Kur'an ve Sünnet
   
 
  Yaratmak ve Hükmetmek (Emir) Sadece Allah'a Ait Bir Vasıfdır ve Yalnız O'na Aittir. (O’nun hakkıdır.)

بســـم الله الرحمن الرحيم

 
Yaratmak ve Hükmetmek (Emir) Sadece Allah'a Ait Bir Vasıfdır ve Yalnız O'na Aittir. (O’nun hakkıdır.)
 

İnsanların birçoğu, din iman ve emirle ilgili hakikatlarla; yaratmak, kader ve var etme ile, hakikatları birbirinden ayırmayarak, şüphelere düşmüşlerdir.

Hiç şüphe yoktur, yaratmak ve hükmetmek sadece Allah'a ait bir vasıfdır ve yalnız O'na aittir. (O’nun hakkıdır.)

Nitekim yüce Allah mealen buyuruyor ki:

Muhakkak ki Rabbiniz; gökleri ve yeri altı günde yaratan, sonra arşa istiva eden, gündüzü, durmaksızın kendisini kovalayan geceyle örten, güneşi, ayı ve yıldızları emriyle (buyruğuna) baş eğdiren Allah’tır. İyi bilinmelidir ki, yaratma da emir de O’nun hakkıdır. Alemlerin Rabbi olan Allah yücedir. (A'raf: 54)

 

Demek ki, bütün noksanlıklardan münezzeh olan yüce Allah, her şeyin yaratıcısı ve mutlak sahibidir. 

O'ndan başka ibadete layık ilah ve yaratıcı olmaz, olamaz.

O ne dilerse o olur, dilemediği hiç bir şey de olmaz.

Vücud ve varlık aleminde her ne varsa, hepsi de O'nun iradesi, kaderi, dilemesi, kudreti ve yaratması iledir.

O, şanı yüce olan Allah, kendisine ve Resulüne itaat edilmesini emretti. Kendisine ve Resullerine karşı gelmeyi de yasakladı.

Tevhid ve ihlası emretti. Allah'a ortak /şirk  koşmayı ise, şiddetle yasakladı.

O halde, iyiliklerin en yücesi tevhid, yani, Allah'ın birliğini kabul ve tastik etmektir. Kötülüklerin en şedidi ise Allah'a şirk / ortak koşmaktır.

Allah'a eş ve ortak tanımaktan daha büyük bir günah yoktur insan için...

 

Yüce Allah buyuruyor:

“Allah, kendisine ortak koşulmasını asla bağışlamaz, bundan başka her suçu dilediğine bağışlar. Allah'a ortak koşan çok şedid bir sapıklığa düşmüştür.” (Nisa: 116)

İnsanlardan bazıları Allah'tan başkalarını (Allah'a) denk tutarlar. Onları Allah'ı sevdikleri gibi severler. İman edenler ise en çok Allah'ı severler. Zulmedenler (ahiretteki) azabı gördüklerinde bütün kuvvetin Allah'a ait olduğunu ve Allah'ın azabının şiddetli olduğunu muhakkak göreceklerdir. (Bakara: 165)

Buhari'nin, Müslim'in, İbni Mesud'un, sahihinde rivayet edilen şu hadis vardır:

“Peygamberimize: “Ey Allah'ın Resulü! Hangi günah daha büyüktür” diye, sordum. Allah'ın Resulü cevap buyurdular:

“Allah'a eş ve ortak tanımandır. Halbuki ise, seni yaratan ve yaratırken de ortağı olmayan O'dur.”

Bundan sonra gelen büyük günah nedir?” diye soruma devam ettim! O;

“Nafaka endişesiyle çocuğunu öldürmendir” diye cevapladı.

“Bundan sonra hangi günah gelmektedir?” diye sordum. Cevap verdiler:

“Komşunun hanımı ile zina etmendir.”

Allah Resulünün bu sözlerini doğrulamak üzere, yüce Allah, şu ayeti celileyi göndermiştir:

“Ve onlar ki, Allah ile beraber başka ilahlara yalvarmazlar. Allah'ın öldürülmesini haram ettiği bir canı haksız yere öldürmezler ve zina etmezler. Kim bunları yaparsa, işlediği günahının karşılığını muhakkak bulur.

Kıyamet gününde azab onun için kat kat arttırlır. Onlar, şiddetli azabın içinde hor ve hakir olarak kalırlar.

Ancak, tevbe edip hakka inanan ve inandığı güzel ve doğru ayetleri hayatına uygulayanların, yüce Allah kötülüklerini iyiliğe çevirip, affedecektir. Allah, çok bağışlayan ve çok esirgeyendir.” (Furkan: 68-70).

Her türlü kusur ve eksiklikten uzak olan Allah, adalet ve ihsan ile, özellikle de akrabayı kollamakla, gözetmekle emretti.

Fuhşu ve diğer menfur işleri ve kötülüğün her çeşidini ve zulmün her biçimini yasakladı:

“Allah adaleti, ihsanı, akrabaya vermeyi emretti; fuhuştan (yani aşırılıktan) münkerden (kabul edilmeyen) ve bağiyden (isyandan) meneder. Faydalanmanız için, size böyle öğüt verir.” (Nahl: 90)

Allah yolunda yaşayanları, iyilikte bulunanları, adaletten ayrılmayanları, tevbe etmiş ve sonra her bakımdan sözünü tutup temiz kalmış olanları, taşları birbirine kenetlenmiş sapasağlam bir bina gibi saf kurup yolunda cihad edip savaşanları sevdiğini Kur'anın, muhtelif ayetlerinde beyan buyurmuştur:

Hayır kim sözünü yerine getirir ve günahdan korunursa, hiç şüphe yok ki, yüce Allah bu korunanları sever.” (Al-i İmran: 76)

“Onlar ki, bollukta ve darlıkta Allah için harcarlar, öfkelerini gemlerler ve insanları affederler, Allah böyle güzel davrananları sever!” (Al-i İmran: 134)

“Yalana kulak verirler ve haram yerler. Sana gelirlerse, ister aralarında hüküm ver, ister onlardan yüz çevir. Eğer onlardan yüz çevirirsen sana hiçbir zarar veremezler. Ama hüküm verirsen, aralarında adaletle hüküm ver. Çünkü Allah, adaletle hüküm verenleri sever.” (Maide: 42)

İnanılması gereken mutlak bir şey de vardır ki; yüce Allah, yasakladığı şeylerin hepsini de kerih (iğrenç) bulur.

Buyruluyor:

“Kötü olan bütün bu yasaklar, Rabbinin katında iğrenç ve çirkindir.” (İsra: 31)

-Yüce Allah, hiç şüphesiz, şirki ve anaya-babaya itaatsizliği yasaklamıştır.

- Akrabaya ise, hakkını vermeyi emretmiştir.

- İsrafı da, onun tersi olan cimriliği de yermiştir.

- Elinde olanı olduğu gibi verip, eli boynunda asılı kalmayı da,

- Haksız yere adam öldürmeyi de;

- zinayı, yetim malına el sürmeyi menetmiştir.

Yüce Allah bütün bunları, yukarda zikrettiğimiz ayeti kerimelerden önce belirtmiş ve kötü olan işleri:

“Bütün bunlar Rabbinin katında çirkindir” diyerek, durumu açıklamıştır.

Yüce Allah, yasak ettiği bütün kötülükleri, ve hele de fesat çıkarmayı asla sevmez. Kullarının küfre düşmesini asla istemez.


Facebook beğen
 
Kur.an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
Kur'an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
Kur'an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
Kur'an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol