Çünkü Allah kuluna herkesten ve her şeyden yakındır.
Cenab-ı Hak buyuruyor:
"Kullarım sana (Habibim) beni sorarsa (haber ver ki) işte ben muhakkak yakınımdır. Bana dua edince bana dua edenin davetine icabet ederim. O halde onlar da benim davetime (itaatle) icabet ve bana iman (da devam) etsinler. Ta ki, O sayede doğru yola ulaşmış olalar" (Bakara: 2/186)
Yukardaki ayette Yüce Allah, emir ve yasaklarıma uymaları için onları çağırdığımda, bu davetime icabet etsinler ve bana iman eylesinler. Ben de onların, isteklerine, yakarışlarına, dualarına ve çağrılarına icabet ederim, demek istemektedir.
Aşağıdaki ayeti kerimeler de konumuz hakkında ikaz mahiyetindedir:
"O halde boş kaldın mı hemen (kalk) yorul. Ve (her işinde) ancak Rabbine sarıl." (İnşirah: 94/7-8)
"Denizde size bir sıkıntı isabet ettiği zaman, O'ndan başka bütün kendinize efendi edindikleriniz kaybolup gider. Sadece gerçek efendi olan Allah'tan yardım istersiniz. Fakat O sizi kurtarıp karaya çıkarınca yine O'ndan yüz çevirirsiniz. Şu insan ne de nankördür" (İsra: 17/67)
"Yoksa bunalmışsa, kendine dua ve iltica ettiği zaman icabet eden, fenalığı gideren, sizi yeryüzünün efendisi ve hükümdarı kılana mı? Allah ile birlikte bir başka ilah ha? Siz ne rezilane düşünüyorsunuz!" (Neml: 27/62)
"Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O'ndan ister. O her an bir iştedir" (Rahman: 55/29)