Kur'an ve Sünnet
   
 
  Diğer Selef Ulemasının Sözleri :

Diğer Selef Ulemasının Sözleri :

Rivayet edildiğine göre, Yahya b. Mu âz er-Râzi şöyle demiştir: «Allah Arşı üzeredir, mahlûkatından ayrıdır. İlmiyle her-şeyi kuşatmış, herşeyi sayıp dökmüştür. Bu hususta geri. aptal, helakte ve şüphe içinde olan cehmîlerden başka kimse şüphe etmez. Onlar Allah'ı mahlûkatı ile mezceder, karıştırırlar, O'nun zatını pisliklerin, kokuşmuş şeylerin içinde düşünürler».
Îbnü'l-Medinî' den rivayet edilmiştir. Cemaat ehlinin mezhebi kendisine sorulunca dedi ki: Rü'yete ve kelâma (Allah'ın görülmesi ve konuşmasına), Allah'ın göklerin üstünde. Arşı üzere istiva etmiş olduğuna inanırlar. Arkasından, «üç kişi gizli konuşsa mutlaka dördüncüleri O'dur»(85) âyet-i kerimesi soruldu. Dedi ki: Â.yetin öncesi olan, «Göklerde ve yerde olanları Allah'ın bildiğini görmüyor musun?» kısmını oku».
Ebû îsâ el-Tirmizi'den rivayet edilmiştir. Dedi ki: O, kitab'ında vasfettiği gibi Arşı üzeredir. İlmi, kudreti ve saltanatı ise her yerde».
Ebû Zur'a er-Râzi'den rivayet edilmiştir. "Rahman Arş üzere istiva etti» âyeti sorulunca dedi ki: Bunun tefsiri okunduğu gibidir, yani O, Arş üzeredir, ilmi ise her yerdedir. Kim başka birşey söylerse Allah'ın laneti onun üzerine olsun».
Ebû Hami d el-İsferâini'nin ashabından Hafız Ebu'l-Kasım el-Lâlekâi el-Taberi, meşhur kitabı Usûlü's-Sünne'de kendi isnadı ile, Ebû Hanife' nin talebesi Muhammed b. el-Ha-sen'den rivayet etmiştir. Demiş ki: Doğudan batıya tüm fakih (müctehid)ler, Kur'ân'a ve Resûlullah (s a.v.)'den sika raviler vasıtasıyla gelen tüm hadislere, Rabbimizin bu ikisinde geçen tüm sıfatlarına tefsirsiz, tavsifsiz ve teşbihsiz olarak iman edileceği hususunda ittifak etmişlerdir. Bugün kim onlardan birşeyi tefsir ederse Peygamber (s.a.v.)'in yolundan çıkmış, cemaatten ayrılmış olur. Çünkü onlar bunları ne nitelediler ve ne de tefsir ettiler. Ancak Kitab ve Sün-nefte olanlarla olduğu gibi fetva verip sustular. Öyleyse kim. C e h m ' in söylediklerini söylerse cemâatten ayrılmış olur. Çünkü o, Allah'ı hiçbir aslı olmayan sıfatlarla nitelemiştir.
Muhammed b. Hasan ilmini Ebû Hanife ve Mâlik ile, bu iki zatın tabakasındaki âlimlerden almıştır. Bize, bunların icmâını aktarmıştır. Ayrıca Cehmiyye'nin Allah'ı genellikle veya daima selbî (olumsuz) şeylerle nitelediklerini (meselâ, «Allah şöyle olmaz, böyle olmaz» dediklerini) haber vermiştir. O, «tefsirsiz olarak» sözü ile sahabe ve tabiinin yaptığı gibi sıfatları isbat etmenin aksine, onları tefsir etme bid'atını çıkaran ta'tilci (inkarcı) Cehmiyye'nin tefsirini kaydetmektedir.
Beyhaki ve başkası Ebû Ubeyd el-Kasım b. Sellâm 'dan sahih bir senet ile rivayet ettiler. Ebû Ubeyd dedi ki: «Rabbimiz kulun ümit kesişine ve halinin yakında değişeceğine (bakar da) güler»(86), »Şüphesiz cehennem dolmaz, ta ki Rabbin ayağını ona koyar»(87), «Kürsî iki ayağını koyduğu yerdedir» gibi hadislerle, rü'yetle ilgili hadisler, bizim yanımızda hep haktır, sika âlimler bunları birbirlerinden rivayet etmişlerdir. Şu kadar var ki, bize onların tefsiri sorulsa tefsir etmeyiz, onları tefsir eden birine de ulaşmadık».
Ebû Ubeyd dört imamdan -diğerleri Şafiî, Ahmed, Islı â k- biridir ve fıkıh, lügat, te'vil ilimlerinde anlatmaya gerek olmayacak ölçüde şöhrete sahiptir. Fitnelerin ve nevaların çoğaldığı bir zamanda yaşadı. Görüldüğü gibi âlimlerden bu sıfatları tefsir eden, yani Cehmiyye'nin tefsir ettiği gibi tefsir eden hiçbir kişiye ulaşmadığını bize bildirmiştir.
Lâlekâî ve Beyhakî kendi senetleri ile Abdullah b. el-Mübârek'ten rivayet etmişlerdir: Bir adam ona seslenerek, «Ey E b â Abdirrahman» demiş, «benim, Rabbimizi vasfetmek hoşuma gitmiyor». Abdillâh b. el-Mübârek: «Ben de, bu konu hiç hoşuna gitmeyen biriyim, ama Kitab ne söylerse onu söyleyeceğiz, eserlerde1 (hadis, sahabi sözleri v.s.) birşey gelirse onu söyleme cesaretimiz olur» dedi. Veya bu anlamda birşey söyledi.
Îbnû'l-Mübârek, «Kitab ve eserler (haberler)den bize bir şey ulaşmadıkça biz Allah'ı tutup kendi kafamıza göre anlatmaktan hoşlanmayız» demek istemektedir.
Abdullah b. Ahmed ve başkası sahih senetlerle, yine İbnü'1-Mübârek'ten rivayet etmişlerdir. Ona: «Rabbimizi ne ile tanıyacağız» denilmişti. Dedi ki: «Göklerin üstünde, Arşı üzere ve mahlukatından ayrı olarak bileceğiz. Cehmiyye'nin dediği gibi, işte burada yeryüzünde demeyeceğiz. Zaten îmam Ahmed ve başkaları da böyle söylemişlerdir».
Sahih bir senetle imam Süleyman b. Harb' den rivayet edilmiştir: »Hammâd b. Zeyd'i işittim, Cehmiyye'yi andı ve dedi ki: Bunlar gökte ille bir şey olmadığını söylemeye çalışıyorlar».
İbn Ebi Hatim, «er-Reddü alâ'l-Cehmiyye» isimli kitabında îmam Ahmed'in şeyhlerinden ve Basra'lıların ilmen ve dinen imamı olan Said b. Âmir ez-Zabuî'den rivayet etmiştir. Bu zatın yanında Cehmiyye anılmış, demiş ki: «Onlar yahudi ve hıristiyanlardan daha kötü söz söylüyorlar. Halbuki yahudiler, hıristiyanlar ve diğer din sahipleri Allah'ın Arş üzere olduğunda müslümanlarla ittifak halindedirler. Bunlar ise «Allah hiçbir şey üzere değil- diyorlar».
İmamlar imamı Muhammed b. İshâk İbn Huzeyme der ki: «Kim Allah göklerin üstünde, Arşı üzere ve mahlûkatından ayrıdır demezse tevbe etmesini istemek vaciptir. Tevbe ederse ne âlâ, etmezse boynu vurulur ve ehl-i kıblenin de, zimmilerin de rahatsız olmaması için çöplüğe atılır». Hakim, bunu ondan sahih bir senetle rivayet etmiştir.
İmam Ahmed'in oğlu Abdullah kendi senedi ile, Şafii' nin ve Ahmed'in şeyhlerinin tabakasından olan ve Vâsıt ehlinin imamı Abbâd b. el-Avvâm el-Vâsıtî'den rivayet etmiştir. Demiş ki: «Bişr el-Müreysî ve Bişr'in ashabı ile konuştum. Gördüm ki en sonunda «gökte hiçbir şey yoktur» diyorlar».
Meşhur imam Abdurrahman b. Mehdi diyor ki: «Hevâ sahipleri içinde Cehm'in ashabından daha kötü olanı yoktur. Dönüp dolaşıp «gökte hiçbir şey yoktur» diyorlar. Allah'a yemin ederim ki, ben onlarla nikâh yapılmayacağı, miras alışverişi edilemeyeceği görüşündeyim».
Abdurrahman b. Ebî Hatim, er-Reddü alâ'l-Cehmiyye adlı kitabında, Abdurrahman ibn Mehdî'den rivayet etmiştir. Demiş ki: «Cehm'in ashabı, Allah Mûsâ ile konuşmamıştır, gökte hiçbir şey yoktur, Allah Arş üzere değildir, demek istiyorlar. Benim görüşüme göre onlar tevbeye davet olunurlar, tevbe ederlerse ne âlâ, değilse öldürülürler.
A s m â î dedi ki: «Cehm'in karısı gelip debbağların yanına oturdu. Bir adam onun yanında «Allah Arşı üzeredir» dedi. Kadın «mahdut birşey mahdut birşeyin üzerinde» dedi. Bunun üzerine Asmâî dedi ki: Bu sözünle kâfir oldun».
Ahmed'in, Buhâri'nin ve bu iki imamın tabakasının şeyhi olan Asım b. Ali b. Asım' dan. Demiş ki: «Bir cehmi ile münazara ettim, sözlerinden anladım ki, gökte bir Rabb bulunduğuna iman etmiyor».
îmam Ahmed b. Hanbel eş-Şeybanî rivayet eder ve der ki: «Bize Süreye b. en-Nu'man haber verdi ve dedi ki: Mâlik b. Enes'i işittim, şöyle diyordu: «Allah, göktedir, ilmi ise her yerde, ilminin olmadığı bir yer yoktur».
Şafiî dedi ki: «Ebû Bekir Sıddık (r.a.)'ın halifeliği haktır, buna Allah gökte hükmetmiş ve kullarının kalbini bu hak üzere birleştirmiştir.»
Enes b. Mâlik' ten gelen sahih bir hadiste geçer. Dedi ki: »Zeyneb, Peygamber (s.a.v.)'in diğer hanımlarına karşı iftihar eder ve der ki: Sizi, aileleriniz evlendirdi, beni ise göklerin üstünden Allah evlendirdi»(88). Onun bu sözü Şafiî'nin sözü gibidir.
Ebû Hanife'nin öğrencilerinden Ebû Yûsuf'un kıssası da meşhurdur: Bişr el-Müreysî'yi Allah'ın Arş'ın üstünde olmasını inkâr ettiği için (89) tevbeye davet etmiş, ancak adam kaçmıştı». Bu kıssayı İbn E b i Hâ tem ve başkası zikretmişlerdir.


Dip Notlar:
85) 58, Mücâdele, 7
86) îbn Mâce, Mukaddime, 13; îbn Hanbel, IV/11, 12, 13
87) Buhâri, Tevhid, 7; Müslim, Cennet, 38
88) Buhâri, Tevhid, 22; Tirmizî, Tefsir, 33/16
89) Bir nüshada «sıfatları inkâr edip Cehm'in sözlerini söylediği» şeklindedir.
ibn Teymiye Külliyatı: 7 — F.: 4


Facebook beğen
 
Kur.an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
Kur'an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
Kur'an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
Kur'an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol