Zevk, vecd ve benzeri şeyler, kulun sevmesi ve nefsinin meyletmesi nispetindedir. Bir sevenin sevgisi, kendi gücü oranındadır ve elbette ki bu güç oranında zevk ve vecd duyabilir.
Demek ki, şu aşağıdaki Hadis-i şerifde buyrulduğu gibi, iman ehlinin, iman eden bir kimsenin de imanından dolayı duyacağı zevk ve vecd vardır:
"Üç şey vardır ki, bunlar her kimde bulunursa o kimse imanın lezzetini (halâvetini ve tadını) tatmıştır.
O bulunanlardan birisi, Allah ve Rasulünün kendisine başka her şeyden daha sevgili olması;
İkincisi, bir kimseyi Allah için, Allah razı olsun diye sevmesi;
Üçüncüsü, Yüce Allah bir kimseyi küfürden kurtardıktan sonra bir daha küfre dönmeyi ateşe atılmak gibi (kötü ve kerih) telakki etmesi ve iğrenç bulması" (Buhari, İman: 9-14; İkrah: 1; Müslim, İman: 67; Tirmizi, İman: 10; Nesai, İman: 3; İbni Mace, Fiten: 23.)
Diğer bir sahih hadis-i şerifde de konuyla ilgili olarak şöyle buyrulmuştur:
"Tek Rab olarak Allah (c.c)'ı, yaşanılacak tek din olarak İslam'ı, kitap'ı elçi olarak da Muhammed'i seçip benimseyen bir kimse imanın lezzetini de almıştır" (Ebu Davud, Zekat: 4.)