Kur'an ve Sünnet
   
 
  Çalgı, Sema ve Benzeri Şeyler

بســـم الله الرحمن الرحيم

 

Çalgı, Sema ve Benzeri Şeyler

 

Böyle şeytani halleri destekleyen işlerin en büyüklerinden biri de, çalgı ve emsali şeylerdir. Bunlar müşriklerin uğraşılarıdır.

Şanı yüce olan Allah onlardan mealen şöyle bahis buyuruyor:

“Onların, Beyt-i Şerif yanındaki ibadetleri, ıslık çalmaktan ve el çırpmaktan başka bir şey değildir.” (Enfal: 35)

Bu ayetin tefsirinde İbni Abbas, İbni Ömer ve selefden başkalarının söylediği şunlardır:

“Müşriklerin bu ameli, ıslık çalmak ve el çırpmaktı. Müşrikler bunu kendileri için bir ibadet edinmişlerdi.”

Allah'ın Resulü ve arkadaşlarını ibadeti ise, namaz kılmak, Kur'an okumak, zikretmek, dini toplantı ve sohbetlerde bulunmak gibi, şanı yüce Allah'ın istediği işlerdir. Resulü Ekrem ve arkadaşları, çalgı ve emsali şeyler; dinlemek şöyle dursun, onların yapıldığı yerlerde bile bulunmamışlardır.

Resulü Ekrem hiçbir zaman Sema yapmamıştır. Vecde kapılarak kalkmamış ve hırkası da yere düşmüş değildir. Böyle haberlerin hepsi, bütün bu konunun uzmanlarınca yalan sayılmıştır. Çünkü bunların hepsi de uydurma haberlerdir.

Resulü Ekrem efendimiz arkadaşlarıyla toplandıkları zaman, içlerinden birine Kur'an okumasını emreder. Emrettiği Kur'an okur, diğerleri de dinlerlerdi.

Bir gün Resulü Ekrem efendimiz Ebu Musa'ya uğramıştı. O sırada Ebu Musa Kur'an okumakla meşguldü. Efendimiz hiç ses çıkarmadan onu dinledi ve ertesi günü kendisini gördüğünde ona dedi ki:

“Dün gece sana uğramıştım. Sen Kur'an okuyordun. Ben de seni dinledim!”

Ebu Musa:

“Ey Allah'ın Resulü! Sizin dinlemekte olduğunuzu bilseydim, sizin için sesimi daha da güzelleştirmeye çalışırdım!”

Zira Resulü Ekrem efendimiz bir hadisi şeriflerinde şöyle buyurmuşlardı:

“Kur'an okurken sesinizi güzelleştirin!”

Bir diğer hadislerinde de şöyle buyurmuşlardır:

“Şanı Yüce Allah, güzel sesli bir kimsenin Kur'an okumasını, bir efendinin cariyesinin çalıp türkü söylemesini istemesinden daha çok ister ve daha çok sever.”

Bir gün Resulü Ekrem efendimiz, İbni Mesud'a şöyle buyurmuştur:

Haydi bana biraz Kur'an oku!”

Buna karşılık İbni Mesud da şöyle söylemişti:

“Ey Allah'ın Resulü! Kur'an sana indirildi. Sana ben Kur'an nasıl okuyabilirim?” Bunun üzerine Allah Resulü şöyle konuştu:

“Ben bir başkasından Kur'an dinlemeyi çok severim!”

Bu konuda İbni Mesud diyor ki:

“Efendimize Nisa Suresini okumaya başladım?

 Şu mealdeki ayette geldiğim zaman:

“Her ümmetten bir şahit, onların üzerine de seni bir şahit olarak getirdiğimiz zaman, onların hali nice olur?” (Nisa: 41)

Burayı okuduğum zaman Resulü Ekrem efendimiz; “Yetişir” buyurdular. Bir de ne göreyim, mübarek gözlerinden sicim gibi yaş dökülüyordu ağlamaktan!

İşte Resul ve nebilerin ve onlara uyanların Sema'ı budur. Nitekim şanı yüce olan Allah mealen şöyle buyurmaktadır:

“İşte bunlar Adem'in zürriyetinden, Nuh ile gemide taşıdıklarımızın evlatlarından, İbrahim ve İsrail (Yakub) neslinden yol gösterdiğimiz ve seçtiğimiz kimselerden olan insanlardır. Onlar Rahman'ın ayetleri okunduğu zaman ağlayarak secdeye kapanırlardı.” (Meryem: 58)

Şanı yüce Allah marifet ehli olan ve hakkı gerçekten tanıyan kulları hakkında şöyle buyurmaktadır mealen:

“Onlar Resulü gönderilen Kur'anı işittikleri zaman, hakkı tanıdıklarından dolayı, gözlerinin yaşlarla dolup taştığını görürsün!” (Maide: 83)

Demek ki, şanı yüce olan Allah, Sema ehlini Allah'ın ayetlerini dinlemeye teşvik ederek, kendilerinde imanın artmasını, tenlerinin titremesini, gözlerinden yaşlar akıtmasını övüp methetmiştir.

Yine onlar hakkında buyuruyor mealen:

“Öyle ya, Allah gönlünü Müslümanlığa açtığı için, Rabbi tarafından aydınlığa kavuşan bir kimse, katı yürekli kimseler gibi midir? Hayır! Artık kalbleri Allah'ın zikrinden yana kaskatı kalmış olanların vay haline! Onlar apaçık bir sapıklık içindedirler…” (Zümer: 22)

Bir başka ayet meali:

“Allah sözün en güzelini, her tarafı birbirini tutan, her şeyi tekrar tekrar beyan eden bir kitap haline indirmiştir ki, rablerine karşı derin bir saygı duyanların ondan tenleri ürperir, sonra Allah'ı anmakta içleri açılır, yürekleri ferahlar.” (Zümer: 23)

“Müminler ancak onlardır ki, Allah anıldığı zaman yürekleri titrer. Allah'ın ayetleri kendilerine okunduğu zaman imanları kat kat artar. Onlar ancak Rablerine güvenir ve dayanırlar. Onlar ki namazı dosdoğru kılarlar, kendilerine rızık olarak verdiklerimizden harcarlar. İşte bunlardır hakiki müminler. Rableri katında dereceler, yarlıganmak / bağışlanmak ve sayısı bitmez, müddeti tükenmez nimetler onlarındır.” (Enfal: 2-4)

Bid'at olan Sema'ya gelince:

Bunlar el çırpmak, def vurmak, kaval veya başka şeyler çalmak gibi şeylerdir.

Allah Resulünün has arkadaşları, onların ardından gelen nesiller, büyük din alimleri, bu gibi şeyleri asla Allah'a yaklaştırıcı bir vesile olarak görmemişlerdir. Bunları, Allah'a yakınlık, itaat ve ibadet olan işlerden saymamışlardır.

Hatta, İmam Şafi Hazretleri bunlar için şunları söylemiştir:

“Ben Bağdad'dan ayrıldığım zaman, oradaki zındıklar tağyir (dönmek) adını verdikleri bir sema icat etmişlerdi. Bu yolla insanları Kur'andan uzaklaştırmaya çalışıyorlardı.”

İrfan ve ilim sahibi olan gerçek Allah dostları bu durumu çok iyi bilirler. Bilirler ki onlar, bu işte şeytanın parmağı vardır. Onun için de, bunlardan bazıları bunlara iştirak etmişler fakat sonradan tevbe edip dönmüşlerdir. Her kim ilahi rahmet ve nimetlerden uzaklaşmışsa, bu semalara o kadar düşkün olmuştur.

Bid'at olan bu gibi semalar, içki mesabesindedirler. Hatta insan nefsi üzerinde içkiden de beter etkiler bırakırlar. Bundan ötürü, semalara iştirak edenler büyülenir kendilerinden geçerler. Sarhoş olurlar. Şeytanlar da onlara iner ve onların dilinden konuşur.

Aynen içki aleminde olduğu gibi, onlar birbiriyle kavgaya tutuşurlar. Onları şeytan havalara kaldırır. Kiminin şeytanı diğerlerinden daha güçlü çıkar ve onu öldürür.

Cahiller ise böyle bir şeyi, takva sahibi Allah dostlarından sanırlar. Allah dostlarının kerameti gibi görürler. Halbuki ise, bunlar şeytani hallerden olup, sahibini Allah'dan uzaklaştırır. Zira, Allah'ın hududlarını tayin ettiği biçimden başka insan öldürmek yasaktır. Böyle olunca, bir Müslümanı ve Allah dostunu öldürmek nasıl olur da caiz olabilir?


Facebook beğen
 
Kur.an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
Kur'an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
Kur'an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
Kur'an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol