Kur'an ve Sünnet
   
 
  Mezarlara Selâm Vermek

بســـم الله الرحمن الرحيم

 

Mezarlara Selâm Vermek

 

Sahabilerden Bureyde b. Hasib'in bildirdiğine göre Peygamber Efendimiz (salât ve selâm üzerine olsun) kendilerine mezarlığa vardıkları veya yanından geçtikleri zaman aralarından birinin:

“Allah'ın selâmı üzerinize olsun, ey evlerin (mezarların) mümin ve müslüman halkı, hiç şüphesiz Allah dilediği zaman biz de size katılacağız” diye seslenmesini öğretmiştir. (Müslim, Cenazeler kitabı, Mezarlığa girilince ne söylenmeli ve oradakilere nasıl dua edilmeli, babı, H. No: 975, c. 1, s. 671.)

(Bureyde b. Hasib; Sahabinin büyükleri arasında sayılan bu zatın asıl adı Büreyde b. Hasib b. Abdullah b. El-Hars b. El-Arac, El-Eslemi'dir. Hicret sırasında müslüman olup Uhud savaşının ardından Peygamber'in yanına geldi. Cenab-ı Peygamberle on altı savaşa katıldı. Osman'ın hilafeti döneminde de Horasan savaşında bulundu. Basra fethedilinceye dek orada oturdu. Daha sonra Merv'e yerleşti. Yezid'in saltanatı sırasında burada öldü. (h. 63). Bkz. El-İsabe, c. 1, s. 146, Biy. No: 632.)

Bu hadisi kaydetmiş olan Müslim'in, Ebu Hureyre'ye dayandırarak naklettiği bir başka hadise göre Peygamberimiz, bir defasında ziyaret ettiği bir mezarlıkta:

“Allah'ın selâmı üzerinize olsun, ey müminler barınağı, hiç şüphesiz Allah dilediğinde biz de size katılacağız” buyurmuştur. (Müslim, Temizlik kitabı, Parlaklığı artırmanın müstehaplığı babı, H. No: 249, c. 1, s. 218.)

Yine Müslim'in, Hz. Ayşe'ye (Allah ondan razı olsun) dayanarak bildirdiğine göre Peygamberimiz (salât ve selâm üzerine olsun) bir defasında kendisine:

“Ya Ayşe, Cebrail bana geldi ve senin Baki mezarlığına gidip orada yatan ölüler için mağfiret dilemeni Allah'ın emrettiğini bildirdi” buyurdu. Kendisine:

“Ya Rasûlullah, ölülere mağfiret dilemek için neler söylemeliyim?” diye sorunca bana şu cevabı verdi:

“De ki; Allah'ın selâmı bu barınakların (mezarların) mümin ve müslüman sakinleri üzerine olsun; Allah önden gidenlerimize de arkada kalanlarımıza da rahmet eylesin. Hiç şüphesiz Allah dileyince biz de aranıza katılacağız.” (Müslim, Kitab: Cenazeler, bab: Mezarlığa girilince ne söylenmeli H. No: 974, c. 2, s. 669, 671.)

İbn-i Mace'nin bildirdiğine göre yine Hz. Ayşe (Allah ondan razı olsun) diyor ki:

“Bir defasında Rasûlullah'ı arıyordum. Sonunda baktım Baki mezarlığındaydı ve şöyle dediğini işittim:

“Selâm üzerinize olsun, ey müminler barınağı, siz bizlerin öncülerisiniz, biz de bir gün aranıza katılacağız. Allah'ım, bizi onların ecirlerinden mahrum bırakma ve onların arkasından bizi ihmal etme.” (İbn Mace, Sünen, K Cenazeler, bab: Kişi mezarlığa girdiği vakit ne söylemelidir. H. No: 1548, c. 1, s. 493.)

Tirmizî ile Ahmed İbn Hanbelî'ye göre İbn-i Abbas (Allah ondan razı olsun) diyor ki:

“Bir defasında Rasûlullah Medine mezarlığının yanından geçerken durdu ve yüzünü mezarlığa doğru çevirerek şöyle dedi:

“Allah'ın selâmı üzerinize olsun, ey mezarlık sakinleri, Allah sizi de bizi de affetsin, siz bizim önümüzden gittiniz, bizlerde sizin arkanızdan geliyoruz.

 (Tirmizi, Kitab, Cenazeler, bab: Adam mezarlığa girince ne söylemelidir? H. No: 15 1053, c. 3, s. 369. Tirmizi bu konuda Ayşe'den de bir hadis olduğunu hatırlattıktan sonra İbn Abbas'ın hadisinin “garip” olduğunu söylemektedir, c. 3, s. 369; Ahmed El-Müsned'inde hadisi Ebi Hüreyre, Büreyde ve Ayşe'den nakletmektedir. Bkz. Feth El-Rabbanî, c. 8, s. 172, 176.)

Yine elimizdeki belgelerin bildirdiğine göre Peygamber Efendimiz (salât ve selâm üzerine olsun) Uhud savaşından sekiz yıl sonra bu savaşda şehit düşenlerin mezarlarını ziyaret ederek tıpkı yeni ölmüşler gibi cenaze namazlarını kılmıştı. (Bu haber Buhari, Müslim ve diğer hadis kaynaklarında kaydedilmiştir. Tahrici daha önceki sayfalarda geçmiştir.)

Ebu Davud'un bildirdiğine göre üçüncü halife Hz. Osman (Allah ondan razı olsun) eliyor ki:

“Peygamberimiz bir ölü toprağa verildikten sonra mezarı başında bir süre daha durur ve bize şöyle derdi:

“Kardeşiniz için Allah'dan mağfiret isteyiniz, onun için kararlılık ve tahammül gücü dileyiniz, o şimdi sizden bir şeyler bekler.” (Ebu Davud, H. Cenazeler, bab: Mezar yanında ölü için dua etme, H. No: 3221, c. 3, s. 550; Hakim, El-Müstedrek, Cenazeler kitabı, Ölü defnedilince mezarı yanında durup onun için dua ve bağışlanma dileğinde bulunma, c. 1, s. 370; Hakim: “Bu hadis müsnedlerin kaydetmemelerine rağmen onların rivayet koşullarına göre sahihtir,” diyor. El-Zehebi de El-Telbis adli eserinde Hakimi'in görüşünü paylaşmaktadır. Bkz. Hamiş, c. 1, s. 370, 371.)

Sahabilerden İbn-i Abdülbirr'in doğru olduğunu onayladığı bir hadise göre Peygamberimizin (salât ve selâm üzerine olsun) şöyle buyuruyor:

“Her hangi bir kimse hayattayken tanıdığı bir kardeşinin mezarının yanından geçerken, eğer ona selâm verirse Allah o ölüye ruhunu geri vererek kardeşinin verdiği selâmı almasını sağlar.”

(Süyutî, Cami'ül-Sağir, c. 2, s. 518, H. No: 7662; El-Menavi “Feyz El-Kadir'inde İbn El-Cevzi'nin hadisin sahihliğini onaylamadığını söylemektedir. Devamla şöyle diyor: “Hafız El-Irakî bu hadisi İbn Abdulberr'in sahih bir senetle İbn Abbas'tan kaydetmiş. Abdul Hakk da sahihliği onaylamıştır. “Feyz El-Kadir, c. 5, s. 487; İbn Abdulber, El-İstiztar, c. 1, s. 234.)

Bu arada ölüyü toprağa verdikten sonra ona “Telkin” verilmesi ile ilgili olarak güvenirliği tartışmalı bir hadis rivayet edilmiştir. (Ölüye telkin verme: Kişi yeni defnedilen ölünün mezarı başında durup “Ey falanca şunu şunu hatırla! gibi uyarılarda bulunur. Bkz. Şerh El-Muğnî ve El-Şerh ve El-Kebir, c. 2, s. 387.)

Bununla birlikte eski Şam alimlerinden bazıları onu hem nakletmişler ve hem de uygulamışlardır. Bundan dolayı gerek bizim arkadaşlarımızın çoğunluğu ve gerekse başka bir çokları ölüye telkin vermeyi müstahab saymışlardır.(Daha geniş bilgi için bakınız Müellifin fetvaları, c. 24, s. 296, 299; ayrıca bkz. Şerh El-Muğni, c, 2, s. 385, 386.)

Peygamberimizin ölüyü toprağa verdikten sonra, mezarlığı ziyaret ederken veya yanından geçerken yaptığı ve ümmetine yapmayı emrettiği hareketler, tıpkı yaşayanlara karşı olduğu gibi ölüleri selâmlamadan ve onlar için dua etmekten ibarettir. Ölü için dua eden kimse bu arada hem kendisi ve hem de diğer bütün müminler için de dua etmektedir. Nitekim cenaze namazında da namazı kılan kimse ölüye öncelik ve özellik tanımakla birlikte bunun yanında hem kendisi ve hem de diğer tüm müminler için de dua etmektedir.

Bütün bu Peygamber sünnetleri ile ilk önce müslümanların uygulamaları ölüler ile ilgili olarak müslümanlar için şeriata uygun (meşru) davranışlardır ve sahabilerin Peygamberimizin mezarı başında da yaptıkları hareketlerdir.

Nitekim İbn-i Butta'nın “İbane” adlı eserinde Muaz b. Muaz'a dayanarak belirttiğine göre İbn-i Avn diyor ki;

Bir gün adamın biri Nafi'ye:

“İbn-i Ömer, mezarlara selâm verir miydi?” diye sordu. Nafî bu soruya şu karşılığı verdi:

“Evet, onun yüz kere veya daha fazla kere mezar başına gelerek durduğunu ve şöyle dediğini kendi kulaklarımla işitmiştim;

“Allah'ın selâmı Peygamberimizin üzerine olsun, Allah selâmı Ebu Bekir üzerine olsun, Allah'ın selâmı babam Ömer üzerine olsun.” (Bkz. El-Muvatt'a, Namazı kısaltma ve yolculuk kitabı, Peygamberimize salat ve selam okuma konusunda gelen hadisler babı, H. No: 68, c. 1, s. 166.)

(İbn-i Butta; Asıl adı, Ubeydullah b. Muhammed b. Hamdan, Ebu Abdullah El-Akberi'dir, ne var o, İbn Butta olarak tanınır, daha çok. Fıkıhçı ve hadis konusunda büyük alimdir. Hanbeli mezhebinin ünlü alimleri arasında sayılır. Yüzü aşkın eseri vardır. Bir kaçı: El-Şerh ve El-İbane, ala Usûl El-Diyane; El-Teferrud ve El-Uzlet; Tabirim El-Hamr; Zemmul Gina ve El-İstima ileyh ve diğer eserleri. 304 yılında doğan bu ünlü alim 387de öldü. Bkz. Tabakat El-Hanabile, c. 2, s. 144, 153, biy. No: 622; Zerkelî, El-'Alam, c. 4, s. 197.)

(Adı Muaz b. Muaz b. Nasr b. Hassan El-Anberî, Ebu El-Müsenna El-Basrî, El-Kadı'dır. Güvenilir ve sağlam bir ravi olan bu zat hicri 196, yılında öldü. Altı önemli hadis kaynağı sahibi de ondan hadis kaydında bulundular. Bkz. Tehzib El-Tehzib, c. 2, s. 257, Biy. No: 1209.)


Facebook beğen
 
Kur.an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
Kur'an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
Kur'an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
Kur'an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol