İbretler ve Hikmetler -3-

 

Kul ile Allah ve cennet arasında iki adımlık bir köprü vardır:

1. Kişinin, nefsine karşı adımı,

2. Mahlukata karşı adımı.

Kendisi ile insanlar arasında oluşan şeylerde nefsini dizginler. Kendisiyle Allah (c.c.) arasında oluşan şeylerde de insanları dizginler. İşte böylece ancak Allah'a delalet edene ve O'nun yoluna ulaştırana iltifat eder.

Sahabe de çok etkilenip bağırmışlar, nida etmişlerdir...

Şu ayete bakarak sen de öğüt al:

"İnsanların hesab (görme) zamanı yaklaştı. Onlar ise hâlâ gaflet içinde, yan çizip aldırmıyorlar." (Enbiya, 1)

Sahabenin de bu âyetten dolayı kalpleri korkuyla titremiş ve gözleri korku sebebiyle yaşlar boşaltmıştı:

"Kendi miktarlarınca sel olup aktılar." (Rad, 17)

Dünya, Ali b. Ebû Talib'e süslü görününce kendisi:

"Seni üç talakla boşadım. Artık sana dönmem." demiştir.

Sünnete uygun olarak bir defada da boşayabilirdi. Ancak o üçünü beraber zikredip boşadı. Bunu yapmasının nedeni; heva ve arzunun dönüş yapmasını caiz görmemesidir. Bununla beraber doğru dini ve selim tabiatı da ona hülle yapmamayı gösteriyordu. Nitekim "Allah hülle yapanı lanet etsin!" hadisinin bir ravisi de o olduğu hâlde onun üç defa boşadıktan sonra bir daha dönüş yapması nasıl mümkün olur ki?

Bu diyarda zevk-ü sefaya ait bir şey gördüğünde ve onu nefsine sokuverdiğinde şunu bilmelisin ki, artık seni etkileyip cezb edecek faktörler oluşmuş demektir. Öyleyse bunlar (meydana gelmeden) bunları tanı ve onlara bulaşmamanın yollarını araştır. Böyle yaptığın takdirde, bu faktörlerin içinde bulunmanla beraber, seni meşgul edecek olan bu faktörler sana zarar vermeyecektir.

Hakkın nuru güneşten daha parlak ve daha açıktır. Yarasalar bile uzaktan bir aydınlık sezseler oraya doğru yönelmeleri kaçınılmazdır. (Ya hakkı görmeyenlere ne demeli?!)

İşte hakkın yolu şek ve şüphelerden ve şehvetlerine tâbi olanlardan oldukça arınıktır. Bu yol, yakin ve sabır ehli için mamur bir yoldur ve onlar bu yoldaki işaretler gibidirler:

"Onların içinden, sabrettikleri zaman bizim emrimizle doğru yola ileten önderler yetiştirmiştik. Onlar, bizim âyetlerimize kesin bir şekilde inanıyorlardı." (Secde, 24)



Facebook beğen
 
Kur.an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
Kur'an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
Kur'an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
Kur'an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol