Kur'an ve Sünnet
   
 
  Kerametlerin, İman ve Takvaya Dayanması Şarttır

بســـم الله الرحمن الرحيم

 

Kerametlerin, İman ve Takvaya Dayanması Şarttır

 

Şunu yeniden belirtelim ki, kerametlerin, iman ve takvaya dayanması şarttır. Küfür, fısk ve Allah'a isyan gibi sebeplere dayanan harikulade haller, Allah dostlarının kerametlerinden değil, Allah düşmanı şeytanın hallerindendir.

Bir kimsenin harika halleri;

- Namaz kılmak,

- Kur'an okumak,

- Allah'ı anmak,

- Geceleri ibadet yapmak,

- Dua etmek gibi ibadetlerle meydana gelmeyip,

- şirk koşmak,

- ölülerden istemek,

- yanında bulunmayan bir kimseden meded ummak,

- günah işlemek,

- haram yemek,

- çalıp oynamak,

- yakını olmayan kadın ve oğlanlarla çalıp dans etmek gibi şeylerle meydana gelirse, bu hallerin şeytanı olduğunda hiç şüphe yoktur.

Hatta onların bu halleri. Kur'an dinledikleri zaman eksilir ve kaybolur. Şeytan çalgılarını dinledikleri zaman ise kuvvetlenir.

Böyle olduğu için gece yarılarına kadar dalar ve raksederler. İş namaza geldiğinde, yorgun düştüklerinden yerlerinde çakılıp kalırlar. Yahut da, tavukların yem toplaması örneğinde olduğu gibi, çabucak yatar kalkar ve sözde namaz kılmış olurlar.

Yanlarında Kur'an okunursa öfkelenir, dinlemekten nefret eder. Çünkü o muhabbet ve naz (!) ehlidir.

Ama Allah kelamındaki hazdan ve lezzetten haberi yoktur. Kalbi bu zevklere kapalıdır. Ama def sesi duydu mu canlanır harekete geçer. Kendinden geçer adeta raksederken. Kendilerini keramet ve muhabbet ehli sanan bu kimselerin halini, Şanı yüce olan Allah mealen şöyle ifade buyuruyor:

“Her kim, çok merhamet edici Allah'ın zikrinden yana nankörlük ederse, biz de ona şeytanı musallat ederiz. Artık şeytan onun ayrılmaz bir arkadaşı olur.” (Zuhruf: 36)

Çok merhamet edici olan şanı Yüce Allah'ın zikri, bir çok ayetlerde belirtildiği gibi, Kur'andır.

Kur'andaki emirler ve nehiylerdir.

Kur'ana uyan kurtuluşa erer, ondan ayrılanların yoldaşı da saptırıcı şeytanlar olur.

Nitekim şanı Yüce Allah mealen buyuruyor ki:

“Herkim benim zikrimden yüz çevirirse, onun hakkı darlık içinde bir yaşayıştır. Kıyamet günü de onu kör olarak haşrederiz. O der ki: “Rabbim beni niye kör olarak haşrettin? Ben daha evvelce görüyordum!” O da buyurur ki: “Bu senin için bir cezadır. Sana ayetlerimiz gelmişti de, sen onlara uymayı istememiştin. Onları unutmuştun. Bugün de işte sen unutuluyorsun!” (Taha: 124 - 125 ve 126)

İbni Abbas demektedir ki:

“Yüce Allah, kitabını okuyup ondaki esaslara göre hayatını tanzim eden kişileri, dünyada sapıklıktan, ahirette de bedbahtlıktan koruyacağına söz vermiştir.”

İbni Abbas bu sözlerine yukarda mealen verdiğimiz ayetleri delil olarak getirmiştir.


Facebook beğen
 
Kur.an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
Kur'an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
Kur'an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
Kur'an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol