İbadet, itaat, istikamet, sırat-ı müstakimi (doğru yolu) tercih gibi, manaları ve maksadı (hedefleri) bir olan bütün bu ıstılahlar (kavramlar) iki esası ifade ederler.
1 - Bir kimse Allah (c.c)'tan başka hiç kimseye itaatla ibadet (kulluk) etmemelidir.
2 - Allah'a ancak Kur'an'da belirlenen hudutlar içinde, şeriat dairesinde (şeriat prensiplerine göre) ibadet ve itaat etmelidir.
Hiç kimse, bid'atlarla, kendi nefsi heveslerinin arkasındaki zanlarla, şehvet duygularının götürdüğü aşırılıklarla ve benzeri şeriat dışı, sünnet harici şeylerle Allah (c.c)'a ibadet yapmamalıdır.
Yüce Allah şöyle buyuruyor mealen:
"O halde bir kimse Rabbinin rızasını taleb ederse, emrettiğimiz bir ameli işlesin ve Rabbine ibadet ederken, O'na hiç kimseyi ortak olarak kabul etmesin" (Kehf: 18/110)
Bir başka ayette mealen:
"Hayır, onların dedikleri gibi değil! Her kim yaptığı işlerde Allah'ın kanunlarını kendine önder tanır, kendini tamamen Allah'a teslim ederse onun için Allah katında yaptığı iyi işlerin karşılığında cennet var. Ve onlar için herhangi bir korku da yoktur ve onlar asla mahzun da olmazlar" (Bakara: 2/112)
Bir başka ayet meali:
"İyilik eden bir kimse olarak kendini tam bir samimiyetle Allah'a teslim eden ve İbrahim'in tevhid dinine uymuş bulunan kimseden daha güzel din sahibi kimdir? Zira Allah İbrahim'i kendine dost edinmiştir" (Nisa: 4/125)