Kur'an ve Sünnet
   
 
  Diğer Müslümanların Kerametleri

بســـم الله الرحمن الرحيم

 

Diğer Müslümanların Kerametleri

 

Bir Müslüman kadın olan Zübeyre, sadece Allah için, Allah indinde tek hak din olan İslamı kabul ettiği ve kendisine Müslümanlıktan dönmesi için yapılan teklifi şiddetle reddettiği için, çeşitli işkence ve eziyetlere uğratılmıştı, bir yandan işkence edilirken, bir yandan kendisiyle alay ediliyordu:

“Onun gözüne Lat ve Uzza'nın nazarı değmiştir!”

Bu sözü duyan Zübeyre bas bas bağırmıştı işkence yerinden:

“Hayır, asla dediğiniz gibi değil!”

İşkence sırasında kör olan gözleri, böyle bir bağlılık gösterdiği için İslama, yüce Allah, bu kadının gözlerini eski haline döndürmüştü.

Erva binti Hakem, Said bin Zeyd'e iftirada bulunmuştu. Said bin Zeyd de, bu kadına şöyle beddua etmişti:

“Allah'ım, bu kadın madem ki bana iftirada bulunmuştur, onu kendi tarlasında helak et!”

Kadının gözleri kör olmuş ve gerçekten de kendi tarlasındaki bir çukura düşerek ölmüştür.

Ala bin Hazremi, Allah Resulünün Bahreyne'deki memuru idi. Bu kişinin duası makbuldü. Dua ederken de; “Ya Alil, Ya Halim, Ya Aliyy, Ya Azim” hitablarını kullanırdı.

Bir gün içecek ve abdest alacak suları kalmamıştı. Suyun bulunduğu yerde de, bulundukları mevkiden çok uzaklarda idi. Yüce Allah'a su için dua etti ve Allah da duasını kabul buyurup yanlarına su yolladı. Yine bir gün, geçmeleri gereken su çok geniş olduğu için atları geçemediler. O da Allah'a duada bulundu. Duadan sonra atlarını suya sürdüler ve hiçbir şey olmadan karşıya geçtiler. Atlarının eğerleri bile ıslanmamıştı. Bu zat, öldüğü zaman cesedini kimsenin görmesini istememişti. Gerçekten de onun kabrini hiç kimse bulamadı.

Ebu Müslim Havlani'de de buna benzer kerametler görülmüştür. Yanındaki askerle birlikte, Dicle'nin coşkun suları içinden orduyu karşıya geçirmiş ve sonra da dönüp askerlerine; “Herhangi bir eşyanız geçerken kaybolmuşsa söyleyin, Allah'a dua edeyim!” demiştir. Askerlerden biri; “Torbamı kaybettim!” diye maruzatta bulundu. Ebu Müslim “Düş arkama bakalım” diyerek, bir nesneye takılı torbasını ona gösterip “işte al torbanı!” diyerek göstermiş, asker de torbasını almıştır.

Esvedü'ül-ansi peygamberlik iddiasında bulunduğu zaman, Ebu Müslim'i çağırtmış ve ona; “Benim peygamberliğimi tastık ediyor musun?” diye sormuş; o da. “Hayır, tastik etmiyorum” diye cevaplamıştır. Bunun üzerine Esved; “Peki, Muhammed'in Allah'ın Resulü olduğunu kabul ediyor musun?” cevap vermiş Ebu Müslim: “Elbette ediyorum!”

Bu cevabı alan güçlü Esved gazaba gelmiş bir ateş yakılmasını ve Müslimin ateşin içine atılarak yakılmasını emretmiş adamlarına. Bu emri yerine getiren adamları, Müslimi, ateşin içinde namaz kılarken gördüler. Hiçbir şey olmuyormuş gibi...

Ebu Müslim, Allah Resulünün vefatından sonra Medine'ye gelmişti. Hz. Ömer onu, kendisiyle Hz. Ebu bekir arasına oturtmuştu. Ebu Bekir şöyle söylemişti hazır bulunanlara:

“Allah'a hamdolsun. Ömrüm sona ermeden, Allah'ın Resulü Muhammed'in ümmetinden, İbrahim Halilullah gibi, ateşe atılıp da kurtulan birini görmeyi bana nasip etti.”

Bir keresinde Ebu Müslimin yiyeceğine cariyesi zehir karıştırmıştı. Ebu Müslim bu zehirli çorbayı içtiği halde ona bir şey olmamıştı.

Ebu Müslimin karısını birisi tahrik etmiş ve kandırmıştı. Ebu Müslim bu tahrikçi kadına beddua etti, kadının gözleri görmez oldu. Bu kadın meseleyi anlayınca tevbe etti ve Ebu Müslim'den özür diledi. O da, kadın için hayır duada bulundu ve yüce Allah kadının gözlerini eski haline döndürdü.

Amir bin Abdil Kays, bağışta bulunmak üzere yanına bir iki bin dirhem para alır, karşılaştığı her dilenciye sadaka dağıtırdı. Eve döndüğünde parasında bir eksiklik bulunmazdı.

Bu zat bir gün yolda giderken bir grup insanla karşılaştı. Bu grup, önlerine çıkmış bir aslandan korkmuş ve yerinden kımıldayamıyordu. Amir aslanın yanına yaklaştı, sonra da üzerine sıçrayıp oturdu:

“Ey aslan! Sen, Allah'ın mahluklarından birisin? Ben de, Allah'dan başkasından korkmaktan utanırım, Allah'a karşı mahcup olurum!”

Grup aslanın tehdidinden kurtulmuştu tabii.

Bir kış gününde abdest almak konusunda kolaylık ihsan etmesi için Allah'a duada bulunmuştu. Allah da ona sıcak su göndermişti.

Hasan Basri Haccac-ı zalimden kurtulmak için saklanmıştı. Kendisini arayanlar, saklandığı yere tam altı kere girdiler fakat göremediler. Çünkü o, Allah'tan, görmemeleri için duada bulunmuştu.

Bu büyük alim ve fazıl kişi, hâricilerden kendisine eza eden birisi hakkında, bedduada bulunmuştu. Adam tepesinin üstüne düşerek can verdi.

Sulle bin Üşeym'in bir savaş sırasında atı ölmüştü. Bunun üzerine;

“Ey benim Rabbim! Beni kimselere muhtaç etme!” diyerek dua etti. Bunun üzerine şanı yüce Allah da onun atını diriltti. Eve geldiğinde de, çocuğuna;

“Oğlum bu atın eğerini çabucak söküp al, çünkü bu at bana emanettir” diye ihtarda bulundu. Oğlu attan eğeri alınca da, at hemen olduğu yere yığılıp kaldı.

Bir gün çok acıkmış ve yiyecek bir şey de bulamamıştı. Allah'a açlığını gidermesi için duada bulundu ve o an arkasına bir ipek bez içinde hurma düştü. Hurmayı alıp yedi, ipek bezi de ömrünün sonuna kadar sakladı.

Bir gün meşeliklerin yanında namaz kılarken, yanıma bir aslan sokuldu. Namazını selam verip bitirdikten sonra;

“Haydi, rızkını başka yerlerde ara” diye seslendi aslana. Aslan bu sesi duyunca, kükreye kükreye oradan uzaklaştı.

Said bin Müseyyeb, sıcak günlerden birinde,cemaat dağıldıktan sonra, Allah Resulünün mescidinde tek başına kalır ve efendimizin kabri şeriflerinden gelen ezan seslerini dinlerdi.

Yemenli Nehai'nin yolda bir eşeği ölmüştü. Arkadaşları ona:

“Ver mallarını bizim hayvanlara taksim edip götürelim” diyerek yardım teklifinde bulunmuşlardı. Buna mukabil o:

“Biraz sabredin, bana müsaade edin” diyerek cevap vermişti. Sonra da, abdes alıp iki rekat namaz kıldı. Namazda Allah'a dua etti. Bu duadan sonra yüce Allah onun eşeğini diriltti ve o da eşyalarını yeniden eşeğine yükleyerek yoluna devam etti.

Veysel Karani vefat ettiği zaman, elbisesinin arasında kefenini hazır buldular. Halbuki ise daha önce onun yanında böyle bir şey bulunmuyordu. Onu defnedecekleri zaman, mezarını bir kayanın içinde hazır buldular. Bu büyük insanı işte bu kefenle ve hazır olan bu mezara defnettiler...

Amr bin Ukbe bin Ferkat, sıcak bir günde açıklık yerde namaz kılarken bir buluk üzerine gelerek ona gölge yaptı.

Amr, binit devesi karşılığında savaşlara katılan gazilerin develerine çobanlık yapardı. Çobanlık yaparken vahşi hayvanlar ona çobanlıkta yardımcı olurlardı, hayvanları korurlardı.

Mütarrif bin Abdullah bin Süher tesbih çektiği zamanlar, aynası onunla birlikte tesbih çekerdi. Arkadaşlarıyla gece yürüyüşüne çıktıklarında belindeki kılıcın bir tarafı parlar ve yollarını aydınlatırdı.

Ahnef bin Kays'ın cenazesi defnedilirken, cenazede bulunanlardan birinin başındaki serpuş kabre düşmüştü. Adam serpuşunu almak için kabre girdiğinde, mezarın alabildiğine genişlediğini görmüştü.

İbrahim et-Teymi bazen bir, bazen de iki ay hiçbir şey yemezdi. Ailesinin nafakasını temin etmek için başka yerlere gider fakat hiçbir şey temin edemeden geri dönerdi. Böyle günlerden birinde, bir kum yığınına sokulup mendiline kum doldurmuş ve evine getirmişti. Evinde mendilini açtıkları zaman içinin kırmızı buğday dolu olduğunu gördüler. İbrahim bu kumdan oluşan buğday tohumunu toprağa ekmiş ve sonuçta çok verimli bir ekin oluşmuştur.

Gulam, yüce Allah'tan duasında üç şey istemişti:

Güzel bir ses, yüceltilmiş bir gözyaşı ve külfetsiz bir geçim. Bu duası da kabul edilmişti. Kur'an okurken hem kendi tatlı tatlı ağlar, hem de dinleyenleri ağlatırdı. Odasına girdiği zaman yiyeceklerini hazır bulur, bu yiyeceklerin nereden geldiğini kendisi de bilmezdi.

Abdülvahid bin Zeyd bir gün hastalanmıştı. Felç olmuştu. Abdest alabilmek için, abdest alma uzuvlarının açılmasına dua etmiş. Gerçekten de abdest alma zamanlarında azalan çözülmüş ve o da rahat rahat abdestini almıştır.

Bir konu hakkında yazmaya çalışırsak, çok geniş yerler tutar. Allah dostlarının kerametleri hakkında bir başka kitapta geniş malumatlar ve örnekler vermiştik.


Facebook beğen
 
Kur.an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
Kur'an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
Kur'an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
Kur'an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol