Kur'an ve Sünnet
   
 
  MÜSLÜMANLARA KARŞI KARDEŞ KİMLİĞİ

MÜSLÜMANLARA  KARŞI  KARDEŞ  KİMLİĞİ

 

بِسْمِ اللهِ الرَّحْمنِ الرَّحِيمِِ

 

    Bilindiği gibi bu din’de inananları bir birlerine bağlayan ve onları kardeş yapan tek şey iman bağıdır….

 

    Rabbimiz kerim kitabında şöyle buyurmaktadır :

 

                                                                       (     .........   إِنَّمَا الْمُؤْمِنُونَ إِخْوَةٌ  )

 

“ Ancak  inananlar  kardeştir………..”

                                                                                                                                                  HUCURAT. 10. AY.

 

    Allah’u Azze ve Celle; dili,ırkı,rengi,soyu,sopu ve cinsi ne olursa olsun,insan-lardan ancak iman edenlerin kardeş olacağını zikretmiş ve aralarına da bir çok haklar koymuştur.

 

    İşte Allah’u Azze ve Celle – sağlıklı bir yapılanma için – inanan bir kimsenin diğer inanan kardeşlerine karşı kimliğinin şöyle olmasını ister :

 

İNANANLARI  ALLAH  İÇİN  SEVMESİ  VE   DOST  EDİNMESİ

 

   Tevhid ehli insanların en bariz özelliklerinden birisi,bir birlerini Allah için sevmeleri ve dost edinmeleridir.

 

   Çünkü bu,onların üzerine vacip olan Rabb’lerinin bir emridir . Rabbimiz şöyle buyurmaktadır :

 

“ Mü’minler,mü’minleri bırakıpta kafirleri dostlar edinmesinler…………”

                                                                                                 

                                                                                                                                                  ALİ İMRAN.28.AY.

Yine bir Ayeti celilesinde :

 

  Sizin dostunuz ancak Allah, O’nun elçisi ve namazlarını kılan,zekatlarını veren ve  - Allah’ın diğer emirlerine - boyun eğen mü’minlerdir. “

 

                                                                                                              MAİDE.55.AY.

 

   Şüphesiz ki Allah’u Azze ve Celle nin dost kıldığı sadık Müslümanların bir birlerine karşı olan sevgileri,herhangi bir çıkar ve menfaata dayanmayan  tertemiz  bir sevgidir.

 

(….. Ebu Hureyre r.a dan gelen bir rivayette Allah resulü s.a.v şöyle buyurmak-tadır : ” Nefsim elinde olan Allah’a yemin ederim ki,iman etmedikçe cennete giremezsiniz. Bir birinizi sevmedikçe de iman etmiş olamazsınız. Yaptığınız da bir birinizi seveceğiniz bir ibadeti size haber vereyim mi ? Aranızda selamı yayınız “  )

                                                                                                                                        MÜSLİM  :          1.C.54.N

                                                                                                                                        EBU DAVUD :5.C.5193.N

                                                                                                                                        TİRMİZİ  :      4.C.2828.N

                                                                                                                                        İBNİ MACE :    1.C.68 . N

 

    İşte imandan olan bu sevgiyi İslam, “…Allah yolunda sevgi …” diye isim-lendirmiştir.

 

(……… Enes r.a dan gelen bir rivayette Allah resulü s.a.v şöyle buyurmaktadır :

“ üç haslet vardır ki bunlar kimde bulunursa o kimse imanın tadını almış olur: Allah ve resulünün o kimseye her şeyden daha sevimli olması.Sevdiği-ni sadece ve sadece Allah için sevmesi ve ateşe atılmaktan nasıl korkuyor ise Allah kendisini kurtardıktan sonra takrar küfre dönmekten de öylece kork-ması.” )

                                                                    BUHARİ  :  1.C.171.S             MÜSLİM : 1.C.43.N

                                                                                               TİRMİZİ  :  4.C.2759.N          NESEİ  : 8.C.4956.N

                                                                                                                                       

(…. Ebu Umame r.a dan gelen bir hadiste Allah resulü s.a.v şöyle buyurmakta :

“ Kim sevdiğini Allah için sever,buğz ettiğine Allah için buğz eder,verdiğine Allah için verir ve men ettiğini de Allah için men ederse imanı kemale erer.)

                                                                                               

                                                                                                                                        EBU DAVUD :5.C.4681.N

 

(….. İbn Abbas r.a dan; Resulullah s.a.v şöyle buyurdular :” İmanın en güçlü ve güvenilir kulpu, Allah için sevmek ve Allah için buğzetmektir” )

 

                                                                                                          İBNU EBİ ŞEYBE. MUSANNEF :5.235-849

                                                                                                          EL-ALBANİ  : SİLSİLETU’S SAHİHA.998

 

      Allah’u Azze ve Celle kendisi için bir birlerini seven sadık Müslümanlara bakınız ahirette nasıl bir makam ve mevki vaat etmektedir :

 

(…. Ebu Hureyre r.a’dan; Resulullah s.a.v şöyle buyurdular :” Yedi sınıf kimse var ki,Allah onları kendi gölgesinden başka gölge bulunmayan o günde,göl-gesi altında gölgelendirecektir. Bunlar  :

“…..  Adaletli imam  …..  Rabbine itaat ve ibadet içerisinde yetişmiş genç ... …..Gönlü mescidlere bağlı olan kimse….. Allah yolunda bir birleri ile sevişen ve yan yana gelişleri ve ayrılışları Allah için olan kimseler …. Mevki ve güzellik sahibi bir kadın kendisini istediği halde;ben Allah’tan korkarım diyen erkek ….. İnfak ettiğinde sol tarafının,sağ tarafının ne infak ettiğini bilmeyecek kadar gizli sadaka veren kimse …. Ve …. Tenha yerde Allah’ı zikredipte iki gözü dolup taşan kimse …..”  )

                                                                                                                                                 BUHARİ : 2.C.693.S

                                                                                                                                                 TİRMİZİ : 4.C.2500.

 

(… Ebu Hureyre r.a’dan; Resulullah s.a.v şöyle buyurdular:” Muhakkak ki Allah’u Azze ve Celle kıyamet gününde şöyle buyurur:  Nerede benim cela-lim için bir birini sevenler? Benim gölgemden başka hiçbir gölgenin olmadığı bu günde,onları kendi gölgemde gölgelendireceğim “  )

                                                                                                   

                                                                                                     MÜSLİM : 8.C.2566.N

    (…. Ömer İbnu’l Hattab r.a’dan ;Resulullah s.a.v şöyle buyurdular :” Allah’ın kulları arasında öyle kimseler var ki,kendileri peygamberlerden ve şehitler-den olmadıkları halde Allah indindeki derecelerinden dolayı kıyamet gününde Peygamberler de şehitler de kendilerine gıpta edecekler. Sahabe :

- Ey Allah’ın resulü ! onlar kimlerdir ? bize haber ver dediler.Resulullah  :

- Onlar,aralarında akrabalık bağı bulunmadığı,aralarında mallar alıp vermedikleri halde Allah için bir birlerini sevenlerdir. Onların yüzleri nur dur. İnsanların korku içerisinde oldukları o gün,onlar korkmayacaklardır. İnsanların üzülecekleri o gün de, onlar üzülmeyeceklerdir.Ve şu Ayeti keri-meyi okudu :

 

                                          خَوْفٌ عَلَيْهِمْ وَلاَ هُمْ يَحْزَنُونَ أَلا إِنَّ أَوْلِيَاء اللّهِ لاَ

 

İyi bilin ki Allah’ın dostlarına korku yoktur.Onlar mahzun olacak ta değil-lerdir.  )

                                                                                                EBU DAVUD : 4.C.3527.N

 

      Allah için bir birlerini sevenlere şeref olarak,Allah’ın kıyamet günü haşir meydanında onlarla ilgilenmesi,onları gölgelemesi yeter.

 

      Ne güzel bir şeref ! ne güzel bir mükafat değil mi ?.........şiddet, korku ve dehşet dolu bir günde, Allah rızası için yan yana gelen ve bir birlerini Allah rızası için seven kimselerin mükafatı………

 

     Çünkü bir yığın çıkar ve menfaatlerin dolu olduğu bu hayatta sırf Allah için yan yana gelmek,Allah için sevmek,ulaşılması zor bir mertebedir. O mertebeye ancak Allah rızası uğruna dünyayı hiçe saymış,ruhları yücelmiş ve nefisleri arınmış kimseler çıkabilir. Bunlara,dünyadaki işlemiş oldukları bu güzel amellerine karşılık,ahirette yüksek makamlar verilmesi pek tabiidir. Çünkü onlar dünyanın her türlü menfaatini,arzu ve isteklerini terk edip,sırf rablerinin emri olduğu için yan yana gelmişler ve bir birlerini sevmişlerdir.

 

     Bu yüce makamı,Muaz İbn Cebel r.a dan rivayet edilen bir hadisi şerifte de görmekteyiz. O şöyle buyurmaktadır :

 

( ……  Resulullah s.a.v buyurdular ki: Allah’u Azze ve Celle buyurdu ki: Benim için bir birlerini sevenlere peygamber ve şehitlerin gıpta edeceği nur’dan minberler vardır. )

                                                                                                                                              TİRMİZİ : 4.C.2499.N

    Hatta, Allah için bir birlerini sevenlere bundan daha güzel ve daha tatlı makamlar da va’dedilmektedir…..İşte o güzel va’dlerden birini anlatan hadisi şerif :

 

(………Ebu Hureyre r.a dan ; Resulullah s.a.v buyurdular ki:” bir adam başka bir köyde bulunan din kardeşini ziyaret etmek için yola çıktı.

 

Allah’u Azze ve Celle o kimsenin geçeceği yol üzerine bir melek oturttu.O zat meleğin yanından geçerken,melek :

- Nereye gitmek istiyorsun ? diye sordu. O zat :

- Şu beldede bulunan bir kardeşimi ziyaret etmek istiyorum dedi. Melek :

- Senin ondan elde etmek istediğin bir menfaatin var mı? Dedi. O zat :

- Hayır yoktur.Benim onu Allah için sevmemden başka bir şeyim yoktur,dedi. Melek ona  şöyle dedi :

- Ben Allah’ın, sana şu haberi iletmek için yolladığı elçisiyim :”….. Sen o kimseyi Allah için sevdiğin gibi,muhakkak Allah’ta seni sevmiştir…” )

                               

                                                                                                                                              MÜSLİM : 8.C.2567.N

 

    Evet,gerçekten de ne güzel bir makam,ne güzel bir mevki; “……Allah’ın bir insanı sevmesi…….”

       

    Evet değerli kardeşlerim!Allah resulü s.a.v bu ve emsali delillerle oluşturu-lacak sıhhatli bir yapılanmada – yani cemaatleşmede – Müslümanların bir birlerini Allah için sevmelerinin büyük bir rolünün olduğunu açıkça anlatmakta-dır.          

      Allah resulü s.a.v çok iyi biliyorduki,bu sevgi olmadan Müslümanlar,Allah yolundaki mücadele yükünün altından kolayca kalkamazlar.

 

     Bu sarsılmaz ve perçinleşmiş sevgi ile resulullah s.a.v,insanlık tarihinin en güzel ve örnek neslini oluşturmuş ve onların aralarındaki dayanışmalarını şöyle tasvir etmiştir.

 

 

(….. Ebu Musa el-Eş’ari r.a’dan; Peygamberimiz s.a.v buyurdu ki:”mü’mi-nin mü’minle dayanışması – yani bir birlerine olan bağlılığı - parçaları bir birine bağlanıp kenetlenmiş bir bina gibidir.Bunu göstermek için Allah resulü,parmaklarını birbirine kenetledi “ )

                                                                                                                                              BUHARİ : 5.C.2264. S

                                                                                                                                              MÜSLİM : 8.C.2585.N

                                                                                                                                              NESEİ      : 5.C.2550.N

 

 

   Ve yine, Nu’man İbn Beşir r.a’dan gelen bir hadislerinde Allah resulü s.a.v şöyle buyurmaktadır :

 

  Bütün mü’minlerin,bir birlerini sevme,bir birlerine merhamet etme,bir birlerine şevkat ve lütuf gösterme hususundaki misali,bir vücut misali gibi-dir.O vucuttan bir uzuv hastalanınca,vücudun diğer azaları bir birlerini hasta azanın elemine,uykusuzlukla ve hararetle iştirake çağırırlar.- yani, hasta olan organın elemini paylaşırlar- “ )

 

                                                                                                  BUHARİ : 13.C.6005.S - MÜSLİM : 8.C. 2586.N

 

 

 (……. Allah resulü s.a.v şöyle buyurmaktadır : “ Bütün Müslümanlar bir tek kimse gibidir.O müslümanın gözü ağrıdığı zaman diğer bütün azalar hasta-

lanır, başı ağrıdığı zaman yine diğer bütün azalar hastalanır “  )

 

                                                                                                                                            MÜSLİM : 8.C.2586/67

 

    Bu kadar açık ve net delillerden sonra,şuurlu ve basiretli bir Müslüman dost ve kardeşlerine sevgi göstermekten,kalbini onlara açmaktan ve onların dertleriy-le dertlenmekten kendini alıkoyamaz. Böylece hem dünyada  sağlam bir binanın

Temel taşlarından birisini oluşturur,hem de ahirette Rabbisinin rızasını kazanmış olur.

 

MÜSLÜMANLARI  TERK  EDİP  YALNIZ  BIRAKMAMASI

 

   Şuurlu ve basiretli bir kimliğe sahip olan müslüman,İslam dininin sevgi,şevkat ve birlik ve beraberliğe davet eden bir din olduğunu,bunun yanı sıra buğzu, kini,ayrılığı ve dargınlığı da yasakladığını çok iyi bilir.

   İşte bunun içindir ki,basiretli bir Müslüman kardeşini terk etmez,ona sırt çevirmez,ona buğzetmez ve ona küsmez.

 

   Bunun yanı sıra bazı fitne,fesat ve hatalar, onları bir birlerinden de ayırmaz. Çünkü Allah için sevme bağı,birinin yapabileceği bir hatadan dolayı hemen kopabilecek çürük bir bağ değildir…..Bundan dolayıdır ki,Allah resulü s.a.v bir hadisi şeriflerinde şöyle buyurur :

 

 

  İki kimseden birinin ilk işlediği günah,bunların arasını ayırmışsa,bu ikisi Allah için yahut İslam için bir birlerini sevmiş değillerdir “

 

                                                                                                                              EDEBÜ’L MÜFRED:1.C.401.N

 

   Bununla beraber İslam,insan nefsinin tabiatından sarfı nazar etmemiş,kızgınlık ve zayıflık anında duyguların deyişebileceğini hesaba katarak öfke ve kızgınlığı-nın dinmesi için ona bir müddet tanımıştır. Ki, bu müddet zarfında öfke ve kızgınlığı geçsin.

 

     Fakat bu müddet geçtikten sonra her ikisininde sulh için barışmaya yanaşma-larını emretmiş ve dargın durmalarını yasaklamıştır.

 

(….. Allah resulü s.a.v şöyle buyurmaktadır:” Bir müslümanın din kardeşi-ni üç günden fazla terk etmesi helal olmaz.Bir araya geldiklerinde bu yüz çevirir öteki yüz çevirir. Halbuki en hayırlısı selamı ilk verendir ” )

                                                                                                                                          

                                                                                                                                             BUHARİ : 13.C.6055.S

                                                                                                                                             MÜSLİM : 8.C.2560.N

                                                                                                                                             E. DAVUD: 5.C.4911.N

 

   Allah resulü s.a.v’in bu açık ve net uyarısına kulak veren bir Müslüman,sebep ne olursa olsun din kardeşinden uzak durmaya sabrademez.Bilakis onunla barış-maya ve selam vermeğe gayret eder.Çünkü en hayırlıları selamı ilk verenleridir. Öteki de selama cevap verirse her ikiside barışma sevabını alır.Eğer selama cevap vermezse selam veren dargınlık ve ayrılık günahından kurtulur.

Selamı kabul etmeyen,diğerinin de aynı zamanda günahını yüklenir……Çünkü ;

 

( … Aişe  r.a dan  gelen  bir hadiste  Allah resulü s.a.v  şöyle  buyurmaktadır  :

Bir müslümanın diğer bir müslümana üç günden fazla dargın durması helal olmaz. Rast geldiğinde ona üç defa selam verir de, selam verilen selama karşılık vermezse onun vebali ile geri dönmüş olur “

                                                                                                EBU  DAVUD : 5.C.4913.N

 

   Hissi ve nefsi davranarak dargınlık müddetini uzatmak,günahın artmasına ve ateşe girilmesine vesile olur.

(…. Ebu Hureyre r.a’dan gelen bir hadislerinde Allah resulü s.a.v şöyle buyur-maktadır : “ Kim mü’min kardeşine bir sene dargın durursa,bu onun kanını dökmek gibidir “ )

                                                                                                EBU DAVUD : 5.C.4915.N

                                                                                                                                       E . MÜFRED  : 1.C. 404.N

Diğer bir hadislerinde ise ;

(…. Resulullah s.a.v şöyle buyurdular :” Hiçbir müslümanın diğer Müslü-man kardeşine üç günden fazla dargın durması helal olmaz.Kim üç günden fazla dargın durur ve bu haldeyken ölürse ateşe girer” )

                                                                                                EBU DAVUD : 5.C.4914.N

 

   İslam nizamı,nefislerin terbiyesinde karşılıklı sevmeğe,yakınlaşmaya ve ülfete çok önem verir.Bu yüzdendir ki buğzun,hasedin ve dargınlığın,şuurlu bir müslümanın hayatında asla yeri olamaz.

   Kitap ve Sünnetin,insanlık için ahlak metodunun en mükemmeli olan bu mesajlarından sonra,basiretli bir müslümanın bu türden şeylere hayatında yer ve-rebilmesi mümkün değildir.

   O yüce nizamın başka mesajlarında yine şöyle buyrulur :

 

(… Ebu Hureyre r.a’dan; Resulullah s.a.v şöyle buyurdular :” Bir birinizle alakayı koparmayın,bir birinize küsmeyin,bir birinize buğzetmeyin,bir birinize hased etmeyin. Ey Allah’ın kulları! Allah’ın size emrettiği şekilde kardeşler olunuz “  )

                                                                                                    MÜSLİM : 8.C.2563/30

  Zandan sakınınız,çünkü zan sözlerin en yalanıdır,İnsanların ayıplarını araştırmayın,casusluk yapmayın,rekabet etmeyin,hasetleşmeyin,bir birinize buğzetmeyin,bir birinize küsmeyin.Ey Allah’ın kulları kardeş olunuz “

                     

                                                                                                    BUHARİ : 13.C.6046.S

                                                                                                                                            MÜSLİM : 8.C.2563.N

 

“ Bir birinizi çekememezlik etmeyin,satın alamayacağınız malın fiyatını ar-tırmayın,bir birinize buğzetmeğin,bir birinize küsmeyin.Bir birinizin satışı üzerine satış yapmayın.Ey Allah’ın kulları kardeşler olunuz. Müslüman müslümanın kardeşidir.Ona zulmetmez,ona yardımdan elini çekmez ve onu küçük görmez. Takva işte buradadır – diye üç defa eliyle göğsünü işaret edip sonra şöyle buyurdular – kişiye şer olarak Müslüman kardeşini hakir görmesi yeter. – unutmayınki - Müslümanın müslümana kanı,malı,ırzı ve şerefi haramdır “

                                                                                                     MÜSLİM : 8.C.2564.N

 

     Samimi ve ihlaslı bir Müslüman,Peygamberinin bu kadar nasihatlerinden sonra bir müslümana karşı kalbinde kin ve buğz taşıması,ona küsmesi,onu terk etmesi,ona zulmetmesi,onun dedi kodusunu yapması,onu hakir görmesi ve onu yardımsız bırakması  mümkün değildir.

   Buna rağmen,hissi ve nefsi davranarak hala Müslümanlara karşı tavırları gayri islami ise,bu kimse,şeriatın şu mesajına iyi kulak vermelidir :

 

(…. Ebu Hureyre r.a dan; Resulullah s.a.v şöyle buyurdular : “ Pazartesi ve perşenbe günlerinde cennet kapıları açılır da, Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmayan her bir mü’minin günahları mağfiret olunur. Ancak kendisi ile din kardeşi arasında kin ve düşmanlık bulunan kimse bu mağfiretten müstesna tutulur. O iki kişi hakkında ;  bir birleriyle barışıncaya kadar bu iki kişiyi mağfiretten geri tutun, geri tutun , geri tutun denilir “ )

 

                                                                                                                                              MÜSLİM : 8.C.2565.N

 

KARDEŞLERİNİ  AFFEDİP  ONLARA  NASİHAT  ETMESİ

 

  Şuurlu ve basiretli bir Müslüman,kızdığında öfkesini yenen,kardeşlerini bağışlayan ve onlara nasihat eden kimsedir.

  Çünkü iyi bilirki kuvvetli bir Müslüman,ne pazuları büyük olan bir kimse,ne de adaleleri sert olan bir kimsedir.Tersine,kuvvetli ve güçlü Müslüman,kızgınlık anında nefsine hakim olan,dengeli ve sabırlı davranan kimsedir.

 

(…. Abdullah İbn Mes’ud r.a dan gelen bir hadislerinde Allah resulü s.a.v şöyle buyurmaktadır: 

- Pehlivan kimdir bilir misiniz?  Sahabeler dedilerki :

- Pehlivan,güreşte insanları yenendir. Resulullah s.a.v buyurdu ki :

- O sizin dediğiniz gibi değildir. Asıl pehlivan; öfkelendiğinde nefsine hakim olan ve onu yenen kimsedir. )

                                                                                                     BUHARİ :13.C.6083.S

                                                                                                                                             MÜSLİM : 8.C.2608.N

 

       Görüldüğü gibi güçlü Müslüman,kızgınlık anında nefsine hakim olup sabreden kimsedir. Zayıf ve cılız Müslüman da,nefsine yenik düşüp bağırıp çağıran kimsedir.

 

  Unutmayalım ki,müslümanın,kabarmış olan kızgınlık dalgalarına kapılıp geçici bir öfkeye teslim olması,bir çok problemlerin çıkışına sebep olabilir.Dolayısiyle, bu sebep yüzünden düşülen hataların telafisine çok uzun gün ve gecelerin yeterli olmadığı göz önünde tutulursa,bir müslümanın bundan uzak durması gerekir.

 

   Kendisinden nasihat isteyene Allah resulü s.a.v in bir kelimeyle cevap vermesi kızmanın,öfkelenmenin ne kadar çirkin bir şey olduğunu gösterir.

 

(…… Adamın biri resulullah’a gelerek, ya rasulallah! Bana nasihat et,dedi-ler. Resulullah s.a.v de ona:” sakın kızma “ buyurdular.

                                                                                                                                             BUHARİ : 13.C.6084.S

 

    Müslüman,kardeşine kızsa dahi,sabırlı davranıp bu kızgınlığını gizlemeyi,onu affetmeyi ve onun hatalarına göz yummayı bilen ve yeri geldiğinde de ona kardeşçe nasihat edendir.

  Çünkü iyi bilir ki, bu olgun hareket kendisini Allah’a yaklaştıran güzel bir vesiledir.

   Rabbimiz kerim kitabında şöyle buyurmaktadır :

 

(     O takva sahibi kimseler ki; ….. öfke ve kinlerini yenen,insanların kusurlarını bağışlayan kimselerdir.Allah iyilik edenleri sever. )

 

                                                                                                                                                 ALİ İMRAN.134.AY

 

   Bu yüce dinin emir ve yasaklarını nefsine sindirmiş olan şuurlu bir Müslüman kin tutmaz,öfkelenmez,öfkelendiğinde ise kardeşini affeder ve böylece Ayet’te zikri geçen Muhsinler sınıfından olur.

 

   Unutmayalım ki,eğer bir Müslüman Allah için kardeşini affediyor,ona alçak gönüllülük gösteriyor ise,bu sadece o müslümanın Allah indindeki makam ve mevkisinin yükselmesi demektir.

 

 

(….. Ebu Hureyre r.a dan gelen bir hadislerinde Allah resulü s.a.v şöyle buyur-maktadır :” …… Allah,affeden bir kulun ancak izzet ve şerefini artırır.Her kim Allah için alçak gönüllülük gösterirse,Allah muhakkakki o kimsenin derecesini yükseltir “  )

                                                                                                                                              MÜSLİM : 8.C.2588.N

 

 

KARDEŞLERİNE  MADDİ  VE  MANEVİ  YARDIMCI  OLMASI

 

    Değerli kardeşlerim ! bu yoldaki dostluğun ve kardeşliğin gereklerinden birisi de; ne pahasına olursa olsun,kişinin din kardeşine her türlü şartlarda yar-dım etmesidir.

    Eğer hak üzere ise,onu destekler ve ona manevi kuvvet verir.Eğer hak üzere değilse,ona nasihat eder ve onu o şeyden kurtarmaya çalışır.

 

(….  Cabir  ve  Enes  r.a dan gelen bir hadisi şeriflerinde Allah resulü s.a.v şöyle buyurmaktadır :”………….. Kişi,zalim olsun mazlum olsun din kardeşine varıp yardım etsin. Eğer din kardeşi zalim ise,onu zulmünden nehyetsin. Çünkü bu da o zalim için bir yardımdır.Şayet kardeşi zulme maruz kalıp mazlum konumunda ise,bu taktirde de ona yardım etsin “ )

                                                                                                                                                BUHARİ: 5.C.2262.S

                                                                                                         Lafız Müslim’in           MÜSLİM:8.C.2584.N

 

(…… Abdullah İbn Ömer’den gelen bir hadislerinde Allah resulü s.a.v şöyle buyurmaktadır: “ Müslüman müslümanın kardeşidir,ona zulmetmez – tehli-kede ve musibet anında- onu yalnız bırakmaz.Her kim bir Müslüman kardeşinin hacetini yerine getirirse,Allah’ta onun hacetini yerine getirir. Her kim bir müslümanın kederini giderip onu rahatlatırsa,Allah’ta onun kıyamet gününün kederlerinden bir kederini giderip onu rahatlatır.Her kim bir müslümanın ayıbını örterse,Allah’ta onun kıyamet gününde ayıbını örter “  )

                                                                                                       BUHARİ: 5.C.2262.S

 

(….. Esma binti Yezid r.a dan gelen bir rivayet te ise, Allah resulü s.a.v şöyle buyurmaktadır :

- Size en hayırlı olanınızı bildireyim mi?  .  Sahabeler :

- Evet bildir,dediler. Peygamber s.a.v buyurdular ki :

- O kimselerdir ki, görüldükleri zaman Allah anılır. Ve yine :

- Size en şerli olanlarınızı haber vereyim mi? Buyurdu . Sahabeler :

- Evet dediler. Resulullah s.a.v buyurdular ki :

- Koğuculuk yapıp dolaşanlar, dostların arasını bozanlar ve bir birlerinden ayrı kalmakla fesadı isteyenlerdir “  )

                                                                                                  AHMED : 6/459.N.27052

                                                                                                                                          İBN MACE:10.C.4119.N

                                                                                                                                          S.SAHİHA :         1646.N

                                                                                                                                          E.MÜFRED :1.C.323. N

 

      Hulasa değerli kardeşler! Müslüman her hali ile müslümandır.Onun bu konudaki kimliği :

 

    Kardeşlerini Allah için sever,onlara buğz etmez,onları terk edip yardımsız bırakmaz,onlara nasihat eder ve nasihatlerini dinler.Zalim de olsa mazlum da olsa onlara yardım eder ve ellerinden tutar…..Onların kederleri ile kederlenir, dertleri ile dertlenir. Onların gıybetini yapmaz,onlara zulmetmez, onların kusur ve ayıplarını araştırmaz.Onlara yumuşak davranır ve kabalık etmez.

 

    Onlara karşı güler yüzlüdür,alçak gönüllüdür.Onlara üstünlük taslamaz,onları hakir görmez ve kalplerini kırmaz…..Onlara küsmez,çirkin söz söylemez ve onları üzmez.

  

   Onlara dua eder,hastalandıklarında  ziyaretlerine gider ve davetlerine icabet eder.

 

   İşte basiretli bir müslümanın din kardeşlerine karşı kimliğinde yazılı olması gereken  şeyler bunlardır.

 

   Samimi bir Müslümanın, bunların aksine bir davranış içerisine girmesi müm-kün değildir…..

 

 

 

 

 

 

 

 

 

                                                                   TACUDDİN  EL - BAYBURDİ

 


Facebook beğen
 
Kur.an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
Kur'an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
Kur'an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
Kur'an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol