Kur'an ve Sünnet
   
 
  DUA ve ZİKİR

Yüce Allah şöyle buyuruyor

"Ey iman edenler, Allah'tan korkun ve sözü doğru söyleyin. Ki (Allah) işlerinizi iyiye götürsün ve günahla­rınızı yarlığasın. Kim Allah'a ve Rasulü'ne itaat ederse, muhakkak ki en büyük kurtuluşla kurtulmuştur

 (Ahaab: 33/70-71)

"Kim, ululanmak hevesine düşerse (bilin ki) bütün ululuk Allah'ındır. Güzel kelimeler (kelimu't-tayyib), ancak O'na yükselir. Güzel kelimeleri de iyi amel (ve ha­reket) yükseltir. [Fatır-35-10]

"Siz beni (kalp, dil ve bütün uzuvlarla) anın, ben de si­zi (sevap ile, mağfiretle) anayım. Bir de bana şükredin, ba­na nankörlük etmeyin." [Bakara-2-152]

"Ey iman edenler, Allah'ı çok zikredin." [Ahzap-33-41]

"Onlar, ayakta iken, otururken, yanları üzerinde (ya­tar) iken, Allah'ı hatırlayıp anarlar, göklerin ve yerin ya­ratılışı hakkında inceden inceye düşünürler ve şöyle derler: "Ey Rabbimiz, sen bunları boşuna yaratmadın. Sen (bundan) pak ve münezzehsin. Bizi, ateşin azabından koru. [Ali-İmran-3-191]

"Ey iman edenler, bir (düşman) topluluğa çattığınız za­man sebat edin ve Allah'ı çok anın. Ta ki umduğunuza kavuşasınız. [Enfal-8-45]

"Menasikinizi (hacca ait ibadetlerinizi) bitirince, (ca-hiliyede) atalarınızı (böbürlenerek) andığınız gibi, hatta kuvvetli bir anışla Allah'ı anın. Artık o insanlardan ki­mi, "Ey Rabbimiz, bize (nasibimizi) dünyada ver" der, ki onun ahirette nasibi yoktur. [Münafikun-63-9]

"Öyle adamlar vardır ki, onları ne bir ticaret, ne bir alışveriş Allah'ı zikretmekten, dosdoğru namaz kılmaktan, zekatı vermekten alıkoymaz. Onlar, kalplerin ve gözlerin (dehşetle) döneceği günden korkarlar." [Nur-24.37]

"Rabbini, içinden, yalvar arak ve korkarak, yüksek ol­mayan bir sesle sabah ve akşam an. Gafillerden olma."

[Araf -7-205][1][1]

 

Zikrin Fazileti

 

1- Ebu'd-Derda'dan rivayet olunduğuna göre, şöyle de­miştir: "Allah Rasulü, şöyle buyurdu:

"Size, yaptığınız amellerin en hayırlısını, melikiniz (Allah) katında en temiz olanını, sizi derece bakımından en çok yüce yükseltenini, sizin için altın ve gümüş infak etmekten daha hayırlı olanını, sizin için diişjnanlarmız-la karşılaşmaktan, onların boynunu vurmakltan ve onla­rın da sizin boynunuzu vurmasından daha hayırlı olanı­nı haber vereyim mi?" Sahabilar:

"Evet, ey Allah'ın Rasulü" dediler. Allah Rasulü: Allah'ı anmak (zikrullah)" buyurdu.[2][2]

 

2- Ebu Hureyre'den rivayet olunduğuna gö»re, şöyle de­miştir: Nebi şöyle buyurdu:

"Müferridler (öne) geçtiler." Ashab: "Müferridler kimlerdir, ey Allah'ın Rasulü?" diye sordu­lar. Nebi (s.a.v.) şöyle buyurdu:

"Allah'ı çok zikreden erkekler ve kadınllar. [3][3]

 

3-  Abdullah b. Büsr'den rivayet olunduğıuna göre, bir adam:

"Ey Allah'ın Rasulü, üzerimde, iman prensipleri pek fazladır. Bana, öyle bir şeyi haber ver ki, onai sımsıkı tutu-nayım" dedi. Nebi (s.a.v.) şöyle buyurdu:

"Dilini, yüce Allah'ın zikriyle ıslak tutmakta devam­lı ol.[4][4]

 

4- Ebu Musa el-Eş'ari'den Nebi (s.a.v) şöyle buyurdu: "Rabbini zikreden kişi ile rabbini zikretmeyen kişi, di­ri ile ölünün benzeridir. [5][5]

 

5- Ebu Hureyre'den Nebi (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "Kim, bir yere oturur da, orada,'yüce .Allah'ı zik­retmezse, yüce Allah'tan, o kimse üzerinde bir eksiklik ve sıkıntı var olur. Kim, bir yere yatar da, orada, yüce Al­lah'ı zikretmezse, o kimse üzerine, yüce Allah'tan bir ek­siklik ve sıkıntı vâr olur. [6][6]

 

Tahmid, Tehlil ve Teşbihin Fazileti

 

6- Ebu Hureyre'den (r.a.) Nebi (s.a.v.) şöyle buyurdu: "Bir günde, yüz kere, "La ilahe illallahu vahdehu la

şerike leh, lehü'l-mulku ve lehü'l-hamdu ve huve ala külli şey'in kadir: (Allah'tan başka ibadete layık ilah yok­tur. O, birdir; ortağı yoktur. Mülk, O'nundur ve hamd da an­cak O'nadır. O'nun, her şeye gücü yeter) diyen kimse on kö­le azadı karşılığında sevap kazanmıştır. Kendisi için yüz hasene yazılır ve yüz günahı silinir. Bu sözleri, akşam oluncaya değin gün boyu, onu şeytandan koruyan bir kalkan olur. Bu sözleri ondan daha fazla söyleyen kimse müstesna, hiç kimse ondan daha faziletli bir şey ge­tirmemiştir. [7][7]

Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:

"Günde yüz defa, "Subhanallahi ve bihamdihi" diyen kimsenin deniz köpüğü kadar da olsa, günahları dökülür.[8][8]

 

7- Ebu Hureyre'den Allah Rasulü şöyle buyurmuştur: "Subhanallahi ve bihamdihi" ve "Subhanallahi'1-Azim" dilde hafif, mizanda ağır ve Rahman'a hoş gelen iki kelimedir.[9][9]

 

8- Ebu Hureyre'den Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: "Subhanallahi ve'1-hamdulillahi ve la ilahe illallahu

vallahu ekber" (Allah eksiklikten münezzeh ve yücedir. Hamd, ancak Allah'adır. Allah'tan başka ibadete layık ilah yoktur ve Allah büyüktür) deyişim, bana, üzerine güneşin doğduğu her şeyden daha sevgilidir. [10][10]

 

9- Semura b. Cündub'dan rivayetle Allah Rasulü şöyle buyurmuştur:

"Başlangıcı, hangisiyle yaparsan yap farketmeyen dört söz vardır ki, kelamın Allah'a en sevgili olanlarıdır: "Subhanallah", "Elhamdülillah", "La ilahe illallah" ve "Allahu Ekber. [11][11]

 

10- Sa'd b. Ebi Vakkas şöyle dedi:

"Biz yanında bulunduğumuz bir sırada Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:

"Sizden biri, her gün, bin sevap kazanmaktan aciz mi?" Yamndakilerden biri:

"Bizden biri, nasıl bin sevap kazanabilir?" diye sordu.

Nebi (s.a.v.) şöyle buyurdu:

"Allah'ı yüz kere teşbih eder. Böylece, onun için bin sevap yazılır veya bin günahı dökülür. [12][12]

 

11- Cüveyriye'den (r.a.) rivayetle Nebi (s.a.v.) sabah namazını kıldığı zaman, Cüveyriye, hala oturuyordu. Nebi:

"Hala senden ayrıldığım halde misin?" buyurdu. Cü­veyriye:

"Evet" dedi. Nebi (s.a.v.) şöyle buyurdu: "Ben senden ayrıldıktan sonra, dört kelimeyi üçer defa söyledim. Senin bugün bütün söylediklerinle tartıl-salar, muhakkak daha ağır gelirler: "Subhanallahi ade­de halkihi", "Subhanallahi zinete Arşihi", "Subhanallihi rıza nefsihi ve "Subhanallahi midade kelimatihi" (Al­lah'ı, yarattıkları sayısınca teşbih ederim, Allah'ı Arş'ımn zinetleri miktannca. teşbih ederim, Allah'ı razı olacağında teşbih edirim, Allah'ı kelimelerinin mürekkebi (miktarınca) teşbih ederim)"[13][13]

 

12- Sa'd b. Ebi Vakkas'tan rivayet olunduğuna göre, o, Nebi (s.a.v.) ile beraber, önünde bulunan hurma çekirdek­leri veya çakıl taşlarıyla teşbih eden bir kadının yanına gel­di. Nebi (s.a.v.):

"Sana, bundan kolay veya daha faziletli- olanını ha­ber vereyim mi?" buyurdu. Sonra, şu sözleri haber verdi:

"Subhanallahi adede mahaleka fi's semai" (Allah'ı, gökte yarattıkları sayısınca teşbih ve tenzih ederim), "Subhanallahi adede ma haleka fi'l arzı" (Allah'ı, yerde yarat­tıkları sayısınca teşbih ve tenzih ederim)" [14][14]

 

13- Sa'd b. Ebi Vakkas'tan rivayet olunduğuna göre, O, Nebi ile beraber, önünde bulunan hurma çekirdekleri veya çakıl taşlarıyla teşbih eden bir kadının yanına geldi. Nebi,

"Sana, bundan daha kolay veya daha faziletli olanı­nı haber vermeyeyim mi?" buyurdu. Sonra, şu sözleri ha­ber verdi:

"Subhanallahi adede ma haleka fi's-semai" (Allah'ı, gökte yarattıkları sayısınca teşbih ve tenzih ederim), "Subhanallahi adede ma haleka fi'1-arzı" (Allah'ı, yerde yarattıkları sayısınca teşbih ve tenzih ederim), "Subhanallahi adede ma beyne zalik" (Allah'ı, gökle yer arasındakilerin sayısınca teşbih ve tenzih ederim), "Subhanallahi adede ma hüve halik" (Allah'ı, yaratıcısı olduğu şeyler sayısınca teşbih ve tenzih ederim), "Ve hamdu lillahi misle zalik, ve la ilahe illallahu vallahu ekber misle zalik, ve la hav­le ve la kuvvete illa billahi misle zalik" (Bunların hepsi ka­dar Allah'a hamdolsun. Bunlar kadar, "Allah'tan başka ilah yoktur ve Allah büyüktür" (derim). Bunlar kadar, "Güç ve kuvvet ancak Allah'ındır." (derim).[15][15]

 

14-  Sa'd b. Ebi Vakkas'tan rivayetle, bir bedevi Nebi'ye (s.a.v.) gelerek:

"Ey Allah'ın Rasulü, bana, söyleyeceğim kelimeler öğ­ret" dedi. Allah Rasulü, şöyle buyurdu:

"Şöyle de: "La ilahe illallahu vahdehu kesira ve sub­hanallahi rabbi'l-alemine ve la havle ve la kuvvete illa bil-lahi'l-Azizi'l-Hakim" (Allah'tan başka ibadete layık ilah yoktur. O, birdir; ortağı yoktur ve Allah, en büyüktür. Al­lah'a pek çok hamd olsun. Alemlerin Rabbi olan Allah, ek­siklikten münezzeh ve yücedir. Güç ve kuvvet, ancak, Az­iz ve Hakim olan Allah'ındır)." Bedevi:

"Bunlar, Rabbim için, kendim için ne söyleyeyim?" de­di. Allah Rasulü:

"Allahummağfirli ve'rhamni ve'hdini ve afini ve'rzukni" (Allahım, beni bağışla, bana merhamet et, be­ni affet, beni rızıklandır de)" buyurdu. Bedevi gidince, Ne­bi (s.a.v.) şöyle buyurdu:

"Ellerini hayırla doldurdu.[16][16]

 

15- Abdullah b. Mes'ud'dan Nebi şöyle buyurmuştur: "İsra gecesi, İbrahim ile karşılaştım, şöyle dedi: "Ey

Muhammed, ümmetine benden selam söyle ve onlara heber ver ki, Cennet'in toprağı hoş, suyu, tatlıdıı net, bir ovadır ve dikilmiş fidanı da, "SubhanalİBİ hamdu lillahi ve la ilahe illallahu vallahu ekber. eksiklikten münezzeh ve yücedir. Hamd, ancak Alhı Allah'tan başka ibadete layık ilah yoktur. Allah, cıtür) sözleridir.[17][17]

 

16- Ebu Musa el-Eş'ari şöyle demiştir: "Nebi, be "Cennet hazinelerinden bir hazineye seni yön» mi?" buyurdu. Ben: "Evet, ey Allah'ın Rasulü" dedim. Nebi, şöyle bu "Şöyle de: "La havle vela kuvvete illa billah" (kuvvet, yalnız Allah'ındır.)"[18][18]

Gündüzün İki Tarafında (Sabah-Akşam) Yüce Allah'ı Anmak:

Yüce Allah şöyle buyuruypr:

"Ey iman edenler, Allah'ı çok zikredin."

"O'nu, sabah ve akşam teşbih (ve tenzih) edin." [Ahzap-33-41-42]

"Rabbini, içinden, yalvararak ve korkarak, yüksek ol­mayan bir sesle sabah ve akşam an. Gafillerden olınıı."[Araf -7-2059"O halde sen, onlar ne derlerse, sabret. Güneşin doğ» masından evvel de batmasından evvel de Rabbini hamd ile teşbih et. Gecenin bir kısım saatlerinde ve gündüzün etrafında dahi teşbih et ki rıza (yi ilahi)ye eresin."

 

[Taha 20-130]"Sabah, akşam Rabbine, sırf O'nun cemalini dileye­rek, dua edenleri (huzurundan) kovma."  (En'am: 6/52)

"Derken (Zekeriyya) mescidinden kavminin karşısına çıkıp onlara: "Sabah, akşam, teşbihte bulunun" diye işaret verdi." [Meryem-19.11]

"Gecenin bir kısmında ve secdelerin arkalarında da, O'nu teşbih et." [Kaf-50-40]

"Haydi, akşama girerken, sabaha ererken, Allah'ı teşbih (ve tenzih) edin, (namaz kılın). [Rum-30-17] s                 "Gündüzün iki tarafında, gecenin de yakın saatlerinde dosdoğru namaz kıl. Çünkü güzellikler kötülükle­ri giderir. Bu, iyi düşünenlere bir öğüttür.(Hud: 11/114)[19][19]

 

17- Ebu Hureyre'den Nebi (s.a.v.) şöyle buyurdu: "Bir kimse, sabahladığı ve akşamladığı zaman, yüz ke­re, "Subhanallahi ve bihamdihi" (Allah, hamdiyle ek­sikliklerden yücedir) derse, Kıyamet günü, onun söyledik­lerini veya daha fazlasını söylemiş olandan başkası, onun getirdiğinden daha üstün bir şey getiremez.[20][20]

 

18- Abdullah b. Mes'ud (r»a.) şöyle demiştir: "Nebi (s.a.v.) akşamladığı zaman, şöyle derdi:

"Biz ve mülk (varlık), Allah için akşamladık. Hamd ol­sun Allah'a ki, O'ndan başka ilah yoktur. O, birdir ve or­tağı yoktur. Mülk, O'nundur; hâmd da, O'nadır. O'nun, her şeye gücü yeter. Rabbim, senden, bu gecede olanla­rın ve bu geceden sonrakilerde olanların hayrını dilerim. Bu gecede olanların ve bu geceden sonrakilerde olanla­rın şerrinden sana sığınırım. Tembellikten ve kibrin kö­tülüğünden sana sığınırım. Rabbim, Cehennem azabın­dan ve kabir azabından sana sığınırım. [21][21]

Sabahladığı zamanda:

"Biz ve mülk, Allah için sabahladık.." şeklinde, önce­ki söylediklerinin benzerini söylerdi. [22][22]

 

19- Abdullah b. Hubeyb (r.a.) şöyle demiştir:

"Çok karanlık ve yağmurlu bir gecede, bize, Nebi'nin na­maz kıldırmasını isteyerek, çıktık. Ona ulaştık. Nebi:

"Söyle" buyurdu. Ben, bir şey söylemedim. O:

"Söyle" buyurdu. Ben, bir şey söylemedim. O:

"Söyle" buyurdu. Ben:

"Ey Allah'ın Rasulü, ne söyleyeyim?" dedim. Nebi (s.a.v.) şöyle buyurdu:

"Akşamladığın ve sabahladığın zaman, üç kere, "Kul huve'llahu ehad" ye "Muavvizeteyn (Nas ve Felak) surelerini okursun; her şeye karşı sana yeter.[23][23]

 

20- Ebu Hureyre (r.a.) şöyle demiştir: "Nebi ashabına öğretir, şöyle buyururdu:

"Biriniz, sabahladığı zaman, şöyle desin: "Allahım, se­ninle sabahladık ve seninle akşamladık. Yaşayışımız ve ölümümüz, seninledir. Yeniden dirilişimiz, senin içindir."

"Biriniz, akşamladığı zaman da, şöyle desin: "Al­lahım, seninle akşamladık ve seninle sabahladık. Yaşa­yışımız ve ölümümüz seninledir. Dönüş de, sanadır.[24][24]

 

21- Şeddad b. Evs'den rivayete Nebi, şöyle buyurmuştur: Seni, bağışlanma dileğinin efendisi'ne (seyyidü'l-istiğ-

far) yönelteyim mi? (Ki o, şöyledir): "Allahım, sen Rab­bimsin. Senden başka ilah yoktur. Beni yarattın ve ben, senin kulunum. Ben, gücüm yettiğince, senin ahdin ve vaadin üzerindeyim. Yaptıklarımın şerrinden, sana sığı­nırım. Üzerimdeki nimetini ve günahlarımı sana itiraf ederim. Beni bağışla. Çünkü, günahları bağışlayacak, an­cak sensin. Bana merhamet et. Çünkü sen, çok bağışla­yıcı ve merhamet edicisin." Bu sözleri, akşamladığı za­man söyleyip gecesinde ölen ve sabahladığı zaman söy­leyip, gündüzünde ölen kimse, Cennet'e girmiştir. [25][25]

 

22- Ebu Hureyre'den rivayetle, Ebu Bekr es-Sıddık, Al­lah Rasulü'ne:

"Ey Allah'ın Rasulü, sabahladığım ve akşamladığım za­man söyleyeceğim bir söz öğret bana" dedi. Allah Rasulü,

şöyle buyurdu:

"Şöyle de: Görüneni ve görünmeyeni bilen, göklerin ve yerin yaratıcısı, her şeyin rabbi ve meliki olan AUatum, şehadet ederim ki, senden başka ibadete layık ilah yok­tur. Nefsimin şerrinden, şeytanın ve işbirlikçilerinin şerrinden sana sığınırım." -Bir rivayette:

"Nefsimin, bir kötülüğe düşmesi veya bir müslü-manın aleyhine nefsime uymamın şerrinden sana sığını­rım." Sabahladığın, akşamladığın ve yatağına girdiğin zaman, bunları söyle.[26][26]

 

23- Osman b. Afvan'dan (r.a.) rivayetle Allah Rasulü, şöyle buyurmuştur:

"Her günün sabahında ve her gecenin akşamında, üç kere, "İsmi ile beraber olunduğunda, ne yerdeki, ne de gökteki hiç bir şeyin zarar veremeyeceği Allah'ın is­mi ile... O, hakkıyla işiten ve her şeyi bilendir" diyen kimseye, hiçbir şey zarar veremez. [27][27]

 

24- Sevban'dan (r.a.) ve başkalarından rivayet olundu­ğuna göre, Allah Rasulü (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

"Sabahladığı ve akşamladığı zaman, "Rab olarak. Allah'ı, din olarak İslam'ı ve Nebi olarak Muhammed' kabullenip, razı oldum" diyen kimseden Kıyamet güni razı olması, Allah'ın üzerine bir hak olur. [28][28]

 

25- Enes'ten (r.a.) rivayet olunduğuna göre, Allah Rasv lü (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

"Sabahladığı ve akşamladığı zaman, "Allahım, besana, Arş'ımn taşıyıcılarına, meleklerine, kitaplarına, rasullerine ve yarattıklarının tümüne şehadet ederek sabah­ladım. Sen, senden başka ibadete layık ilah olmayan Al­lah'sın. Sen, birsin; ortağın yoktur. Muhammed, senin kulun ve Rasulü'ndür" diyen kimsenin, Allah dörtte birini ateşten azad eder. Bunu, iki kere söyleyen kimsenin, Allah, yarısını ateşten azad eder. Bunu, üç kere söyleyen kimsenin, Allah, dörtte üçünü ateşten azad eder. Bunu, dört kere söyleyen kimsenin, Allah, tamamını ateşten azad eder.[29][29]

 

26-  Abdullah b. Gannam'dan (r.a.) rivayet olunduğuna göre, Allah Rasülü (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

"Allahım, benimle veya yarattıklarından herhangi biri ile sabaha çıkan nimet, sendendir. Sen, birsin; orta­ğın yoktur. Hamd ve şükür, sanadır" diyen kişi, o günün şükrünü eda etmiştir. Akşamladığı zaman, benzerini söyleyen kişi de, o gecesinin şükrünü eda etmiştir. [30][30]

 

27- Abdullah b. Ömer (r.a.) şöyle demiştir:

"Nebi (s.a.v.) akşamladığı ve sabahladığı zaman, şu söz­lerle dua etmeyi bırakmazdı:

"Allahım, senden, dünyada ve ahirette sağlık ve esen­lik (afiyet) dilerim. Allahım, dinimde, dünyamda, ailem­de ve malımda, bağışlanma, esenlik ve afiyet dilerim. Allahım, ayıplarımı ört ve (kalbimi) korkularımdan emin eyle. Allahım, önümden, arkamdan, sağımdan, solumdan ve üstümden (gelebilecek tehlikelerden) beni koru. Al­tımdan gelebilecek felaketlerden de, azametine sığını­rım. [31][31]

 

28- Talk b. Habib (r.a.) şöyle demiştir: "Bir adam, Ebu'd-Derda'ya gelerek:

"Evin yandı, Ey Ebu'd-Derda" dedi. Ebu'd-Derda: "Yanmadı, Allah Rasulü'nden işittiğim kelimeler saye­sinde, Allah, bunu yapacak değildir. Allah Rasulü, şöyle bu­yurmuştu:

"Kim, şu kelimeleri, gündüzün başlangıcında söyler­se, akşam oluncaye değin ona bir musibet uğramaz. Kim de, gündüzün bitiminde, aynı kelimeleri söylerse, sabah oluncaya değin, ona bir musibet uğramaz: "Allahım, sen Rabbimsin. Senden başka ibadete layık ilah yoktur. Yalnız sana tevekkül ettim. Sen, yüce Arş'ın Rabbisin. Allah'ın dilediği olur, dilemediği olmaz. Güç ve kuvvet, ancak, büyük ve yüce olan Allah'ındır. Bilirim ki, Allah'ın her şeye gücü yeter. Allah'ın ilmi, her şeyi kuşat­mıştır. Allahım, nefsimin şerrinden ve her bir canlının şerrinden sana sığınırım. Sen, onların perçemlerini tu­tansın. Rabbim, şüphesiz, sırat-ı müstakim üzerinde­dir.[32][32]

 

Uykudan Önce Söylenecek Sözler

 

29- Huzeyfe (r.a.) şöyle demiştir: "Allah Rasulü uyumak istediği zaman:

"Allahım, senin isminle ölür (uyur)üm ve canlanır (uyamr)ım." der, uykusundan uyandığı zaman ise:

"Bizi öldürdükten sonra tekrar bize hayat veren Al­lah'a hamdolsun. Yeniden diriliş, ancak O'nadir." der­di. [33][33]

 

30- Aişe'den rivayet olunduğuna göre, Nebi, her gece, ya­tağına uzandığı zaman, avuçlarını birleştirir, sonra onlara, "Kul huvellahü ehad", "Kul euzü birabi'l Felak" ve "Kul eu-zu birabib'n-Nas" ı okur ve üflerdi. Sonra, avuçlarıyla, yüziinden ve başının üzerinden başlayarak, bedeninin güç ye-tirebildiği yerlerini meshederdi. Bunu, üç kere tekrar eder­di."[34][34]

 

31-  Ebu Hureyre'den (r.a.) rivayet olunduğuna göre, Nebi'nin (s.a.v.), onu, sadaka malları üzerine gözcü olarak görevlendirdiği ilk gecede ve bir sonraki gecede, biri gele­rek sadaka mallarından avuçlayıp alıyordu. Üçüncü gece de aynı işi yapınca, Ebu Hureyre, (onu yakalayıp):

"Seni, Allah Rasulü'nün huzuruna çıkaracağım" dedi. O kişi:

"Beni bırak ki, Allah'ın sayesinde sana fayda vereceği ke­limeleri öğrete'yim" dedi. -Sahabiler, hayırlı şeyleri öğren­meye hırslı idiler. O kişi:

"Yatağına uzandığın zaman, "Ayete'l-Kürsi"yi sonuna kadar oku. Çünkü o, senin üzerinde, Allah'ın bir koruyucu su olmaya devam eder ve şeytan sana yaklaşamaz" dedi. Ne­bi (s.a.v.), onunla ilgili olarak, şöyle buyurdu:

"O, pek yalancı olduğu halde, sana doğru söylemiş. [35][35]

 

32- Ebu Mes'ud el-Ensari'den (r.a.) rivayet olunduğuna göre, Nebi (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

"Geceleyin, Bakara Suresi'nin son iki ayetini kim okursa, o iki ayet, ona yeter. [36][36]

 

33- Ali'den (r.a.) şöyle demiştir:

"Ben akıllı ve yetişkin (akil) bir kişinin, Bakara Sure­si'nin son üç ayetini okumadan önce, uyuyacağını sanmıyordum."[37][37]

 

34-  Ebu Hureyre'den rivayet olunduğuna göre, Allah Rasulü şöyle buyurmuştur:

"Biriniz, yatağından kalkıp tekrar döndüğü zaman, elbisesinin eteğiyle yatağını üç kere süpürsün. Çünkü o, kendisinden sonra yatağına neyin geldiğini bilmez. Yan üzeri uzandığında ise, şöyle desin:

"Rabbim, senin isminle bir yanımı koyup, diğer yanı­mı kaldırdım. Eğer canımı alıkoyarsan, ona merhamet et. Eğer geri gönderirsen, salih kullarını ne ile korudu isen, onu da öylece koru." Bir lafızda

"Biriniz, uyandığı zaman, şöyle desin: "Bedenime sıhhat veren ve canımı bana iade edip, O'nu zikretmeme izin veren Allah'a hamdolsun.[38][38]

 

35- Ali'den rivayet olunduğuna göre, Fatıma (r.a.) hiz­metçi istemek için Nebi'ye (s.a.v) geldi. Kendisini bulamayıp, Aişe'yi (r.a.) buldu ve ona haber bıraktı.

Ali (r.a.) şöyle dedi:

"Nebi, yatağımıza yattığımız sırada, bize geldi ve şöyle buyurdu:

"Sizi, sizin için hizmetçiden daha hayırlı olan bir şe­ye yöneltmeyeyim mi? Yatağınıza girdiğiniz zaman, otuz üç kere teşbih edin, otuz üç kere hamd edin ve otuz üç ke­re tekbir getirin. Çünkü bu, sizin için, hiçmetçiden da­ha hayırlıdır."

Ali (r.a.) dedi ki: "Ben , onları, Allah Rasulü'nden işit­tiğimden bu yana asla terketmedim."

Bize, bu kelimelere devam eden kimseyi, bir işte gayret sarfetmekten dolayı yorgunluk tutmadığı heberi ulaşmıştır.[39][39]

 

36- Hafsa'dan (r.a.) rivayetle, Nebi (s.a.v.) uyumak iste­diği zaman, sağ elini başının altına kor:

"Allahım, kullarını yeniden dirilttiğin gün, beni, aza­bından koru. [40][40] derdi.[41][41]

 

37- Enes'ten (r.a.) rivayet edildiğine göre Nebi (s.a.v.), yatağına yattığı zaman, şöyle derdi:

"Bize, yediren, içiren, bizi koruyan ve acıyıp, barın­dıran Allah'a hamdolsun. Nice kimseler vardır ki, koru­yanı, acıyanı, barındıranı yoktur.[42][42]

 

38- İbn-i Ömer'den (r.a.) rivayet olunduğuna göre, o, bir kişiye, yatağına girdiği zaman, şöyle demesini emretti:

"Allah'ım, nefsimi sen yarattın Ve onu, sen öldür­dün. Onun ölümü ve yaşaması, senin elindedir. Eğer, yaşatırsan, onu koru. Eğer öldürürsen, onu bağışla. Al­lahım, senden afiyet dilerim. [43][43]

İbn-i Ömer, "duayı, Nebi'den işittim" demiştir.[44][44]

 

39- Ebu Said el-Hudri (r.a.) şöyle demiştir: "Allah Rasulü (s.a.v.) şöyle buyurdu:

"Yatağına yattığı zaman, kim, üç defa: ''Kendisinden başka ibadete layık ilah olmayan yüce Allah'tan bağış­lanma dilerim. O, Hayy ve Kayyum'dur. O'na tevbe ederim" derse, Allah, onun günahlarını bağışlar. Deniz köpüğü kadar da olsa. Ağaç yaprakları sayısınca da ol­sa. Kum taneleri sayısınca da olsa. Dünya günleri sayı­sınca da olsa... [45][45]

 

40- Ebu Hureyre'den (r.a.) şöyle demiştir:

"Nebi yatağına yattığı zaman, şöyle derdi:

"Allahım, göklerin rabbi, yerin rabbi, yüce arşın rabbi, rabbimiz.. Her şeyin rabbi, tanenin ve çekirdeğin

yaratıcısı, Tevrat, İncil ve Furkan'ın indiricisi... Her kötülük sahibinin şerrinden sana sığınırım. Sen, onların

perçemlerini tutansın. Allahım, sen, evvelsin; senden evvel hiçbir şey yoktur. Sen, Ahir'sin; senden sonra

hiçbir şey yoktur. Sen Zahir'sin; senin üstünde bir şey yoktur. Sen, Batın'sın; senin altında (senden daha gizli) bir şey yoktur. Bizi borçtan kurtar ve fakirlikten, bizi zenginleştir.[46][46]

 

41- Bera b. Azib'den rivayet olunduğuna göre, şöyle demiştir: Allah Rasulü, bana şöyle buyurdu:

"Yatağına yattığın zaman, namaz' abdesti gibi abdest al. Sonra, sağ yanın üzerine yat ve, "Allahım, canımı sa­na teslim ettim, yüzümü sana döndüm, işimi sana ema­net ettim. Korku ve ümit sanadır. Sığınılacak ve dayanı­lacak, ancak sensin» Sırtımı, sana dayadım. İndirdiğin ki­tabına ve gönderdiğin nebine iman ettim" de. Eğer, o ge­ce ölürsen fıtrat (İslam) üzere ölürsün. Söyleyeceğin son sözlerin bunlar olsun. [47][47]

 

Uykudan Uyanınca Söylenilecek Sözler

 

42- Ubade b. es-Samit'ten rivayete, Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

"Kim, geceleyin uyanıp da, "Allah'tan başka ibade­te layık ilah yoktur. O, birdir; şeriki yoktur. Mülk O'nundur ve hamd O'nadır. O'nun her şeye gücü yeter. Allah, eksiklikten münezzeh ve yücedir. Allah'tan baş­ka ibadete layık ilah yoktur. Allah, büyüktür. Güç ve kuvvet, ancak, büyük ve yüce olan Allah'ındır" der, sonra "Allahım, beni bağışla" derse veya duada bulunur­sa, ona icabet olunur. Eğer, abdest alıp, namaz kılarsa, namazı kabul olunur. [48][48]

 

43- Ebu Umame (r.a.) şöyle demiştir: "Allah Rasulü'nü işittim, şöyle buyuruyordu: "Kim, yatağına temiz olarak yatar ve uykuya dalın-caya kadar yüce Allah'ı zikrederse, geceleyin bir an geçirmez ki, dünya ve ahiret hayırlarından bir hayrı dile­sin de, Allah, ona dilediğini vermesin.[49][49]

 

44- Aişe'den (r.a.) rivayetle, Allah Rasulü, gece uyandı­ğı zaman şöyle derdi:

"Allahım, senden başka ibadete layık ilah yoktur. Seni teşbih ederim. Günahlarımı bağışlamanı ve rahme­tini dilerim. Allahım, ilmimi artır. Bana hidayet ettikten sonra, kalbimi saptırma. Ona, katından bir rahmet ba­ğışla. Şüphesiz sen, bağışı bol olansın. [50][50]

 

45- Ebu Hureyre'den (r.a.) rivayet edildiğine göre, Ne­bi (s.a.v) şöyle buyurmuştur:

"Biriniz, uyandığı zaman, "Bana, ruhumu iade eden ve bedenime sıhhat veren Allah'a hamdolsun" desin. [51][51]

 

46- Enes b. Malik (r.a.) şöyle demiştir:

"Biz, gecede yetmiş defa, bağışlanmayı'dilemekle (istiğ­far) emrolunduk."[52][52]

 

Uykusunda Üzülen ve Korkan Kimsenin Söyleyeceği Sözler:

 

47-  Ebu Büreyde'den rivayet olunduğuna göre, Halid b. Velid yakınarak, Nebi'ye (s.a.v.):

"Ey Allah'ın Rasulü, geceleyin uykusuzluk çekiyorum" dedi. Nebi (s.a.v.) şöyle buyurdu:

"Yatağına yattığın zaman, şöyle de: "Yedi kat gö­ğün ve gölgelediklerinin, yedi kat yerin ve bitirdikleri­nin, şeytanların ve saptırdıklarının Rabbi olan Allahım, yaratmış olduğun onların hepsinin şerrine karşı yanım­da ol. Onlardan birinin üzerimde baskıcı olması veya ba­na zulmetmesine karşı, bana himayeci ol. Senin himayen,

üstün ve senin senan, yücedir. Senden başka ibadete layık ilah yoktur. İlah, ancak sensin.[53][53]

 

48- Abdullah b. Amr'dan rivayetle, Allah Rasulü, saha-bilere, korkmaya karşı şu sözleri öğretirdi:

"Allah'ın gazabından, cezalandırmasından, kulları­nın şerrinden, şeytanların fısıldamasından ve (vesvese) getirmelerinden, Allah'ın mükemmel kelimelerine sığı­nırım. [54][54] Ravi, şöyle dedi: Abdullah b. Amr, o sözleri, akil olan oğullarına öğretir, akli olmayanların üzerlerine de, onları ya­zıp asardı.[55][55]

 

Rüya Gören Kişinin Yapacağı Şey

 

49- Ebu Seleme b. Abdirrahman (r.a.) şöyle demiştir: "Ebu Katade b. Rabi'yi, şöyle söylerken işittim: Allah Ra­sulü'nü işittim, şöyle buyuruyordu:

"Rüya, Allah'tan; kabus (hulm) ise, şeytandandır. Biriniz, hoşlanmadığı bir rüya görüp de uyandığı za­man, sol tarafına üç kere tükürsün ve şeytanın şerrinden Allah'a sığınsın. Çünkü şeytan, Allah dilemedikçe, ona asla zarar veremez."

Ebu Seleme, şöyle dedi:

"Ben, rüya görürdüm de, bana, dağdan daha ağır gelirdi. Ne zaman ki, bu hadisi işittim, artık aldırış etmez oldum."

Bir rivayette: Ebu Seleme, şöyle dedi:

"Ebu Katade'nin söylediklerini işitinceye değin, bir rü­ya gördüğümde, beni (adeta) hasta ederdi."

Ebu Katade, şöyle diyordu:

"Ben bir rüya görürdüm de, beni rahatsız ederdi. Niha­yet, Allah Rasulü'nü işittim; şöyle buyuruyordu:

"Salih rüya, Allah'tandır. Biriniz, hoşlandığı bir rü­ya görürse, onu, yalnız sevdiği kimseye anlatsın. Kötü rü­ya görürse, onu, kimseye anlatmasın. Sol tarafına tükü-rüp, taşlanmış şeytandan Allah'a sığınsın. Böylece, şey­tan ona, asla zarar veremez.[56][56]

 

50- Cabir'den (r.a.) Allah Rasulü, şöyle buyurmuştur: "Biriniz, hoşlanmadığı bir rüya gördüğü zaman, sol

tarafına tükürsün ve üzerinde bulunduğu yanından öbür tarafına dönsün. [57][57]

 

51- Nebi'den rivayet olunduğuna göre, bir kişi O'na rü­yasını anlatmış, ö da (s.a.v.):

"Hayır gördün, hayır olsun" buyurmuş.

Bir rivayette:

"Onun hayriyla karşılaş, onun şerrinden korun. Ha­yır bize, şer de düşmanlarımızın üzerine olsun. Alemle­rin rabbi olan Allah'a hamdolsun. [58][58]


Facebook beğen
 
Kur.an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
Kur'an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
Kur'an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
Kur'an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol