Allah'tan yardım ve destek isteyerek, muvaffakiyet vermesini ve doğrudan ayırmamasını dileyerek -ki Allah'ın hidayet ettiğini saptıracak, O'nun (c.c.) saptırdığına hidayet edecek, verdiğini engelleyecek, engellediğine verecek hiçbir güç yoktur-diyoruz ki:
Şirk iki çeşittir:
1 - Biri mâbûd (kendine kulluk / ibadet edilen) Allah'ın zatı isimleri, sıfatları ve filleriyle ilintili şirk.
2 - Diğeri O'na kulluk / ibadet ederken, O'nunla muamele esnasında yapılan şirk.
Bu kişi Allah'ın zâtında da, sıfatlarında da , fiillerinde de hiçbir ortağının bulunmadığına inanmasına rağmen Allah'la muamelesine şirk katar.
Birinci tür şirk iki çeşittir;
Birisi: İptal inkar şirki:
Bu en çirkin şirk türüdür. Firavun'un "Âlemlerin Rabbi kim?" (Şuarâ, 23) derken ki şirki bu tür bir şirktir. Yüce Allah O'nun Haman'a şöyle dediğini haber verir:
"Firavun dedi ki: Ey Hâmân! bana yüksek bir kule yap da o sebeplere yollara erişeyim. (Yani) göklerin yollarına (erişeyim) de Musa'nın tanrısına çıkıp bakayım. Çünkü ben onu hakikaten yalancı sanıyorum." (Mü'min, 36-37)
Şirk ve ta'tîl yani iptal birbirini gerektiren, birbirinden ayrılmaz şeylerdir; çünkü her müşrik iptalci, her ta'tîlci müşriktir.
Ancak şirk tatilin inkarın aslına inanmayı zorunlu kılmaz.
Bilakis müşrik:
Yüce Yaradanı ve sıfatlarını kabul eder, ancak o tevhidin hakkını iptal inkar (ta'tîl) eder, ona riayet etmez.