Kur'an ve Sünnet
   
 
  Allah Dostları İle, Şeytanın Dostlarını Birbirinden Ayıran En Geçerli Endaze / Ölçü

بســـم الله الرحمن الرحيم

 
Allah Dostları İle, Şeytanın Dostlarını Birbirinden Ayıran En Geçerli Endaze / Ölçü
 

Onları birbirinden ayıran en geçerli endaze şudur:

Allah'ın, insanlık alemine hak din üzere ve hidayet vesilesi olarak gönderdiği Resulüne uymak ve itibar etmek. Yahut da uymamak ve itibar etmemek.

Kim uyuyor ve itibar ediyorsa, o Allah'ın dostu, kim de uymuyorsa, Allah'ın düşmanıdır, başka bir şey değil.

Zira, şanı yüce olan Allah, mutlu dostları ise, mahvolmuş düşmanlarının arasını Resulüyle ayırmıştır.

Cennete sokacağı dostları ile, cehenneme sokacağı düşmanlarını; doğruluk ve kurtuluş yolunda olan dostları ile, sapıklık ve bozgunculuk arkasında koşan düşmanlarını sevgili Resulü ile ayırmıştır.

Kalblerini iman doldurmuş ve ilahi destekle takviye edilmiş Allah dostları ile, şeytanın askerliğini yapan Allah düşmanlarının arasını bulan, birbirinden ayıran tek endaze Allanın Resulüdür.

Nitekim mealen yüce kitabında buyurmaktadır:

“Allah’a ve ahiret gününe inanan bir kavmi, babaları, oğulları, kardeşleri yahut akrabaları olsalar bile Allah’a ve rasulüne düşman olanlara sevgi gösteriyor bulamazsın. İşte bunların kalblerinde (Allah) imanı yazdı ve O’ndan bir ruh ile onları destekledi. Onları, altlarından ırmaklar akan ırmaklara sokacaktır; (öyle ki onlar) sonsuza dek oradadırlar. Allah onlardan razı olmuştur, onlar da O’ndan razı olmuşlardır. İşte bunlar Allah’ın hizbidirler. İyi bilin ki! Muhakkak ki kurtuluşa erecek olanlar Allah’ın hizbidir.” (Mücadele: 22)

“Rabbin meleklere vahyediyordu ki: “Ben sizinle beraberim, siz inananların kalblerini sağlamlaştırın, beni inkar edenlerin yüreklerine korku salacağım; vurun onların boyunlarının üzerine, vurun onların parmaklarına! Böyle olacak çünkü, onlar Allah 'a ve Resulüne karşı geldiler. Kim Allah 'a ve Resulüne karşı gelirse, muhakkak ki Allah'ın cezası pek çetin olur.” (Enfal: 13-14)

Yüce Allah şeytanın askerliğini yapan düşmanlarının durumunu tasvir ederken buyuruyor ki:

“Şeytanlar, dostlarına, sizinle mücadele etmeleri için telkinlerde bulunurlar. Eğer onlara uyarsanız, şüphesiz siz de onlar gibi ortak koşanlardan (müşrik) olursunuz!” (En'am: 121)

“Böylece biz, her nebiye, insan ve cin şeytanlarını düşman yaptık. Bunlar aldatmak için birbirlerine yaldızlı sözler fısıldarlar. Eğer Rabbin dileseydi onu yapamazlardı. Anık onları uydurdukları şeylerle başbaşa bırak!” (En'am: 112)

“Şeytanların kime ineceğini size haber vereyim mi? Onlar her günahkar yalancıya inerler. O yalancılar şeytanlara kulak verirler, çokları da yalan söylerler. Şairlere gelince, onlara da ancak azgınlar uyar. Görmüyor musun onları, her vadide şaşkın şaşkın dolaşıyorlar. Ve onlar yapmadıkları şeyleri söylüyorlar. Ancak inanan ve inançları doğrultusunda iyi işler yapanlar, Allah'ı çok ananlar ve kendilerine zulmedildikten sonra bile, düşmanlarına üstün gelmeye çalışanlar böyle değildir. Zulmedenler, yakında nasıl bir inkılaba muhatap olup devrileceklerini bileceklerdir.” (Şuara: 221-227)

Yüce Allah buyuruyor:

- Yoo yemin ederim; gördüklerinize

- Ve görmediklerinize ki,

- O (Kur'an), elbette şerefli bir Nebinin sözüdür.

- O, bir şairin sözü değildir. Ne de inanıyorsunuz!

- Bir kâhinin sözü de değildir. Ne kadar da az düşünüyorsunuz!

- Kur'an alemlerin Rabbinden indirilmiştir.

- Eğer Muhammed, bize karşı ona bazı sözler katmış olsaydı.

- Biz onu kuvvetle yakalardık,

- Sonra onun şah damarını koparırdık.

- Hiçbiriniz de onu koruyamazdınız.

- Doğrusu Kur'an Allah'a karşı gelmekten sakınanlara bir öğüttür.

- İçinizde yalanlayanlar bulunduğunu şüphesiz bilmekteyiz.

- Doğrusu Kurân kafirler, inkarcılar için bir üzüntüdür / hasrettir.

- O, şüphesiz kesin gerçektir.

- Öyleyse sen yüce Allah'ın ismini kesretle zikret. O'nun bütün eksikliklerden uzak, yücelerden daha yüce olduğunu bil ve an.” (Hakka: 38-52)

Ey Muhammed! Sen hatırlat, öğüt ver. Rabbinin nimetiyle sen, ne kahinsin ne de delisin.

- Yoksa onlar: "Muhammed bir şairdir, zamanın onun aleyhine dönmesini gözlüyoruz" mu diyorlar?

- De ki: "Gözleyin, doğrusu ben de sizinle beraber gözlemekteyim."

- Onların akılları mı bunu emreder, yoksa onlar, azgın bir topluluk mudur?

- Yoksa "Onu (Kur'an-ı) uydurdu" mu diyorlar? Hayır, onlar inanmıyorlar.

- İddialarında samimi iseler haydi onun gibi bir söz getirsinler. (Tur: 29-34)

Bu ayetlerde, yüce Allah, sevgili nebi ve Resulü Hz. Muhammed Aleyhisselamı, kahinlikten, şairlikten, mecnunluktan tenzih (uzak tutma) ediyor. Ve ona Kur'an-ı getirenin, melekler arasından seçilmiş, şerefli bir melek olduğunu açıkça bildiriyor:

“Yüce Allah, meleklerden, insanlardan Resuller ve nebiler seçer.” (Hac: 75)

Seçmiş olduğu bu melek Cibril'dir. Şanı yüce olan Allah, bu konudaki başka bir ayetinde mealen buyurmaktadır:

“O Kur'an hiç şüphe yok ki, bütün alemleri yoktan var eden Allah'ın vahyidir. Emin bir ruh (melek) onun senin kalbine, apaçık bir Arap diliyle, korkutanlardan olasın diye indirmiştir.” (Şuara: 192)

Bir başka ayeti celilede mealen buyuruyor ki:

“De ki: “Kim Cebraile düşman ise-ki Kur'an-ı, kendinden evvelkileri doğrulayıcı ve inananlara yol gösterici ve müjdeci olarak senin kalbine O indirmiştir- Evet kim Allah'a, meleklerine, peygamberlerine, Cebrail'e ve Mikail'e düşman olursa, bilsin ki, Allah da o inkar edenlerin amansız düşmanıdır.” (Bakara: 97-98)

Şanı yüce olan Allah, Kur'an-ı, büyük Resulüne indirmekte melekler arasından elçi olarak seçtiği ve bununla görevlendirdiği Cebrail'i, yukarda meallerini gördüğünüz ayetlerde “Ruhul Emin” veya “Ruhul Kudüs” diyerek isimlendirmekte ve yine inen hakkında, kitabı keriminde şöyle buyurmaktadır:

“Hiç şüphe yok ki, bu Kur'an, çok şerefli bir elçinin Allah'tan getirdiği bir kelamdır. O öyle bir elçidir ki çok çetin bir kudrete sahibdir, Arş'ın sahibinin yanında çok itibarlıdır; orada kendisine itaat olunandır, bir emindir. Sizin arkadaşınız bir mecnun değildir. Andolsun ki, o arkadaşınız o Cebrail'i apaçık ufukta görmüştür. O görünmeyen aleme ait işleri işlemez. O, Kur'an kovulmuş şeytanın sözleri değildir. O halde nereye gidiyorsunuz? O bütün alemler için bir öğüttür. İçinizden doğruluk ve güzellik isteyenler ona uyar.”

Şanı yüce olan Allah, büyük Nebi ve Resulünü, bir şair, bir kahin olmaktan nasıl tenzih ediyorsa, Cebrail'i de bir şeytan olmaktan o kadar tenzih ediyor.

Demek ki, Allah'ın takva sahibi olan kulları, Allah'ın Resulüne uyanlardır.

Bunlar O'nun emirlerine uymamaktan Allah'a sığınırlar. O'nun tarafından gelen hakikatlara uyarak, izinde yürürler. Böylece, şanı yüce olan Allah da, melekleriyle ve tarafından bir ruhla destekler de, onların kalblerini aydınlatır. Ve bu Allanın gerçek dostları, Allanın kendilerine bahşettiği kerametlere mazhar olurlar.


Facebook beğen
 
Kur.an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
Kur'an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
Kur'an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
Kur'an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol