Kur'an ve Sünnet
   
 
  HAYIZ VE NİFAS’LA ALAKALI KONULAR.

HAYIZ  VE  NİFAS’LA  ALAKALI  KONULAR

 

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمنِ الرَّحِيمِ

 

HAYIZ KANI BİLİNEN BİR KAN’DIR

 

 

{ … Aişe r.a şöyle dedi : Fatıma b. Hubeyş istihaze oluyordu,Resulullah s.a.v ona : Hayız Kanı siyah renkli bir kandır – bu kadınlar tarafından - bilinir. Gelen kan hayız kanı ise namazdan geri dur ; öyle değilse abdest al ve namazını kıl, buyurdu. }

 

İbni Hibban (1348-el-İhsan) Ebu davud (286-304) Nesel (360) Dare kutni (1/206-207) Hakim (1/174) Beyhaki (1/325) Ahmed (6/420) Albani (1 89-el-İrva)

 

 

{ … Ümmü Alkame şöyle dedi : Kadınlar, mü’minlerin annesi Aişe r.anha ya, üzerinde hayız kanından sarı leke bulunan pamukları bir bez parçasının içerisinde gönderiyor ve onunla namaz kılınabilir mi, diye soruyorlardı. Aişe onlara : Beyaz suyu görene kadar acele etmeyin,diyordu. Mü’minlerin annesi bu ifadesiyle, kadınların hayızdan temizlenmelerini kastediyordu. }

Malik (1/59/97) Albani :198-el-İrva)

 

AÇIKLAMA : Aişe r.anha’nın ifadesinde geçen beyaz su, hayız kanının kesildiğinde rahmin dışarı attığı bir sudur. İmam Malik bu hususta şöyle demiştir : Bu suyu kadınlara sordum, onların izahlarından anladığım : Bu su kadınlar tarafindan biliniyormuş. Onu kadınlar hayız durumları bitip  temizliğe geçerlerken görürlermiş.

 

Muvatta (1/59)

 

 

HAYIZ’LI  VE  NİFAS’LI  KADIN  NAMAZ  KILMAZ  VE  ONU  KAZA  DA  ETMEZ

 

 

{ … Mu şöyle dedi : Bir kadm Aişe’ye : Hayızlı kadın kılamadığı namazları kaza eder mi, diye sordu. Bunun üzerine Aişe r.a : Sen Haruralı mısın ? Biz Resulullah s.a.v in yanında hayız olurduk namazı kaza etmezdik ve onu kaza etmekle de emro-lunmazdık dedi. }

 

İbnu Carud : 101 - Buhari (321-Ter:416) Müslim (335/67-68) Ebu Avane (1/324) Ebu Davud (262) Nesei(380) Tirmizi (130) Darimi (1/233) İbni Mace (631) İbni Hibban (1349-el-İhsan) Beyhaki (1/308) Tayalisi : 1570) Ahmed (6/231-232) Albani ( 200-el-İrva )

 

 

{ … Ümmü Seleme r.anha şöyle dedi : Nebi s.a.v’in hanımları nifas olduğunda kırk gün - namazsız - otururlardı. Nebi s.a.v onlara nifaslı iken kılmadıldarı namazları kaza etmelerini emretmezlerdi. }

 

 

Beğavi : 2/1 38-eş-Şerh - Ebu Davud : 312 - Hakim : 1/175 - Beyhaki : 1/341 - Nevevi : 2/525- eI- Mecmu - Albani : 201- el- İrva

 

HAYIZLI  KADINA MUBAH OLAN ŞEYLER

 

{ … Aişe r.a şöyle dedi : Hayızlı iken bizden birinin kucağına Resulullah s.a.v başını kor ve Kur’an okurdu. }

 

Müslim (301/15) Buhari (297-Ter:399) Ebu Avane (1/313) Ebu Davud (260) Nesei (273) İbni Mace (634) İbni Hibban (798-el-İhsan) Beyhaki (1/312) Beğavi (319-eş-Şerh) Humeydi (169) Abdurrezzak (1252) Ahmed (6/148)

 

 

{ … Aişe r.a şöyle dedi : Resulullah s.a.v ben hücremde iken mescidden başını bana yaklaştırırdı da ben hayızlı olduğum halde Onun başını yıkar ve tarardım. }

 

İbnu Carud (104) Buhari (301-Ter:400(296-2028-2031) Müslim (297/9) Ebu Avane (1/312-313) Nesei (385-274) İbni Mace (633) İbni Hibban (1359-el-İhsan) Darimi (1/246) Malik (1/60) Beyhaki (1/186) Beğavi (3 17-eş-Şerh) Abdurrezzak (1247) Ahmed (6/32-204-230)

 

{ … Aişe r.a şöyle dedi : Resulullah s.a.v bir gün ben hayız olduğum halde bana : Ya Aişe Seccadeyi ban ver,dedi. Ben hayızım dedim. Bunun üzerine : Hayız senin elinde değildir,buyurdu. }

 

İbnu Carud (102) Müslim (299/13) Ebu Avane (1/313) Ebu Davud (261) Nesei (271) Tirmizi (134) Darimi (1/97) İbni Mace (632) İbni Hibban (1356-1357-el-İhsan) Beyhaki (1/186-189) Beğavi (320-eş-Şerh) Tayalisi (1430) Abdurrezzak (1258) Ahmed (6/45...) Albani (194-el-İrva)

 

 

{ … Aişe r.a şöyle dedi : Ben hayızlı iken bir şey içer sonra onu Nebi s.a.v’e uzatırdım. Nebi s.a.v de ağzını benim ağzımın değdiği yere kor ve öyle içerdi. Yine ben hayızlı olduğum halde bir kemiğin etini ısırır sonra onu Nebi s.a.v’e uzatırdım. Nebi  s.a.v de benim ağzımın değdiği yerden ısırırdı. }

 

Müslim (300/14) Ebu Avane (1/311) Ebu Davud (259) Nesei (1/149-190) Darimi (1/1/246) İbni Mace (643) İbni Hibban (1293-el-İhsan) İbni Huzeyme (110) Humeydi (166) Tayalisi (1514) Beğavi (321-eş-Şerh )Abdurrezzak (388-1253) Ahmed (6/192-210)

 

 

HAYIZLI  KADIN  NAMAZ  VE  TAVAF  HARİÇ  HER  ŞEY  YAPABİLİR

 

 

{ … Aişe r.a şöyle dedi : Ben Mekke’ye hayızlı olduğum halde geldim. Kabe’yi ve Safa ile Merve arasını tavaf edemedim. Aişe dedi ki : Ben bu halimi Resulullah s.a.v’e şikayet ettim.Resulullah s.a.v : Hacıların yaptığı amelleri sen de yap. Ancak  temizleninceye kadar beyti tavaf etme,buyurdu. }

 

Buhari (1650-Ter: 1573) Müslim (1211/119-120) Ebu Davud (1782) Nesei (2762) Tirmizi (945) Darimi (2/44) İbni Mace (2963) Tayalisi (1413-1507) Ahmed (6/39-219-273) Albani (191-el-İrva)

 

 

         Bu hadisten açıkca anlaşıldığı gibi, Allah resulü s.a.v hayızlı bir kadına       sadece ve sadece namazı ve tavaf’ı yasak kılmıştır. Bunun haricinde yasak kılıcı bir delil olmadığı sürece,hiçbir şey hayızlı için yasaktır denilemez.

HAYIZLI  KADININ  KUR’AN  OKUMASI

 

   Değerli kardeşlerim ! hayızlı bir kadının – ister ezbere olsun ister eline alarak olsun - Kur’an okuyabileceğini isbat eden en açık  delillerden bir tanesi ; Allah Resulü s.a.v’in, Hacc’da iken hayız gören Aişe annemize ; “ Bu halinle Tavaf hariç hacıların yaptığı her şeyi yapabilirsin “ buyruğudur.

                                                                                                BUHARİ : 12.C.5618. S

 

    Ata b. Ebi Rebah Cabir r.a'ın şöyle dediğini rivayet etmiştir. Ayşe hayız oldu-ğunda Kâbeyi tavaf hariç bütün hac fiillerini yapmıştı. Bir de namaz kılmı-yordu.

 

  Çünkü Resulullah s.a.v’in bir hadisi şeriflerinde buyurduğu gibi : “ Tavaf namaz sayılır “                                                                                NESEİ : 5.C.2909.N

 

    Dolayısıyla,hayızlı olan bir kadın namaz ve tavaf hariç Allah’ı razı etme adına her şeyi yapabilir.

 

   Asrımız muhaddislerinden Nasuruddin El-Albani – Allah kendisine rahmet eylesin – Haccetü’n Nebi adlı risalesinde Aişe validemizle alakalı biraz önce bahsi edilen hadisi zikrettikten sonra şöyle der :

 

Bu delil hayızlının Kur’an okumasının caiz olduğunu göstermektedir. Çünkü Allah Resulü s.a.v burada ,” Bu halinle Kur’an’da okuma “ diye bir şey zikret-memiştir. Yani sükut etmiştir. Dolayısiyle ;

 

تأخير البيان عن وقت الحاجة لا يجوز                                                           

    İhtiyaç anında beyanın tehiri caiz değildir 

 

     Kaidesi gereğince,eğer hayızlı iken Kur’an okumanın sakıncası olmuş olsaydı bu-

  nu Allah Resulü s.a.v mutlaka hanımına söylerdi.

                                                                                            HACCETÜ’N NEBİ : 68.69.S

 

 { ...İbrahim en-Nehaî : Hayızlı kadının - Kur’an’dan - âyet   okumasında beis yoktur." demiştir. }

 

 { ... İbn Abbas  : cünübün kıraatte bulunmasında - Yani Kur’an okuma-sında - bir mahzur görmemiştir. } Çünkü :

 

   {  Peygamber s.a.v her haliyle  - Allah’ı - zikrederdi  }

                                                                                                        BUHARİ : 1.C.403.S

 

    Yunus b. Zeyd, Rebia'nın : " Cünübün Kur'an okumasında bir mahzur yoktur." dediğini nakletmiştir.

 

 

   Hammâd'dan nakledilmiştir : Said b. Müseyyeb'e :" Cünüp Kur'an okur mu ? "  diye sordum. " Nasıl okumaz . Kur'an zaten onun içindedir " diye cevap verdi.

   Nasru'l Bahilî'den nakledilmiştir : İbn Abbas  cünüpken Bakara sûresini okurdu."

 

    Hammad b. Ebi Süleyman'dan nakledilmiştir : Said b. Cübeyr'e  Kur'an oku-yan cünübün durumunu sordum. Bunda bir mahzur görmedi ve dedi ki :  Kur'an onun içinde değil midir ?

                                                                                       İBNİ HAZM . MUHALLA : K.TAHARE : 1.C.96.S

 

    Zikredilen bu hadisi şerif ve rivayetler, abdesti olmayan,cünüp ve hayızlı olan bir kimsenin Kur'an okumalarının caiz olduğuna delildir. Zira Peygamberimiz s.a.v’in istisnasız her durumda Allah'ı zikrettiği haber verilmektedir. “  Zikr  ” ise, Allah’ı razı etme adına  Kur'an ve Sünnet’te zikredilen her şeyin adıdır.

 

    Allah’u Azze ve Celle’nin : " Muhakkak ki Zikri biz indirdik ve onu  muha-faza edecek olan da biziz “

                                                                                                              HİCR : 9.AY.

 

     Ayet’inde ifade buyurduğu gibi, indirmiş olduğu Kur'an'ı ve Hikmet’i " zikir " olarak isimlendirmiştir. Dolayısıyla,insan her halinde bu iki şeyle meşkul olabilir.

 

    Ümmü Atiyye'nin şöyle dediği rivayet edilmiştir: Biz hayızlı kadınlara – bay-ram günleri – namaz kılınan yere çıkmamız ve mü'minlerle birlikte tekbir almamız ve dua etmemiz emrolunurdu.

                                                                                                                 BUHARİ : 2.C. 938.S

 

 

   Durum böyle iken  dinimizi öğrenmek için şart olan ilme, yani Kur'an'ı öğren-meye,  onu ezberlemeye , ya da onu başkalarına  öğretmeye engel nedir ?

 

  Ve yine diyorum ki ; bir insanın cünüp olmasına rağmen cihadda bulu-nabildiği ve bu durumda ölmesine rağmen Rasulullah s.a.v tarafından müjdelendiği halde, İnsan – kadın olsun erkek olsun - Kur’an’ı eline alıp cihad yapamayacak mıdır ?..... Veya hayızlı bir kadın her ayın bir haftası, belki de daha da uzun bir süre Allah’ın kitabını okumayacak mıdır ?..... Eğer meseleler sonuçları itibariyle değerlendirilirse,bu şekilde sağlıklı bir delili olmayan fetvalar ile 50 - 60 yaşındaki bir kadına 10 – 15 sene Kur’an okuma yasağı koymuş olmayacakmıyız ? …. Bu da - Allah korusun - helalı haram yapma gibi ciddi bir problem değil midir ?........

  

HAYIZ  KANI  BULAŞMIŞ  ELBİSENİN  TEMİZLENMESİ

 

{ … Esma b. Ebi Bekir r.anha şöyle dedi : Elbiseye isabet eden hayız kanının hükmü Resulullah s.a.v’e soruldu. Resulullah s.a.v : Onun üzerine su döküp parmak uçları ve tırnaklarla ovalayıp yıka, sonra o elbisede namaz kıl ,buyurdu. }

 

İbnu Carud (120) Buhari (307-Ter:406) Müslim (291/) Malik (1/60) Ebu Avane (1/206) Ebu Davud (360)Nesei (1/155) Tirmizi (138) Darimi (1/239) Beyhaki (1/13) İbni Mace (629) İbni Huzeyme : 1/139-140 - Tayalisi (1638) Humeydi (1/152-153) Ahmed (6/345) Albani (165-el-İrva)

 

HAYIZLI  KADINLA  MUBAŞERET

 

{ … Enes r.a şöyle dedi : Yahudiler – kendilerinden - bir kadın hayız olduğu zaman, artık onunla - temizlenene kadar - beraber yemek yemezler ve evlerde onlarla bir araya gelmezlerdi. Sahabeler hayız hususunu Resulullah s.a.v’e sordular. Bunun üzerine, Allah-u teala :

{ Sana hayızdan soruyorlar. De ki : 0 eziyettir.Hayız halinde kadınlardan çekilin, temizleninceye kadar onlara yaklaşmayın. Temizlendikleri zaman Allah’ın emrettiği yerden onlara varın..... }  BAKARA : 222. ayetini indirdi.

 

Bunu üzerine Resulullah s.a.v : Cima dışında her şeyi yapabilirsiniz,buyurdu. Bu Yahudilere ulaştığında : Bu zat, bizim işimizden terk ettiği her şeyi sırf bize muhalefet olsun diye terk ediyor dediler..... “ }

 

Müslim (302/16) Ebu Avane (1/311) Ebu Davud (258-2977) Nesei (367-287) Tirmizi (2977) İbni Mace (644) İbni Hibban (1362-el-İhsan) Tayalisi (2052) Beyhaki (1/3l3)Beğavi (314-eş-Şerh) Ahmed (3/131-246)

 

 

{ … Aişe r.anha şöyle dedi : Hayız olduğum vakit Nebi s.a.v bana emreder ben de izarımı bağlardım. Sonra benimle mübaşeret ederdi. }

 

İbn Carud (106) Buhari (300-Ter:400) Müslim (293) Ebu Avane (1/309) Ebu Davud (268) Nesei (284-285-371) Tirmizi (132) Darimi (1/244) İbni Mace (636) İbni Hibban (1365-el-İhsan) Beyhaki (1/310) Beğavi (3 17-eş-Şerh) Tayalisi (l375) Abdurrezzak (1237) Ahmed (6/55-74-134-143-170)

 

HAYIZLI  KADININ  MUSALLAYA  ÇIKMASI

 

 

{ … Ümmi Atiyye r.anha dan şöyle dedi : Resulullah s.a.v Ramazan ve Kurban bayramı günlerinde evlenmemiş kızları, hayızlı genç kadınları, perde ehli kadınları musallaya çıkarmamızı bize emrederdi. Hayızlı kadınlar namazdan uzak durur, hayır ve müslümanların dualarını müşahede eder – yani onlara iştirak eder - ler dedi. Ben : Ya Resulallah, herhangi birimizin cilbabı olmayabiliyor ? dedim. Resulullah : Din kardeşi kendinin cilbabından birini ona giydirsin , buyurdu. }

 

Müslim (890/12) Buhari (980-Ter:936) Ebu Davud (1136) Nesei (1557) İbni Mace (1307) Darimi (1/377) Ahmed (5/84-85) İbni Hibban (2816-el-İhsan)

 

 

NİFASLA  ALAKALI  KONULAR

 

{ … Ümmü Seleme r.anha şöyle dedi : Resulullah s.a.v in zamanında loğusa kadın kırk gün – namazsız - otururdu. Biz keleften dolayı da yüzlerimizi versle boyardık. }

 

İbni Mace (648) Ebu Davud (311) Darimi (1/229) Dare kutni (1/221-222) Hakim (622) Ebu Yağla (7023) Ahmed (6/300-303) Albani (201 -el-İrva)

 

 

Kelef, hamilelik esnasında kadınların yüzlerinde çile benzer siyah renkli noktaların meydana gelmesidir.

 

Vers, Yemen zağferanı denen bir ottur. Eskiden kadınlar, hamilelik dönemlerinde yüzlerinde meydana gelen çile benzer siyah noktaları gidermek için bu otu kulla-nırlardı.

 

{ … Ümmü Seleme r.anha şöyle dedi : Nebi s.a.v’in hanımları nifas olduğunda kırk gün - namazsız - otururlardı. Nebi s.a.v onlara nifaslı iken kılmadıldarı namazları kaza etmelerini emretmezlerdi. }

 

Beğavi : 2/1 38-eş-Şerh - Ebu Davud : 312 - Hakim : 1/175 - Beyhaki : 1/341 - Nevevi : 2/525-eI-Mecmu - Albani : 201-el-İrva

 

 

HAYIZLI  KADINLA  CİMA’NIN  HARAMLILIĞI  VE  SEVİŞMENİN  MEŞRULUĞU

 

 

{ … Ebu Hureyre r.a den Resulullah s.a.v şöyle buyurdu : Kim kahine gider ve onun söylediklerini doğrulayıp tasdik eder, yahut kadına arkasından veya hayızlı olduğu halde gelirse, o kimse, Allah‘ın Muhammed’e indirdiğinden beri olmuş-tur. }

 

İbn Carud : 107 - Buhari (2/1/16-17-Tarihu’l-Kebir - Ebu Davud (3904) Tirmizi (135) Darimi (1/259) İbni Mace (639) Beyhaki (7/198) Ukayli (1/31 8-ed-Duafa) Ahmed (2/408-476)


” … Enes radıyallahu anh anlatıyor : " Yahudilerin şöyle bir adeti vardı : İçlerinde bir kadın âdet görmeye başlayınca, onunla beraber yiyip içmezler, evlerde beraber oturup kalkmazlardı. Bu durumu Ashab radıyallahu anhum Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'a sordular. bunun üzerine Cenab-ı Hak şu ayeti inzal buyurdu.  

 

 " Ey Muhammed ! Sana kadınların aybaşı halinden sorarlar. De ki : " O bir ezadır. Aybaşı halinde iken kadınlardan uzak kalın. Temizlenmelerine kadar onlara yaklaşmayın. Temizlendikleri zaman Allah'ın size buyurduğu yoldan yaklaşın..."

 Bakara : 222

 

   Bu Ayet üzerine Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm : " Kadınlarınızla nikah - yani cima - dışında her şeyi yapın " buyurdu. Bu ruhsat yahudilere ulaşınca : " Bu adam ne yapmak istiyor ? Bize muhalefet etmediği bir şey bırakmadı ! " dediler. (Bu sözü işiten) Üseyd İbnu Hudayr ve Abbâd İbnu Bişr radıyallahu anhüma gelerek : " Ey Allah'ın Resulü ! yahudiler şöyle şöyle söylüyorlar " diye haber verdiler. " Biz kadınlarla beraber oturup kalkmıyacak mıyız ? " dediler. Resûlullah s.a.v’in rengi öylesine değişti ki, biz onlara kızdığını zannettik. Onlar da hemen çıkıp gittiler. Derken onlar yolda Resûlullah'a gönderilen hediye sütle karşılaştılar. Resûlullah o sütü hemen bunların peşi sıra içmeleri için gönderdi. Böylece anladılar ki, Allah resulü s.a.v kendilerine gücenmemiştir."

 

Müslim, Hayız 16, (302); Ebu Davud, Nikah 47, (2165); Tirmizi, Tefsir, Bakara, (2981); Nesai, Taharet 181, (1, 152).



” … Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor : " Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki : " kim hayızlının fercine veya bir kadının dübürüne - arka uzvuna - temas ederse veya kâhine uğrarsa Muhammed'e indirilenden teberri etmiş – yani ondan yüz çevirmiş - olur."


                                         Tirmizi, Taharet 102, (135); İbnu Mace, Taharet 122, (639
” …
Aişe r. anha anlatıyor : " Bizden biri hayızlı olur, Resûlullah  s.a.v’de onunla mübaşeret etmek dilerse, ona hayız olur olmaz izarını bağlamasını emreder, sonra mubaşeret ederdi. - Yani cima hariç oynaşır ve sevişirdi - Sizden hanginiz, nefsine, Resûlullah s.a.v’in nefsine hakim olduğu kadar hakim olur ? "


Ebu Davud'un
bir rivayetinde, " fevr " (evvelindeki " hayz olur olmaz " diye karşıladık-) yerine "fevh" denilmiştir (ki bu da "çoğunda" ve "evvelinde" manasına gelir.)

Nesai'nin Cümay' İbnü Ümayr'dan kaydettiği bir rivayette şöyle denmiştir : " Ben, annem ve teyzemle birlikte Aişe radıyallahu anha'nın yanına girdim. Onlar Aişe'ye: "Hayızlı iken, sizlerle Aleyhissalatu vesselam ne şekilde mübaşerette bulunurdu?" diye sordular. Aişe validemiz : " Hayız olduğumuz zaman bize, geniş bir izar giymemizi emreder, sonra sine ve göğsümüze iltizamda (temasta) bulunurdu."

Muvatta'nın rivayetinde şöyledir : " Ubeydullah İbnu Abdillah İbni Ömer radıyallahu anhüma, Hz. Aişe'ye göndererek - kişi, hayızlı olan hanımıyla mubaşerette bulunabilir mi ? - diye sordurdu. Aişe r.anha : " Kadının alt kısmınna izarını bağlatsın sonra onunla mubâşerette bulunsun " cevabını verdi."


Ebu Davud ve Nesai'nin bir rivayetinde şöyle denmektedir : " Resûlullah  s.a.v zev-celerinden bir kadınla hayızlı olduğu halde mubaşeret ederdi. Yeter ki, uyluklarının ortasına kadar izarı uzanmış olsun veya dizleri örtülü bulunsun."


Buhari, Hayz 5; Müslim, Hayz 1, 4, (293, 295); Muvatta, Taharet 95, (1, 58); Ebu Davud Taharet 107, (267, 268, 273); Tirmizi, Taharet 99, (132); Nesai, Hayz 12, 13, (1, 189).


- Zeyd İbnu Eslem radıyallahu anh anlatıyor : " Bir adam, Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'a sordu : " (Ey Allah'ın Resulü ! )  Hanımım hayızlı iken bana helal olan nedir ? " Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm : " Üzerine izarını bağlasın, yukarısına istediğinde serbestsin."

Muvatta, Taharet 93, (1,57).


- Mu'âz radıyallahu anh anlatıyor : " Ey Allah'ın Resûlü! dedim, hanımım hayızlı iken bana helal olan nedir? " " İzar'ın yukarısı, ancak bundan da sakınsan daha iyi olur ! " buyurdular."

Rezin tahric etti. Ebu Davud, Taharet 83, (212, 213).


- İkrime, Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'ın zevcelerinden birinden naklen anlatıyor : "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm, hayızlı hanımlarıyla bir mübaşerette bulunmak dileyince hanımının ferci üzerine bir şey örterdi..

Ebu Davud, Taharet 107, (272)


- İbnu Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor : " Resûlullah s.a.v buyurdular ki : " Kişi, hayızlı karısıyla cinsi münasebette bulunursa (hatasına kefâret  olarak) yarım dinar tasadduk etsin."

 
- Bir rivayette ise şöyle denmiştir : " Kişi hayızlı hanımına, hayız halinin başlan-gıcında, kan kırmızı renkte iken temas ederse bir dinar tasadduk etsin. Kanın kesilmeye yüz tutup akıntının sarardığı zaman temas eden, yarım dinar tasadduk  etsin.
Tirmizi der ki : " Bu hadis İbnu Abbas radıyallahu anhüma'dan mevkuf (kendi sözü) olarak da rivayet edilmiştir."


- Ebu Davud'un bir rivayetinde hayızlı karısına temas eden kimse hakkında Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'ın : " Bir veya yarım dinar tasadduk etsin " dediği kaydedilmiştir.

Ebu Davud der ki : " Bu rivayet (yani İbnu Abbas'ın " bir veya yarım..." diyerek yaptığı rivayet) sahihtir, (diğer "...yarım dinar..." diyen rivayet bu kadar kavi değildir.)"

- Bir rivayette şöyle denmiştir : " Kişi hanımına kanama halinde temasta bulunmuşsa bir dinar, kanın kesilme halinde temas etmişse yarım dinar tasadduk eder."

Tirmizi, Taharet 103, (136, 137); Ebu Davud, Taharet 106, (264, 265, 266); Nesai, Taharet 182, (1, 153); İbnu Mace, Taharet 123, (640).


- Aişe radıyallahu anha : " Ben hayızlı iken Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'ın başını yıkardım" demiştir.


Buhari, Hayz 2, İ'tikaf 2, 3, 4, 19, Libas 76; Müslim, Hayz 10, (297); Muvatta, Taharet 102, (1, 60); Ebu Davud, Savm 79, (2467, 2468, 2469); Tirmizi, Savm 80, (804); Nesai, Hayz 20, (1, 193).


- Yine Aişe radıyallahu anha anlatıyor : " Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm, ben hayızlı iken kucağıma yaslanır ve Kur'an okurdu."


Buhari, Hayz 13, Tevhid 52; Ebu Davud, Taharet 103, (260); Nesai, Hayz 16, (1, 191



- Yine Aişe radıyallahu anha anlatıyor : " Resûlullah s.a.v bir gün bana kendisi mescidde iken " Humre'yi bana getiriver ! " buyurdular. " Hayızlıyım " diye cevap verdim. " Bu hayız işi senin elinde olan bir şey değil ki “ dediler."


Müslim, Hayz 11, (298); Ebu Davud, Taharet 104, (261); Tirmizi, Taharet 101, (134); Nesai, Hayz 18, (1, 192).


- Meymune radıyallahu anha anlatıyor : " Resûlullah s.a.v bizden biri hayızlı olduğu halde onun kucağına başını koyar, Kur'an okurdu. Bizden birimiz hayızlı iken Resûlullah'ın humrasını mescide taşır ve yayardı."

Nesai, Hayz 19, (1, 192).


- İbnu Ömer radıyallahu anhüma'dan rivayete göre, "cariyeleri hayızlı oldukları halde ayaklarını yıkarlar, humrasını kendisine verirlerdi."

Muvatta, Taharet 88, (1, 52)


” … Ümmü Seleme r.anha anlatıyor : " Ben, Resûlullah s.a.v ile birlikte kadife bir örtünün altında yatıyordum. Ay halimin başladığını farkettim. Hemen örtünün altından kayıp hayız elbisemi bulup giyindim. Resûlullah s.a.v : " Hayız mı oldun ? " buyurdular. " Evet ! " dedim. Beni yanına çağırdı. Örtünün altında beraber yattık."


Buhari,Hayz 4, 21,22, Savm 24 Müslim, Hayz 5,296;Nesai,Taharet 179,1, 149, 150

 

“ … Umâre İbnu Gurâb'ın anlattığına göre, bir halası kendisine Aişe radıyallahu anha'dan şöyle sorduğunu anlatmıştır : " Birimiz hayız olduğumuz zaman kocamızla ayrı yatmamız mümkün değil, tek yatağımız var."


Aişe şu cevabı vermiştir : " Ben sana Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'ın yaptığını anlatayım : " Bir gece eve girdi. Ben o sırada ay hali görüyordum. Mescidine geçti. -Ebu Davud der ki : " Bundan maksad evindeki namazgâhıdır.- (Orada namaz kıldı), fakat bir türlü ayrılmadı. Derken benim gözlerim kapanmış, soğuk da onu üşütmüş. Gelip " Bana yaklaş ! " dedi. Ben de : " Hayızlıyım ! " dedim. Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm : " Öyle de olsa ! Uyluklarını aç ! " dedi. Uyluklarımı açtım. Göğüs ve yanağını uyluklarımın üzerine koydu. Ben de üzerine eğildim. Isınıp uyuyuncaya kadar böyle durduk."

Ebu Davud, Taharet 107, (270).

                                                                                
” … Aişe radıyallahu anha anlatıyor : " Ben hayızlı iken su içer, sonra kabı Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'a verirdim. O da ağzını, ağzımın değdiği yere koyardı."

Ebu Davud ve Nesai'de de şu rivayet gelmiştir : " Ben ay halinde iken etli kemiği dişleyerek yer, sonra da Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'a uzatırdım. O da ağzını, tam ağzımı koymuş bulunduğum yere koyar(ak yer)di."


Nesai'nin bir diğer rivayeti şöyle : " Şureyh İbnu Hani, Aişe r. anha'ya : " Bir kadın hayızlı iken kocası ile birlikte yemek yer mi ? " diye sordu. Aişe : " Evet “ dedi, benim kanamam varken Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm beni çağırırdı, ben de onunla birlikte yerdim. (Bu sırada) etli kemiği alır, (bana uzatır, önce benim başlamam için) bana yemin verirdi. Ben de onu alır ve bir miktar dişler (sonra Resûlullah'a uzatırdım). O da ağzını, kemikte tam benim ağzımı koyduğum yere koyar(ak yemeye başlar)dı. İçecek bir şey istediği olur, getirince ondan önce benim içmem için bana yemin verirdi, bunun üzerine ben de kabı alır bir miktar içer, sonra bırakırdım. Bu sefer onu Aleyhissalatu vesselam alır, kabın tam benim ağzımı koyduğum yerine ağzını koyarak içerdi."


Müslim, Hayz 14,300.n - Ebu Davud : 259.n - Nesai, Taharet 177, (1, 148


” … Abdullah İbnu Sa'd el-Ensari r.a anlatıyor : " Resûlullah s.a.v’e   hayızlı kadınlarla beraber yemek hususunda sordum. " Onlarla beraber yiyin ! " buyur-dular."

Tirmizi, Taharet 100, (133)


” … Aişe radıyallahu anha'nın anlattığına göre, bir kadın kendisine : Temizlendiğimiz zaman kıldığımız mutad namaz bize yeter mi (hayızlı iken kılamadıklarımızın kazası gerekir mi?)" diye sormuş, o da şu cevabı vermiştir : " Sen Harûriyye’misin – yani Hâricimisin ? - Biz Resûlullah aleyhissalatu vesselam'la beraberken ay hali gördüğümüzde, tutamadığımız oruçları kaza etmemizi söylerdi, fakat namazların kazasını söylemezdi."


Buhari, Hayız 20; Müslim :335); Ebu Davud : 262, 263); Tirmizi, Taharet 97, (130); Savm 68, (787); Nesai, Hayz 17, (1, 191, 192), Savm 64, (4, 191).


” …
İsmi Müssetü'l-Ezdiyye olan Ümmü Büsse anlatıyor : " Hacc yapmıştım. Hacc sırasında Ümmü Seleme radıyallahu anha'ya uğradım. Kendisine, " Ey mü'minlerin annesi, Semüre İbnu Cündüb radıyallahu anh, kadınlara, hayız sırasında kılınmayan namazların kazasını emrediyor (ne dersiniz)? " diye sordum, şu cevabı verdi : " Hayır, kaza etmezler. Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'ın kadınlarından biri, nifas sebebiyle kırk gece (namaz kılmadan) dururdu da, Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm nifas namazını kaza etmesini emretmezdi."

Ebu Davud, Taharet 121, (312)


” … Aişe radıyallahu anha, kanama gören hamile kadın hakkında şunu söylemiştir: "Böyle bir kadın namazı bırakır."


Muvatta, Taharet 100, (1, 60). İmam Malik bu rivayeti belağ (senetsiz) olarak kaydetmiştir.

 

İSTİHAZE  VE NİFAS İLE  ALAKALI  KONULAR

 

   İstihaze kanı bilindiği gibi,hayız kanından farklı bir kandır. Dolayısiyle bu konudaki bilinmesi gereken en önemli husus ; bu kanın namaza mani olmadığıdır.

 

{ … Aişe r.a şöyle dedi : Ebu Humeyş’in kızı Fatıma Nebi s.a.v’e gelerek : Ya Resulallah, ben devamlı istihaze olan bir kadınım, - bu yüzden - hiç temizlene-miyorum. Namazı terk edeyim mi ? dedi. Resulullah s.a.v : Hayır, bu bir damar kanıdır, hayız değildir. Hayızın geldiği vakit namazı terk et; hayız müddeti bittiği vakit namazını kıl,buyurdu. }

 

Buhari (228-Ter:) Müslim (333/62) Ebu Davud (282) Nesei (363-364) Tirmizi (125) İbni Mace (626) Dare kutni (1/206/2) Beyhaki (1/321) Ahmed (6/42-204-262) Albani (109-110-el-irva)

 

{ … Ümmü Seleme r.a şöyle dedi : Resulullah s.a.v’in zamanında devamlı kan gelen bir kadın vardı. Ümmü Seleme, o kadın için Resulullah s.a.v’den fetva istedi. Resulullah s.a.v şöyle buyurdu : Bu kadın kendisine bu durum arız olmadan önceki aylarda hayız olduğu gece ve gündüzlerin sayısını hesap edip her aydan bu kadar günün namazını terk etsin. Bu günler geçtikten sonra yıkansın ve avret yerine bir bez bağlayıp namazını kılsın. }

 

Ebu Davud : 274 - Nesei : 208 - İbni Mace : 623 - Dare kutni : 1/207 - Beyhaki : 1/332-333-334

İSTİHAZE  GÖREN  KADININ  ABDEST  KEYFİYETİ

 

{ … Hamne b. Cahş r.anha şöyle dedi : Çok fazla hayız görüyordum. Bu durumu haber verip fetva istemek için kardeşim Zeyneb’in evinde bulunan Resulullah s.a.v’e geldim. Dedim ki :

- Ya Rasulallah, ben çok fazla hayız gören bir kadınım. Bu duruma ne dersin ? Beni bu durum namazdan ve oruçtan men etti. Resulullah  s.a.v : Sana pamuğu öğüt-lerim, zira o kanı giderir,buyurdu. Ben : Kan bundan daha çoktur dedim. Resulullah  s.a.v : Bez kullan ,dedi. Ben : Kan bundan daha fazladır, fişkırır gibi geliyor dedim. Resulullah s.a.v bunun üzerine şöyle buyurdu :

 - Sana iki hüküm söyleyeyim, hangisini yaparsan bu sana yeter. Eğer ikisini de yaparsan ne ala, orasını sen daha iyi bilirsin. Bu durum şeytanın darbelerinden bir darbedir. Altı veya yedi gün Allah’ın sana - ve diğer kadınlara - bildirdiği müddet kendini hayızlı kabul et ; sonra yıkan. – Hayızdan - temizlenip arındığına kanaat getirdiğin zaman yirmi üç veya yirmi dört gün namaz kıl ve oruç tut. Çünkü bu sana yeter. Normal kadınlar nasıl hayız günlerinde hayız, temizlik günlerinde de temizleniyorlarsa sen de her ay öyle yap. Öğleyi tehir edip ikindide acele ederek sonra yıkanır ve iki namazı cem eder kılarsın. Akşamı tehir edip yatsıda acele ederek sonra yıkanır ve iki namazı cem eder kılarsın. Sabah namazında yıkanabilirsen yıkan - ve o şekilde namazını kıl -. Gücün yeterse oruç tut. Bu - şekilde yapman - bana göre iki işin daha sevimli olanıdır. }

 

Ebu Davud : 287 - Tirmizi : 128 - İbni Mace – 627 - Dare kutni : 1/214/48 - Hakim : 1/172 Beyhaki : 1/338 - Tahavi : 3/300-el-Müşkil - Ahmed : 6/381-382-439-440 - Albani : 188- İrva

 

TEMİZLENDİKTEN SONRA GELEN SUYUN HAYIZ OLMADIĞI

 

{ … Aişe r.a şöyle dedi : Resulullah s.a.v temizlendikten sonra şüpheye düşürücü bir şey gören kadın hakkında şöyle buyurdu : 0 ancak damar  kanıdır. }

 

İbni Mace : 646 - Ebu Davud : 293


” … Aişe radıyallahu anhâ anlatıyor : " Ümmü Habibe bintu Cahş radıyallahu anha tam yedi yıl boyu istihaze kanı gördü. Ne yapacağı hususunda Resûlullah'a sordu. Aleyhissalatu vesselam yıkanmasını emretti ve "Bu damar (kanıdır)" dedi. Ümmü Habibe her namazda yıkanırdı."


Müslim'in bir rivayeti şöyledir : " Ümmü Habibe radıyallahu anha - ki Abdurrahman İbnu Avf'ın nikahı altında idi - Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'a kanamasından şikayet etti. Ona şu tavsiyede bulundu : " Hayız (müddetin normalde ne kadar devam ediyor ve) seni bekletiyor idiyse o müddetçe bekle, sonra yıkan ! " Ümmü Habibe her namazda yıkanırdı."


Müslim'in bir diğer rivayetinde şöyle gelmiştir : Aişe dedi ki : " Ümmü Habibe, kız kardeşi Zeyneb Bintu Cahş'ın hücresinde bir leğenin içinde yıkanırdı. Kanın kızıllığı (bazan) suya galebe çalardı."


Nesai'nin rivayeti şöyledir: "Ümmü Habibe müstehaze idi (devamlı kanaması olurdu), hiç temiz olmazdı. Durumu Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'a söylenmişti. Şöyle buyurdular: "Bu, hayız değildir, rahimin bir rahatsızlığıdır. Normal zamanda hayız kanının geldiği kirlilik müddetine baksın. (Her ay) o müddet boyunca namazını terketsin. Sonra bu müddet çıkınca her namaz vaktinde yıkansın."


Nesai'nin bir diğer rivayeti şöyle : " Ümmü Habibe radıyallahu anha'ya Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm, (Her ayda) hayız olup kirli bulunduğu kadar namazı terketmesini, sonra yıkanıp namazını kılmasını emretti. O, her namaz vaktinde yıkanırdı."

Buhari, Hayz 26; Müslim, Hayz 64, 66, (334); Ebu Davud, Taharet 111, (288 - 291); Tirmizi, Taharet 96, (129); Nesai, Hayz 2, 3, 4, (1, 181, 182).


” …
Hamne Bintu Cahş radıyallahu anha anlatıyor : " Ben, kızkardeşim Zeyneb Bintu Cahş radıyallahu anha'nın yanındaydım, istihaze kanamam vardı. Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'a : " Ey Allah'ın Resulü ! Ben çok şiddetli şekilde istihaze kanamasına maruzum, bu hususta ne tavsiye edersiniz ? Bu hal benim namaz ve orucuma mani oluyor ? " dedim. Bana : " Sana pamuğu tavsiye ederim : O, kanı gidericidir – onu fercine koy " buyurdular. Ben : " Ama akıntı pamuğun mani olacağı miktardan çok fazla ! " dedim. Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm : " Öyleyse bez kullan ! " buyurdular. Ben : " Akıntı bezin durduracağı miktardan da fazla ! Şarıl şarıl akıyor " dedim. Bunun üzerine Aleyhissalatu vesselam dedi ki : " Sana iki şey söyleyeceğim, hangisini yaparsan, diğerinin de yerine geçer. İkisini de yapabilecek durumdaysan birini seçmek sana ait, dilediğini seç ! Bu kanama, şeytanın tekmelerinden bir tekmesi - yani zarar vermesi - dir. Sen kendini Allah'ın ilminde altı yedi gün hayızlı bil (orucu ve namazı terket). Sonra yıkan ve kendini hayızdan temizlenmiş bil ve yirmiüç veya yirmidört gece ve gündüz namaz kıl, (bu esnada farz veya nafile) oruç tut. Bu, Sana yeterlidir. Kadınların her ay hayız görmeleri, hayızlı ve temizlik günlerinin olması gibi, bu şekilde senin de hayız ve temizlik günlerin olacak. (Bu, sana söyleyeceğim iki şeyden birincisidir. İkinci hususa gelince, o da şudur): Eğer öğleyi te'hir ve ikindiyi de ta'cil edip, ikisi için gusletmeye gücün yeterse öğle ile ikindiyi birleştir. Keza akşamı geciktirip yatsıyı tacil etmek, sonra da gusletmek suretiyle de bu iki namazı birleştir. Sabah için de ayrıca guslet. Bu şekle gücün yeterse orucunu da böylece tutarsın."


Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm, (birini seçmede beni muhayyer bıraktığı bu iki tarzı zikrettikten sonra ilaveten dedi ki : " Bu, (ikincisi, zikrettiğim) tarzın, benim daha çok hoşuma gidenidir."


Ravilerden biri dedi ki : " Hamne radıyallahu anha dedi ki : " Bu, iki tarzdan benim daha çok hoşuma gidenidir. Ravi böylece, bu sözün Resûlullah'a ait olmayıp Hamne'ye ait olduğunu ifade etmiş oldu."


Ebu Davud, Taharet 1100, (287); Tirmizi, Taharet 95, (125)



” … Esma Bintu Umeys radıyallahu anha anlatıyor : " Ey Allah'ın Resulü ! dedim. Fatıma Bintu Ebi Hubeyş, şu şu kadar zamandan beri kanama geçiriyor, namazı bıraktı ! " - Bu sözün üzerine Aleyhissalatu vesselam - :  " Sübhanallah ! - hiç namaz bırakılır mı ? - Bu şeytanın bir oyunudur buna aldanmamalıydı. Söyleyin ona - bir leğene (su koyup içine) otursun. Eğer suyun üstünde (kanamadan hasıl olan) bir sarılık görürse, öğle ve ikindi için tek bir gusül yapsın ; akşam ve yatsı için de tek bir gusül yapsın. Sabah için de ayrı bir gusül yapsın. Bu arada (kılacağı namazlar için) abdest alsın" buyurdular." İbnu Abbas r.a der ki : " (Her namaz için) gusletmek, kadıncağıza zor gelmeye başlayınca iki namazın arasını birleştirmeyi emretmişti."


Ebu Davud, Taharet 116, (296).


” … Ümmü Seleme radıyallahu anha anlatıyor : " Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm zamanında bir kadının kanaması vardı. Ümmü Seleme radıyallahu anha, onun adına, hükmü, Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'dan soruverdi. Resûlullah : " İstihaze kanı başlamazdan önce, bir ay içerisinde, kaç gün ve gece hayız kanı gelmekte olduğuna baksın, her ay o kadar müddette namazı terketsin. Bu zaman çıkınca hemen yıkansın ve (fercine pamuk koyup) bir bezle sargı yaparak namazını kılsın."


Muvatta, Taharet 105, (1, 62); Ebu Davud : 108, (274-278); Nesai, Hayz (1, 182).

” … Sümeyy Mevla İbnu Ebi Bekr İbni Abdirrahman anlatıyor : " Ka'kâ ve Zeyd İbnu Eslem, beni, Sa'id İbnu Müseyyeb rahimehullah'a gönderip müstehazenin nasıl yıkanacağını sordular. Said şöyle açıkladı :  "Müstehaze, öğleden öğleye yıkanır ve her namaz için abdest alır. Şayet kan galebe çalacak olursaa bir bezle sargı yapar."

                                                                                                  Ebu Davud : 1.c.301.n


Ebu Davud der ki : " İbnu Ömer ve Enes radıyallahu anhüm'den de bu şekilde (yani "Öğleden öğleye yıkanır" diye) rivayet edildi. Bu, aynı zamanda Salim İbnu Abdillah, Hasan Basri ve Ata rahimehumullah'ın görüşüdür."


İmam Malik dedi k i: " Zannım o ki, İbnu Müseyyeb'in hadisi " temizlik vaktinden temizlik vaktine " olacaktı ; " öğle vaktinden öğle vaktine " şeklinde gelmiştir. Herhalde buna bir vehim karışmış."


Bu hadisi el-Misver İbnu Abdilmelik de rivayet etmiştir. Onun rivayetinde da " temizlik vaktinden temizlik vaktine" şeklinde gelmiştir. Şu halde raviler bunu "öğleden öğleye" diye çevirmiş olmalı. Derim ki : " Kadi İyaz'ın zikrine göre .................. noktalı rivayet sahihtir. Doğruyu Allah bilir."


” …. Ali radıyallahu anh anlatıyor : " Müstehaze, hayız müddeti sona erince her gün yıkanır. Üzerine tereyağı veya zeytinyağı sürülmüş bir yün kullanır."


Ebu Davud, Taharet 115, (302)

 

“ … Abdullah İbnu Süfyan rahimehullah anlatıyor : " Bir kadın, İbnu Ömer radıyallahu anhüma'ya şöyle sordu : " Kabe'yi ziyaret maksadıyla gelmiştim. tam Mescid-i Haram'ın kapısına geldiğim sırada kanamam başladı ve derhal geri dönüp, kanama duruncaya kadar bekledim. Sonra yıkandım. Tekrar tavaf için geldiğimde, kapının yanında yine kan geldi. Aynı şekilde geri döndüm, size geldim " Abdullah şu cevabı verdi: "Bu şeytandan gelen bir zarardır. Bu durumda yıkan. Pamuk tıkayarak bir bez bağla, sonra da tavafını yap!"

Muvatta, Hacc 124, (1, 371


” … İkrime rahimehullah anlatıyor : " Ümmü Habibe radıyallahu anha müstehaze idi. Kocası ona temasta bulunurdu. Aynı hal Hamne Bintu Cahş radıyallahu anha için de mevzubahis idi."

Ebu Davud, Taharet 120, (309)


” … Ümmü Atiyye radıyallahu anha anlatıyor : " (Hayız müddetimiz dolup) temizlik dönemi başladıktan sonra görülen bulanık ve sarı akıntıyı ciddiye almazdık..."


Ebu Davud, Taharet 119, (307, 308); Nesai, Hayz, 7, (1, 186, 187)


” …
Mercane Mevla Aişe radıyallahu anha anlatıyor : " Kadınlar Aişe radıyallahu anha'ya içerisinde pamuk bulunan bez (veya kap) gönderirlerdi. Bu pamuklar hayız kanıyla sarı lekeler taşırdı. (Bu safhada) namaz kılınıp kılınmayacağını sorarlardı.

Aişe radıyallahu anha : " Beyaz akıntıyı görünceye kadar acele etmeyin ! " diye cevap verirdi. Beyaz akıntıdan temizliği kastederdi."


Muvatta, Taharet 97, (1, 59). Buhari, bunu bab başlığında senetsiz olarak kaydetmiştir. (Hayz 19)


” …
Zeyd İbnu Sabit'in kızından nakledildiğine göre, kulağına, bir kısım kadınların gece yarısı, temizliklerini kontrol için, lamba getirtir oldukları haberi ulaşır. O, bu davranıştan dolayı kadınları ayıplar ve : " ( Sahabe ) kadınları böyle yapmazlardı ! " der.

Muvatta,Taharet 98,1, 59 Buhari bunu bab başlığı olarak kaydetmiştir. Hayz 19


” …
Ümmü Seleme radıyallahu anha anlatıyor : " Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm devrinde, nifas olan kadınlar nifaslarından sonra kırk gün kırk gece otururlardı. Biz yüzlerimize vers -yani kelef- olarak-sürerdik..."


Ebu Davud, Taharet 121, (311); Tirmizi, Taharet 105, (139).


 



 

 

 

 

 

 

                                TACUDDİN  EL - BAYBURDİ

 


Facebook beğen
 
Kur.an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
Kur'an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
Kur'an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
Kur'an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol