39. Miraç haktır. Peygamber -Sallallahu aleyhi ve sellem- İsra ile (geceleyin) yürütülmüştür. Uyanıkken bedeni ile miraç’la semavata yükseltilmiştir. Daha sonra da Yüce Allah’ın dilediği yüceliklere çıkartılmıştır. Allah, ona dilediği ikramlarda bulunmuş ve vahyettiği şeyleri vahyetmiştir. “Kalp gördüğünü yalanlamadı” (en-Necm, 53/11) dünyada da, ahirette de yüce Allah’ın salat ve selâmı ona olsun.
Ehl-i Sünnet ve’l-Cemaat, Allah Rasûlü’nün şahsı, bedeni ve ruhu ile İsra gecesi Mirac’a götürüldüğüne iman eder. “İsra” Kitab, Sünnet ve İcma ile sabittir. İsra Mekke’den Beytu’l-Makdis’e olmuştur:
“Kulu Muhammed’i, geceleyin, Mescid-i Haram’dan, kendisine bazı âyetlerimizi göstermek için, etrafını mübarek kıldığımız Mescid-i Aksa’ya götüren Allah her türlü noksan sıfatlardan münezzehtir. Her şeyi hakkıyla işiten, hakkıyla gören O’dur.” (el-İsra: 17/1)
Allah Rasûlü -Sallallahu Aleyhi Vesellem- orada Nebi’lere imamlık ederek namaz kıldırdı. Böylece O’nun -Sallallahu Aleyhi Vesellem- yedinci kat göğe şerefli bedenleriyle gitmesi (Mirac) gerçekleşmiş oldu. Orada Sidre-i Münteha’ya ve oradan da Cennetu’l Me’va’ya götürüldü.
Allahu Teâla, bu esnada dilediği şekilde O’nunla orada bir vasıta olmadan konuştu. Allah O’na dilediği şekilde ikramda bulundu. O, hiç kimsenin ulaşamadığı bir makama ulaştı. Allah ile konuştu. Allah O’na Cennet ile Cehennem’in hallerini gösterdi. O’na dilediğini vahyetti. O’na bir gün ve gecede kılınacak beş vakit farz namazları bildirdi. Gördüklerini gerçekten gözleriyle gördü. Bu da O’na diğer Rasûl’lerden farklı olarak Allah’ın bir ikramıydı ve O’nun yüceliğinin bir izharıydı. Bu gece gerçekleşen olayların hepsi Allah Rasûlü’nden sahih olarak rivayet edilmiştir.
40. Allah’u Teâla’nın ona ikram ve ümmetine de bir yardım olmak üzere lütfedeceği “Havz” da haktır..
Allah Rasûlü’nden gelen Hadislerde “Havz”ın varlığının hak olduğu sabittir. “Havz” hadisleri ilim ehlinin de açıkladığı gibi, “mütevatir”dir.
Havz, Cennet nehirlerinden sulanan büyük bir göldür. Suyu sütten beyaz, baldan daha tatlı ve kokusu miskten daha güzeldir. Onun uzunluğu ile genişliği aynıdır. Bir köşesiyle diğer köşesi arasındaki mesafe bir aydır. Kadehleri gökyüzünün yıldızları gibidir. Ondan bir yudum içen ebedi olarak susamaz. O Kıyamet gününün en büyük ve en tatlı “Havz”ıdır ve içenleri en çok olanıdır. O Kıyamet gününün susuzluğundan Ümmet-i Muhammed’in kurtuluşudur.
Bu, Allah’ın Rasûlü’nün -Sallallahu Aleyhi Vesellem- diğer Peygamberler içerisinde sahip olduğu fazilet nedeniyle, Allah’ın O’na bir ikramıdır. Allah hepimizi Kıyamet günü O’nun “Havz”ından içenlerden eylesin!
Mekke’den Beyti’l-Makdis’e olan İsra hadisesi haktır. Semaya çıkmak demek olan Mi’rac haktır. Peygamber’e semada inen vahiyler haktır. Ve bu konuda Rasûlullah -Sallallahu Aleyhi Vesellem-’den ne kadar sahih hadis gelmişse hepsi haktır. Ehl-i Sünnet olarak hepsine inanıyoruz.
1. İsra hadisesini inkâr edenin hükmü nedir?
2. İsra nereden nereye oldu, Mi’rac nereden nereye oldu?
3. Rasûlullah’ın -Sallallahu Aleyhi Vesellem- Kıyamet’teki Havz’ı hakkında ne biliyorsunuz?
|