Kur'an ve Sünnet
   
 
  Bakıllânî'nin görüşü:

Bakıllânî'nin görüşü:

Kadı Ebû Bekr Muhammed b. et-Tayyib el-Bakillânî, -ki Eş'ari'ye müntesip kelâmcıların en üstünüdür. Ne kendisinden önce, ne de sonra E ş ' a r î' ye müntesipler arasında ondan faziletlisi yoktur- te'lif ettiği «el-İbâne» isimli kitabında şöyle demektedir: Biri çıkıp Allah'ın yüzü ve eli bulunduğuna dair deliliniz nedir? diye soracak olursa, kendisine denilir ki: Yüce Allah'ın: «Yalnız Rabbinin, celâl ve ikram sahibi yüzü baki kalacaktır»(253). «(Rabbin ona) dedi ki: Ey İblis, iki elimle yarattığıma secde etmekten seni alıkoyan nedir?»(254) sözleridir. Yüce Allah bu sözlerde kendi hakkında yüz ve eli isbat etmektedir. Eğer o kişi: Yüz ve el ancak organ oldukları takdirde onları aklede bildiğine göre niçin Allah'ın yüz ve elinin birer organ olduklarını reddediyorsunuz? diyecek olursa, deriz ki: Bu caiz değildir; tıpkı diri, âlim ve kadir birini ancak cisim olduğu takdirde akletmemizden hareketle, nasıl ki biz de, siz de, Allah'ın cisim olduğuna hükmetmiyorsak Allah'ın yüz ve elinin organ olduklarına hükmetmemiz gerekmez. Yine biz de, siz de, çevremizde bir şeyin bizatihi var olması için mutlaka cevher olması gerektiğini müşahede etmemize rağmen, bizatihi var olan her şeyin mutlaka cevher olması gerekmez. Allah'ın ilminin, hayatının, kelâm ve duymasının, görmesi ve sair sıfatlarının araz olmaları gerektiğini, çünkü gördükleri her şeyin böyle olduğunu iddia edecek olurlarsa, kendilerine verilecek cevap yine aynıdır.
Bakillâni yine şöyle demektedir: Eğer, siz Allah'ın her yerde olduğunu mu söylüyorsunuz derse, hâşâ, denilir, aksine Allah Arş'a istiva etmiştir. Nitekim O, Kitab'ında şöyle buyurmaktadır: «O Rahman, Arş'a istiva etmiştir»(255) Yine şöyle buyurmaktadır-. «Güzel söz O'na çıkar, iyi amel onu yükseltir»(256). «Gökte olanın, sizi yere batırmayacağından emin misiniz? Birden o sallanmaya başlar(257). Eğer Allah her yerde olsaydı, hâşâ insanın karnında, ağzında, çöplükte ve ağza alınmayacak bilmem nerelerde de olması gerekirdi. Yine yarattığı yerler arttıkça artması ve eksildikçe de eksilmesi gerekirdi. O zaman dua ettiğimizde yere doğru, arkamıza sağımıza, solumuza doğru yönelmemiz gerekirdi. Oysa müslümanlar, bunun hilâfına icmâ etmiş ve böyle diyen biri çıktığında onu hatalı görmüşlerdir.
Aynı eserinde Bakillani, yine şöyle demektedir: Allah'ın ezelden ebede muttasıf bulunduğu zâti sıfatları: Hayat, ilim, kudret, semi, basar, kelâm, irade, beka, yüz, iki göz, iki el, gazab ve rıza sıfatlandır.
Bakillani, «et-Temhid» isimli kitabında da pek çok şey söylemektedir. -Ancak söz konusu kitabı şu anda yanımda değildir-. Gerçi Kur'an sünnet ve seleften nakledilenler bize yeter, ama dileyen gerek B a k 111 â n î, gerek diğer kelâmcılarm bu konulardaki pek çok sözlerini bulabilir.
 

Dip Notlar:
253) 55 Rahman, 27
254) 38 Sâd, 75
255) 20 Tâha, 5
256) 35 Fâtır 10
257) 67 Mülk, 16


Facebook beğen
 
Kur.an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
Kur'an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
Kur'an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
Kur'an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol