Kur'an ve Sünnet
   
 
  Allah hakkında «nerede» sorusu sorulur mu?

Allah hakkında «nerede» sorusu sorulur mu?

îbn Küllâb yine şöyle dedi: Resûlullah (s.a.v.), Allah indinde yaratıkların en seçkini, en iyisi ve hepsinin en bilgini olmasına rağmen Allah hakkında «neredeliği» caiz görüyor, bunu söylüyor ve Allah'ın gökte olduğunu söyleyenin bu sözünü tasvip edip onun mü'-min olduğuna şehâdet ediyor, ama Cehm b. Safvan ve tabileri Allah hakkında «nerede» sorusunun sorulmasını caiz görmüyor ve nerede olduğunu söylemenin haram olduğunu söylüyorlar. Eğer bu bir hata olsaydı, öncelikle Resûlullah bunu reddederdi. Bunu söyleyen cariyeye: Böyle deme! Bu sözünle Allah'ın sınırlı olduğunu ve bir yerde olup başka yerde olmadığını vehmettiriyorsun. Allah her yerdedir demen gerekir. Dediğin yanlış, doğrusu budur demeliydi. Ne var ki, Resûlullah böyle bir şey demedi. Cariyenin bu sözünün ne anlama geldiğini hiç şüphesiz çok iyi biliyordu ve onu caiz gördü. Çünkü imanın doğrusu budur ve bunu söyleyenin imanına şahitlik etmek gerekir. Bu sebebledir ki bu sözü söylediği zaman Resûlullah o cariyenin imanına şahitlik etti. Hak, nasıl bunun aksi olur ki, Kur'-an da bunu söylemekte ve buna şahitlik etmektedir.
Ehl-i Sünnet ve'1-Cemaat mezhebinin doğruluğuna başka deliller şehâdet etmemiş olsaydı bile, şu zikrettiğimiz hususlar bu konuda yeterli olurdu. Haddizatında bu konuda insanların fıtrat ve bilgilerinde yerleştirilmiş bilgi, her şeyden daha açık ve sağlamdır. Arap olsun, acem olsun; hatta mü'min veya kâfir olsun, her kime «Rab-bin nerededir?» diye sorsan, mutlaka: Göktedir, karşılığını alırsın. Dili varsa, bunu açık açık söyleyecek, değilse eliyle veya gözüyle göğü işaret edecek, ama hiçbir zaman yere, ovaya veya dağlara işaret etmeyecektir.
Dua eden herkes, mutlaka ellerini göğe kaldırır. Cehmîlerin dışında Rabbini her yerde arayan kimseyi görmedik. Ama yine de onlar kendilerini insanların en üstünü görürler. Sanki herkes aklını yitirmiş de, sadece Cehm ve ona tâbi olan bir-iki kişi hak yolda: Fitnelerin saptırmalarından Allah'a sığınırız.
îbn Küllâb, Ebû'l-Hasen el - E ş ' a r î ve ona tâbi olanların söyledikleri bu. Haris el-Muhasibî de söylediklerini tbn Küllâb' tan almış. Onun «Fehmu'l-Kur'an» isimli eserinde ve başkaları başka yerlerde hep bunları söylemişlerdir. Selefin ve müctehidlerin buna dair pek çok sözleri vardır.
Allah en iyisini bilir.


Facebook beğen
 
Kur.an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
Kur'an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
Kur'an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
Kur'an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol