Kur'an ve Sünnet
   
 
  HELAL YOLLARDAN RIZIK ELDE ETMEK

İSLAM’DA TİCARET AHLAKI

 

HELAL YOLLARDAN RIZIK ELDE ETMEK

 

“ … Ebu Humeyd es-Saidi şöyle dedi : “ Rasulullah s.a.v “ Dünyadaki (rızık) talebinizi güzel yapınız. Şüphesiz herkes kendisi için yaratılan şeyi kolay elde eder ‘buyurdu.

İbni Mace (2142) Hakim (2/33) Beyhaki (10403) Albani (898-Sahiha)

 

“ … Cabir b. Abdullah şöyle dedi :“ Rasulullah s.a.v ‘ Ey insanlar ! Allah ‘tan korkun ve dünyadaki rızık talebinizi güzel yapınız. Biraz gecikse de hiçbir nefis rızkını noksansız tamam olarak elde etmeden ölmeyecektir. Allah’tan korkun ve rızık talebinizi güzel yapınız. Rızkın helal olanını alınız, onun haram olanını bırakınız’ buyurdu.”

İbni Mace (2144) İbnu’l-Carud (556) İbni Hibban (3239) ve (1084-1085 - Hakim (2134) Beyhaki (10404) Ebu Nuaym (3/156-157-Hilye) Albani (2607-Sahiha) ve (5300-Mişkat)

 

“ … El-Mikd R.A şöyle dedi :“ Rasulullah s.a.v “ Hiç kimse elinin çalışmasını yemek-ten daha hayırlı bir yemek yememiştir. Allah’in Nebisi Davud a.s elinin çalışmasından yerdi “ buyurdu.”

Buhari (2072-Ter:1917) Beyhaki (11691) Beğavi (2026) Ahmed (17181)

 

“ … Ebu Hureyre r.a şöyle dedi :“ Nebi s.a.v : “ Şüphesiz insanlar üzerine bir zaman gelecek ki, o zamanda kişi malı helalden mi haramdan mı elde ettiğine dikkat etmeyecek, önemsemeyecektir “ buyurdu.”

 

Buhari (2083-Ter:1926) Nesei (4466-4467) Darimi (2/246/2539) Ahmed (9626-9845-10568) Albani (5344-S. Cami)

 

ŞÜPHELİ ŞEYLERDEN KAÇINMAK

 

  …. Nu’man b. Beşir r.a şöyle dedi : “ Ben Rasulullah s.a.v den şöyle derken işittim : “ Helal bellidir haram bellidir. Bu ikisi arasında şüpheli şeyler vardır. İnsanlardan çoğu onu bilemez. Her kim şüpheli şeylerden sakınırsa dinini ve ırzını şüpheden beri etmiştir. Her kim de şüpheli şeyleri işlerse (etrafı çevrili) koruluk etra fında davarlarını otlatan çoban gibi oraya girebilir. Dikkat! Her kralın bir koruluğu vardır. Dikkat! Allah ‘ın yeryüzündeki koruluğu onun haramları dır. Dikkat! cesette bir parça et vardır o salih olduğu zaman bütün ceset salih olur; eğer o fasit olursa bütün cesette fasit olur. Dikkat edin ki, o kalptir.”

 

Buhari (52-Ter:206) Müslim (1599/107) Ebu Davud (3329) Nesei (4465) Tirmizi : 1205   Darimi (2/245) İbni Mace (3984) İbni Hibban (721) İbnu’l-Carud (555) Humeydi (918) Ebu Nuaym (4/336-Hilye) Beyhaki (5/65-264) Beğavi (2031) Ahmed (4/269-271) Albani (2075-İrva)

ALIŞVERİŞTE DOĞRU SÖZLÜ OLMAK

 

“ …. Hakim b. Hizam r.a şöyle dedi :“ Rasulullah s.a.v : “ Satan ve alan kişiler, bunlardan her biri doğru söyler ve (malın ayıbını) beyan ederse, alış veriş-lerinde kendilerine bereket ihsan olunur. Eğer gizler ve yalan söylerlerse – alış-verişlerinde bir kar elde etmeleri ve onun bereketinin gitmesi umulur - buyurdu.’

 

Buhari (2079-Ter:1923) Müslim (1532/47) Ebu Davud (3459) Nesei (4469) Tirmizi (1246) Darimi (2/250) İbni Hibban (4904) Tabarani (3115-M. Kebir) Tayalisi (1316) Beyhaki (5/269) Beğavi (2051) Ahmed (3/403) Albani (1281-İrva)

 

“ … Ebu Hureyre r.a şöyle dedi : “ Nebi s.a.v şöyle buyurdu : “ Bir kişi, başka bir kişiden ona ait bir arazi satın aldı. Araziyi satın alan kimse arazide, içinde altın bulunan bir çömlek buldu. Araziyi satın alan, satana : Altınlarını al, ben senden sadece araziyi satın aldım, altınları satın almadım dedi. Arazinin sahibi kimse: Ben sana araziyi ve içindeki şeyleri sattım dedi. Bir adama varıp muhakeme oldular. Kendisine varıp muhakeme oldukları kimse: Sizin çocuğunuz var mı? dedi. Onlardan biri: Benim bir oğlum var dedi. diğeri ise: Benim de bir kızım vardır dedi. Hakem: Kızı oğlana nikahlayın, o maldan onlara infak edin , dedi.

 

Buhari (3472-Ter:3286) Müslim (1721/) İbni Mace (2511) İbni Hibban (720) Beğavi (2412) Ahmed (2/316)

ALIŞVERİŞTE  KOLAYLIK  SAĞLAMAK

 

… Cabir b. Abdullah r.a şöyle dedi : “ Rasulullah s.a.v buyurdu ki : Satarken, satın alırken,alacağını talep ederken ve borcunu öderken müsamahalı davranan kimseye Allah rahmet etsin ”

Buhari (2076-Ter:19 Tirmizi (1320) İbrıi Mace (2203) İbni Hibban 84903) Tabarani (1/240-M. Sagir) Beyhaki (5/357-358) Beğavi (2044) Ahmed (3/340)

 

… Osman b. Affan r.a şöyle dedi :“ Rasulullah s.a.v buyurdular ki : Sattığı zaman müsamaha gösteren, satın aldığı zaman müsamaha gösteren ve hakkını isterken müsamaha gösteren kimseye Allah rahmet etsin.”

 

İbni Mace : 2202 - Buhari : 6/467-T.Kebir - Nesei  : 4710 - Ahmed : 410 - Albani : 1181- S

 

“ … Ebu Hureyre r.a şöyle dedi :“ Rasulullah s.a.v buyurdular ki : “ Her kim bir müslümanın satıştan vazgeçmesini müsamaha ile kabul ederse, Allah da onun kıyamet günü tökezlemelerini müsamaha ile kabul eder “ buyurdu.

 

İbni Mace (2199) Ebu Davud (3460) İbni Hibban (1103-1 104-Mevarid) Hakim (2/45) Beyhaki (11128) Ahmed (2/152) Albani (1334-İrva) ve (2614-Sahiha)

 

SABAHIN ERKEN SAATLERİ ÜMMET İÇİN BEREKETLİDİR

 

“ … Sahr el-Gamid şöyle dedi : “ Rasulullah s.a.v “ Ey Allah’ım, ümmetime gün-düzün ilk vaktinde bereket ihsan et “ buyurdu.

   Sahr el-Gamid şöyle dedi : Rasulullah bir seriyye veya ordu gönderdiğinde gün-düzün ilk vaktinde gönderirdi. Ravi dedi ki: Sahr el-Gamidi, ticaret yapan bir adamdı ticaret mallarını günün ilk vaktinde gönderirdi. Bu sebeple serveti ve malları çoğaldı.”

Ebu Davud (2606) İbni Mace (2236)

 

“ … İbni Ömer şöyle dedi: “ Nebi s.a.v şöyle buyurdular : “ Ey Allah’ım, ümmetime gündüzün ilk vaktinde bereket ihsan et ”

 

İbni Mace (2238) Ebu Davud (2606) Tirmizi (1212) Darimi (2/214) Tavalisi (1246) İbni Cad (2557- eI-Cadiv/u) İbni Hibban 84754-4755) Tabarani (7275-7276-M. Kebir) Beyhaki (91151-152) Beğavi (2673)

 

ALIRKEN VE SATARKEN TARTMAK

 

“ … Said b. Müseyyeb şöyle dedi : “ Ben Osman r.a yu minberin üzerinde hutbe okurken işittim şöyle diyordu : Ben, Beni Kaynuka denilen yahudilerden bir soydan hurma satın alıyor ve onu karla satıyordum. Bu fiilim Rasulullah’a ulaştı. Bunun üzerine Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem): “ Ey Osman, satın aldığın zaman tartarak al, sattığın zaman da tartarak sat  buyurdu.”

 

Ahmed (1/62/444) Dare kutni (3/8) Beyhaki (10696) Albani (1330- İrva)

 

… Mikdam b. Ma’dikerib r.a şöyle dedi :“ Nebi s.a.v buyurdular ki : Erzakınızı tartın ki, sizin için bereketlensin “

 

Buhari (2128-Ter:1965) Müslim (1528/39) İbni Hibban (4918) Tabarani (20/643-M. Kebir) Ebu Nuaym Hilye – 5  Beyhaki (6/32)  Beğavi (3000) Ahmed (4/131)

 

“ … Cabir b. Abdullah r.a şöyle dedi: “ Rasulullah  s.a.v buyurdu ki : “ Bir şeyi sattığınızda tartacağınız zaman tartınızı ağır yapınız ”

 

İbni Mace (2222) Albani (825-S. Cami)

 

“ … Suveyd b. Kays şöyle dedi :“ Ben ve Mahrefe el-Abdi, Hecer şehrinden bez getirttik. Müteakiben Rasulullah s.a.v bize geldi ve bizimle şalvarda pazarlık etti. Yanı mızda ücretle (bezleri) tartan bir tartıcı vardı. Nebi s.a.v ona : “ Ey tartıcı, iyi tart ve biraz da fazla ver “ buyurdu. “

İbni Mace (3579)

TARTI  KULLANMAMAK  CAİZ  DEĞİLDİR

 

“ … İbni Ömer r.a şöyle tahdis etti : “ Ben Rasulullah s.a.v’in zamanında kilosu belirsiz erzak satın alan kimseleri onları satmaktan men edilirken ve dövülürken gördüm.”

 

Buhari (213 l-Ter:1967) Müslim (1527/38) Ebu Davud (3498) Nesei (4622) İbni Hibban (4986) Abdurrezzak (14598) Beyhaki (5/314) Ahmed (2/740) Albani (1 329-İrva)

 

“ … Abdullah b. Ömer r.a şöyle dedi  : Rasulullah s.a.v : Her kim bir zahireyi satın alırsa, o zahireyi ölçtürüp tastamam teslim almadıkça satmasın “ buyurdu.”

 

Buhari (2126-Ter:1963) Müslim (1526/34-35) Ebu Davud (3492) Nesei (4609) Darimi (2/252-253) İbni Mace (2226) Beyhaki (5/312) Ahmed (2/63-64)

 

TARTARKEN VE ÖLÇERKEN NOKSAN VERMEK HARAMDIR

 

“ Allah-u teala şöyle buyuruyor : { Ölçü ve tartıda hile yapanların vay haline ! Onlar insanlar bir şey ölçüp aldıkları zaman ölçüyü tam yaparlar. Kendileri onlara bir şey ölçtükten zaman (ölçü ve tartıyı) noksan yapanlar. }

 

“ … İbni Abbas şöyle dedi : “ Nebi s.a.v Medine’ye geldiği vakit, Medineliler ölçü ve tartıyı noksan verme hususun da insanların en kötüsü idiler. Allah-u teala: { Ölçü ve tartıda hile yapanların vay haline !. } Ayetlerini indirdi. Bundan sonra Medineliler, ölçü ve tartıyı güzel yaptılar.”

 

İbni Mace (2223) Nesei (11654-Kübra) Tabarani (12041-M. Kebir) İbni Hibban (4919) Hakim (2/33) Beyhaki (6/32)

 

KİŞİ  SATIN  ALDIĞI  BİR  MALI  KABZETMEDEN  SATAMAZ

 

“ … Tavus İbni Abbas’tan şöyle dediğini rivayet etti : “ Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) kişiyi satın aldığı erzakı tamamen teslim alıncaya kadar başka bir müşteriye satmaktan yasakladı. Ben, İbni Abbas’a : O yasak nasıldır? dedim. İbni Abbas: Müşterinin satın aldığı erzakı kabzedip taşımadan başkasına satması, parayı para ile satmaktır. Ve satın alınmış olan erzakın teslimi geri bırakılmıştır dedi.”

Buhari (2132-Ter: 1968)

 

İZAH : Satın alınan bir malın temlik edilmeden satılması yasaklanmıştır. İmam Begavi şöyle dedi : “ İlim ehli, bir metaı satın alan kimsenin onu kabzetmeden satamayacağı üzere ittifak etmiştir.”

 Beğavi : 8/107-Şerhü’s-Sünne

 

ALIŞVERİŞTE KARŞILIKLI RIZA

 

“ … Ebu Said el-Hudri r.a şöyle dedi : “ Rasulullah s.a.v buyurdu ki : Alış veriş ancak karşılıklı hoşnutlukla olur. ”

İbni Mace (2185) Beyhaki (6/17) Albani : I283- İrva

 

“ … Ebu Hureyre şöyle dedi :“ Rasulullah s.a.v :  “Alışverişte iki kişi, birbirinden razı olmanın dışında bir şeyle ayrılmasın “ buyurdu.”

 

Ebu Davud (3458) Tirmizi (1248) Ahnıed (2/536) Albani (1283-İrva)

 

“ … Ebu Hurretu’r-Rukaş amcasından şöyle tahdis etti : “ Nebi s.a.v  “ Müslüman bir kimsenin malı, gönülden razılığı olmadan başkasına helal olmaz “ buyurdu.

 

Dare kutni (3/26/92) Ebu Yağla (1570) Beyhaki (6/100) Ahmed (20720) Albani (1459-İrva)

 

“ … Abdullah b. Mes’ud r.a şöyle dedi : “ Rasulullah s.a.v : “ Mü’min bir kimsenin malının haramlığı, kanının haramlığı gibidir “ buyurdu.”

 

Dare kutni (3/26/94) Ebu Nuaym (7/336-Hilye) Albani : 345-Gayetül-Meram  

 

PEŞİN FİYATLA ELDEN ELE SATIŞ BABI

 

“ … Aişe r.a şöyle dedi : “ Berire hürriyetini satın alma yazışması yapmış olduğu halde yanıma geldi ve : Ben sahiplerimle her yılda bir ukıyye vererek dokuz ukıyye üzerine hürriyetimi satın alma yazışması yaptım, bana yardım et [ satın al ve hürriyetime kavuştur dedi ] Aişe, Berire’ye: Eğer sahiplerin vela hakkı benim olmak üzere, benim bu bedeli kendilerine peşin olarak vermemi ve seni hürriyetine kavuşturmamı isterlerse öyle yaparım dedi...”

 

Buhari (2563-Ter:2362) Müslim (1504/8) Malik (2/780/17) Ebu Davud (3929-3930) Nesei (3451) Tirmizi : 2124 -  İbni Mace (2521) İbnui-Carud (981) İbni Hibban (4272) Ebu Yağla (4425) Abdurrezzak (16161-16164) Dare kutni : 3/22 : Beyhaki (5/336-338)  

 

PEŞİN  FİYATINA  VERESİYE  ALIŞVERİŞ BABI

 

“ … Aişe r.anha şöyle dedi : Rasulullah s.a.v bir yahudiden veresiye taam satın aldı ve ona mukabil yahudiye zırhını rehin bıraktı.”

 

Buhari (2096-ter:1938) Nesei (4623-4664) Tirmizi (1215) İbni Mace (2437) İbni Hibban (5938) İbnu’l-Carud (664) Beyhaki (6/36) Ahmed (6/42-160-230)

ALIŞVERİŞTE MUHAYYERLİK BABI

 

“ … Abdullah b. Ömer (r) şöyle dedi :“ Rasulullah s.a.v : İki kişi alış veriş yaptıkları zaman, [ satıcı ve alıcıdan her biri birbirlerinden ayrılmadıkları müddetçe onlardan her biri ] muhayyerlik içindedir. Eğer ikisi birden yahut onlardan biri diğerini muhayyer bırakarak alış veriş yaparlarsa satış vacip olmuştur. Birbiriyle alış veriş yaptıktan sonra birbirinden ayrılır ve onlardan hiç biri satışı terk etmezse satış vacip olmuştur. [ muhayyerlik (şartı) ile satış olması müstesnadır]’ buyurdu.”

 

Buhari (2112-Ter:1951) Müslim (1531/44) Nesei (4484) İbni Mace (2181) İbnu’l-Carud (618) İbni Hibban (4917) Dare kutni (3/5) Beyhaki (5/269) Beğavi (2049) Albani (5/154)

 

“ … Amr b. Şuayb babası ve dedesi tarikiyle şöyle tahdis etti : “ Rasulullah : “ Satan ve alan kişiler birbirlerinden ayrılmadıkları müddetçe muhayyerlik içindedir. Ancak muhayyerlik satışı müstesnadır. (Taraflar dan) birinin, vazgeçmek ister endişesi ile arkadaşından ayrılması kendisine helal olmaz “ buyurdu.”

 

Ebu Davud (3456) Nesei (4495) Tirmizi (1247) İbnu’l-Carud (620) Dare kutni (3/50) Beyhaki (5/271) Ahmed (2/1839 Albani (1311)

 

“ … İbni Ömer (r) şöyle dedi: “ Nebi s.a.v : “ Her satıcı ve alıcı birbirlerinden ayrılıncaya kadar aralarında kesinleşmiş bir satış yoktur. Muhayyerli alış veriş bundan müstesnadır “  buyurdu.

 

Buhari (211 1-Ter:1951) Müslim (1531/43) Malik (2/671/79) Şafli (863-er-Risale) Ebu Davud (3454) Nesei (4477) Dare kutni (3/6) Beyhaki (5/268) Beğavi (2047) Ahmed (1/56) Albani (5/154)

 

“ … Abdullah b. Ömer r.a şöyle dedi : “ Müminlerin emiri Osman’a kendisine ait Hayber’deki bir malına bedel benim bir vadideki malımı sattım. Alışverişi kesin-leştirdiğimizde ben, topuğumun üzerine geri döndüm. Satışı aleyhime geri çevirir endişesiyle onun evinin dışına kadar çıktım. Alan ve satan birbirlerinden ayrılıncaya kadar muhayyerlik içinde olmaları, alışverişte sünnetti. Abdullah dedi ki: Benimle onun bu satış muamelesi kesinleşince, onu üç gecelik mesafedeki Semüd arazisine sevk etmem sebebiyle onu kandırdığımı gördüm. 0 ise beni üç gecelik mesafedeki Medine arazisine sevk etmişti.

Buhari (2116-ter:1954)

 

 AÇIKLAMA : Şeyh Albani şöyle dedi : “. ..İbni Ömer’in bu fiili, onun Abdullah b. Amr’in rivayet ettiği: “ Rasulullah : “ Satan ve alan kişiler birbirlerinden ayrılmadıkları müddetçe muhayyerlik içindedir. Ancak muhayyerlik satışı müstesnadır. (Taraflardan) birinin, vazgeçmek ister endişesi ile arkadaşından ayrılması ona helal olmaz “ buyurdu.” hadisinden haberi olmadığına delalet eder. Bu da hadisin kendisine ulaşmaması sebebiyle, şer’i hükümlerden her hangi bir hükmün sahabeye gizli olabileceği gerçeğini ortaya koymaktadır. Sahabe bunun üzerine hükmü nefyeder yahut içtihat eder ve hata eder. 0 bu durumda ecir alır günah almaz. Eğer sahabenin durumu bu ise, kendisine ittiba edilen imamlardan her hangi bir imam da aynı konumdadır. Her hangi bir hadis kendisine gizli kaldığında onu zıddını nefyeder. Anlatılan bu sebepten dolayı bize bir hadis sahih olarak ulaştığında, imamın görüşünü terk ederek hadisle amel etmemiz vacip olmaktadır. Bunu bizzat kendileri bizlere tavsiye etmektedirler. Allah onlara hayırla karşılık versin. Onların bu tavsiyeleri, taklitçilere maalesef hiç fayda vermemektedir. Taklitçiler imamların görüşleri için sahih hadislere muhalefet etmektedirler. Ancak Allah’ın dilediği müstesna, onlar da ne kadar azdır.

 

SATIŞ GERÇEKLEŞTİKTEN SONRA MUŞTERİYİ MUHAYYER BIRAKMAK

 

“ … Cabir şöyle dedi :“ Nebi s.a.v satış olduktan sonra, bir bedeviyi muhayyer yaptı .“

Tirmizi (1249-Ter: 1265) İbni Mace (2194) Dare kutni (3/21/73)

 

“ … Hakim b. Hizam r.a şöyle dedi : “ Nebi s.a.v : “ Satan ve alan kişiler birbir-lerinden ayrılmadıkları müddetçe muhayyerlik içindedir “ buyurdu. [ Hemmam dedi ki: Ben kitabımda şöyle yazılı buldum : ‘(Taraflar birbirlerini) üç kere muhayyer bırakırlar... ‘ buvurdu.] ”

 

Buhari (2114-Ter: 1951) Müslim (1532/47) Ebu Davud (3459) Nesei (4469) Darimi (2/250) İbni Hibban (4904) Tabarani (3115-3119- M. Kebir) Tayalisi (1316) Beyhaki (5/269) Beğavi (2051) Ahmed (3/402)

 

ALIŞVERİŞTE  MEŞRU  ŞART  CAİZDİR

 

“ … Ebu Hureyre (r) şöyle dedi : “ Rasulullah s.a.v “ Müslümanlar, hakka muvafik olan şartları üzeredirler “ buyurdu.”

 

İbnu’l-Carud (637) Ebu Davud (3594) İbni Hibban (1 199-Mevarid) İbni Adiyy (2088-el-Kamil) Darekutni (3/279 Hakim (2/449/101) Beyhaki (6/79)Şeyh Albani (5/156-1 57-İrva)

 

Hafız İbni Hacer ve Şeyh Albani : “ Bu hadiste altı çizili kısmın sabitliğinde şüphe vardır demişlerdir...”

 

“ … Cabir b. Abdullah şöyle dedi : “ Nebi s.a.v’e onun - devesini kast ediyor - sattım ve beni ailemin yanına kadar taşımasını kendisine şart koştum...”

 

Ebu Davud (3505)

 

“ … Abdullah b. Ömer r.a şöyle dedi : “ Ben Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) dan işittim de : “ Herkim hurma ağacını aşılandıktan sonra, aşılanmış olarak satarsa, onun üstündeki meyve satıcıya aittir. Ancak satın alan kimse, meyvenin satışa dahil olduğunu şart koşarsa bu müstesnadır. Herkim de malı bulunan bir köleyi satarsa, kölenin malı satıcıya aittir. Ancak satın alan kimse malın kendisine ait olacağını şart koşarsa, bu müstesnadır “ buyurdu.”

Buhari (2379-Ter:2203) Müslim (1543/80) Ebu Davud (3433) Nesei (4650) Tirmizi  1244) Darimi (2/253) İbni Mace (2211) İbn Carud (628-629) İbni Hibban (4922) Tayalisi (1806) Beyhaki (5/325) Ahmed 82/9-82-105) Albani (1314 - irva)

 

ALIŞVERİŞTE  İHTİLAF  VUKU  BULURSA  SÖZ SATICIYA  AİTTİR

 

“ … İbni Mes’ud r.a şöyle dedi : “ Rasulullah s.a.v : “ Satıcı ve alıcı ihtilaf ettikleri zaman söz satıcının sözüdür. Alıcıya muhayyerlik vardır “  buyurdu.”

 

Tirmizi (1270-Ter: 1286) İbni Mace (2186) Darimi (2/250) Tayalisi (399) Dare kutni (3/20) Beyhaki (5/332-333) Ahmed (4446) Albani (1322-Irva)

 

“ … Muhammed b. el-Eş’as babası ve dedesi tarikiyle şöyle dedi:“Eş’as yirmi bine, Abdullah b. Mes’ud’dan humus kölelerinden birkaç köle satın altı. Abdullah onların ücretini Eş’as’den alması için bir adam gönder di. Eş’as: Ben onları sadece on bine satın almıştım dedi, bunun üzerine Ab dullah, Eş’as’e: Benimle senin aranda hakem olacak bir adam seç dedi.

Eş’as: Sen benimle kendi nefsin arasında hakemsin dedi. Abdullah dedi ki:

Kuşkusuz ben, Rasulullah s.a.v’i işittim : “ Satıcı ve alıcı ihtilaf ettikleri vakit, aralarında bir beyyine bulunmazsa, satış mal sahibinin söylediğidir, yahut satıcı ve alıcı alışverişi terk ederler “  buyururken işittim.”

 

İbn Carud (624) Ebu Davud (3511) Nesei (4462) İbni Mace (2186 - Abdurrezzak (15185) Ebu Yağla : 1/231 - Tayalisi (393) Tabarani (10365-10337-M. Kebir) Dare kutni (3/21) Beyhaki (5/333) Beğavi (8/169) Ahmed (4446) Albani (798-Sahiha)

 

“ … İbni Mes’ud r.a şöyle dedi : “ Nebi s.a.v : “ Satıcı ve alıcı satışta ihtilaf ettikleri zaman, dilerlerse satışı geri çevirirler “ buyurdu.”

Tabarani (9987-10365-M. Kebir) Darekutni (3/21/20) Albani (5/1 70-İrva)

 

TÜCCARLARIN DİKKATİNE

 

… Rif b. Rafi’ şöyle dedi : “ Rasulullah s.a.v buyurdu ki : “ Şüphesiz ki tacirler kıyamet gününde facirler olarak diriltilirler. Ancak herkim Allah‘tan korkar, ihsan ile iyilik yapar ve doğru söylerse bu müstesnadır ”

 

İbni Mace (2146) Tirmizi (1210) Darimi (2/247) İbni Hibban (4910) Tabarani (4542-M. Kebir) Hakim (2/6) Beyhaki (5/266) Abdurrezzak (20999) Albani (1458-Sahiha)

 

ALIŞVERİŞTE  ALDATMANIN  HARAMLILIĞI

 

“ … Ebu Hureyre r.a şöyle dedi : “ Rasulullah (sallallahu a ve sellem) bir yiyecek yığınına uğradı ve elini o yığına soktu. Parmaklarına ıslaklık isabet etti. Bunun üzerine : ‘ Ey yiyecek sahibi, bu nedir ? ‘ buyurdu. Mal sahibi : Ya Rasulellah, ona yağmur isabet etti dedi. Rasulullah s.a.v : ‘ İnsanların görebilmesi için onu yiye-ceğin üzerine koymalı değil miydin ? bizi kandıran bizden değildir ’ buyurdu.

 

Müslim (102/164) Ebu Avane (157) Ebu Davud (3452) Tirmizi (1315-Ter:1330) İbni Mace (2224) İbu Carud : 562) İbni Hibban (4905) İbni Mende (550-552) Ebu Yağla (6520) Humeydi (1033) Hakim (2155) Beyhaki (5/320) Beğavi Ahmed (2/242) Albani (1319-İrva)

 

“ … Enes b. Malik r.a şöyle dedi : “ Nebi s.a.v buyurdular ki : Hilekarlık, kandırma ve hainlik ateştedir ”

Hakim (8795) Albani (1057-Sahiha)

 

“ … Abdullah b. Ömer r.a şöyle dedi : “ Bir kişi, Nebi s.a.v’e : [ alış verişte daima aldatılıyorum diye aldatıldıgını söyledi. Nebi s.a.v “ Sen bir şey satın almak istediğinde, aldatmak yoktur de ” buyurdu. [ sonra o kimse hep öyle söylüyordu.

 

Buhari (21 17-Ter:1955) Müslim (1533/48) Malik (2/685/98) Ebu Davud (3500) Nesei (4496) İbn Carud (5679 İbni Hibban (5052) Tayalisi (1881) Beyhaki (5/2739 

 

AÇIKLAMA : Bu ve emsali delillerde zikredildiği gibi ; ticarette satılık malın ayıbını gizlemek ve bu şekilde müşteriyi aldatmak haramdır. İslam ticaret hukukuna göre, kusurlu bir mal kusuru gizlenerek satılır ve müşteri bu şekilde kandırılırsa, müşterinin cayma hakkı vardır. Ve satın aldığı o kusurlu malı iade etmesi caizdir. Yani , dilerse malı yanında alıkoyma, dilerse onu satıcıya iade etme hakkı vardır.

 

FİYAT YÜKSELTEREK ALDATMAK HARAMDIR

 

“ … İbni Ömer r.a şöyle dedi : “ en-Nebi s.a.v Necş yapmayı yasakladı.”

 

Buhari (2142-Ter:1977) Müslim (1516/13) Malik (2/684/97) Nesei (4517) Darimi (2/255) İbni Mace (2173) İbni Hibban (4968) Beyhaki (5/343) Ahmed (2/7-63-109) Albani (1318-İrva)

Tirmizi şöyle dedi : “ İlim ehli yanında amel bu hadis üzeredir. Onlar en-Necş yapmayı kerih gördüler.”

 

Hafiz İbni Hacer : “ Kerih gördüler sözü ile kast edilen, haram kısmından olan mekruhtur.”

 

Tirmizi en-Necş’i şöyle tarif etti : “ en-Necş ; bir şahıs satıcıya gelir satılık metaı ayırır ve ona değerinden daha fazla fiyat verir, bunu müşteri metaın yanında hazır olduğu zaman yapar. Bu fiiliyle müşteriyi kandırmayı ister, yoksa metaı satın almak isteğinde değildir. Böylece pazarlık yaparak müşteriyi aldatmak istemektedir. İşte bu hileden bir nevidir.”

 

İmam Begavi şöyle dedi : “ en-Necş “ ; bir şahıs satılan bir metal görür, onu satın almayı irade etmediği halde onun fiyatını artırır. Bununla o malın fiyatını artırsınlar diye müşterileri rağbet ettirmek ister.

 

et-Ten ise : iki satıcı arasında birbirinin malını sattırmak için müşteriyi kandırıp fiyat yükselterek yapıldığında denir. Bu şahıslar ister bilsinler ister bilmesinler bu fiulle isyankar durumundadırlar. Çünkü bu hile yapmaktır. Hile ise, şeriatın telkin ettiği ahlaktan değildir.”

İbni Hacer’in naklettiği göre İbnu Battal: “ İlim ehli en-Necş yapanın isyankar olduğu üzere icma etti dedi.”

Buna Abdullah b. Ebi Evfa’nın sözü sarih olarak delalet eder: Bir kimse metaını satışa arz etti. Satıcı müşterisine, yemin etti de müşterinin ver mediği fiyatı kendisinin o metaa alırken verdiğini söyledi. Bunun üzerine { Allah’a verdikleri sözü ve yemin-lerini az bir pahaya satanlar var ya, işte onların ahirette bir nasibi yoktur...} ayeti indi. İbni Ebi Evfa: en Necş yapan faiz yiyen haindir dedi.”

Tirmizi (3/597/1304) Hafız İbni Hacer (12/352-Fethu’l-Bari - Tirmizi (3/597-598)   Beğavi (8/120-121-Şerhü’s-Sünneh)  Hafız İbni Hacer (4/416-Fethu’l-Bari)   

 

MUSARRATIN  HARAMLILIĞI  BABI

 

“ … Ebu Hureyre r.a şöyle dedi : “ Nebi s.a.v : “ Deve ve koyunları bol sütlü göstermeye çalışmayınız. Kim sütü memesinde hapsedilmiş bir hayvanı, bu şekilde satın alırsa, onu sağması sırasında iki görüş arasında muhayyerdir. Dilerse o hayvanı mülkiyetinde tutar, isterse onu bir sa’ hurma ile birlikte sahibine geri verir “ buyurdu.”

 

Buhari (2148-Ter:1981) Müslim (1524/25) Malik (2/683-684/96) Ebu Davud (3440) Nesei (4499) Tirmizi (1251) Humeydi (1028-1029) Tayalisi (1344) Abdurrezzak (14861) Dare kutni (3/74) Beyhaki (5/318-319) Beğavi (2092) Albani (1320-İrva)

 

“ … Abdullah b. Mes’ud r.a şöyle dedi : “ Kim sütü memesinde biriktirilmiş bir davar satın almış ise, dilerse o davarı geri versin ve onunla beraber, bir sa’ da bir şey versin...”

Buhari (2149-Ter:1982) Müslim (15 18/15) Abdurrezzak (14866)

“ … Ebu Hureyre (r) şöyle dedi : “ Rasulullah s.a.v : Musarrat bir hayvanı satın alan kimse, üç gün süreyle muhayyerlik içindedir. Eğer o hayvanı iade ederse onunla beraber bir sa’ da hurma iade eder buğday iade etmez “ buyurdu.”

 

İbni Mace (2239) Ebu Davud (3444) Nesei (4501) Tirmizi : 1268 - Abdurrezzak : 14859

 

   Bu delillerde de zikredildiği gibi Deve, sığır ve davarı tasriye etmek haramdır. Bunun şekli ise ; Hayvan sahibi, belirli bir müddet onu sağmaz nihayet hayvanın memesinde bolca süt birikir. Memede süt birikme sebebiyle hayvan sütlü gözükür. Müşteri ise hayvanı ilk sağdığında onu bol sütlü zanneder ve yüksek fiyata satın alır. Sonra aradan birkaç gün geçer ve onun sütünün noksanlığı ortaya çıkar. Bu hayvana el Muhallefe de derler.

Haram olan tasriye, yukarda şeklini izah etmeye çalıştığımız satılık hayvanda yapılırsa bu hükümdedir. Hayvanın sahibi tasriyeyi kendi ailesi için veya hayvanın yavrusu için yahut bir misafir için yaparsa bu haram değildir. Alimler: Tasriyenin haram oluşundaki illet, tedlis yapıp insanları kandırmaktır dediler. Dolayısıyla haramı gerektiren illet ortadan kalkarsa, fiilin haram oluşu da ortadan kalkar.

Hadislerde de belirtildiği gibi, tesriye edilmiş musarrat hayvanı satın alan kimse, onu sağdıktan sonra muhayyerlik içindedir, dilerse onu mülkünde tutar, dilerse sahibine iade eder.

Musarrat hayvanı satın alan kimse için muhayyerlik süresi üç gündür. Musarrat hayvanı satın alan kimse, hayvanı iade etmeye karar verirse, hayvanla beraber, onun sahibine sağdığı süte karşılık bir sa’ hurma verir.

  

ALIŞVERİŞTE  KIZIŞTIRMA  CAİZ DEĞİLDİR

 

“ … Ebu Hureyre r.a şöyle dedi : “ Rasulullah s.a.v buyurdular ki : ‘ Almayacağınız malın fiyatını gereksiz rekabetle artırmayın ’ buyurdu.

Ebu Davud (3438)

 

KİŞİ  DİN  KARDEŞİNİN  ALIŞVERİŞİ  ÜZERİNE  ALIŞVERİŞ YAPMAZ

 

“ … İbni Omer (r) şöyle dedi : “ Rasulullah s.a.v ‘ Sizden bazısı diğer bazısının alışverişi üzerine alış veriş yapmasın ’ buyurdu.

 

Buhari (2139-Ter:1974) Müslim (1412/7) Malik (2/683/95) Ebu Davud (3436) Nesei (4515) İbni Mace (2171) İbni hibban (4965) Beyhaki (5/344) Ahmed (2/7)241

 

“ … Ebu Hureyre (r) şöyle dedi : “ Nebi s.a.v buyurdular ki : “…..Hiç kimse kar-deşinin alışverişi üzerine fiyat artırması yapmasın …..”

 

Buhari (2723-Ter:2544) Ebu Davud (3438) Nesei (4514-4519) Tirmizi (1190-1304) İbni Mace (2172) Humeydi (1026) Albani (1298)

    Bu delillerin mesajından da anlaşıldığı gibi bir şahsın müslüman kardeşinin alışverişi üzerine alışveriş yapması ve fiyat artırması haramdır. İmam Begavi’nin tarifine göre onun şekli şöyledir : “ Bir kimse satıcıdan bir metaı satın alır. Alan ve satan akt meclisinde olup birbirlerinden ayrılmamış ve ikisi için muhayyerlik devam ederken, başka bir satıcı gelir müşteriye aynı malı - yahut ondan daha güzel olan bir malı - daha düşük bir fiyata satış için teklif eder. Yahut başka bir müşteri, önceki satıcıya gelir sattığı mala sattığı fiyattan daha yüksek fiyat vererek, pişman olmasını ve önceki satış aktini feshetmesini sağlar.”

   İmam Şevkani şöyle dedi : “ Alışveriş üzerine alışverişin şekli : Satıcının, bir malı satın alan müşteriye muhayyerlik vaktinde: Alışveriş aktini feshet, ben sana aynı malı daha ucuz fiyata satacağım demesidir. Bunun tam tersi de olabilir, yani: Müşterinin satıcıya gelip, onun sattığı herhangi bir mal için muhayyerlik vaktinde: Satışı feshet bu malı ben senden daha yüksek fiyata satın alacağım demesidir.”

 

KİŞİ ZİMMETİNDE OLMAYAN BİR MALI SATAMAZ

 

“ … Hakim b. Hizam (r) şöyle dedi : “ Ya Rasulullah, bir kimse bana gelip benim yanımda bulunmayan bir malı satın almak istiyor. ben o kimse(ye satmak) için istediğini çarşıdan satın alabilir miyim? Rasulullah (sallallahu a ve sellem) : “ Hayır, sende bulunmayan malı satma “ buyurdu.

 

Ebu Davud (3503) Nesei (4627) Tirmizi (1232-1233-1235) İbni Mace (2187) İbnu’l-Carud (602) İbni Hazm (8/519) Tabarani (3097- M. Kebir) Dare kutni (3/46) Beyhaki (5/267-317) Ahmed (3/401-403) Şafli (335-336-Risale)

 

“ … İbni Abbas (r) şöyle dedi : “ Nebi s.a.v’nin yasakladığı, satın alınarak elde edilmeyip yanın da bulunmayan erzakın satışıdır. İbni Abbas : Her şeyin de ancak bunun benzeri olduğunu sanıyorum dedi.”

 

Buhari (2135-Ter: 1970) Müslim (1525/30-29) Ebu Davud (3497) Nesei (4614) Tirmizi (1291) İbni Mace (2227) Tayalisi (2602) Humeydi (508) Beyhaki (5/312) Beğavi (2089) Ahmed (1/221) Albani (5/176-İrva)

    Bu delillerden de anlaşıldığı gibi,Satıcıya temlikinde olmayan bir malı satması helal değildir. Çünkü o mal onun gücünün ve tasarrufunun altında değildir.

 

   İmamı Şevkani şöyle dedi : “ Hadisteki yasağın zahir manası, insanın mülkü ve kudretinin altında bulunmayan bir malı satmasının haramlığına delalet etmektedir.          

KİŞİ SATIN ALDIĞI BİR MALI  ALDIĞI YARDE SATAMAZ

 

“ … Abdullah b. Ömer şöyle dedi : “ Sahabeler pazarın üst tarafinda erzak satın alırlar ve bunları satın aldıkları yerde satarlardı. Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) onları bu malları satın aldıkları yerde pazara getirmeden satmaktan yasakladı.”

 

Buhari (2167-Ter: 1993) Ebu Davud (3494) Nesei (4620)

“ … İbni Ömer r.a şöyle tahdis etti : “ Sahabeler, Nebi s.a.v’nin zamanında binili tacirlerden zaMre satın alıyorlardı. Nebi s.a.v o tacirlere görevli gönderiyor onlar da tacirlerin satın aldıkları şeyleri, zaMre pazarına getirinceye kadar, aldıkları yerde satmaktan men ediyorlardı. ”

Buhari (2123-Ter:1960) Müslim (1527/37) Nesei (4621)

 

“… İbni Ömer r.a şöyle dedi : “ Çarşıdan zeytin yağı satın aldım. Onu tam kendim için mal edindiğimde bir kişi bana karşı geldi ve zeytin yağma karşılık bana güzel bir kar verdi. Eline vurup pazarlığı bitirmeyi istediğim anda, arkamdan bir adam kolumu tuttu. Dönüp baktığımda, bir de baktım ki Zeyd b. Sabit’tir. Bana: Onu eşyalarının yanına götürüp temlik etmeden satın aldığın yerde satma. Zira Rasulullah s.a.v tüccarların satın aldıkları metaı eşyalarının yanına götürüp temlik etmeden, satın aldıkları yerde satışını yasakladı dedi.”

Ebu Davud (3499) İbni Hibban (4984) Tabarani (4782-4783-M. Kebir) Hakim (2/40) Beyhaki (5/314) Ahmed (5/191)

 

PAZARA GELEN BİR MALI YOLDA KARŞILAMAK CAİZ DEĞİLDİR

 

“ … İbni Abbas (r) şöyle demiştir :“ Rasulullah s.a.v : “ Alıcılar mal getiren binicileri (yolda) karşılamasınlar... “ buyurdu.

Buhari (2158-Ter:1988) Müslim (1521/19) İbni Mace (2177)

 

“ … İbni Ömer (r) şöyle dedi : “ Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem ticaret metaının Pazar yerlerine ulaşmadan yolda karşılanmasını yasaklamıştır...”

 

Müslim (1517/14) Buhari : 2165- Ebu Davud (3436) Nesei (4511) İbni Mace (2179) İbni Hibban (4959) Beyhaki (5/347) Beğavi (2092) Ahmed (2/142) Albani (336-Gayetü’l-Meram) 32 Şevkani (5/155-Neylü’l-Evtar)

 

“ … Ebu Hureyre (r) şöyle dedi : “ Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) satılmak için getirilmekte olan malın yolda karşılanmasını yasakladı ve :  “ Mal getirmekte olan binicileri pazar haricin de karşılamayın... “ buyurdu

 

Müslim (1519/16) Ebu Davud (3437) Nesei (4513) Tirmizi (1221) Darimi (2/255) İbni Mace (2178) İbn Carud : 571 - Beyhaki (5/348) Ahmed (2/285-403) Albani (l317-İrva)

 

“ … Ebu Hureyre şöyle dedi : “ Rasulullah s.a.v buyurdu ki : Satılmak için getirilmekte olan malı yolda karşılamayın. Her kim satış için getirilen malı yolda karşılar ve ondan satın alır da o malın sahibi pazara gelir (piyasayı öğrenir ve satışı geri çevirmek ister)se 0 kimse muhayyerlik içerisindedir ”

 

Müslim (1519/17) Ebu Davud (3437) Nesei (4513) Tirmizi (1221) Darimi (2/255) İbni Mace (2178) İbnu’l-Carud (571) Beyhaki (5/348) Ahmed (2/284-403)

    İmam Beğavi şöyle dedi : “ Satılık malı yolda karşılama şekli, satılık emtia yüklü araçların - veya bineklerin - bir beldeye doğru geldiği haberi üzerine tacirlerden birinin onlar pazara mallarını getirmeden ve pazarın o günkü piyasa değerini öğrenmeden onları yolda karşılayıp onlardan bir şeyler satın almasıdır.” Dolayısıyla satılık malları yolda – bu niyetle - karşılamak haramdır. Çünkü bu fil alışverişte hile yapmaktır, hile yapmaksa caiz değildir.

İHTİKAR YAPMAK CAİZ DEĞİLDİR

“ … Ma’mer b. Abdullah şöyle dedi : “ Rasulullah s.a.v buyurdu ki : “ Her kim ihtikar yaparsa o kimse günahkardır ”

Müslim (1605/129) Ebu Davud (3447) Tirmizi (1267-Ter;1284) Darimi (2/248-249) İbni Mace (2154) İbni Hibban (4936) Beyhaki (6/2930) Beğavi (2127) Ahmed (3/353-354)

AÇIKLAMA :  İhtikar : Bir malı bol olduğu zamanda büyük oranda satın alıp piyasadan çekip saklamak. Sonra da o malı, piyasada kalmadığı veya çok az kaldığı bir vakitte yüksek fiyatla tekrar piyasaya sürmektir.

    Alimler, ihtikarın haram oluşundaki hikmeti, insanların genelinden zararı uzak-laştırmak içindir diye tefsir ettiler. Bir şahsın yanında, insanların muhtaç olduğu bir nevi yiyecek maddesi olsa, insanlar onu bir başka yerden temin edemeseler, o şahsa mezkur gıda maddesi zorla sattırılır diye de icma etmişlerdir.

    İmamı Şevkani şöyle dedi : “ İhtikarın haram oluşundaki illet, o yapıldığında müslümanların sıkıntıya girip zarar gördüğü içindir. İhtikardan müslümanlar etkilen-miyor, onlar sıkıntıya girmiyor ve darlık yaşamıyorlarsa, bu ihtikar haram değildir. Bunda ihtikar yapılan madde, gıda maddesi veya başka bir madde olması durumu değiştirmez.”

 Şevkani (5/222-Neylü’İ-Evtar)

 

ALIŞVERİŞTE GAYRİ MEŞRU ŞARTLAR GEÇERSİZDİR

 

“ … Aişe r.a şöyle dedi : “ Berire hürriyetini satın alma yazışması yapmış olduğu halde yanıma geldi ve : Ben sahiplerimle her yılda bir ukıyye vererek dokuz ukıyye üzerine hürriyetimi satın alma yazışması yaptım, bana yardım et [ satın al ve hürriyetime kavuştur Aişe, Berire’ye: Eğer sahiplerin vela hakkı benim olmak üzere, benim bu bedeli kendilerine peşin olarak vermemi ve seni hürriyetine kavuşturmamı isterlerse öyle yaparım dedi. Berire sahiplerine gitti (teklifi onlara bildirdi). Onlar bunu kabul etmediler. Berire Aişe’ye gelip: Ben bu teklifi onlara arz ettim. Onlar vela hakkı kendilerine ait olmadıkça kabul etmekten imtina ettiler dedi. Aişe dedi ki: Rasulullah (sallaflahu aleyhi ve sellem) bunu işitti ve benden sordu. Ben de kendisine haber ver dim. Bunun üzerine Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) bana: ‘Velayı onlara şart koşarak Berire‘yi satın al ve hürriyete kavuştur. Çünkü vela, hürriyete kavuşturana aittir’ buyurdu. Aişe dedi ki: Rasulullah insanlar içinde ayağa kalktı. Allah’a hamd edip ona senada bulundu. Sonra : “ Sizden bazı kimselere ne oluyor ki, onlar Allah’ın Kitabında olmayan bir takım şartlar koşuyorlar. Allah’ın Kitabında olamayan her hangi bir şart - yüz tane şart da olsa - batıldır, hükümsüzdür. Allah’ın hükmü uyulmaya daha haklıdır ve Allah’ın şartı en sağlamdır. Sizden bazı kimselere ne oluyor ki, onlardan her hangi bir kimse: Ya falan, vela benim olmak üzere hürriyete kavuştur diyor. [ yüz şart ile şart koşsalar da’ ki, vela hakkı sadece hürriyete kavuşturan aittir “ buyurdu.”

 

Buhari (2563-Ter:2362) Müslim (1504/8) Malik (2/780/17) Ebu Davud (3929-3930) Nesei (3451) Tirmizi (2124) İbni Mace (2521) İbnu Carud (981) İbni Hibban (4272) Ebu Yağla (4425) Abdurrezzak (16161-16164) Dare kutni : 3/22) Beyhaki (5/336-338) Ahmed (6/206-213)  

 

ÇARŞI VE PAZAR YERLERİNDE BAĞIRIP ÇAĞIRMAK CAİZ DEĞİLDİR

 

“ … At b. Yesar şöyle dedi : “ Ben Abdullah b. Amr r.a ile karşılaştım ve: Bana Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) in Tevrat’taki sıfatını haber versen dedim. Abdullah: Evet, vallahi Rasulullah Kur’an’daki bazı sıfatları ile Tevrat’ta da sıfat-lanmıştır. Örneğin:

“ Ey Nebi ! Biz seni bir şahit, bir müjdeci, bir korkutucu ve ümmilere bir koru-yucu olarak gönderdik. Sen benim kulum ve rasulümsün. Seni el - Mütevekkil diye isimlendirdim. Bu Resul kaba değildir, katı değildir, çarşılarda bağırıp çağıran değildir. 0 kötülüğe kötülükle karşılık vermez, lakin o affeder ve bağışlar. Allah 0 Rasul ile eğri bir milleti La ilahe İllallah demeleri sebebiyle doğrultmadan onun ruhunu kabzetmeyecektir. Allah bu kelimeyle kör gözleri, sağır kulakları ve perdeli kalpleri açar dedi...”

Buhari (2125-ter:1961)

 

“ … Ebu Hureyre r.a dan.Resulullah s.a.v şöyle buyurdu : “ Allah’u Azze ve Celle çokca gülen insana, çok yemek yiyen insana, çarşıda pazarda bağırıp çağıran insana, geceleri ölü gibi yatıp uyuyupta gündüzleri uyuşuk eşek gibi dolaşan insana ve dünya işini iyi bilipte ahiret işinden bihaber olan insana buğzeder. “

 

İbni Hibban Sahih – C.Sağir : 1.c.1065.n – Terhib ve Terğib’te şeyh el-Albani tashih edip senedi HASEN demiştir.

 

SİMSARLIĞIN  YASAKLIĞI  İLE  ALAKALI  BABLAR

 

 “ … Ebu Hureyre r.a şöyle dedi : “ Rasulullah sallailahu aleyhi ve selem :  “... Hiçbir şehirli, köylünün adına onun malını satmasın ... “ buyurdu.”

  Müslim :5.c.1520.n

“ … Ebu Hureyre r.a şöyle dedi : “ Rasulullah s.a.v muhacirleri, bedevinin – yani köylünün - malını satmaktan... yasakladı.

 

Buhari : 6.C.2548.s -  Müslim (15 15/12) Ebu Davud (3443) Nesei (4508) İbni Hibban (4961) Beyhaki (5/3 17)

 

“ … İbni Abbas r.a şöyle demiştir : “ Rasulullah s.a.v : “ ....Hiçbir şehirli köylü için onun malını satmasın ”  buyurdu. Tavus  dedi  ki  : Ben  İbni Abbas’a : Nebi s.a.v’in “ Hiçbir şehirli, köylünün malını satmasın “ sözünün manası nedir ? dedim. İbni Abbas : “ Şehirli köylüye simsarlık edemez demektir “ dedi.”

Müslim : 5.c.1521.n Ebu Davud : 4.c.3439.n - Nesei (4512) İbni Mace (21779 Ahmed (1/368) Albani (331-Gayetü’l-Meram)

 

    İmam Beğavi şöyle dedi : “ Badiye ahalisi emtiasını şehre taşıyor ve onları, orada günün piyasa değerinde satıyorlardı. Şehirdeki birikmiş azık çokluğu sebebiyle dönüyorlardı. Onların getirdikleri malların satışlarından şehirde rıfk ve genişlik meydana geliyordu.

Hal böyle iken şehir ahalisinden bir şahıs köylüye gelir ve : Malını benim yanıma bırak, fiyatların yükselmesini senin için gözeteyim, birkaç gün sonra onu daha yüksek fiyata satayım. Sen şimdi köyüne dön derdi. Şehirlinin bu fiiliyle şehirde meydana gelen erzak genişliği ve fiyatlardaki uygunluk ortadan kalkıyordu, işte şeriat bunu yasakladı.”

    Şehirlinin köylünün malını satmasının yasaklanması, onun bu malı satması bir ücret karşılığı ile kayıtlıdır. Çünkü bu satışı yapan kimsenin gayesi sırf köylüye yardım etmek değildir, bilakis gayesi tahsil edeceği ücrettir. Buna İbni Abbas’ın yukarıdaki hadiste Tavusa verdiği cevapta delil vardır. Ancak şehirlinin gayesi sırf yardım ve hiçbir dünyevi maslahat değilse, burada Rasulullah s.a.v’n : “...Kul kardeşinin yardımında olduğu müddetçe Allah da o kulun yardımındadır…. “  hadisi devreye girer.

  Beğavi : 8/123-Şerhü’s-Sünne

    Şehirli köylünün malını satmasın hükmündeki yasakta akraba ve yabancı arasında fark yoktur. Buna Enes b. Malik rivayet ettiği : “ Nebi  s.a.v ‘ Hiçbir şehirli, ister kardeşi olsun ister babası olsun köylünün adına onun malını satmasın... ‘   Hadisi delalet eder.

    Şehirli köylü için bir şey satın alması caiz değildir. Bunda satma ve satın almak arasında fark yoktur. Enes b. Malik dedi ki : “ Hiçbir şehirli, köylünün adına onun malını satmasın deniliyordu. Bu kelime, şehirli, köylünün adına onun malını satmaz ve köylü adına bir şey satın almaz manasını içeren bir kelimedir.”

    İmam Şevkani şöyle dedi : “ Enes b. Malik’in bu sözünü, Rasulullah’ın : “ İnsanları kendi hallerine bırakınız. Allah insanları birbirleriyle rızıklandırır “  ifadesiyle dikkat çektiği illet kuvvetlendirir.

 

ALLAH  İNSANLARI  BİRBİRLERİ  İLE  RIZIKLANDIRIR

 

“ … Cabir r.a şöyle dedi : “ Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) “ Hiçbir şehirli, hiçbir bedevi için onun malını satmasın. İnsanları kendi hallerine bırakınız. Allah insanları birbirleriyle rızıklandırır “ buyurdu ...”

 

Müslim (1522/20) Ebu Davud (3442) Nesei (4507) Tirmizi (1223) İbni Mace (2176) İbni Hibban (4963) Tayalisi (1329) Humeydi (1026-1027) Beyhaki (5/346) Beğavi (2099) Ahmed (3/307-312) Albani (330-Gayetu’l.Merim)

 

 

CAHİLİYE ADETİNDEN OLAN ALIŞVERİŞ ÇEŞİTLERİ

 

“ … İbni Ömer (r) şöyle dedi : “ Rasulullah s.a.v habelü’l-Habel satışını yasakladı.

 

[   Habel, deve karnındaki yavruyu doğurup, doğan yavrunun da hamile kalmasıdır.]

 

Malik (2/653/62) Buhari (2143-ter:1977-1978) Müslim (1514/5-6) Ebu Davud (3380) Nesei (4639) Tirmizi (1229) İbni Mace (2197) İbn Carud (591) Humeydi (689) Ahmed (1/56-2/5)

     Bu alışveriş kandırma alışverişlerindendir. Dolayısıyla bu tür bir muamele helal değildir.

    İmam Tirmizi şöyle dedi : “ İlim ehlinin yanında amel bu hadisler üzeredir. Habelü’l-Habel doğacak yavrunun yavrusudur. İlim ehlinin yanında bu alışveriş feshedilmiş bir muameledir ve bu kandırma alışverişidir.”

   İmam Begavi şöyle dedi : “ İlim ehlinin genelinin yanında amel bu hadis üzeredir. Doğacak yavrunun yavrusunu satmak caiz değildir. Çünkü o, olmayan meçhul bir şeydir satışıdır ve cahiliye alışverişlerindendir. Bir şahıs malum bir fiyata bir şeyi, hayvanın doğuracağına karşılık satsa, bu meçhul olduğu için  batıldır geçersizdir.”

   İmam İbni Hibban şöyle dedi : “ Satışı yasaklanan Habelü’l-Habel, bir şahsın ücretini, falan dişi devenin yavrusunun, yavrusu doğurduğunda ödemek üzere satın aldığı devedir. Bu öyle bir vade ki bunda iki aldatma bir araya gelmiştir. Bu alışveriş helal olmayan bir muameledir.”

 

MULAMESE ALIŞVERİŞİNİN YASAK OLUŞU

 

“ … Ebu Said el-Hudri (r) şöyle dedi : “ Rasulullah s.a.v alışverişte mülameseyi yasakladı. Mülamese, bir kimsenin, gece yahut gündüz eliyle başka birinin kumaşına dokunmasıdır. Bu kimse o kumaşı evirip çevirmez sadece dokunur o kadar...”

 

Buhari (5820-Ter:5874) Müslim (1012/3) Ebu Davud (3377-3378-3379) Nesei (4527) İbni Mace (2170) İbn Carud (5929 İbni Hibban (4976) Abdurrezzak (14987) Ebu Yağla (976-1116) Humeydi (730) Beyhaki (5/342) Ahmed (3/6-66-95)

 

“ … Ebu Hureyre r.a şöyle dedi : “ Rasulullah s.a.v el dokundurma suretiyle yapılan satışları yasakladı.”

 

Buhari (2146-Ter:1980) Müslim (1511/1) Malik (2/666) Nesei (4521) İbni Hibban (4975) Beyhaki (5/341) Beğavi (2101)

 

“ … Ebu Hureyre (r) şöyle dedi : “ Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) iki çeşit; mülamese ve münabeze alış verişini yasakladı... [ iki kişiden her birinin arkadaşının elbisesine onu satın almayı düşünmeksizin dokunmasıdır…

 

Buhari (368-Ter:463) Tirmizi (1310) İbni Hibban (4975) Abdurrezzak (14989) Beyhaki (5/341) Ahmed (2/476-480)

 

     Alimler mülamese alışverişinde değişik tefsirler yaptılar:

Birincisi: Satıcının, dürülüp katlanmış - yahut gece karanlığında - bir elbise getirip müşteriye : Bu elbiseyi elini ona dokundurmanı bakman yerine kabul ediyor ve onu sana satıyorum demesidir.

İkincisi: Satıcının, müşterinin elini mala dokundurmasını, alışveriş muhayyerliğinin kalkması için şart koşmasıdır.

 

MUNABEZE ALIŞVERİŞİNİN YASAK OLUŞU

 

“ … Ebu Said el-Hudri (r) şöyle dedi : “ Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) alışverişte mülameseyi ve münabezeyi yasakladı.. .Münabeze ise, bir kimsenin kendi kumaşını başka birine atması ve onun da kendi kumaşını buna atmasıdır. Bu atışma, kumaşa bakmaksızın ve aralarında razı olup kabullenme olmaksızın olur...”

 

Buhari(5820-Ter:5874) Müslim (1012/3) Ebu Davud (3377-3378-3379) Nesei (4527) İbni Mace (2170) İbn Carud : 5929 İbni Hibban (4976) Abdurrezzak (14987) Ebu Yağla (976-1116) Humeydi (730) Beyhaki (5/342) Ahmed (3/6-66-95)

 

“ … Ebu Hureyre r.a şöyle dedi : “ Rasulullah s.a.v münabeze alış verişini yasakladı ........... “

Buhari (368-Ter:463) Tirmizi (1310) İbni Hibban (4975) Abdurrezzak (14989) Beyhaki (5/341) Ahmed (2/476- 480) Müslim (1511/2)

 

“ … Rafi’ b. Hadic ve Sehl b. Hamse r.a şöyle tahdis ettiler : “ Rasulullah s.a.v munabeze, yaş hurmayı (ağacında tahmin ederek) kuru hurmaya bedel satışını yasakladı. Ancak araya sahiplerini bundan istisna etti. Çünkü Resulullah s.a.v ariyye sahiplerine izin verdi………………….    

 

Buhari (2383-Ter:2204) Müslim (1540/67) Ebu Davud (3363) Nesei (4556-4557) Tirmizi (1303)

MUZABENE  ALIŞVERİŞİNİN YASAKLILIĞI

 

“ … İbni Ömer r.a şöyle dedi : “ Rasulullah (sallaflahu aleyhi ve sellem) muzabene satışını yasakladı. Bahçesinde bulunan üzerindeki eğer burma ise, bahçesinin yaş hurmasını kuru hurma ile tartarak satmasını yasakladı. Eğer üzüm ise, yaş taze zümünü, kuru üzümle tartarak satmasını yasakladı. Yahut biçilmemiş ekin ise, onu da belli bir ölçek (biçilmiş ekin) mukabilinde satmayı yasakladı. Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) bu satışların hepsini yasakladı.”

 

Buhari (2205-Ter:2041) Müslim (1542/72) Nesei (4563) Ibni Mace (2265)

 

“ … İbni Ömer r.a şöyle dedi : “ Rasulullah s.a.v muzabene satışını yasakladı. Muzabene satışı ; yaş hurmayı pazarlık edip fazla gelirse benimdir, noksan gelirse tamamlaması bana aittir deyip tartarak kuru hurma bedelinde satmaktır. Kuru üzümü de tartarak bu şekilde yaş üzüm bedelinde satmaktır.”

Buhari (217 1-Ter:2 199)

 

AÇIKLAMA :  Muzabene ; Zebn kelimesinden türeme bir sözcüktür. Manası kişilerin birbirlerini şiddetle itmesidir. Alış veriş yapanlardan her biri hakkını sahibine karşı koruduğu için, alış verişte özel bir muamelenin ismi olmuştur. Çünkü taraflardan biri, içerisinde kardırma olan alış verişi feshetmek isteyecek, diğeri ise onda kendisi için kar olduğundan alışverişin devamını isteyecektir. Bu sebeple aralarında birbirini itmek meydana gelecektir.

Muzabenenin hadisteki manası, İbni Ömer r.a in tefsir ettiği gibi, yaş hurmayı ağacında şu kadar gelir diye tahmin ederek kilosu, gramı belli kuru hurma bedelinde satmaktır. Eğer üzümse, yaş üzümü çubuğunda tahmin ederek kilosu, gramı belli kuru üzüm bedelinde satmaktır.

İmam Beğavi şöyle dedi : “ İlim ehlinin genelinin yanında amel bu hadis üzeredir, muzabene ve muhakale alışverişi batıldır.”

İmam Beğavi : “ Sa’d b. Ebi Vakkas hadisinde Rasulullah s.a.v’in : “ Yaş hurma kuruduğu zaman noksanlaşır mı? ” ifadesi, ondaki hükmün yasak oluşunun illetini onlara gösterip dikkatlerini çekmek için takrir sorudur; istifham sorusu değildir. Çünkü yaş bir nesnenin kuruduğu zaman noksanlaşıp hafifleyeceği, alul sahipleri için pek gizli bir şey değildir.

Bu hadis, yenilen nesnelerden herhangi bir cinsin yaşını kurusu ile satmanın caiz olmadığında asıldır. Mesela yaş hurmayı kuru hurmaya bedel, yaş üzümü kuru üzüme bedel, taze kesilmiş eti, güneşte kurutulmuş ete bedel satmak bu kısımdandır. Bu satışın caiz olmaması, ilim ehlinin çoğunun görüşüdür.”

Muzabene alışverişinden el-Araya alışverişinin yukarda geçtiği gibi istisna edilmesi gerekir. Rasulullah s.a.v’in el-Araya alışverişine ruhsat verdiği, bir çok sahabenin rivayetiyle sabittir. el-Araya alışverişinin şekli ; “ Bir çok hurma ağacı olan bir kişinin, ihtiyacı olan fakir birine, bahçesinin hurmalarından bir veya daha fazla ağacın o yıl ki mahsulünü bağışlaması sonra bağışlayan bağışladığı kimsenin bu hurmaları toplamak için onun bahçesine girmesinden eziyet duymasıdır ki, bu sebeple hibe edici, o taze hurmaları o şahıstan kuru hurma karşılığında satın alır, işte buna ruhsat verildi.” 

 SÜNY  ALIŞVERİŞİNİN  YASAKLILIĞI

 

“ … Cabir şöyle dedi : “ Rasulullah s.a.v : …. süny yasakladı. Ancak bilinen (bir miktar olursa) buna izin verildi.”

 

Tirmizi (1290 - ter: 1306) Ebu Davud (3405) Nesei (4647) İbni Hibban (11 14-Mevarid) Ebu Yağla (1918) Dare kutni (3/48-49/200-201)

 

AÇIKLAMA :  es-Süny : İstisna manasına isimdir. Burada kast edilen mana, satışta miktarı bilinmeyen bir şeyi istisna etmektir. Yani, bayi satmak istediği araziden belirli bir bölümü istisna etmek istiyor ancak, satış akti yapılırken istisna edilen kısım belirlenmeyip müphem bırakılıyor... görüldüğü gibi burada da kandırma ve hile söz konusu olduğundan dolayı  bu türden satışlar yasaklanmıştır.

 

SİNİN ALIŞVERİŞİNİN YASAKLILIĞI

 

“ … Cabir r.a şöyle dedi : “ Nebi  s.a.v sinin alışverişini yasakladı.”

 

Müslim : 1536/101 - Ebu Davud : 3374-3375 -  Beğavi : 2072 - Albani  : 2841- Mişkat

 

AÇIKLAMA :  Sinin alışverişi veya muamelesinin şekli, bir ağacı iki, üç veya daha fazla bir müddet için meyvesi oluşmadan satmaktır. Bu alışveriş haram ve batıldır. Çünkü henüz yaratılmamış – yani meydana gelmemiş - bir şeyi satmaktır.

 

EL- ARAYA  ALIŞVERİŞİNE  RUHSAT  VERİLMESİ

 

“ …  Rafi’ b. Hadic ve Sehi b.Hasme (r) şöyle tahdis ettiler : “ Rasulullah s.a.v el-Araya sahiplerini istisna edip onlara izin verdi.”

 

Buhari (2383-Ter:2204) Müslim (1540/67)

 

“ … İbni Ömer, Zeyd b. Sabit (r) ten rivayet edip şöyle haber verdi : “ Rasulullah s.a.v el-Ariyyeler hususunda, onların kaç ölçek kuru hurma tutacağını tahmin etmekle satılmalarına ruhsat vermiştir.”

 

Ravi Musa b. Ukbe: el-Araya bir talum burma ağaçlarıdır ki, sen onların yanına ge-lirsin ve onların üstündeki yaş hurmaları kuru hurma karşılığında satarsın demiştir.”

 

Buhari (2 Müslim (1539/64) Malik (2/619-620) Şafii (908-er-Risale) Ebu Davud (3362) Nesei (4554) Tirmizi (1300-1302) Darimi (2/252-Ter:2561) İbni Mace (2268-2269) İbnu’l-Carud (658) Tabarani (1/22-M. Sağir) Humeydi (399-622) Beyhaki (5/31) Ahmed (5/181)

 

“ … Ebu Hureyre r.a şöyle dedi : “ Nebi s.a.v kuru hurma karşılığında tahmin etmek suretiyle beş veskten az yahut beş vesk miktarı el-Araya satışına ruhsat verdi...”

 

Buhari (2382-Ter:2204) Müslim (1541/71) Ma (2/620) Ebu Davud (33M) Nesei (4555) Tirmizi (1301) İbn Carud (659) Beyhaki (5/310)

 

AÇIKLAMA : el-Araya, el-Ariyye kelimesinin çoğuludur. el-Ariyyenin manası ; Aslı sahibinde kalmak üzere, bir veya iki ağacın hurmasını fakirlere hibe etmektir. Araplar kıtlıkta, yiyecek ve içecekte darlık olduğu zamanlarda, hurma ağacı olanlar, ağacın hurma-sını ;  sağman hayvanı olanlar, onlardan bazısının sütünü fakirlere tahdis ederlerdi ; bu onlarda bir adet idi.

İmam Buhari’nin rivayet ettiğine göre el-Arayanın tefsiri, alimlerden şöyle gelmiştir :

Muhammed b. İshak, Nafi’den o da İbni Ömer’den rivayet ettiği hadiste şu tefsiri söyledi : “ el-Araya, bir kişinin başka birine kendi malından bir veya iki hurma ağacını bağışlamasıdır dedi.”

İmam Malik şöyle dedi : “ el-Ariyye bir kişinin diğer bir kişiye, bahçesinin hurma-larından bir ağacın o yıl ki mahsulünü bağışlaması sonra bağışlayan bağışladığı kimsenin bu hurmaları toplamak için onun bahçesine girmesin den eziyet duymasıdır ki, bu sebeple hibe edici, o taze hurmaları o şahıstan kuru hurma karşılığmda satın alır, işte buna ruhsat verildi.”

Yezid b. Harun el-Vasıti, Süfyan b. Hüseyin’in şöyle dediğini tahdis etti :

“ el-Araya ; fakirlere hibe edilmiş olan bir takım hurma ağaçlandır ki, bu fakirler kuru hurmaya ihtiyaçlarından dolayı yaş hurmaların kuru burma olmasını beklemeye muktedir olamazlardı. Kendilerine - bu yaş hurmaları (belirli tahmin ve takdirden sonra) - istedikleri kuru hurma mukabilinde satmaları için ruhsat verildi.”

Muhammed b. Idris eş-Şafi şöyle dedi : “ el-Ariyye, beş veskin aşağısmda ki ölçek ile kuru hurma mukabilinde ve elden ele peşin alınıp verilmekle olur, tahmin ile olmaz demiştir.”

SELEM BABI

 

“ … Muhammed - veya Abdullah - b. Ebu’l-Mucalit şöyle haber verdi : “ Abdullah b. Şedd b. el-Hadi ile Ebu Burde es-Selem alışverişi hakkında ihtilaf ettiler. Bu sebeple beni Abdullah b. Ebu Evfa r.a nun yanına gönderdiler. Ben de gidip ona es-Selem alışverişini sordum. Abdullah b. Ebu Evfa cevaben : Biz Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in zamanında Ebu Bekir ve Ömer’in devirlerinde buğday, arpa, kuru üzüm ve hurmada es-Selem alışverişi yapardık dedi. Ve ben bu meseleyi Abdurrahman b. Ebza ya da sordum. 0 da Abdullah b. Ebu Evfa gibi cevap verdi.”

 

Buhari (2242-2243-Ter:2075) Ebu Davud (3464) İbni Mace (2282) İbnu’l-Carud (616) Tayalisi 8815) Hakim 82145) Beyhaki (6/20) Ahmed (4/354) Albani (1370-İrva)

 

“ … İbni Abbas (r) şöyle dedi : “ Nebi s.a.v Medine’ye geldiğinde, onlar selem suretiyle iki sene ve üç sene (sonra teslim etmek üzere) hurma alışverişi yapıyorlardı. Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem) “ Kim her hangi bir şeyde selef suretiyle alış veriş yaparsa, bilinen ölçekte, bilinen tartıda, bilinen bir müddete kadar yapsın “ buyurdu.”

Buhari : 5.C.2074.S - Müslim (1604/134) Şafli (916-er-Risale) Ebu Davud (3463) Tirmizi (1311) İbni Mace (2280) İbn Carud (614-615) İbni Hibban (4925) Humeydi (510) Tabarani (1/212-M. Sagir) Dare kutni (3/4) Beyhaki (6/19) Beğavi (2125) Albani (1376-İrva)

 

AÇIKLAMA : Lisanu’l-Arab sahibi İbnu Munzir şöyle dedi : “ es-Selem, es-Seleftir. Onun manası ; nakit olarak altın veya gümüş umleyi bilinen bir metaa bedel, onu bilinen bir müddet içerisinde sana ödemesi üzere vermendir.”

el-Ezheri şöyle dedi : “ es-Selem ve es-Selef, lügat ehlinin yanında bir manaya gelir,”  ancak es-Selef borç alıp vermek şeklinde de olur. es-Selem ismine gelince o, bu babta daha hususidir. es-Selem ittifakla caiz olan alışveriş türlerinden bir alış veriştir. Bu alışverişin es-Selem diye adlandırılmasının sebebi, alışveriş aktinin yapıldığı mecliste satılık emtia ücretinin nakit olarak teslim edildiği içindir. es-Selef alışverişine bu ismin verilmesi ise, satılan meta müşteriye teslim vakti gelmeden önce onun ücretinin öne geçirilerek ödenmesinden dolayıdır.”

el-Ezheri’nin bu ifadesini yukarıdaki  hadis teyit eder. Çünkü o hadiste hem es-Selem hem de es-Selef kelimeleri kullanılmıştır. Bu ise, sahabelenin de bu iki kelimeyi birini diğerinin manasında kullandığını gösterir.

 

es-Selem alışverişinin şeri tarifi ; 0, akt meclisinde ücreti peşin olarak kabzedilen, teslimi ise tehir edilen satıcının zimmetinde sıfatlanmış bir metaın alışverişidir.

Alimler Selem alışverişinin meşruluğu için bazı şartlar ileri sürmüşlerdir:

1- Selem usulü satılan malın malum olması.

2- Ücretin sabit ve malum olması.

3- Akt meclisinde ücretin satıcı tarafından kabzedilmiş olması.

4- Selem usulü satılan malın satıcının zimmetinde olması.

5- Satılan malda karışıklığı ve cehaleti giderici bir sıfat olması

6- Selem usulü satılan metaın, müşteriye teslim vakti tayin edilmiş olması.

7- Selem usulü satılan metaın teslim vakti geldiğinde, var olarak vücudunun gerçekleşmesi mümkün olması.

İmamı Şevkani şöyle dedi : “...Bu genel hükümden selem alış verişi istisna edilmiştir. Selem alış verişine cevaz veren deliller bu amm hükmü hususileştirmiştir. Satılan meta satıcının zimmetinde ise, o mal elde edilmiş hazır mal demektir.”

 

SELEF BABI

“… Muhammed b. Ebu Mucalit şöyle dedi : “ Ebu Burde ve Abdullah b. Şedd beni Abdurrahman b. Ebz ile Abdul lah b. Ebi Evf gönderdiler. Ben de gidip onlara es-Selef usulü alışverişi sordum. Onlar : Biz Rasulullah s.a.v ile beraber ganimetler elde ediyorduk. Bize Şam ziraatçılarından bazı ziraatçılar gelirdi ve biz de onlarla isimlendirilmiş bir müddete kadar buğday, arpa ve kuru üzümde es Selef usulü alışveriş yapardık. Muhammed b. Ebu Mucalit şöyle dedi : Ben onlara : Şam ziraatçılarının ekilmiş ekinleri var mıydı, yok muydu ? dedim. Onlar : Biz Şam ziraatçılarına onu sormazdık dediler.”

Buhari (2254-Ter:2081) Ebu Davud (3464) İbni Mace (2282) İbn Carud (616) İbni Hibban (4926) Abdurrezzak (10477) Tayalisi (815) Hakim (2/45) Beyhaki (6/20-25) Ahmed (4/354-380)

AÇIKLAMA : Selef’in tarifinde, el-Ezheri şöyle dedi : “ Ücretini takdim edip önden verip satıcısı tarafından kefil olunan belirli bir sıfat üzere satın aldığın her maldır. 0, Selef ve Selemdir. Nebi s.a.v den rivayet edildiğine göre : “ Kim her hangi bir şeyde selef suretiyle alış veriş yaparsa, bilinen ölçekte, bilinen tartıda, bilinen bir müddete kadar yapsın “ buyurmuştur.” Nebi bununla, “ her kim bir ücreti takdim edip kefil olunan bir mal için onu öderse “ manasını kast etmiştir...

el-Ezher devamla : Muamelelerde Selefin iki manası vardır.

Birincisi : Borç vermektir. Bunda borç yerinin Allah’tan beklediği ecrin dışında hiçbir menfaati yoktur. Borç alan kimseye düşen aldığı gibi, onu zamanında en güzel şekilde ödemektir. Bu birinci manaya şu hadis delalet eder : “ Rasulullah’ın azatlısı Ebu Rafi’ şöyle dedi : Rasulullah s.a.v genç bir deve ödünç aldı. Sonra kendisine zekattan develer geldi. Ebu Rafi’ dedi ki : Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem bana adamın genç devesini ödememi emretti. Ben Rasulullah’a : Develerin içerisinde, onun devesinden daha hayırlı, altısını bitirmiş yedi yaşına basmış develerden gayrını bulamadım dedim. Rasulullah s.a.v : “ Onu adama ver, kuşkusuz insanların en hayırlısı, onların ödeme yönüyle en iyi olanıdır “ buyurdu.”

 

İkincisi : Her hangi bir metaa, es-Selef akti zamanındaki mevcut fiyatında ziyade yaparak bilinen bir müddette teslim almak üzere ödediğin paradır. Bu muamele es-Selef yapan kimsenin lehinedir.”

MEYVE’NİN OLGUNLAŞMADAN SATIŞI YASAKTIR

 

“ … Cabir r.a şöyle dedi : “ Nebi s.a.v :  meyvelerin olgunluğu meydana çıkana kadar alım ve satımını yasakladı.”

Buhari (1487-Ter1417) Müslim (1536/53-54) Ebu Davud (33739 Nesei (4537) İbni Mace (2216)

 

“ … Abdullah b. Ömer r.a şöyle dedi : “ Rasulullah s.a.v yaş meyvelerin olgunluğu iyice ortaya çıkana kadar satışını yasakladı. Bundan satıcı ve müşteriyi yasak-ladı. İbni Ömer, meyvenin olgunluğundan sorulduğu zaman : İyice yetişip, nihayet afete uğrama ihtimalinin gitmesidir dedi.”

Buhari (21 94-Ter:20 12) Müslim (1534/49) Malik (2/618/10) Ebu Davud (3367) Nesei (4565) Darimi (2/252) İbni Mace (2214) Tayalisi (18319 Ahmed (2/7-62)

 

“ … Cabir b. Abdullah r.a şöyle dedi : “ Nebi s.a.v yetişmemiş ham meyve renklenmeye başlamadıkça satışını yasakladı. Cabir’e meyve nasıl renklenir denil-diğinde, Cabir : Meyve cinsine göre kızarmaya veya sararmaya başlar ve yenilir hale gelir dedi.”

Buhari : 2196-Ter:2012) Müslim : 1536/84 - Ebu Davud : 3370 - Nesei : 45369 İbni Mace (22169 - İbni Hibban : 84902 - Beyhaki : 5/309 - Ahmed  : 3/360 : Albani  : 1367- İrva

 

“ … Enes b. Malik r.a şöyle dedi : “ Rasulullah s.a.v hurma koruğu izha oluncaya kadar satışını yasakladı. Enes’e : Hurma koruğunun izha olması nasıldır? Denil-diğinde şöyle dedi : Hurmanın iyice kızarmasıdır.”

 

Buhari (2198-Ter:2037) Müslim (1555/15) Malik (2/618/11) Nesei (4539) İbn Carud : 604 Beyhaki (5/300) Albani (1375-İrva)

 

AÇIKLAMA : Ağaç üzerindeki meyvenin olgunluğu belli oluncaya kadar satılması caiz değildir. Çünkü meyve yeni yeni oluşurken küçük ve cılız olur, kendisine afet isabet etmeyip helak olmamasından emin olunmaz. Yeni oluşan meyvelere afet isabet ettiğinde, müşterinin ödediği ücrete karşılık elinde bir şey kalmaz. İşte Rasulullah (sallaflahu aleyhi ve sellem) in : “ Bilir misin, Allah bu meyveyi (bir afetle) menettiği zaman biriniz kardeşinin malını nasıl görür ve alır !  ? “ hadisi ile işaret ettiği budur….. Rasulullah s.a.v bu hadisiyle satıcıyı, teslim etmediği şeye mukabil müşterinin malını almış olmaktan yasakladı. Müşteriyi ise, malı ile tehlikeye düşüp aldanmaktan yasakladı.

 

Zeyd b. Sabit şöyle dedi : Rasulullah’ın zamanında insanlar meyve alışverişi yapıyorlardı. İnsanlar hurmalarını kesip birbirlerine ödeme vakti geldiğinde müşteriler ihticac ettikleri afetlerle : meyveye duman isabet etti, çeşitli hastalıklar isabet etti, Kuş isabet etti derlerdi. Bu hususta Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) yanında husumet çoğalınca, Rasulullah : “ Eğer değilse meyvenin olgunluğu ortaya çıkana kadar (bu şekilde) alışveriş yapmayın “ diye husumetlerinin çok olmasına işarette bulunup meşveret yaptı.

MEYVEDE CAİHA OLDUKTAN SONRA ÜCRET ALINMAZ

 

“ … Cabir b. Abdullah r.a şöyle dedi : “  Resulullah s.a.v : “ Kardeşine bir meyve satsan ve ona caiha isabet etse, artık bu meyveye karşılık ondan bir şey alman sana helal olmaz. Haksız yere kardeşinin malını nasıl alırsın ! ? “ buyurdu.”

 

Müslim (1554/14) Ebu Davud (3470) Nesei (4540) İbni Mace (2219) İbn Carud (640) Humeydi (1279-1282) Dare kutni (3/31 Hakim (2/36) Beyhaki (10631) Ahmed (3/394) Albani (1368-İrva)

 

AÇIKLAMA : Müslüman bir satıcı, kendi gibi bir müslümana bir ağaç meyve satsa, sonra ona caiha isabet etse, bu hadisten dolayı, satıcıya ağacın ücretinden bir şey alması helal olmaz.

İmam Şevkani şöyle dedi : “ Bu hususta racih olan görüş, meyvenin az veya çok olması, satışın meyvenin olgunluğu meydana çıkmadan önce veya sonra meydana gelmesi fark etmeksizin ücretin alınmamasıdır.”

Bazı alimler caiha ücretinin alınmaması ile ilgili Rasulullah’ın emri, olgunluğu meydana çıkmadan önce satılan meyveler içindir, olgunluğu meydana çıkan meyveler için değildir dediler. Buna, Enes’in rivayet ettiği : Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) hurma koruğu izha oluncaya kadar satışını yasakladı. Enes’e : Hurma koruğunun izha olması nasıldır? denildiğinde şöyle dedi : Hurmanın iyice kızarmasıdır, hadisi ve Rasulullah’ın : “ Bilir misin, Allah bu meyveyi (bir afetle) men ettiği zaman biriniz kardeşinin malını nasıl görür ve alır ! ? “ hadisiyle delil getirdiler.

Bu hadislerin, Cabir hadisini tahsis etmesi birkaç yönden sahih değildir :

Birincisi : Caihanın meyvenin olgunluğu belli olduktan sonra meydana gelmesi mümkündür. Cabir hadisinde ücret almayı yasaklamadaki illet bizzat caihadır. İllet var olma ve yok olma hususunda illetlenenle beraber hareket eder.

İkincisi : Meyvenin olgunlaşmadan önce satış akti batıldır ve geçersizdir. Şeriatta alışveriş diye adlandırılması doğru değildir. Cabir’in hadisinde ise alışverişin vukuu üzerine delil vardır.

 

 

 

                                                                                       DERLEYEN

 

                                              TACUDDİN  EL - BAYBURDİ

 


Facebook beğen
 
Kur.an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
Kur'an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
Kur'an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
Kur'an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol