Kur'an ve Sünnet
   
 
  NAMAZIN TERKİ İLE ALAKALI ÖNE SÜRÜLEN BAZI

NAMAZIN  TERKİ  İLE  ALAKALI   ÖNE  SÜRÜLEN  BAZI

 ŞÜPHELERİN  VE  YANLIŞ  İSTİDLALLERİN  TASHİHİ

 

     İnsanoğlu,“ LA İLAHE İLLALLAH ” sözüyle yaradanının varlığına, birliğine ve O’nun İlahlığına şehadet ettikten sonra muhakkakki Rabbisinin önünde boyun eyme ve O’na itaat etme mecburiyeti vardır… Taki kullanmış olduğu “ LAİLA HE İLLALLAH ” sözünün gerçek manası yerini bulmuş olsun.....

 

    وَمَا خَلَقْتُ الْجِنَّ وَالْإِنسَ إِلَّا لِيَعْبُدُونِ             Allah’u Azze ve Celle :

 

“ Ben cinleri ve insanları ancak bana ibadet etsinler diye yarattım ”

 

         ZARİYAT : 56

Ayet’inde olsun,

 

الَّذِي خَلَقَ الْمَوْتَ وَالْحَيَاةَ لِيَبْلُوَكُمْ أَيُّكُمْ أَحْسَنُ عَمَلاً “…………….   

 

“ 0 hanginizin daha güzel amel işleyeceğini denemek için hayatı ve ölümü yarattı....”

MÜLK : 2

 

Ayet’inde olsun, ferman buyurduğu gibi “....İnsanlara verilen bu hayat sermayesi O’nun önünde eğilmek,O itaat ve ibadet etmek içindir.

 

Değilse - Hasseten zamanımızda olduğu gibi - İslami bir çok şeyden haberdar olduğu halde kuru kuruya “ LAİLAHE İLLALLAH ” sözünü telafuz ederek hiç bir amel işlemeyen bir insan müslüman olamayacağı gibi, sadece dili ile söylemiş olduğu bu sözün kendisine bir faideside olma-yacaktır.

 

“ LAİLAHE İLLALLAH ” sözünün insana faidesi ancak bu kelimenin iktizasından sayılan şeylerin o insana ulaşmadığı andır. Yani insanın,bu kelimenin dışında hiç bir şeyden haberi olmaması gerekir ki, o zaman  LAİLAHE İLLALLAH ın faidesini görebilsin.

 

LAİLAHE İLLALLAH sözünün anlatıldığı manada insana faide vereceğini anlatan şu hadisi şeriftir :

 

{ … Huzeyfe b .Yeman r.a dan. Resulullah s.a.v şöyle buyurdu diyor :  Elbisenin nakışı eskiyip silindiği gibi İslam’da eskiyecek ve silinecektir. Hatta oruç nedir, Namaz nedir,Hacc nedir,Sadaka nedir bilinmeyecektir. Bir gece Allah’ın kitabı giderilir. Kur’an’dan yeryüzünde hiç bir ayet kalmaz.İnsanlardan bir kaç gurup kalır.Onlarda yaşlı erkek ve yaşlı kadınlardır.Bunlar :” Babalarımızı bu “ LAİLAHE İLLALLAH ” kelimesi üzere bulduk onu söylüyoruz derler.

Huzeyfe bin Yeman bu hadisi rivayet edince,orada bulunan Sila kendisine : o yaşlılar Namaz nedir,Oruç nedir,Hac ve Sadaka nedir? bilmezken “ LAİLAHE İLLALLAH ” kelimesi onlara bir yarar sağlamaz, dedi. Huzeyfe,sıla’nın bu sözünü cevapsız bıraktı. Sila bu sözü Huzeyfe”ye karşı üç defa tekrarladı.Her defasında Huzeyfe onun sözünü karşılıksız bıraktı,ona bakmadı. Nihayet üçüncü defadan sonra Huzeyfe,Sıla’ya dönerek üç defa : Ya Sıla,Tevhid kelimesi onları ateşten kurtarır,dedi “ } 

İBN MACE : 10.4049.N - HAKİM : 4/473

 

    Görüldüğü gibi,İslam’dan hiç bir şeyden haberi olmayan bu insanlara, sadece bu söz yeterli olmuştur. Neden ? … Çünkü,kendilerine ulaşan hak sadece odur. - başka bir ifadeyle - kalkıp gördükleri ve duydukları hak sadece o kelimedir….Rabbimize hamdolsunki insanlardan güçlerinin yetmeyeceği bir şeyi kendilerinden istememiştir.

 

    Değerli kardeşlerim ! gerek zikrini ettiğimiz bu hadisi şerifi ve gerekse bununla eş manalı olan diğer hadisi şerifleri kullanarak, İslam’ın bir çok hükmünü - ve hasseten de üzerinde durmaya çalışacağımız Namaz ibadetini – yerine getirmeyenler dahi Müslüman kabul edilmektedir.. Yani bir insan sadece kuru kuruya “ LAİLAHE İLLALLAH ” dediği zaman ona da müslüman gözüyle bakılmaktadır.

 

    İşte bu sohbetimizde, namazın terkinden dolayı ortaya çıkan cürmün ne olduğunu anlatıp ve onların öne sürdüğü hadislerin de nasıl anlaşıl-ması gerektiğini  anlatmaya çalışacağız.

 

    Değerli kardeşlerim ! şüphesiz ki insanın Rabbisine takdim ettiği en azim ibadeti namazıdır… Ve kıyamet günü Allah’ın huzurunda ilk hesaba çekileceği ameli de namazıdır.

 

   Rabbimiz gerek kendi kitabında ve gerekse nebisi Muhammed s.a.v’in sünnetinde bu ibadetin öneminden sık sık bahsetmiş ve onu terk edenlerin nefislerini Allah’a ortak koşarak müşrik ve dinden çıkarak kafir olacaklarını haber vermiştir.

 

    Rabbimiz kerim kitabında şöyle buyurmaktadır :

 

مُنِيبِينَ إِلَيْهِ وَاتَّقُوهُ وَأَقِيمُوا الصَّلَاةَ وَلَا تَكُونُوا مِنَ الْمُشْرِكِينَ

“ Hep Allah’a dönüp itaat edin,O’ndan korkun ve namazınızı kılında müşriklerden olmayın ”

RUM : 3. ay.

 

   Bu Ayet’i celilenin açık ve net ifadesinin yanında Allah resulü s.a.v de bir çok hadisi şeriflerinde namaz kılmayanın müşrik olduğundan bahset-mektedir.

 

 عَن أَنَس بْن مَالِك، عَن النَّبِي صَلَى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمْ قال  : ليس بين العبد والشرك إلا ترك الصلاة. فإذا تركها فقد أشرك .

 

{ ... Enes İbn Malik r.a’dan şöyle dedi : Nebiyyi s.a.v buyurduki : Kişi ile şirk arasında namazı terketmekten başka bir şey yoktur. Onu terk ettiği zaman şirk koşmuştur. }

 İBN MACE : 3.c.1080.N

 

{ … Ebu Süfyan’dan,dedi ki : Ben Cabir’den duydum şöyle diyordu : Ben Nebiyyu s,a.v’den işittim şöyle bururuyordu : Şüphesizki kişi ile şirk ve küfür arasındaki şey sadece namaz’dır. }

 

 MÜSLİM : I.C.82.N - EBU DAVUD: 5.C,4678.N

 

 

NAMAZI  TERKTEN  DOĞAN  ŞİRK, İNSANI  DİNDEN  ÇIKARAN  ŞİRK’TİR

 

   Zikredilen bu Ayeti kerime ve hadisi şeriflerdeki şirk, birilerinin zan-nettiği gibi küçük şirk değil, insanı İslam milletinden çıkaran büyük şirk’tir…. Bunun en güzel isbatını yapan deliller,ileride zikredeceğimiz deliller olduğu gibi, bahsini edeceğimiz şu hadisi şeriflerdir de :

 

ما  أخاف   عن محمود بن لبيد ان رسول الله صلى الله عليه وسلم قال : ان  أخاف عليكم الشرك الأصغر قالوا وما الشرك الأصغر يا رسول الله قال الرياء

 

{ …. Mahmud İbnu Lebid r.a'dan, şöyle dedi : Resûlullah s.a.v şöyle buyurdu : " Sizin için en çok korktuğum şey küçük şirktir ".  Saha-beler dediler ki :" küçük  şirk nedir yâ  resûlellah ? " Allah Resulü s.a.v'de cevaben " küçük şirk riyadır " buyurdular… }

 

                                                                                                       AHMED : 5 / 428. 23119.N

 

 

{ … Şeddat bin Evs r.a'dan. O şöyle dedi : Bizler Allah resulü s.a.v zamanında riya’yı küçük şirk sayardık. }

 

M.ZEVAİD : 10/222 -  BEZZAR  :  3565.N - TABERANİ KEBİR : 7160 – EVSAT : 198.N

، عَنْ أَبِي سَعيِد ٍ؛ قَالَ : خَرَجَ عَلَيْنَا رَسُولُ اللهِ صلى الله عليه وسلم وَنَحْنُ نَتَذَكَرُ الْمَسِيحَ الدَّجَّالَ. فَقَالَ :   أَلاَّ أُخْبِرُكُمْ بَمَا هُوَ أَخْوَفُ عَلَيْكُمْ عِنْدِي مِنَ الْمَسِيحِ الدَّجَّال ِ؟   قَالَ ، قُلْنَ : بَلَى. فَقَالَ  الشِّرْكُ الْخَفِيُّ : أَنْ يَقُومُ الرَّجُلُ يُصَلِّي فَيُزَيِّنُ صلاتَهُ لِمَا يَرَى مِنْ نَظَرِ رَجُلٍ .

 

{ … Ebu Said el-Hudri r.a'dan, şöyle dedi : Bir gün bizler kendi aramızda mesihu'd-deccal'dan konuşurken Allah Resulü s.a.v çıka geldi. - Bize hitaben - şöyle buyurdular : " Benim yanımda sizin için mesihu'd-deccal'dan daha korkulu bir şeyi size haber vereyim mi ? " Bizde " Evet yâ Resûlellah haber verin " dedik. O " gizli şirk " tir buyurdular. Kişi namaz kılmaya kalkar da birisinin kendisine baktığını anlayınca namazını güzelleştirir " dedi. }

  İBNİ MACE : 10.C.4204.N – BEYHAKİ : 2/291 

                                                                                                                                                                                                                                                                                                 

   İşte bu delillerden de anlaşıldığı gibi şirk,iki kısma ayrılır.Şirk’ul ekber ve şirku’l asğar… Yani insanı dinden çıkarmayan şirk ve çıkaran şirk. Bu hadislerde anlatıldığı gibi riya dediğimiz küçük şirk, insanı dinden çıkar-maz… İnsanı dinden çıkaracak olan şirk ise, büyük şirktir.

 

  Şimdi burada eğer dikkat edilirse, namaz kılındığı halde o ibadet içeri-sinde az da olsa bir riyakarlık yapmak küçük şirk kabul edilmiştir… Dola-yısıyla, bu ibadeti toptan terk etmek herhalde ortanca şirk olmaz… - ki, böyle bir şey yok - Bu, büyük şirk’tir… Yani insanı dinden çıkaran şirk…. Binaenaleyh,bu hususta öne sürülen ; “ namazı terk etmekten doğan şirk, küçük şirktir “ sözü batıl bir sözdür…

 

NAMAZI  TERKTEN  DOĞAN  KÜFÜR, İNSANI  DİNDEN  ÇIKARAN  KÜFÜR’DÜR

 

{ ... Bureyde r.a’dan şöyle dedi : Resulullah s.a.v bururduki : Bizlerle onların arasındaki ahd namaz’dır. kim bu namazı terk ederse  kafir olur. }

TİRMİZİ : 4.C.2756.N – NESEİ : 1.C.462.N – İBNİ MACE : 3.C.1079.N  

 

{ ... Enes İbn Malik r.a’dan.şöyle dedi : Nebiyyu s.a.v şöyle dedi : Her kim ki kasden namazı terkederse açıkca küfre düşmüştür. }

 

HAYSEMİ M.ZEVAİD : 1/295 - TABERANİ EVSAT

 

 

 

{ … İbnu Mes'ud r.a'dan, " Kim namazı  terkederse kâfir  olur " dedi. }

 

TABERANİ KEBİR : 8939 – ACURRİ ŞERİA : 133 DE SAHİH OLARAK

 

{ … Câbir İbnu Abdillah r.a'dan :  " namaz kılmayan kâfir'dir " dedi. }

 

İBNU ABDİL BERR TEMHİD :4/225

 

{ … İbnu Abbas r.a'dan, şöyle dedi :  Her kim ki namaz'ı terk ederse kâfir olmuştur. }

 

MUHAMMED  İBNİ NASR KİTABU’S SALAT : 939 - İBNU ABDİL BERR TEMHİD : 4/225

 

{ … Ali İbnu Ebi Talib r.a'dan, şöyle dedi : Her kim ki namaz'ı kılmazsa o kâfirdir. }

 

MUHAMMED  İBNİ NASR KİTABU’S SALAT : 933 - ACURRİ ŞERİA : 135 – İBNİ EBİ ŞEYBE : 10485 – ŞUABUL İMAN : 41

 

 

{ … Ebû Hureyre r.a'dan, şöyle dedi : Resûlullah s.a.v'in Ashabı namaz'dan başka hiç bir amelin terkini küfür olarak görmezlerdi. }

 

HAKİM : 1/7 – TİRMİZİ : 4.C.2757.N – İBNİ EBİ ŞEYBE : 10495 -  S. SAHİHA : 1/130

 

{ … Mücahid İbnu Cebr r.a'dan, O da Câbir İbnu Abdullah r.a'dan, Allah Resulüne arkadaşlık yapmış birisidir. Kendisine dedim ki : Allah Resulü s.a.v'in zamanında, sizce amellerden, küfür ile iman'ın arasını ayıran ne idi ? .. O da :  " namaz " diye cevab verdi. }

 

MUHAMMED  İBNİ NASR KİTABU’S SALAT : 892 – HİBETULLAH ET TABERİ USULU’S SÜNNE : 1538

 

    Bu ve emsali  delillerden açıkça anlaşıldığı gibi, namazı kasden terk eden kimse kafir olur…. Hatta son zikredilen iki rivayetin mesajından da anlaşıldığı gibi bu konuda sahabenin icması vardır… Yani onların hepsi de namazı terk etmenin küfür olduğuna inanıyorlardı.

  

   Ama ne yazık ki bu kadar delillerin karşısında - aynen biraz önceki şirk hususunda zikredilen şeylerleri ileri sürerek - , buradaki kasdedilen küfrün büyük küfür değil, nankörlük olduğu anlatılmıştır…. Halbu ki bu hususta da büyük bir yanlışlığa düşülmektedir… Nedeni ise ; bu anlayış, biraz önceki şirk hususunda zikredilen delillere muhalif olduğu gibi, şimdi zikredeceğimiz şu hadisi şeriflere de muhaliftir.

{ ... İbn Ömer r.a’ dan, şöyle dedi : Resulullah s.a.v şöyle dedi : Namazı olmayanın dini yoktur... }

TABERANİ M.SAĞİR : 1.C.60.N

 

{ ... Ömer İbnu’l Hattab r.a’dan,şöyle dedi : Adamın biri gelerek Resu-lullah s.a.v’e şöyle dedi : Ya Resulallah,Allah katında İslam’da en efdal olan nedir,söylermisin ? .. Resulullah s.a.v namaz kılmaktır,dedi. Zira namazı terkedenin dini yoktur. }

 

BEYHAKİ ŞUABU’ L İMAN – EL-KENZ : 21618.N

 

 { ... Ubadet İbnu Samit r.a’dan.şöyle dedi : Resulullah s.a.v bize şöyle tavsiyede bulundu : Allah’a hiç bir şeyi ortak koşmayın. Namazı’da bilerek terketmeyin. Her kim ki kasden namazı terkederse İslam mil-letinden çıkmıştır. }

 

MUHAMMED İBN NASR K.SALAT : 920 - HİBETULLAH TABERİ USULU’S SÜNNE : 1523.N

 

    Görüldüğü gibi, namazı terk edenin düştüğü küfür, küçük küfür değil insanı İslam milletinden çıkaran küfürdür.

 

   Ama maalesef bütün bu delillerin ortaya koyduğu gerçeğe rağmen, Namazı bilerek terketmenin şirk ve küfür olmadığını isbat için bazı hadisleri te’vil ederek veya onlara kastedilmeyen manalar yükleyerek, bu azim ibadetin insanlar üzerindeki sorumluluğu adeta sulandırılmıştır…

 

   Hatta konu hakkındaki verilen bu yanlış fetvalardan dolayı,bu azim ibadeti terkedenler dahi görülmektedir…Nedeni ise ? … Aynen sair ibadetlerin yapılmadığında nasıl ki Allah’ın bağışlama ümidi var ise, bunda da aynı ümit taşınmakta, dolayısıyle : “ nasıl olsa kafir olmuyoruz, Allah bunu da affeder “ mantığı ile hareket edilmektedir.

 

    Halbuki, biraz önceki delillerin de açık ifadelerinden anlaşıldığı gibi burada bahsi edilen şirk ve küfür, Allah’u Azze ve Celle’nin  kesinlikle affetmeyeceği şirk ve küfürdür… Bakınız Rabbimiz ne buyuruyor :

 

“ Muhakkakki Allah,kendisine şirk koşulmasını bağışlamaz.Bundan başkasını dilediğine bağışlar.Kim Allah’a şirk koşarsa, doğrusu büyük bir dalalete düşmüşolur.”

         NİSA 116.Ay

 

“ Şüphesiz ki, kim Allah’a ortak koşarsa Allah ona Cenneti haram kılmıştır. Ve barınacağı yerde cehennemdir. Zalimlerin hiç bir yar-dımcısı yoktur ”

 MAİDE : 72.Ay

    Değerli Müslümanlar ! namazı terk etmekten dolayı düşülen küfrün, insanı dinden çıkaran küfür olduğunu isbat eden delillerden bir tanesi de,

zikredeceğimiz şu hadisi şeriftir :

 

{ … Abdullah İbnu Amr, İbn'l-As r.a'dan o da Resûlullah s.a.v'den, naklederek şöyle dedi : Bir gün Resûlullah s.a.v namaz'dan konuştu. Dedi ki : " Her kim şu beş vakit namazı muhafaza ederse, namazı, kıyamet gününde ona nur, burhan ve nacat olur. Her kim ki de ; beş vakit namazı muhafaza etmezse kıyamet gününde ona ne burhan ne nur ve ne de necat olur. " Kıyamet gününde de Karun'la, Haman'la, Firavn'la ve Ubeyy ibnu Halefle beraberdir " }

 

AHMED : 2/169 – DARİMİ : 2/301 – İBNİ HİBBAN : 1448 – ACURRİ ŞERİA : 135

 

İbnu Kayyım r.h " kitabu's-salat " isimli eserinde bu Hadis'i Şerifi naklettikten sonra şöyle diyor : Namazı  terk edenin hasseten bu dört kişi ile beraber olacaklarının zikredilmesinin sebebi şudur ki, bu dört kişi küfür önderleridir. Burada bedi'i bir işaret vardır. Zira namazı terk eden, malının, mülkünün, riyasetinin veya ticaretinin meşkuliyyeti ile terk eder. Her kim ki, malının meşkuliyetiyle namazı terk ederse, " Karun'la " beraberdir. Mülkünün meşkuliyeti sebebiyle terk eden de " Firavn'la" heraberdir. Riyasetinin sebebiyle terk eden ise " Haman'la " beraberdir. Ticaretinin meşkuliyeti sebebiyle terk eden de " Ubeyy ibnu Halefle " beraberdir.  

 

    İşte bu hadisi şerif ve İbni Kayyım’ın o güzel izahı bizlere, namazı terkten dolayı düşülen şirk ve küfrün, büyük şirk ve küfür olduğunu açık-lamaktadır…. Çünkü burada namazı terk edenlerin küfür önderleri ile beraber haşredilecekleri anlatılmaktadır.

 

     Ve yine ; bütün bu delillere rağmen meseleyi sağa sola çekerek, namaz kılmayanların adeta avukatlığı yapılırcasına hareket edilmekte ve hadislerde zikredilen bu küfrün, namazın farzıyetini inkar etmekten dolayı doğan küfür olduğu da söylenmektedir…. Halbu ki konu ile ilgili hadislerin hiç birisinde namazın farziyetini inkar ederek kılmayanlar kafir veya müşrik olur diye bir ifade kesinlikle geçmemektedir…. Kaldı ki bırakın namazın inkarını,islama ait en küçük bir mesele dahi inkar edilse, insan din’den çıkar

 

   Bu konu da insaflı davranılması gereken tek şey,islamın bize tarif ettiği şeydir. Ve o da : konuyla ilgili insanların cahil oluşlarından dolayı,onları hemen şirke ve küfre nisbet etmemektir…. Çünkü bizim anlatmaya çalış-tığımız şey,islamın hükmüdür,insanların değil… Bilinen bir kuraldır ki ; İslam’da meselenin hükmü ile insanların hükmü ayrıdır…

    Birilerinin zannettiği gibi bizler burada namaz kılmayan her insanın kafir veya müşrikliğinden bahsetmiyoruz…. Biz, meselenin öneminden ve islamın konuyla ilgili hükmünden bahsediyoruz…. Ve özellikle de harici zihniyeti taşımaktan da Allah’a sığınırız…..  

 

NAMAZI TERKETMEK ŞİRK VE KÜFÜR DEĞİLDİR DİYENLERİN ÖNE

 

SÜRDÜKLERİ DELİLLER

 

    Bu anlatılanlardan sonra, isterseniz karşı tarafın delillerine beraberce bir göz atalınım…Yani, “ Namazı kasten terkeden bir kimse şirke ve küfre düşmez “ diyenlerin ileri sürdükleri delillerine beraberce bakalım.  

 

{ … Ebu Said El-Hudri r.a’dan : Resulullah s.a.v şöyle buyurmuştur : Mü’minler ateşten kurtulup emin olduklarında, nefsimi elinde bulundurana yemin ederim ki mü’minlerin,ateşe giren kardeşleri hakkında Rableriyle mücadele etmesi birinizin dünyada iken kendi hakkı için arkadaşıyla mücadele etmesinden daha şiddetlidir. Mü’minler : Ey Rabbimiz ! kardeşlerimiz bizimle beraber namaz kılıyor,oruç tutuyor,hacc ediyorlardı ama buna rağmen onları ateşe girdirdin. Allah : Gidin onlardan bildiklerinizi oradan çıkarın, buyurur.Mü’minler onların yanına gelir,onları yüzlerinden tanırlar. Ateş onların suretini yemez. Ateş onlardan kiminin bacağının yarısına kadar isabet etmiştir, kimisinin diz kapağına kadar isabet etmiştir.Oradan bir çok insanı çıkarırlar.Ve :

- Ey Rabbimiz, emrettiğin kimseleri çıkardık,derler. Resulullah s.a.v devamla : Sonra Mü’minler döner tekrar konuşurlar.Allah c.c onlara:

- Gidin kalbinde bir dinar ağırlığınca iman olan kimseleri çıkarın,buyurur. Bir çok halkı çıkarırlar. Sonra :

- Ey rabbimiz, emrettiğin kimselerden hiç kimseyi orada bırakmadık, derler.Allah .c.c

- Dönün,kimin kalbinde yarım dinar ağırlığında iman bulursanız onu oradan çıkarın,buyurur.Onlar birçok halkı oradan çıkarırlar ve sonra:

- Ey rabbimiz,emrettiğin kimselerden hiç kimseyi orada bırakmadık, derler… Bu hal, Allah’ın gidin kalbinde zerre ağırlığınca iman bulunan kimseleri oradan çıkarın,deyip onların da bir çok halkı oradan çıkarmasına kadar devam eder. Ebu Said r.a kim bu hadise inanmaz sa Allah’ın :

 

“ Allah şüphesiz zerre kadar zulmetmez,zerre mikdarı bir iyilik olsa onu kat kat yapar ve kendi katındanda büyük mukafat verir ”

Nisa.40

 

Ayetini okusun. Dedi.Sonra hadisi anlatmaya devam etti.Mü’minler :

- Ey rabbimiz , emrettiğin kimseleri çıkardık,kendisinde hayır bulunan hiç kimseyi orada bırakmadık,derlen. Sonra Allah’u Teala : Melekler şefaat ettiler,Nebiler şefaat ettiler,Mü’minler’de şefaat ettiler,Şimdi ise merhametlilerin en merhametlisi kaldı, der ve ateşten bir kabza ve iki kabza kabzalayarak Allah için hiçbir hayır işlememiş, yanarak kömür haline gelmiş insanları çıkarır. Kendisine “ HAYAT ” adı verilen bir suya getirir,onların üzerine o sudan döker.Onlar nehrin iki tarafın da seyl uğrunda biten yabani reyhan gibi biteceklerdir.Sizler o yabani reyhan tohumlarını taşın yanında, ağacın yanında görmüşünüzdür.Onların güneşte olanları yeşildir, gölgede olanları da beyazdır. Sonra onlar cesetlerinden beyaz parlak inciler gibi çıkarlar.Boyunlarında ” ALLAH’IN AZADLILARI ” yazılı altın,gümüş halka - başka bir rivayette halkaları -olacaktır. Onlara :

- Cennete girin, temenni ettiğiniz, gözünüz görebildiği şeyler sizindir,bir o kadarı daha sizindir,denilir. Cennet ehli onlar hak-kında:

- Bunlar, “ Rahmanın azadlılarıdır, bunları işlenmiş hiçbir amelleri, geçmiş hiçbir hayırları olmadığı halde cennete girdirdi “ derler. Onlar :

- Ey Rabbimiz,sen alemlerde hiç kimseye vermediğini bize ihsan ettin,derler, Allah’u Azze ve Celle tekrar :

- Benim katımda size bundan daha efdali var,buyurur.

- Ey Rabbimiz,bundan daha efdali ne var ? derler. Allah’ u Teala :

- Benim rızam,bundan sonra ebediyyen size gadap etmem,der. }

          

MÜSLİM : 1.C.183.N – İBNU HUZEYME DEVHİD : 211 – AHMED : 3/11-12

 

 

     Zikredilen bu hadisi şerifteki “..... İşlenmiş hiç bir amelleri ve önden göndermiş olduğu hiçbir hayırları olmadığı halde onları cennete girdirdi … “  ifadesini delil alarak, namazı kasden terkedenlerin dahi cennete gireceğini savunmaya çalışırlar.

 

   Namazın terkiyle alakalı zikretmiş olduğumuz açık ve net manalı Ayet ve Hadis’leri bırakıpta, ihtimalli manalar taşıyan bu gibi hadisleri öne sürerek zorlanmaya çalışanlara, söz konusu hadisle alakalı bir kaç soru sormamız gerekir :

 

Birincisi : Bu hadiste zikredilen “... hiç bir hayrı ve ameli bulun-mayanlar...” acaba kimler…. Kafir ve Müşrik’ler mi ?..  yoksa bunlar özel problemi veya özel mazereti olan kimseler mi ? …

 

    Cevap olarak , Kafir ve Müşrik denilmesi mümkün değildir,çünkü onların şefaatçisi asla olmayacaktır…. Rabbimiz şöyle buyurur :

 

 وَأَنذِرْهُمْ يَوْمَ الْآزِفَةِ إِذِ الْقُلُوبُ لَدَى الْحَنَاجِرِ كَاظِمِينَ مَا لِلظَّالِمِينَ مِنْ حَمِيمٍ وَلَا شَفِيعٍ يُطَاعُ

“ ….. Zalimlerin ne bir dostu ve ne de sözü dinlenir bir şefaatçileri vardır. “

MÜ’MİN : 18.AY.

                                                           

  ... Ey resulüm ! sen onlara hatırlat ki, bir kimse kazandığı günahlar yüzünden helaka düşmeye görsün, artık onun için Allah’tan başka ne bir dost  ve ne de bir şefaatçi vardır. “

               EN’AM : 70.AY.

                                                                                             

    Peki bu insanlar kim ? …

 

A  -  Kendilerine meselenin önemi anlatılmasına rağmen, kasden namazı terkedenler mi ?....

 

B - Hayır ve amel işlemişler de, bu hayır ve amelleri kabul edilmeyen insanlar mı ? …

 

C – İmkanları olduğu halde dinlerini öğrenipte yaşamayan bir çok zavallı miskinler mi ? … Yani, kuru kuruya bir iki kelimenin telafuzu ile ken-dilerinin Müslüman olduğunu duymuş, veya bununla kandırılmış dola-yısıyle, namaz kılmayanın kafir ve müşrik olduğundan haberi olmayan  insanlar mı ? …

 

D -  Veya bunlar, biraz önceki bahsini ettiğimiz sıla hadisindeki insanların konumunda olan insanlar mı ?

 

    Kaldı ki hadisi şerifteki ifadeden anlaşıldığı gibi ; bu insanların amelini bir kenara bırakın, bunların hiçbir hayırları dahi yokmuş……. Kafaya takılan bu  ifadelere göre, cehennem de hiç kimse kalmaması gerekir….

 

   Eğer denilirse ki ; bunlar kelimeyi şehadet getirip hiç ameli olmayan-lardır..… Bu sefer denilir ki ; kelimeyi şehadetten daha güzel hayır olu mu ? … elbette ki olmaz … Ama bu hadiste hiçbir hayrı olmayanlar denilmektedir…. Yani bunlar kelimeyi şehadet bile getirmeyenler olarak anlaşılır.

 

    Dolayısıyle,daha birçok ihtimallerin söz konusu olduğu bu gibi kapalı hadislerden delil olmadan  hüküm istimbat etmek batıldır…. Hatta bu konu da islamın güzel bir kaidesi vardır : “ iza caal ihtimal batalal istidlal “  ….    ihtimal vuku buldumu istidlal batıl olur “

   Öne sürdükleri ikinci bir delil ise şu hadisi şeriftir :

 

 "........ عبادة بن الصامت:   أني سمعت رسول اللّه صلى الله عليه وسلم يقول :

 خمس صلواتٍ افترضهنَّ اللّه تعالى، من أحسن وضوءهنَّ وصلاَّهنَّ  لوقتهنَّ وأتمَّ ركوعهنَّ  وخشوعهن كان له على اللّه عهدٌ أن يغفر له ، ومن لم يفعل فليس له على اللّه عهدٌ، إن شاء غفر له، وإن شاء عذَّبه  .

 

{ … Ubadet ibnu Samit r.a dan.Resulullah s.a.v şöyle buyurdular : Gün-de  beş vakit namazı Allah kullarına farz kıldı. Kim abdestlerini güzelce alarak,rukularına,huşularına riayet ederek,onları vaktinde kılarsa,o kimse Allah’ı Teala’dan hatasının affedileceğine dair söz almış olur.Kim böyle yapmazsa Allah’u Teala’nın ona bir ahdi yoktur, dilerse o kimseyi bağışlar,dilerse ona azab eder. }

 

 EBU DAVUD : 1.C.425.N - İBNİ MACE : 4.C.1401.N – NESEİ : 1.C.460.N

 

    Öne  sürülen bu hadisi şeriften de yine,Namazı kasden terkedenin şirk ve Küfre düşmeyeceğini zorla çıkarmaya çalışmışlardır…. Yani demiş-lerdir ki ; gördüğünüz gibi burada Allah’u Teala beş vakit namazı kılma-yanları dilerse affedeceğini dilerse onlara azabedeceğini bildirmektedi.

 

   Halbuki hadisi şerifte, kendilerinin terceme ederek çıkardığı mana kesinlikle yoktur…. Yani Allah’u Azze ve Celle bu hadisi şerifte beş vakit namazı kılmayanı dilersem affederim dilersem onlara azabederim diye bir şey zikretmemektedir.

 

   Bu hadisi şerife eğer dikkat ederseniz, burada namazın tadili erkanın-dan bahsedilmektedir…Yani kim güzelce abdest alarak,o namazların vakitlerine, huşusuna, rukusuna riayet ederek, o namazların hakkını korursa Allah’u Teala’nın o kulunun sair günahlarını affedeceğine dair bir sözü vardır…Yok eğer bahsi edilen bu şeylere riayet etmez se, işte o zaman Allah’ın o kulunun – riayetsizlikten dolayı meydana gelen - günahını affedeceğine dair bir sözü yoktur….Dilerse o günahından dolayı onu affeder,dilerse ona azabeder.

 

    Çünkü ; Namazın, vakitleri içerisinde rukuları ve huşuları ile muhafaza edilmesi ayrı bir olay,onu terketmek veya kılmamak tamamen ayrı bir olaydır.

 

    Sair deliller çerçevesinde konunun bu bölümüne yaklaştığımız zaman, Namazla alakalı Allah’u Azze ve Celle’nin ister affedeceği ister se azab edeceği hususlar şöyle izah edilmektedir :

{ … Ebu Hureyre r.a anlatıyor : Bir gün Resulullah s.a.v namazdan sonra birisine hitaben şöyle buyurdu : Ey fulan ! neden namazını güzel kılmıyorsun ? Neden birisi namaz kıldığında onun nasıl namaz kıldığına bakmıyorsun ? –  bu şekilde hatanı düzeltebilirsin – Ancak şunu da bil ki,o kendisi için namaz kılıyor, senin için değil…………}

 

   İbni Huzeyme’nin sahihinde  rivayet  edilen hadiste ise Ebu Hureyre r.a şöyle der  :

Resulullah s.a.v bize öğle namazını kıldırdı. Selam verince son safta bulunan birisine seslenerek şöyle buyurdu :

 

{ Ey falan kişi ! Namaz kılarken Allah’tan kork. Nasıl namaz kıldığına bir bak. Biriniz namaza durduğu vakit Rabbisine munacaatta bulunuyor. Bu itibarla Rabbisiyle nasıl konuştuğuna insan iyi dikkat etsin. Siz,benim sizi görmediğimi mi sanıyorsunuz. Ben arkamı, önümü gördüğüm gibi görüyorum. }

 

                                                    HADİS SAHİH …  SAHİHİ TERHİB VE TERĞİB : 1.C.541.N

 

{ … Abdullah b .Muğaffel r.a‘dan. Resulullah s.a.v şöyle buyurdular : Hır-sızların en yanıanı,namazdan çalan kişidir. Dedilerki : İnsan namaz-dan nasıl çalar ? Allah Resulü s.a.v : Ruku ve secdelerini tam yapma-yarak, buyurdular ..... }

AHMED : 3/70 – TABERANİ M.SAĞİR : 230.N

 

{ … Ebu Mesude’l - Ensari r.a’dan,şöyle dedi : Resulullah s.a.v buy-urduki : ” Rukudan ve secdeden belini doğrultmayanın namazı yeterli değildir ” }

EBU DAVUD :2.C.855.N – İBNİ MACE  :3.C.870.N

 

"..... عن عقبة  بن عامر رضي الله عنه عن النبي صلى الله عليه  وسلم  قال : ما من مسلم  يتوضأ فيسبغ الوضوء , ثم يقوم في صلاته  فيعلم ما يقول إلا انفتل وهو كيوم ولدته أمه

 

رواه الحاكم وقال صحيح الإسناد       (صحيح)

 

{ …. Ukbe bin Amr r.a’dan.Resulullah s.a.v şöyle buyurdular : Bir Müslüman eksiksiz bir şekilde abdestini alır ve sonra da ne dediğini bilerek  namazını  kılarsa, mutlaka annesinden doğduğu günkü gibi - günahlarından - temizlenmiş olur. }

 

                                                                                       TERHİB VE TERĞİB : 1.C.546.N

 

    İşte bu ve bununla eş manalı hadisi şerifler gösteriyor ki, kişinin tadili erkan üzere kılmadığı namazları için bir sorumluluğu vardır. Yani, Allah’u Azze ve Celle bu kişinin irtikab etmiş Olduğu bu riayetsizlikler sebebiyle ister se onu affeder, isterse ona bu günahlarından dolayı azab eder.

 

    Öne sürülen delillerden bir tanesi de şudur :

 

{ … Huzeyfe b .Yeman r.a dan. Resulullah s.a.v şöyle buyurdu diyor :  Elbisenin nakışı eskiyip silindiği gibi İslam’da eskiyecek ve silinecektir. Hatta oruç nedir, Namaz nedir,Hacc nedir,Sadaka nedir bilinmeyecektir. Bir gece Allah’ın kitabı giderilir. Kur’an’dan yeryüzünde hiç bir ayet kalmaz.İnsanlardan bir kaç gurup kalır.Onlarda yaşlı erkek ve yaşlı kadınlardır.Bunlar :” Babalarımızı bu “ LA İLAHE İLLALLAH ” kelimesi üzere bulduk onu söylüyoruz derler.

Huzeyfe bin Yeman bu hadisi rivayet edince,orada bulunan Sila kendisine : o yaşlılar Namaz nedir,Oruç nedir,Hac ve Sadaka nedir? bilmezken “ LA İLAHE İLLALLAH ” kelimesi onlara bir yarar sağlamaz, dedi. Huzeyfe,sıla’nın bu sözünü cevapsız bıraktı. Sila bu sözü Huzeyfe”ye karşı üç defa tekrarladı.Her defasında Huzeyfe onun sözünü karşılıksız bıraktı,ona bakmadı. Nihayet üçüncü defadan sonra Huzeyfe,Sıla’ya dönerek üç defa : Ya Sıla, Tevhid kelimesi onları ateşten kurtarır,dedi “ }

İBN MACE : 10.4049.N - HAKİM : 4/473

 

     Bu hadisi şerifi de kullanarak, namaz kılmayanın kafir veya müşrik olmayacağını bizlere karşı öne sürerler….Yani derler ki ; bu hadiste görüldüğü gibi sadece “ LA İLAHE İLLALLAH ” kelimesi onlara yarar sağlamıştı…. Dolayısiyle namaz kılmayan bir insanı – bilinçli de olsa -  kafir veya müşrik olarak vasıflandıramayız.

 

    Halbu ki yazımızın başında da zikrettiğimiz gibi, bu insanlar İslam’dan sadece “ LA İLAHE İLLALLAH ” sözüne kavuşmuş, ondan başka hiçbir şey duymamış insanlardır…. Dolayısıyle, bu tür insanların sorumlu olmadık-ları açık bir hakikattır….

 

    Nasuriddin El - Elbani’nin de ifade ettiği gibi : “...Bu sahih hadisle kasdedilen mana : Bazı kimselerin cehaleti onları öyle bir hadde ulaştırırki onlar,İs lam’dan,şehadetten başka birşey bilmezler demektir. Değilse,onlar namazın vucubiyetini ve diğer İslam’ın rukunlerini biliyor bununla beraber onları yerine getirmiyorlar demek değildir…Hadiste böyle bir mana yoktur…Aksine onlar, çölde yaşayan veya küfür beldelerinde yeni müslüman olmuş İslam’dan, şehadet kelimesinden başka bir şey bilmeyen kimseler gibidir.....”

 HÜKMÜ TERKÜ’S SALAH

    Benim hasseten burada el-Albani’nin bu sözünü zikretmemdeki maksat, kendisine ait  terkü’s salah isimli kitabının mukaddimesini yazan Ali b.Hasan Ali b.Abdulhamid’in, zikri geçen hadisi delil getirerek namazı kasden kılmayan insanların dahi kafir olmayacaklarını ifade etmesinden dolayıdır…. Tabi onlara göre tembellekten dolayı namazı terketmek,kasdi terk değildir.

 

    Halbuki hadisi şerif, el-Albani’nin de ifade ettiği gibi cehaletin özür oluşuna açıkca delalet etmektedir. Yani,bir insan İslam’la alakalı her hangi bir mevzuyu duymamış veya görmemiş ise, O insanın bundan sorumlu tutulmayacağı anlatılmaktadır.… Buda İslam’ın ; “… MUAHEZE İLİMDEN SONRADIR …” kaidesini oluşturan delillerden bir tanesidir.

 

    Değilse,baştaki zikretmiş olduğumuz Ayet ve Hadislerin ortaya koyduğu gerçeğe rağmen hala bir insan namazını kılmıyor,buna mazeret olarakta tembellik veya işinin gücünün yoğunluğunu ileri sürüyorsa, kusura bakılmasın böyle bir mazeretin geçerliliği için Kur’an’an ve Sünnet’ ten bir delilin olması gerekir… Çünkü, “ Allah indindeki sorumluluğun mazereti bizim tayin ettiklerimizle değil, Allah’ın tayin ettikleri iledir “ ….  Yani ,bu konuda ki mazeret olarak ileri sürdüğümüz “ tembellik “ veya “ iş güc yoğunluğu “ nun, mazeret olduğunu bizler değil, Kur’an ve Sünnet belirlemelidir.

 

    Bu konuda yine ileri sürülen delillerden bir tanesi de şu hadisi şerif’tir :

 

{ … Yolun işaret levhaları olduğu gibi İslam’ın da işaret ve alametleri vardır. Allah’a iman edip,O’na hiç bir şeyi ortak koşmamak, Namaz kılmak, Zekat vermek,Ramazan oruç tutmak, Beytullahı tavaf etmek, Emri bil-Mağruf Nehyi anil Münker yapmak,Ailenin yanına girdiğinde onlara selam vermen, Bir topluluğa uğradığında onlara selam vermen o alametlerdendir.Onlardan bir şeyi terkeden kimse, İslam’dan bir sehmi - ya ni bir kısmı - terk eder. Onların tamamını terkeden de sırtını İslam’a tamamen döner.İslami arkasına atar. }

 

EBU NUAYM HİIYE : 5/217 – HAKİM : 1/21 – EL-ABANİ : S.SAHİHA : 333.N

 

    Zikri geçen bu hadisi şerifi de delil getirerek Namazı terkedenin İslam milletinden çıkmayacağını  ileri sürmüşlerdir.

 

    Yani burada da denilmiştir ki ; “ bu hadisten anlaşıldığı kadarıyla sayılan bu şeylerden bir tanesini terkeden kimse,İslam’dan sadece bir sehmi terk etmiş olur… Kafir olması için ise, sayılan şeylerin tamamını terk etmesi gerekir…Dolayisiyle namaz islam’dan sadece bir sehm’dir, onu terk etmek insanı dinden çıkarmaz

Bu yanlış anlayışa cevap vermeden önce,bu şekildeki inanan arkadaş-larımıza  şu soruyu sormak ve  cevabını da almak isterim.

 

A - Hadis’te zikri geçen. “ ALLAH’A İMANI ” sadece terk etsek acaba hangi konuma gireriz ? …..

 

B - Veya,Allah’a iman edipte “... O’NA ORTAK KOŞSAK ...” hangi konuma gireriz dersiniz ?.... Çünkü insan Allah’a iman ettikten sonra da O’na ortak koşabilir… Rabbimizin şu Ayeti celilesinde ifade ettiği gibi :

 

“ Onların çoğu Allah’a ortak koşmadan iman etmezler “

YUSUF : 106

 

    Dolayısiyle verilecek cevap “... Allah’a iman terkedildiğinde insan şirk ve küfre düşer...”  veya  “ … Allah’a iman ettikten sonra O’na ortak koşmak da insanı dinde imandan çıkarır “ cevabıdır.

 

    Peki buna deliliniz nedir ? diye sorduğumuzda, sizler,başka Ayet ve hadislerle bunu isbat edeceksiniz… ve doğru da yapacaksınız.

 

   Öyleyse aynı şekilde  “... Onlardan sadece namazı terkeden de kafir ve müşrik olur...” diyoruz…. Eğer deliliniz nedir ? diyecek olursanız,   sohbetin başından beri zikrettiğimiz deliller,bunun en açık ve en net delil-leridir,deriz .

 

   Ve yine deriz ki ; bizim zikretmiş olduğumuz deliller, sizin zikrettiğiniz deliller gibi kapalı ve muhtemel manalar taşıyan deliller de değil, bilakis, müsbet manalar taşıyan delillerdir.

 

   Öyleyse sözü daha fazla uzatmaya gerek yoktur… katiyet ifade eden deliller varken, muhtemel manalı naslardan hüküm istinbat edilmez.

 

 

                                      VEL HAMDU LİLLAHİ RABBİL ALEMİN

 

 

 

 

                                TACUDDİN EL-BAYBURDİ

 

 

 


Facebook beğen
 
Kur.an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
Kur'an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
Kur'an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
Kur'an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol