Kur'an ve Sünnet
   
 
  MÜSLÜMANIN YAKINLARINA KARŞI AKRABA VE KOMŞU

MÜSLÜMANIN  YAKINLARINA  KARŞI  AKRABA  VE  KOMŞU

 

KİMLİĞİ

 

 بِسْمِ اللهِ الرَّحْمنِ الرَّحِيمِِ

 

   Her şeyden önce şunu çok iyi bilmemiz gerekir ki,İslam dininin akrabaya vermiş olduğu  önemi, hiçbir din ve sistem vermemiştir.

 

   Bundan dolayıdırki,basiretli bir müslümanın bu husustaki takip edeceği yol,el-betteki islamın çizdiği yol olmalıdır.

 

   Rabbimiz kerim kitabında şöyle buyurmaktadır :

 

  Allah’a kulluk edin,O na hiçbir şeyi ortak koşmayın.Ana baba’ya,akra-baya,yetimlere,düşkünlere,yakın komşuya,uzak komşuya,yanınızdaki arka-daşa,yolcuya ve elinizin altında bulunan kimselere iyilik edin “

                                                                                                                                                             NİSA.36.AY.

 

  Kendisi adına dilekte bulunduğunuz Allah’ın ve akrabanın haklarına ri-ayetsizlikten sakının “

                                                                                                                                                              NİSA.1.AY.

 

Kendisini örnek ve önder kabul ettiğimiz  Muhammed s.a.v de  hadisi şerifle-rinde şöyle buyurmaktadır :

“…. Yüce Allah mahlukatını yaratmayı takdir edip tamamladığı zaman, akrabalık bağı ayağa kalkarak dedi ki:

- Ey Rabbim! bu benim kalkışım,akrabalık bağlarını kesmekten sana sığınanın kalkışıdır. Allah’u taala buyurdu ki :

-  Sana ilgi gösterip iyilik edene,iyilik etmekliğime ve senden ilgiyi kesenden de iyiliğimi kesmekliğime razı olmazmısın ? . Akrabalık bağı :

-  Razı olurum ey rabbim,dedi. Allah’u Azze ve Celle buyurdu ki:

-  Bu hüküm sadece sana mahsustur…………..”

                                                                                                                                          BUHARİ : 13. C. 5987. S

                                                                                                                                          MÜSLİM :  8. C. 2554. N

                                                                                                                                          E.MÜFRED:1 . C . 50 . N

 

 

(… Cübeyr İbn Mut’im r.a dan gelen bir hadisi şeriflerinde Allah resulü s.a.v şöyle buyurmaktadır : “  Akrabalık bağını kesen kimse cennete giremez “   )

 

                                                                                                                                       BUHARİ : 13 . C . 5985 . S

                                                                                                                                       MÜSLİM :  8 . C . 2556 . N 

                                                                                                                                       EBU DAVUD: 2.C.1696 .N

                                                                                                                                       TİRMİZİ :   3. C . 1974 . N

 

 

(…. Abdurrahman b.Avf r.a’dan;Resulullah s.a.v şöyle buyurdu: “ Allah’u Teala buyurduki:Ben rahmanım,akraba’da rahimdir.Rahme kendi ismim-den bir isim verdim. Kim rahmini sıla ederse - yani akrabalarını ziyaret edip,onları koruyup kollarsa - bende onu sıla ederim. –yani,ona merhamet eder,onu korur ve kollarım-Kim de onu sıla etmezse bende ondan tamamen rahmetimi keserim” )

                                                                                                                                        EBU DAVUD:2.C.1694.N

                                                                                                                                        TİRMİZİ :    3.C. 1972. N

 

(… Aişe r.a’dan, Resulullah s.a.v buyurdularki :” Rahim Arş’a asılmış der ki; beni gözeteni Allah gözetsin,beni terk edeni de Allah terk etsin” )

 

                                                                                                                                              MÜSLİM : 8.C.2555.N   

 

      Görüldüğü gibi Kur’an ve Sünnet,akrabalığa verilmesi gereken önemi vurgulamakta ,onlara iyilik ve ihsanda bulunmayı emretmekte ve akrabalık bağlarını zayi etmekten insanları sakındırmaktadır.Hatta,akrabalık hukukunu zayi edenleri şiddetle kınamaktadır.

 

      Değerli kardeşlerim! Unutmayalım ki,akraba ziyareti ve onlara iyilik ve ihsanda bulunmak,İslamın insanları hakka davet ettiği ilk zamanlardan itibaren ortaya koyduğu önemli kurallardan bir tanesidir. Bunun en bariz delillerinden bir tanesi, Ebu Süfyan’ın Herakliyusa verdiği cevaplarda kendisini göster-mektedir:

“………………. Herakliyus Ebu Süfyan’a şunu soruyor : Peygamberiniz size neyi emrediyor?  Ebu Süfyan ise şu cevabı veriyor :

- O bize, yalnız Allah’a ibadet etmemizi ve O’na hiçbir şeyi ortak koşma-mamızı,atalarımızın inandığı şeyleri terk etmemizi, namaz kılmamızı,doğru ve iffetli olmamızı ve hısım ve akrabaya iyilik etmemizi emrediyor………”

 

                                                                                                                                                 BUHARİ : 1.C.154.S

 

      Değerli Müslümanlar!şunu da yine unutmamak gerekir ki, cenneti kazanma-nın yollarından biriside ; gelmeyene gitmek,vermeğene vermek ve  kötü dav-ranana iyi davranmaktır.

 

      Öyleyse bu güzel yolu,akrabalar hususunda da adımlamak gerekir.Yani,on-lardan kim bize gelmiyorsa ona gitmeliyiz.Kim bize vermiyorsa ona vermeliyiz. Ve kim bize kötü davranıyor ise ona iyi davranmalıyız.

 

“….. Resulullah s.a.v bir hadisi şeriflerinde şöyle buyurmaktadır : Yapılan sıla’ı rahime karşılık sıla’ı rahim yapmak, sıla’ı rahim yapmak demek değildir. Asıl sıla’ı rahim, akrabalık bağlarının kesildiği zaman yapılan sıla’ı rahim’dir “

                                                                                                                                             BUHARİ : 13.C.5990.S

                                                                                                                                             TİRMİZİ : 3.C. 1973.N

                                                                                                                                             E. DAVUD:2.C.1697.N

 

(….. Ebu Hureyre r.a’dan: Bir kimse gelip resulullah s.a.v’e dedi ki; “ Ya rasulallah!Benim bir takım akrabalarım var ki onlar benimle olan akraba-lık bağlarını kesip koparırlarken,ben onlarla olan akrabalık ilişkilerimi sürdürüp duruyorum. Onlar bana kötülük yaparlarken ben onlara iyilik ve ihsanda bulunuyorum.Onlar beni cahillikle suçlayıp bana eza ederlerken, ben onlar hakkında iyi şeyler düşünüyorum – buna ne dersin ? .

- Resulullah s.a.v buyurdular ki : Hakikaten sen söylediğin gibi isen, sen on-lara ancak sıcak bir kül yedirmektesin. Sen bu hal üzere devam ettiğin müddetçe, senin yanında da muhakkak Allah tarafından onların ezalarını def eden bir yardımcı bulunmakta devam edecektir” )

                                                                                                                                               MÜSLİM :8.C.2558.N

                                                                                                       E.MÜFRED :1.C.52.N

 

   Bilinmesi gereken hususlardan bir tanesi de, müslümanın akrabalarına yaptığı her iyilikte iki ecrin olduğudur.Birisi akrabalık ecri,ikincisi ise yaptığı o iyiliğin ecridir.Bundan dolayıdır ki,yardımlaşma hususunda da ilk önce akrabalardan başlanmalıdır.

 

(… Resulullah s.a.v şöyle buyurdular :” akrabasına veren iki ecir alır. Ak-rabalık ecri,sadaka ecri “ )

                                                                                                                                               BUHARİ: 3.C. 1387.S

 

(….. Enes İbn Malik r.a’dan,dedi ki: Ebu Talha Medine’de hurmalık yönünden Ensarın en zengini idi.Kendisine mallarının en sevimlisi de Beyruha –denilen bostanı-idi.Beyruha mescidin karşısında idi.Resulullah s.a.v’de Beyruha’ya girer ve onun içindeki güzel sudan içerdi.Enes dedi ki: Şu “ siz,sevdiğiniz şeylerden Allah için harcamadıkça asla iyiliğe eremezsiniz.Her ne infak ederseniz, şüphesiz Allah onu bilir” Ayeti inince,Ebu Talha kalkıp doğru resulullah s.a.v e geldi ve :

- Ya rasulallah ! şüphesiz çok mubarek ve çok yüce olan Allah “ siz sevdiğiniz şeylerden harcamadıkça asla iyiliğe eremezsiniz “ buyuruyor.Bana malımın en sevimli olanı ise Beyruha’dır.Beyruha,Allah için sadakadır.Bu sadakanın hayrını ve onun Allah katında bir ahiret azığı olmasını umut ediyorum.Ya rasulallah! Bu bostanımı Allah’ın sana gösterdiği münasip cihete koy,sarfet,dedi

    Enes dedi ki,bu söz üzerine resulullah s.a.v :

- “Ne hoş! İşte bu kazançlı bir maldır.İşte bu kazançlı bir maldır.Ben senin söylediğin sözü işitmişimdir.Ben bu bostanı akrabalarına taksim etmeni uy-gun görüyorum” buyurdu. Ebu Talha’da:

- Ya rasulallah ,bende senin arzun gibi yaparım,dedi. Ve Ebu Talha Beyruha’yı yakınları ve amca oğulları arasında taksim etti . )

                                                                                                                                               BUHARİ : 3.C.1387.S

 

   İşte bu ve emsali deliller gösteriyor ki,iyilik ve ihsanda ilk önce akrabadan başlanması gerekir.

 

   Değerli kardeşlerim ! İslam’ın bu husustaki önemli mesajlarından birisi de ; sıla’ı rahimin –yani akraba ziyareti ve onlara iyilik ve ihsanda bulunmanın- ömrün uzanmasına ve rızkın çoğalmasına vesile olduğudur.

( … Resulullah s.a.v şöyle buyurmaktadır : Her kim rızkının bollanmasını ve ömrünün uzamasını istiyor ise,sıla’ı rahim yapsın. - yani, akrabalarını ziyaret edip onlara iyilik ve ihsanda bulunsun - )

                                                                                                     BUHARİ : 13.C.5986.S

                                                                                                                                             MÜSLİM :  8.C.2557.N

 

     Demek ki,insanın hısım ve akrabalarını ziyaret etmesi,onları koruyup kolla-ması,maddi ve manevi olarak onlara destek olması,insanın ömrünün uzamasına ve rızkının çoğalmasına sebeptir…Öyleyse,samimi bir Müslüman bu fırsatı iyi değerlendirmelidir. Henüz hayat sermayesi elinde iken,hısım ve akrabalarının haklarını gözeterek  bu imtihan yurdundan kazançlı ayrılmalıdır………..   

 

    Şuurlu ve basiretli bir Müslüman şunu da çok iyi bilir ki,akrabaya iyilik ve ihsanda bulunmak,-bir çoğunun zannettiği gibi- sadece onlara maddi manada yardımcı olmak demek değildir.Bilakis bunun,-yani sıla’ı rahimin- daha geniş bir manasının olduğunu düşünerek hareket eder.

 

    Akrabaların fakir ve düşkünlerine maddi manada yardım etmek sıla’ı rahim den olduğu gibi,akrabalık bağlarını pekiştiren,sevgiye ve şevkate vesile olan ziyaretleşmeler de sıla’ı rahim’dendir…. Bunun yanı sıra,nasihatle onlara yardımcı olmak, güler yüz ve tatlı sözlerle muamelede bulunmak, hastalandıkla-rında yanlarına varmak,cenazelerinde bulunmak,davetlerine icabet etmek, onlar için dua etmek ve diğer hayırlı olan söz ve amellerle onlara muamelede bulunmakta, sıla’ı rahim’dendir.

 

    Hatta ve hatta kafir ve müşrik olsalar dahi,İslam,onlara iyi muameleyi,     onlarla ziyaretleşmeyi,hediyeleşmeyi ve onlara adil davranmayı hoş görmüş ve bunların sürdürülmesini istemiştir.

 

(….. Ebu Bekr’in kızı Esma r.a haber verip şöyle demiştir:Peygamber s.a.v za-manında annem beni özleyerek ziyaretime gelmişti. Ben peygamber s.a.v’e :

- Annemle ilgilenip onu kabul edeyim mi? Diye sordum. Peygamber s.a.v :

- Evet - annenle ilgilen - buyurdu.

  Ravi Sufyan İbn Uyeyne dedi ki: Yüce Allah o kadın hakkında şu Ayeti indir-miştir :

  Sizinle din hususunda muharebe etmemiş,sizi yurtlarınızdan da çıkarma-mış olanlara iyilik etmeniz ve onlara adaletli davranmanızdan Allah sizi men etmez.Allah adaletli davrananları sever “        MÜMTEHİNE : 8 . C . AY.     )

 

                                                                                                                                            BUHARİ : 13.C. 5981.S

 

    Bununla beraber, Allah resulü s.a.v’in amucası Ebu Talib’in kafir olması, Peygamberimizin ona senelerce iyi muamelede bulunmasına ve ona,   ölene kadar saygı göstermesine mani olmamıştır.

 

    İşte islamın yüceliği ve güzelliği burada da kendisini açıkça göstermekte-dir. O, hiç kimseyi zorla imana çağırmaz.Onu kabullenenler,severek,güzelliğini görerek ve onu kabullenenlerin örnek yaşantılarına bakarak İslamı kabullenmiş-lerdir…..

        Öyleyse sözü fazla uzatmadan şunu açıkça ifade edelim ki,basiretli bir Müslüman dininin güzelliğini yaşantısıyla ortaya koyması gerekir….Yani,hısım ve akrabalarına iyilik ve ihsanda bulunarak,gittiği yolun güzelliğini sergilemesi gerekir. Edepsiz ve ahlaksızca davranışlarda bulunarak,çevresindeki insanların ; “ Bunların gittiği yol doğru olsaydı bunların hali böyle olmazdı şeklinde sözler kullanmalarına  vesile olmamalıdır….

 

 

ÇEVRESİNDEKİ  İNSANLARA  KARŞI  KOMŞU  KİMLİĞİ

 

     Her şeyde olduğu gibi bu konuda da basiretli bir müslümanın kimliği,kur’an ve sünnet çizgisinde olmalıdır.

 

   Yakın olsun uzak olsun,akraba olsun veya olmasın,kafir olsun Müslüman olsun, - her kim olursa olsun – Müslüman, komşusunun hukukuna riayet eden ve onlara adil davranan biri olmalıdır….. Müslüman, Kur’anın ve Sünnetin şu güzel öğretilerini asla aklından çıkarmaması gerekir….

 

    Rabbimiz kerim kitabında şöyle buyurmaktadır :

 

  Allah’a kulluk edin ve O’na hiçbir şeyi ortak koşmayın.Ana baba’ya,ya-kınlara,yetimlere,düşkünlere,yakın komşuya uzak komşuya,yanınızdaki arkadaşa,yolcuya ve elinizin altında bulunan kimselere iyilik edin. Allah, kendini beğenen kimseleri sevmez “

                                                                                                                                                              NİSA:36.AY.

 

(…. Aişe r.a’dan,resulullah s.a.v buyurdular ki : “ Cibril hiç durmadan komşu hakkına riayet edilmesi için bana vasiyet ederdi. Hatta ben, - bu vasiyetin çokluğundan dolayı - Cibril’in komşuyu komşuya mirascı yapacağını zan-nettim “    )                                                                

                                                                                             BUHARİ:13.C.6006.S         TİRMİZİ : 3 . C.2007.N

                                                                                             MÜSLİM:8.C.2624.N          İBN MACE:9.C.3673.N

       

        Allah’ın bu yüce dini olan İslam,komşu hukuku üzerinde o kadar durmuş ve ona o kadar ehemmiyet vermiştir ki,meseleyi Allah’a ve ahiret gününe iman etmenin ve cennete girmenin vesilelerinden saymıştır….

 

(… Peygamber s.a.v bir gün üç defa üst üste ; “ vallahi iman etmiş olamaz “ “ vallahi iman etmiş olamaz “ “ vallahi iman etmiş olamaz “ buyurdular. Dediler ki : Ya rasulallah ! kim iman etmiş olamaz ?  Resulullah s.a.v  :

- Komşusu zulmünden ve şerrinden emin olmayan kimsedir, buyurdular.   )

 

                                                                                                                                               BUHARİ:13.C.6008.S

 (…. Enes r.a’dan, Resulullah s.a.v şöyle buyurdular : “ Nefsim elinde olan Allah’a yemin ederim ki, hiç kimse kendisi için istediğini komşusu içinde is-temedikçe iman etmiş olamaz “ )

                                                                                                      MÜSLİM:1.C.45/72.N                                                                                                                                                

 

(…. Resulullah s.a.v şöyle buyurdular: “ Allah’a ve ahiret gününe iman eden bir kimse komşusuna eziyet etmesin. Allah’a ve ahiret gününe iman eden bir kimse misafirine ikram etsin. Allah’a ve ahiret gününe iman eden bir kimse ya hayır söylesin ya da sussun “  )

                                                                                                                                            BUHARİ : 13 .C.6009.S

                                                                                                                                            MÜSLİM : 5 . C . 342.S

                                                                                                                                            İBN MACE:9.C.3672.N

 

(… Resulullah s.a.v şöyle buyurdular: “ Allah katında arkadaşların en iyisi arkadaşına karşı en iyi olanı,Allah katında komşuların en iyisi de,komşusu-na karşı en iyi olanıdır “ )

                                                                                                                                                TİRMİZİ:3.C.2009.N

 

(…. Resulullah s.a.v şöyle buyurdular : “ Komşusu kötülüklerinden emin olmayan kimse cennete giremez “ )

                                                                                                                                         MÜSLİM         :1.C.46 .N

                                                                                                                                         E  . MÜFRED :1.C.121.N

 

(…. Ebu Hureyre r.a.’dan,  Resulullah s.a.v’e  dediler ki :

- Ya rasulallah falanca kadın geceyi ibadetle geçirir,gündüzleri oruç tutar,çalışır ve sadaka verir,ama bir de dili ile komşularına eziyet eder.Resulullah s.a.v :

- O kadında hayır yoktur.O cehennemliktir, buyurdular. Sahabe tekrar  :

- Falanca kadın ise,farz namazları kılar,yağı alınmış peynirleri sadaka verir ve hiç kimseye de eziyet etmez,dediler. Resulullah s.a.v  :

- Bu kadın cennet ehlindendir, buyurdular…… )

                                                                                                                              EDEBÜ’L MÜFRED:1.C.119.N

 

  Buhari’nin  “ kim Allah’a ve ahiret gününe iman ediyorsa komşusuna eziyet etmesin “ başlıklı babında rivayet olunan hadislerin izahı bölümünde Haceru’l-Askalani Fethu’l-Bari’de birkaç yolla rivayet olunan hadisleri derleyip sonunda şöyle der :

 

“…..  Bu hadislere göre sahabiler :

- Ya rasulallah! Komşunun komşu üzerindeki hakkı nedir? Diye sordular.

Resulullah s.a.v şöyle buyurdular :

- Komşun senden bir şey ödünç isterse,ödünç olarak verirsin,senden yar-dım dilerse ona yardım edersin,hastalanırsa ziyaret edersin,hayırlı bir işi olursa tebrik edersin,başına bir musibet gelirse taziyet ve tesellide bulunur-sun, öldüğü zaman cenazesine iştirak edersin,meskeni hava alamayacak biçimde bitişiyinde ondan izin almadan meskeninden yüksek bina yapmaz-sın,tencerenin yemek kokusuyla ona eziyet etmezsin,meğerki yemekten ona da  sunsan ,meyve  alırsan  ona da  hediye  edersin. Şayet  hediye edemezsen

meyveyi gizlice eve götür de senin çocuğun meyveyi dışarı çıkarıpta komşunun çocuğu onu görmesin…….. “

                                                                                                                                   FETHU’L-BARİ :10.C.548.S  

    

    İşte zikri geçen bu hususlar,komşunun komşu üzerindeki haklarıdır……

    

    Değerli kardeşlerim ! unutulmaması gereken hususlardan birisi de;komşu  hukukuna riayetsizlik ve onlara kötü muamelenin,Allah’ın ve insanların lanetine sebep oluşudur.

 

(…Bir adam Resulullah s.a.v’e komşusunu şikayet eder ve der ki; Ya rasulallah! benim bir komşum var,durmadan bana eziyet ediyor.Peygamber s.a.v :

- Git eşyanı yola çıkar.Kim bu eşyayı görürse ona lanet eder,buyurdular.

Adam gidip eşyasını yola çıkardı.Bunu gören ahali;

- Hayırdır senin bu halin nedir böyle ? demeye başladılar.Adam:

- Benim komşum bana eziyet ediyordu,bende onu Resulullah s.a.v’e şikayet et-tim.Resulullah s.a.v de :git eşyanı yola çıkar buyurdular,bende yola çıkardım.           Bunu gören ahali :Allah’ım o kötü komşuya lanet et, onu perişan et, diye beddua etmeğe başladılar. Bu kötü komşu Resulullah s.a.v’e gelerek :

- İnsanlardan duyduğum ve gördüğüm bu hakaret ve bu lanet nedir? Dedi. Resulullah s.a.v bu adama :

- Unutmaki Allah’ın laneti,insanların lanetinin üstündedir,buyurdular.Sonra bu adam kendisine eziyet ettiği o kimseye  gelerek :

- Evine dön,Allah’a yemin ederim ki,sana bir daha eziyet etmeyeceğim, dedi….)

                          

                                                                                                                                      EBU DAVUD : 5.C.5153. N

                                                                                                                E.MÜFRED:1.C.124.125.N

                                                                                                                                      HAKİM      : 4 .C.165.166.S

 

(… İbn Ömer r.a’dan,o şöyle dedi:Üzerimizde öğle bir zaman vardıki,hiç kimseye altını ve gümüşü,Müslüman kardeşinden daha sevimli olmadı.Şimdi ise, altın ve gümüş her birimize Müslüman kardeşinden daha sevimlidir.Halbuki ben peygamber s.a.v’den şunu işitmişimdir : “ Kıyamet günü komşusunu yakalayan nice komşu vardır ki, o gün şöyle der : Ya rabb ! Bu adam yüzüme kapısını kapatarak iyiliğini benden esirgemiştir “ )

 

                                                                                          EDEBU’L-MÜFRED:1.C.111.N

 

 (…. İbn Abbas r.a’dan,Peygamber s.a.v şöyle buyurmuşlardır :” Komşusu aç iken kendisi tok olan mü’min değildir “

                                                                                          EDEBÜ’L-MÜFRED:1.C.112.N

 

(…. Ebu Zerr r.a dan: Resulullah s.a.v bana dedi ki :Ya eba Zerr ! Bir çorba pişirdiğin zaman,suyunu çoğalt ve komşularını da unutma. )

 

                                                                                                                                       MÜSLİM : 8.C.2625/142.N

    İşte bu ve emsali delilleri görüp okuyan basiretli bir Müslüman,kendisi bolluk içerisinde iken komşusunun fakirlik ve darlık içerisinde olmasına tahammül edemez….. Komşusu bir felakete uğramış ağlayıp sızlarken,kendisi gülüp oynamayı kendisine yakıştıramaz…..

 

GAYRİ  MÜSLİM DE OLSA  KOMŞUYA İYİ MUAMELE

 

     Basiretli bir müslümanın iyilik ve ihsanı sadece Müslüman olan komşularına değildir… Komşusu gayri Müslim kimse de olsa,Müslüman onlara da iyilik ve ihsanda bulunması gerekir….İşte Allah resulü s.a.v’in mektebinde yetişmiş bir sahabinin bu husustaki tavırlarından bir tanesi :

 

(….. Mücahid ten rivayet edildiğine göre o şöyle demiştir:Abdullah İbn Amr r.a için ailesi tarafından bir koyun kesildi.Abdullah İbn Amr eve gelince şöyle dedi: Yahudi komşunuza verdiniz mi ? Yahudi komşunuza verdiniz mi ? Çünkü ben resulullah s.a.v’den duydum o şöyle buyuruyordu : “ Cibril komşu hakkından o kadar bahsetti ki, neredeyse komşuyu komşuya mirascı kılacağını zanne-tim. “ )

                                                                                                                                    TİRMİZİ    : 3 .C . 2007 . N

                                                                                                               E.MÜFRED : 1. C . 128 .N

                                                                                                                                     EBU DAVUD : 5.C.5152.N

  

    Evet değerli kardeşlerim, unutmayalım ki islamın bu güzelliğinden dolayıdır ki,ehli kitap senelerce Müslümanların yanında can,mal,namus ve inançlarından emin olarak güven içerisinde yaşıyorlar ve iyi komşuluk,güzel muamele ve inanç hürriyeti içerisinde hayatlarını sürdürüyorlardı.

 

   Yani,basiretli Müslümanlar - Yahudi ve hıristiyan’da olsa - çevresindeki kom-şularına iyi davranıp onların haklarını gözetiyor,onları koruyor ve onlara adalet-le muamele ediyorlardı.

 

    Çünkü kendisine iman ettikleri din onlara şunu emrediyordu :

 

   Allah, din uğrunda sizinle savaşmayan, sizi yurdunuzdan çıkarmayan kimselere iyilik yapmanızı ve onlara karşı adil davranmanızı yasak kılmaz. Doğrusu Allah adil olanları sever “

                                                                                                    MÜMTEHİNE:8.C.AY.

 

 

   Hulasa, Kur’anın ve sünnetin ortaya koyduğu bu hakikatleri kendisine şiar edinen basiretli bir Müslüman,komşularının kendi üzerindeki haklarını asla aklından çıkarmaz….Onun sıkıntılı anında yardımına koşar….. Hastalandığında onu ziyaret eder,ona teselli verir…. Üzüntüsünü ve kederini paylaşır…Neşesiyle neşelenip ona ortak olur…. Davetine icabet eder, ikramını küçümsemez…. Ona nasihat eder, nasihatini dinler…Ona her ne şekilde olursa olsun zulmetmez…Yemeğinden ona ikram eder….Ona güler yüz gösterir, kusurlarını bağışlar………...

 

   İşte bu yüce dinin, kendisine tabi olanlara nasihatleri bunlardır.Kim bu değerli nasihatlere kulak verip mucibince yaşarsa,unutmasınki hem bu dünyada hem de ahirette şeref ve izzet kazanır.

 

     Rabbimizden niyazımız, bizlere insanların haklarına riayet eden kular olmamızı nasip eylesin….

                                                                              ……..     AMİN    …….

 

 

                         Velhamdu lillahi Rabbil alemin

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

                                                                    TACUDDİN  EL - BAYBURDİ

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 


Facebook beğen
 
Kur.an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
Kur'an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
Kur'an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
Kur'an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol