Kur'an ve Sünnet
   
 
  MÜSLÜMAN HANIMIN EŞİNE KARŞI SAYGI VE SEVGİSİ

MÜSLÜMAN  HANIMIN  EŞİNE  KARŞI  SAYGI  VE  SEVGİSİ

 

بِسْمِ اللهِ الرَّحْمنِ الرَّحِيمِِ

 

   Değerli Müslümanlar ! unutmayalım ki ; sağlıklı bir yuvanın kurul-masında ve onun dimdik ayakta kalmasında en önemli vesilelerden bir tanesi  saliha bir eş ve onun tafırlarıdır.

 

   Yani dindar, kocasına karşı saygılı, sevgili, kendisine bir şey emredil-diğinde ona itaat eden ve yüzüne bakıldığında neşe ve sürur veren bir eş, mutlu ve huzurlu bir yuvanın temel taşıdır.

 

    Takva sahibi olgun müslüman bir hanım, eşine her zaman sevgi duyan, hayatında hiç bir gam ve keder yokmuş gibi mutlu davranan ve eşinin mutlu ve memnun olmasını her zaman arzu eden birisi olmalıdır.

 

   Kocasına daima sevindirici ve güzel sözler kullanan, nazik ifadelerle ona hitap eden birisi olmalıdır….. Kocasını yaralayacak, ona sıkıntı verecek ve zihnini bulandıracak sözlerden uzak durmalıdır.

 

   Şuurlu bir hanım eşine daima güzel haberleri nakleder, üzüntü verici haberleri mümkün mertebe eşinden uzak tutar….. Hatta illa ve illa da söylenmesi gereken haberleri , kocasının musait zamanına erteler….

 

  Yani, kocasının o an gönlünü bulandıracak bir haberi ondan uzak tutar. Bu tavır, olgun bir kadının taşıdığı güzel edasına ve zeki oluşuna delalet eden bir tavırdır…

 

   Bunu başarmak gerçekten zor bir iştir ama bu, kocasını seven, ona saygı duyan faziletli hanımlara pek te zor gelmez….

 

( …. Ebu Hureyre r.a anlatıyor : " Allah resulü s.a.v’e soruldu ki : Ey Allah'ın Resulü ! hangi kadın daha hayırlıdır ? . Resulullah s.a.v :

Kocası kendisine bakınca onu sürura garkeden, kendisine bir şey emredince itaat eden nefis ve malında, kocasının  hoşuna  gitmeyen  şeyle  ona muhalefet etmeyen kadın !  diye cevap verdi. )

 

                                                                                       Nesâi, Nikâh 14.6,68

 

( …. Aişe r.a şöyle buyurdular : Genç bir kız Allah’ın resulüne  geldi ve :

- Ey Allah’ın resulü ! ben gördüğün gibi genç bir kızım.Çok kimseler tarafından istenmekteyim,fakat evlenmekten kaçınıyorum. Acaba kadının boynunda kocanın hakkı nedir ? Resulullah s.a.v buyurdular ki :

- Eğer kocanın tepesinden ayağına kadar bütün bedeni iltihap ve irinler içinde kalsa, hanımı da o iltihap ve irinleri diliyle silse ve yalasa, yine de ona karşı şükrünü – yani onun hakkını – eda etmiş olamaz. Genç kız :

- O halde ben evlenmeyeyim mi ? dedi. Allah resulü s.a.v :

- Evet, evlen. Zira evlenmek, evlenmemekten daha hayırlıdır, buyur-dular. )

 İbni ebi Şeybe Musannef : 17118.n

Hakim : sahih bir senedle Ebu Hureyre’den

 

EBU  TALHA’NIN  HANIMI  ÜMMÜ  SÜLEYM

 

  Bu seviyenin en üst zirvesine ulaşabilen muhteşem İslam hanımı Ebu Talha‘nın eşi olan Ümmü Süleym binti Milhan r.anha‘dır.

 

   Kocalarına karşı hoş bir hanım olma adaylarına, bu değerli hatundan biraz bahsetmek isterim.

 

   Ümmü Süleym‘in ansızın oğlu vefat etmişti. Ebu Talha ise o sırada yolculukta idi… Ümmü Süleym‘in bu acılı anında öylesine eşsiz bir tavrı vardır ki, eğer bu olay müslim‘in Sahihinde yer almamış olsaydı bunu bir efsane olarak kabul ederdik…. Yani buna inanmak çok zor olurdu.

 

  Şimdi Ümmü Süleym‘in oğlu Enes b. Malik’i dinleyelim. Bakalım, Enes bize annesinin bu hayret verici kıssasını ve eşsiz tavrını nasıl anlatıyor :

 

   Babam Ebu Talha’nın Ümmü Süleym’den olan bir oğlu vefat etmişti. Ümmü Süleym ailesine dedi ki : ebu Talha’ya oğlunun öldüğünü siz haber vermeyin…Bu olayı ona haber veren ben olayım.

 

   Enes devam ediyor ve diyor ki : Ebu Talha nihayet yolculuktan geldi : Ümmü Süleym ona akşam yemeğini getirdi…. Ebu Talha yedi içti.

 

   Daha sonra Ümmü Süleym her zamanki süslendiğinden daha güzel süslendi… Ebu Talha hanımına yaklaştı. Ümmü Süleym onun tamamen tatmin olduğunu görünce, Ebu Talha‘ya hitaben :

 

   Ey Ebu Talha ! Bir cemaat emanetlerini bir ev halkına bıraksalar sonra da gelip emanetlerini isteseler, bu ev halkının onlara engel olma hakkı var mıdır ? diye sordu. Ebu Talha :  Hayır, dedi : Ümmü Süleym : 0 halde oğlunu da böyle kabul et, dedi.

 

   Enes diyor ki : Ebu Talha buna öfkelendi ve hanımına : Beni serbest bıraktın, nihayet bu işi yaptım. Sonra da bana oğlumun ölüm haberini veriyorsun, öyle mi ? dedi…. Ebu Talha Hemen kalkıp Rasulullah s.a.v‘e gitti. Olup biteni ona bildirdi. Rasulullah s.a.v : Allah dün gecenizi her ikiniz için de mubarek kılsın, buyurdu.

 

   Enes devamla diyor ki : İşte o gece Ümmü Süleym hamile kaldı. Rasulullah s.a.v’in katıldığı bir seferde Ümmü Süleym de bulunuyordu. Rasulullah s.a.v seferden dönüp Medine‘ye geldiğinde geceleyin şehre girmezdi. Medine ye yaklaştıklarında Ümmü Süleym‘in doğum sancısı tuttu. – ve oracığa çöküverdi – Ebu Talha da eşinin yanında kaldı…. Rasulullah s.a.v ise yoluna devam etti.

 

   Enes diyor ki : Ebu Talha bu sırada şöyle niyazda bulunuyordu : Ya Rabbi ! Sen gayet iyi biliyorsunki Rasul’ün sefere çıktığı zaman onunla birlikte olmayı ve dönerken de yine onunla birlikte dönmeyi çok isterdim. Ama gördüğün gibi şu anda mahsur kaldım…. Kocasının bu halini gören Ümmü Süleym de hemen şöyle dedi : Ey Ebu Talha ! Şu anda önceden duyduğum sancıyı hissetmiyorum artık. - kalk gidelim -

 

   Nihayet Medine‘ye geldiklerinde Ümmü Süleym‘in tekrar sancısı tuttu ve bir erkek çocuk dünyaya getirdi. Bunun üzerine Annem Ümmü Süleym, bana dedi ki : Ey Enes ! Yarın sabah Rasulullah s.a.v’e götürünceye   kadar – bu çocuğu – hiç  kimse  emzirmesin.

 

   Sabah olunca bebeği alıp Rasulullah s.a.v’e götürdüm. 0 sırada Peygamberimizin elinde damgalama aleti vardı. Beni görünce : Herhalde Ümmü Süleym doğurdu, öylemi, dedi… Ben de : Evet, dedim. Elindeki aleti bıraktı… Ben çocuğu Peygamberimiz s.a.v’in kucağına koydum. Rasulullah s.a.v acve adı verilen güzel bir Medine hurması istedi. Resulullah s.a.v hurmayı ağzında güzelce çiğneyerek ezdi. Sonra onu bebeğin ağzına koydu. Bebek de onu emmeye başladı… Bunun üzerine Peygamberimiz s.a.v şöyle buyurdular : Ensarın hurmayı ne kadar sevdiklerine bakın. Sonra çocuğun yüzünü sıvazladı ve ona  Abdullah  ismini verdi.

 

   İlahi Ümmü Süleym ! Sen ne muazzam bir imana sahipmişsin ! … Sen ne kadar sabırlı bir hanımmışsın ! …  Ne büyük bir fazilete sahip-mişsin !

 

   Senin kocana karşı süslenip ona sevgiyle yaklaşman ne kadar güzel !.

Ciğerparen olan evladının ölüm acısına ve üzüntüsüne rağmen, bunu nasıl becerebildin ve buna nasıl dayanabildin…

 

   Sevabını yalnız Allah‘tan bekleyerek, sadece Allah rızası için sabredip kocana iyi bir eş olarak onunla birlikte vakit geçirirken, sen sevgili yavrunun acısıyla kıvranan, yanıp tutuşan nefsini nasıl tutabildin ? … Bu gerçekten çok derin ve gerçekten çok sadık ve içten bir imandır ! …

 

   Allah, Rasulünün senin ve kocan için yaptığı duasını kabul etti. 0 gece sen hamile kaldın. Hamileliğin ağırlaştığı zaman kocan Ebu Talha‘nın Rasulullah s.a.v ile birlikte yeni bir gazveye hazırlandığını gördün. Sen bu halinle Rasulullah s.a.v ile birlikte böyle bir cihadın şerefine nail olmak için ısrar ettin ve yola çıktın….

 

   Halbuki sen, hamileliğinin son aylarını yaşıyordun. Yol yorgunluğu, yolculuk sıkıntısı, hareket meşakkati, binek temin etme zorluğu ve dehşetli sıcaklık sebebiyle kocan sana acıyordu. Gidip senin de kendisiyle birlikte sefere çıkman için Resulullah’tan     izin istedi. Rasulullah

s.a.v de senin cihada olan sevgini bildiği için sana izin verdi.

 

   Sen islam’ın Mekke fethi düğününde bulundun…. Daha sonra da müslümanların Huneyn‘de çektikleri sıkıntıyı gördün….Sen hamile olduğun halde pek çok kahramanlıklar sergiledin…

 

   Bir çok inanan erkeğin bile geri dönüp kaçtığı sıkıntılı bir vakitte, kocan ve bir avuç mü’minle birlikte Rasulullah s.a.v‘in etrafında sarsılmaz bir kale gibi dimdik ayakta kaldın…. Rasulullah‘ı canın gibi savundun. Nihayet Allah, Rasulüne, sana ve müminlere zafer ihsan etti.

 

   Bu zaferden sonra Mücahid ordu Medine’ye dönüyordu. Nihayet Medine‘ye yaklaşınca senin sancıların başladı….. Bilen bilir ki sen çok şiddetli sancılar hissediyordun…. Ve bir yerde artık takatsız kaldın ve oturuverdin… Sen ve eşin beklemeye başladınız. Fakat eşin Ebu Talha gecenin o sessizliğinde Rabbine yalvarıyor ve diyordu ki ;

 

“ Ey rabbim ! sen çok iyi bilirsin ki ben Rasulullah s.a.v ile birlikte Medine‘ye girmeyi çok arzu ediyordum. “

 

   İşte o anda senin gerçekten doğum sancıların mı gidiyor, yoksa kocanın arzusunun yerine gelmesini istediğin için mi sancılarım geçti diyordun bilinmez ama, her iki durumda da senin değerin ve derecen ortaya çıkıyor…. Çünkü, eğer sancıların gittiyse bu, yüce Rabbinin sana olan bir lütfudur…. Değilse bu, kocana karşı olan derin sevginin ve saygının bir isbatıdır…..  Ve neticede ordunun peşinden gidiyor ve orduya yetişiyorsunuz.

 

   Medine‘ye ulaştıktan sonra ikinci defa doğum sancıların başlıyor. Çocuğu dünyaya getiriyor ve Enes’e bu küçük yavruyu alıp Rasulullah s.a.v’e götürmesini istiyorsun… Daha onu emzirmeden ve adını dahi koymadan resulullah’a gönderiyorsun… Resulullah s.a.v’de onun ağzına hurma verip ve onu Abdullah olarak isimlendiriyor…  

 

   Hiç şüphesiz ki Allah, senin imanını, samimiyetini ve kocana olan derin saygın ve sevgini çok iyi biliyordu…. Sana Cennet müjdesi Rasulullah s.a.v‘in diliyle verilmişti… Çünkü o resul şöyle diyordu :

 

“ Cennet’e girdim, bir ayak sesi duydum. Bu kimdir ? diye sordum. Dediler ki ; bu, Gumeysa binti Milhan Enes b. Malik‘in annesidir.

 

Müslim : 7.c.2456.n

 

    Evet değerli kardeşlerim ve özelikle de değerli bacılarım ! İşte Ümmü Süleym bu…. Ve işte kocasına karşı bir hanımın saygısı ve sevgisi bu…. Rabbim tüm hanımları bu güzel meziyetlerle nimetlendirsin.

 

   Değerli kardeşlerim ! Müslüman hanımın kocasına karşı olan sevgi ve saygısının nasıl olması hususundaki en güzel örneklerden birisi de Aişe annemizin şu tavrıdır.

 

   Bilindiği gibi Allah resulü s.a.v hanımlarına kırılması sebebiyle ; ben onların yanına bir ay girmeyeceğim, demiş ve 29 gün geçince önce Aişe r.anha’nın yanına varmıştı.

Aişe r.anha ise :

 

- Hani sen bizim yanımıza bir ay girmeyeceğine yemin etmiştin. Halbu ki biz günleri bir bir saydık, bu gün 29 gece oldu, dedi.

 

   Peygamberimiz s.a.v ise ; ay 29 gündür, dedi. Çünkü O ay 29 gün çekmişti.

Buhuri : 11.c.5278.s - Müslim :

 

   Burada Aişe r.anha annemizin “ biz bir bir saydık, bugün tam 29 gece oldu “   ifadesi, kocasının kendisine bir an önce dönmesini gözleyen, onu seven, ona bağlı olan bir hanımın, eşine karşı olan bağlılığını gösteren bir ifadedir.

 

   Dikkat ederseniz bu hadisede ayrıca ; kocanın kalbini, sevgisini ve özlemini kazanma konusunda da bir işaret vardır…  Zira Efendimiz s.a.v diğer hanımlarından önce Aişe‘yi ziyaretle bu işe başlamıştır.

 

   Uyanık ve sevecen bir hanım, evlilik hayatlarında kocasının nelerden hoşlandığını, onun arzu ve isteklerinin neler olduğunu öğrenen, onları iyi bilen ve kocasına karşı anlayış ve uyum içerisinde icabet eden biri olmalıdır…

 

   Usanç ve bıkkınlığı kökten engellemek için, kocasının eğilimlerini, arzularını ve adetlerini bir hanımın bilmesi, inanın çok önemli bir şeydir. Zaten her zeki, şuurlu ve uyanık hanımın yapacağı da budur.

 

   İşte İslam’ın istediği ve sevdiği saliha bir hanım böyle olmalıdır…. O, evine hizmet eden, kocasına karşı oldukça vefakar, aralarında geçimin devam etmesine gayret eden, kocasını seven ve ona itaatkar bir hanım  olmalıdır …

  

   Karı ve kocanın evlilik hayatında şayet havayı bulandıran rüzgarlar eserse, böyle bir kadın derhal samimi bir sevgi ile kocasına bağlı kalmayı becerir….  Böyle bir hanım, şeytanın vesveselerine ve kötülüğü emreden nefsin arzularına kulak vererek hemen kocasından boşanmak istemez.

 

   Çünkü onların evlilik bağı, geçici bir ihtilaf sebebiyle yahut basit bir yanlış anlama sebebiyle derhal bağları kopan sıradan bir ilişki değildir. Onların ki, çok farklı ve çok değerli bir bağdır.

 

   İşte bundan dolayıdır ki Rasulullah s.a.v çok önemli bir sebep olmak-sızın kocasından boşanma talebinde bulunan böyle kadınları Cennet kokusundan mahrum olmakla tehdit etmiş ve şöyle buyurmuştur :

 

 

{ … Sevban r.a şöyle dedi : Rasulullah s.a.v buyurduki : Hangi kadın, kocasıyla kendi arasında her hangi bir problem olmaksızın – veya küçük bir problemden dolayı - kocasından kendisini boşamasını isterse, cennetin kokusu o kadına haramdır. }

 

İbni Mace : 2055.n - Ebu Davud : 2226.n  - Tirmizi : 1187.n - Darimi : 2/162 - İbni Hibban : 1320- Mevarid - İbnu’l-Carud : 748.n - Hakim : 2/200 - Beyhaki : 7/3 16 Albani : 2035- İrva

 

{ … Huveyle binti Malik b. Sa’lebe şöyle dedi : Kocam Evs b. Samit bana zihar yaptı ben de Rasulullah s.a.v’e gelip bu durumu kendisine şikayet ediyordum. Rasulullah  s.a.v ise kocam hakkında benimle mücadele ediyor ve : Allah’tan kork kocan amcanın oğludur, diyordu. Fazla bir zaman geçmedi, nihayet Kur’an’dan { Allah, kocası hakkında mücadele eden ve Allah’a şikayette bulunan kadının sözünü işitti. Allah ikinizin birbirinizle konuşmanızı işitir. Çünkü Allah işitendir, gören-dir.}  Ayet’i ziharın kefaretini bildiren Ayet’lere kadar indi. Bunun üzerine Rasulullah : Kocan bir köle azat etsin buyurdu. Huveyle :

- Köle azat edecek imkan bulamaz dedi. Rasulullah s.a.v :

- Peş peşe iki ay oruç tutsun, buyurdu. Huveyle :

- Ya Rasulallah, kocam ihtiyar bir adamdır, oruç tutamaz dedi. Rasulullah s.a.v :

- Altmış fakir doyursun ,buyurdu. Huveyle :

- Yanında Tasadduk edecek bir şeyi yoktur dedi. Huveyle dedi ki : Kocam için bir arak hurma getirildi. Ben de : Ya Rasulallah, kocama bir arak hurma da ben verip yardım edeyim, dedim. Rasulullah s.a.v : Çok güzel yaptın, git kocan adına onlarla altmış fakiri doyur ve amcanın oğluna dön, buyurdu. }

 

Ebu Davud (2214) İbni Hibban (1334-Mevarid) İbn Carud (746) Tabarani (616- M. Kebir) Beyhaki (7/389) Beğavi (2364) Ahmed (6/410) Albani (2087- İrva)

 

 

   İşte burada da görüldüğü gibi saliha bir kadın, sürekli kocasını düşü-nen, ona merhamet eden ve onun günahlardan sıyrılması ve kurtulması için maddi ve manevi olarak yardım eden birisi olmalıdır…

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

                                          TACUDDİN  EL- BAYBURDİ

 


Facebook beğen
 
Kur.an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
Kur'an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
Kur'an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
Kur'an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol