Bu dünyada yücelik, üstünlük ve riyaset (hakimiyet, makam) isteyen kimseler de böyledir.
İnsanoğlu kendisini hükümdar kılan, büyüten, güçlendiren kimselere bağlı olduğu için, bir bakıma köledir.
İsterse, kendisini o hakimiyet makamına çıkaranların üstünde olsun, lideri gibi görünsün, onlar kendilerine itaat ediyormuş gibi davransınlar.
Gerçekte, kendisine güç kazanmak için destek verenlerden korkar, bir takım şeyleri de umut eder. Onun için de, onları itaat ve yardımlarını devam ettirmeleri için, mal ve makam vererek kazanmaya çalışır. İtaat ve yardımlarını devam ettirmeleri için, kendisine karşı işledikleri suçları affetmek yoluna gider.
Durum bu olunca da, kendisine itaat ettikleri zannedilen destekçiler, aslında efendi durumuna çıkmış olur. Böylece, görünüşte itaat edilen reis fakat gerçekte ise kendisine itaat edenlere kul ve köledir.
Bir başka deyimle, gerçek anlamda bu iki taraf da birbirinin kulu ve kölesidir. Çünkü her iki taraf da Allah (c.c)'a kul olmayı terketmişler birbirlerini kul edinmişlerdir.
Bunların birbirleriyle yardımlaşmaları, bu dünyada haksız bir yücelik, güç elde etmek içinse:
O zaman bunlar yol kesen eşkiyaların birbirleriyle yardımlaşmalarına benzer bir hal içinde olurlar. Bu iki kesim de, (kendilerini köleleştiren) nefsinin (hevalarına) istediklerine ulaşmak için, diğerinin kulu olmuş olurlar.