Her hangi bir olayda etkili sebebin ne olduğunu tesbit etmenin tabiî olaylarda olduğu gibi şer'î meselelerde de çeşitli yolları vardır.
- Bu yollardan biri “kaçınılmazlık, kesinlik” durumudur.
Meselâ; bilindiği gibi sahabiler Peygamberimiz (salât ve selâm üzerine olsun) zamanında bir gün susuz kaldıklarında Resûlullah bir kaç avuç su koyarak içine elini daldırdı. Bunun üzerine parmak uçlarından sular fışkırdı. Aynı şekilde elini içinde yemek bulunan bir kaba daldırınca kabdaki yemek bereketlenerek olağan ölçüler dışında çoğalıverdi. (Buhari, H. 2484, 2618; Müslim, h. 27.)
İşte bu olaylarda görülen belirli zaman uyumu (birbirini izleme realitesi) buradaki suyun ve yemeğin çoğalmasının sebebinin Peygamberimiz olduğunu, kesin ve kaçınılmaz şekilde bilmemizi gerektirir.
Tıpkı ağır bir kılıç darbesi yiyen ve hemen arkasından yere yığılıp ölüveren bir kimsenin ölüm sebebinin kılıç darbesi olduğunu bildiğimiz gibi.
Hatta yukarıdaki sebeple ilgili bilgimiz bundan da kesin olmalıdır. Çünkü suyun ve yemeğin böyle durumlarda çoğalması için hiç bir normal sebep olmadığı gerçeği ile bilgimizi, bu zaman uyumu ve birlikte bulunma realitesi ile birlikte değerlendirince, sebebin Peygamberimiz olduğunu kesin ve kaçınılmaz şekilde bilmiş oluruz.
Buna benzer bir başka olay da, Peygamberimizin (salât ve selâm üzerine olsun) sahabilerden Enes b. Malik (Allah ondan razı olsun) için serveti bol ve evlâtları çok olsun diye dua etmesi olayıdır. Peygamberimizin bu duasının sonucu olarak Enes b. Malik'in hurma ağaçları, bulundukları yörenin hurma ağaçlarından farklı olarak yılda iki kez meyve verir olmuş ve bu sahabi, oğlu, torunu, torununun torunu derken soyunun yüz kişiye vardığını gözleri ile görme imkânına kavuşmuştur. (Buhari, Kitab, oruç, bab: 61, H. No: 1982; Müslim, Kitab, Sahabenin faziletleri, Enes'in fazileti babı, H. No: 2480.)
Böyle olağanüstü bir olay görülünce bunun sebebinin söz konusu dua olduğu kesinlikle bilinir. Tıpkı bunun gibi insan yüksek sesle ağlayan emzikli bir bebeğin ağzına annesinin meme verdiğini ve bunun üzerine bebeğin sustuğunu görünce kesinlikle bilir ki, bebeğin susuşunun sebebi anasının sütünü emmiş olmasıdır.
- Olayların sebeplerini belirlemenin diğer bir yolu da “ihtimaller” dir.
Yalnız bunlar tek tek olaylarda değil, bir türün bütünü için sebep belirleme yolu olabilirler. Meselâ genel anlamda dualar böyledir. Meselâ bakarsınız bir mümin belirli bir dua yapar ve ortada normal anlamda hiç bir gerektiriri sebep olmadığı halde duada seslendirdiği dileğin gerçekleştiğini görür.
Yada böyle bir mümin her hangi bir hareket yapar ve bu hareketi ile ortada fizik sebebi olmayan bir sonuç elde ettiği görülür.
Meselâ İslam ordusunun komutanlarında Alâ b. Hadremî'nin (Allah ondan razı olsun) olayı gibi.
İslâm ordusu çok sıcak bir günde susuz kalınca bu sahabi “Ya Alim, ya Halim, ya Âlî, ya Azîm, bize su!” diye dua etti ve hemen arkasından ordu karargahının sınırlarını aşmayan bir yağmurun yağdığı görüldü. Yine bu zat “Ey sular, batırmayın bizi” diye dua ettikten sonra ordusunu büyük bir nehrin sularını çıplak ayaklarla geçmeye çağırınca, hiç bir binek hayvanı veya yayanın ayak tabanı bile ıslanmadan karşıya geçildiği görülmüştür. (İbn Kesir bu olayı sahabeden bir çoklarına dayanarak nakletmektedir. Örneğin Enes bin Malik tanıklardan bir tanesidir. Bkz. El-Hidaye ve El-Nihaye, c. 6, s. 259, 260.)
Bu tür bir başka örnek de Eyüb Sahtiyanî'dir.
Bu zat, yanındaki arkadaşının susuzluktan bunalması üzerine tırmanmakta oldukları dağın yamacına bir topuk darbesi vuruyor ve bu darbenin üzerine gürül gürül akan bir pınarın fışkırdığı görülüyor ve arkadaşı suya kanar kanmaz da, bu pınarın tekrar kuruyuvererek kaybolduğu gözleniyor. Bunun üzerine de bu zat tek ve ortaksız Allaha dua ve hamd ediyor. (Ebu nuaym, El-Hilye, c. 3, s. 5.)
(Eyüb Sahtiyanî; Asıl adı, Eyyub b. Ebi Teymiye-Keysan El-Sahtiyanî; künyesi Ebu-bekir El-Basrî'dir. Güvenilir ravilerden olup abid fıkıhçıların büyüklerindendir. Hicrî 131 yılında ölen bu raviden altı ünlü hadis kaynağı sahibi de hadis tahririnde bulunmuşlardır. Takrib El-Tehzib, c. 1, s. 89, biy. 260.)
Bu tür duaların yararlı ve geçerli olduğu hem vahiy hem sağlıklı akıl ve hemde sayısını ancak Allah'ın (c.c.) bilebileceği çok sayıda yaşanmış tecrübe isbat etmektedir.
Nitekim çok sayıda müminin Allah'a dua edip, O'ndan maddi gerçekleşme sebebi ortada olmayan çeşitli şeyler istediklerini ve bu isteklerin onların dileklerine uygun şekilde gerçekleştiği görülüyor. Öyle ki, bazen kesin bilgi ve kimi zaman da gerçeğe en yakın tahmin bu gerçekleşmenin sebebinin dua olduğunu gösteriyor ve bu gerçeği delillerin çeşitleri, şartları ve benzerleri konusunda bilgisi olan basireti açık akıl sahiplerinin onayladığını görüyoruz.
Buna karşılık haram nitelikli duaların etkili olduğunu ileri süren kanaatlere gelince; bu kanaatin çoğunlukla delil ile delil olmayan şey arasındaki farkı ayırdedemeyen, delillerde bulunması gereken tutarlılık şeriatını kavrayamamış cahiller arasında taraftar bulabilir.
Ayrıca kâfirler, münafıklar ve büyük günahlarla kalblerini karartarak doğru ile eğriyi ayırdedemez hale gelmiş olanlar da bu tür iddialarla ortaya çıkmaktadırlar.
|