Kur'an ve Sünnet
   
 
  Şair Lebid'in Sözünün Açıklaması

بســـم الله الرحمن الرحيم

 

Şair Lebid'in Sözünün Açıklaması 

 

Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem)'in şu sözü hakkında:

"Şair'in dediği en doğru söz Lebid'in sözüdür:

Dikkat ediniz! Allah'tan başka her şey batıldır!"

(Ebu Hureyre'den bu hadisi tahric edenler: Buhari, menakibu'l ensar. 4/236. Kitabul Edeb 7/107, Kitabur Rikak 7/186, Müslim, Kitabu'ş Şiir 2/768)

(Beyit şöyledir:

"Dikkat edinîz Allah'tan başka her şey batıldır.

Ve her nimet mutlaka son bulacaktır."

Bkz. Divani Lebid b. Rebia el-Amiri sh. 132)

Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) bu sözü şairlerin söylemiş oldukları en doğru söz olarak kabul etti. Bu şiir, şu kavli ilahi gibidir:

"Böyledir. Çünkü Allah, hakkın ta kendisidir. O'nun dışındaki taptıkları (kulluk ettikleri) ise batıldan başka bir şey değildir." (Hacc: 22/62)

"İşte kudreti size anlatılan bu zat, sizin gerçek rabbiniz olan Allah'tır. Artık haktan sonra sapıklıktan başka ne kalır? O halde nasıl döndürülüyorsunuz?" (Yunus: 10/32)

Bu hitap Allah'tan başka tapılan (kulluk edilen) melek, beşer ve diğer tüm ilahlarını kapsar. Bu ilahlar batıl oldukları gibi onlara tapmak (kulluk etmek) da batıldır. Bunlara tapan da (kulluk eden de) batıl (iş) işlemektedir.

Batıl'dan murad, kuluna fayda vermeyen şeydir ki bu itibarla Allah'tan başka tapılan (kulluk edilen) tüm ilahlar batıldır.

Hatta şu masur dua'da geldiği gibi dinar ve dirhem'de batıldır:

"Ben şehadet ederim ki, arşından arzına kadar senin dışında tapılan (kulluk edilen) herşey batıldır." (Dua'nın tahrici saptanamamıştır.)

Her canlı, varlık mutlaka bir ilaha tapınır (kulluk eder), fakat, Allah'tan başka tapılan (kulluk edilen) tüm bu ilahlar batıldır ve dalalettir.

"Dalaletten", şu kavli ilahi'de olduğu gibi "helak" kasdedilir:

"Toprağın içinde kaybolduğumuz (helak olduğumuz) zaman, gerçekten biz mi yeniden yaratılacağız, dediler." (Secde: 32/10)

Bunun anlamı:

"Helak olup, topraklaştığınız zaman" demektir, denilmiştir. Ve bunun aslı: Su süt içinde kaybolduğu zaman söylenen şu sözdür:

"Dalle el-ma fi'l-leben"

Bir şeyde delalete düşen, o şey içinde helak olduğuna göre, helak'ın sebebi delalete düşülen şey olmuştur ki bu nedenle şöyle buyurulmuştur:

الَّذِينَ ضَلَّ سَعْيُهُمْ فِي الْحَيَاةِ الدُّنْيَا وَهُمْ يَحْسَبُونَ أَنَّهُمْ يُحْسِنُونَ صُنْعاً

"Dünya hayatında çabaları boşa gitmiştir" (Kehf: 18/104)

"Dalle" yani, "helak oldu ve boşa gitti" anlamındadır.

Allah'tan başka tapılan (kulluk edilen) herşey batıl, dalalet, kullarını helaka düşürücüdür.

"O'nun vechinden başka her şey helak olacaktır" (Kasas: 28/88)

Mücahid bu ayetin tefsirinde şöyle dedi:

"Ancak, kendisiyle o'nun vechi istenen şey hariç"

Süfyan es-Sevri'de:

"Ancak kendisiyle vechi istenen şey hariç"  (Bkz. Tefsiri İbn Ebi Hatim: 2/468)

"Ancak Allah ve Salih amel kalacaktır" sözünde geçtiği gibi.

Ve yeni bir hadiste şöyle denilmiştir.

"Allah'ın zikri, öğrenen ve öğreten hariç dünya ve içindekiler melundur."  

(Bu hadisi Ebu Hureyre'den rivayet edenler, İbn Mace, Kitabu'z-zühd 2/1377, Tirmizi, Kitabu'z-Zühd: 4/561, Suyuti, Cami'us sağir 2/260, Elbani Camiu's Sağir'de bu hadisi hasen kabul etmiştir. 16641-642)

Kulun Allah'tan başka, kalbiyle yönelip kendisine ümit bağladığı, korktuğu, sevdiği, güvendiği, velayetini kabul ettiği şeyler o'nu helaka sürükleyecektir. Ve ona Allah için yaptıkları dışında, hiç bir şeyin faydası olmayacaktır.

Cenab-ı Hak şöyle buyurdu:

"Yer üzerinde bulunan her canlı yok olacak. Ancak azamet ve ikram sahibi Rabbinin vechi baki kalacak." (Rahman: 55/26-27)

Allah (c.c)'ın vechi için olan hariç, tüm ameller yok olacak ve sahibine hiçbir faydası olmayacaktır.

Malik şöyle dedi:

"Allah için olan baki kalacak, Allah'tan başkası için olan ise ne devam edecek ne de baki kalacaktır."

Ve Hakk Teala şöyle buyurdu:

"Sizin yanınızdaki tükenir, Allah katındaki ise bakidir." (Nahl: 16/96)

Bu nedenle şöyle denilmiştir:

İnsanlar derler ki: Kişinin kıymeti, ihsanı iledir.

Marifet ehli de şöyle demiştir: Kişinin kıymeti talebi iledir.

İsrailoğullarından cenabı Hakkın şöyle dediği rivayet edilmiştir:

"Ben hikmet sahibinin sözüne değil himmetine bakarım." (Tahricini bulamadım.)

Ve yine Cenab'ı Hakk'ın şöyle dediği rivayet edilmiştir:

"Dünyayı seven bir alime vereceğim küçük ceza (ile) onun kalbini benim zikrimin halevetinden men ederim" (İbn Abdilberr Camiu beyanu'l-ilmi ve fadlihi 1/193, Gazali İhyau ulumi'd-din 4/56)

Şu kavli ilahi, bu rivayeti tasdik etmektedir:

"Onun için sen zikrimize iltifat etmeyen ve dünya hayatından başka bir şey istemeyenlerden yüz çevir. İşte onların erişebilecekleri bilgi budur." (Necm: 53/29-30)

"Onlar, dünya hayatının görünen yüzünü bilirler. Ahiretten ise, onlar tamamen gafildirler." (Rum: 30/7)

Yine sahih'de geçtiği gibi ateşe ilk girecek üç zümreden biri olan alimin dediği zikredilmiştir:

"Ben senin için ilim öğrendim ve öğrettim." ona şöyle denilir:

"Yalan söylüyorsun, bilakis senin amacın fülan alimdir desinler idi ve öyle de denildi." Sonra emredilir ve o alim cehenneme atılır"

Muaviye şu hadisi işitince ağladı (!) ve şöyle dedi. Allah doğru söyledi.

"Kim, dünya hayatını ve onun zinetini istemekte ise, orada onlara istediklerinin karşılığını kesintiye uğratmaksızın veririz ve onlar orada hiçbir zarara uğratılmazlar.

İşte onlar, ahirette kendileri için ateşten başka hiçbir şeyleri olmayan kimselerdir; yaptıkları da boşa gitmiştir, halen yapmakta oldukları şeyler zaten batıldır." (Hud: 11/15-16)

(Müslim, Kitabul imara, 2/1513-1514, Ahmed, Müsned, 2/321 Nesai, Kitabul cihad, 6/23-24, Tirmizi, Kitabu'z-zühd 4/591-593)

Sünen'de geçen başka hadislerde de şöyle buyurmuştur:

"Allah'ın vechi için istenecek ilmi, dünya metaını elde etmek için isteyen kimse cennetin kokusunu alamaz." (Ahmed, 2/338, Ebu Davud, Kitabul ilm, 4/71, İbn Mace, 1/92-93, Hakim, Müstedrek, Kitabu'l ilm 1/160)

"Kim alimlere komşu olmak, sefihlerle eğlenmek, dünya malı yemek ve insanların dikkatlerini kendisine çekmek için ilim taleb eder (veya öğrenirse) Allah'a O'nun kendisine kızgın olduğu halde kavuşur." (İbn Mace, 1/93, Tirmizi, Kitabul ilim, 4/32-33, Hakim, müstedrek 1/61.)

Bir rivayettede:

"Cennetin kokusunu bulamaz" denilmiştir. (Bir önceki hadisin bir diğer rivayetidir.)

Bu geniş mevzuyu bir başka kitabımızda ayrıntılı bir şekilde ele alarak Hud, Subhan ve şura' surelerinin konuyla ilgili ayetlerini ve ilmiyle dünyayı isteyen alimleri kötüleyen hadis ve sahabe sözlerini zikrederek, bu konuyu açıkladık.

Dinin tamamının Allah için olduğunu, Allah'ın şirk koşanların şirkinden gani olduğunu, sahabe ve selefin bu tehlikeden son derece dikkatle kaçındıklarını beyan ettik.

Hadislerden, dünyevi amaçlar için ilim öğrenen alimlerin Allah katında hiçbir kıymetleri olmayacağı ve ilimlerinin hayrını göremeyecekleri belirtilmektedir.

Birinci hadiste; mal ve makam kazanmak için ilim öğrenenler kınanmış ve bunların cennetin kokusunu almamak ile cezalandırılacakları bildirilmiştir.

İkinci hadiste ise; ilmi gösteriş, eğlence, ilgi çekmek için eğlenenler kınanmış ve bunların Allah'a O'nun kendilerine kızmış, gazab etmiş halde kavuşacakları bildirilmiştir.

Makhul'un rivayet ettiği mürsel hadiste de şöyle denilmektedir:

"Kim kırk sabah boyunca Allah'a ihlasla ibadet ederse, hikmet pınarları kalbinden diline fışkırır." (Bu hadis mürsel ve mevsul olarak rivayet edildi. Fakat mevsul rivayeti mevzu'dur. Mürsel şunlar rivayet etmişlerdir, İbn Mübarek, Zühd sh, 359, Hennad b. es-Sırri, zühd 2/357)

(Mekhul ed-Dımeşki. Fakih. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem)'den çeşitli hadisler irsal etti. Tabiinden ve sika'dır. 112 yılında vefat etti.)

İbn Hamid'in şöyle dediği hikaye edilmiştir:

"Kırk sabah ihlasla ibadet ettim fakat, kalbimden hiç bir şey fışkırmadı. Bunu bazı marifet ehline anlatınca onlar bana şöyle dediler:

"Sen Allah için değil, hikmet elde etmek için ihlasla ibadet etmişsin."

Yine Hasan'dan rivayet edilen meşhur bir hikaye vardır:

İnsanların övgüsünü kazanmak için ibadet eden bir adam vardı. İnsanlar onun bu durumunu bildiklerinden onu övmek yerine kötülüyorlardı. Sonra bu adam, Allah için ihlasla ibadet etmeye başladı.

Bunun üzerine Allah insanların kalbine o kulun sevgisini koydu. Ayeti kerimede buyrulduğu gibi:

"İman edip de iyi davranışlarda bulunanlara gelince, onlar için çok merhametli olan Allah, (gönüllerde) bir sevgi yaratacaktır." (Meryem: 18/96)587

İbadet, kendisine ibadet edilen mabudun bekası nisbetinde bakidir ve Allah'tan başka tüm mabudlar batıldır.

"Allah'tan başka mabudlara ibadet edenler" "baki" kalmak bir yana Hak teala'nın buyurduğu gibi ebedi bir "şekavete" duçar olacaklardır.

"Kendisine ortak koşmaksızın Allah'ın hanifleri (olun) Kim Allah'a ortak koşarsa sanki o, gökten düşüp parçalanmış da kendisini kuşlar kapmış, yahut rüzgar onu uzak bir yere sürüklemiş gibidir." (Hacc: 22/31)           

Müşriklerin kendi ilahları için yaptıkları ameller, ilahlarının bekası ile sınırlıdır. ilahları yok olunca onlar için yapılan ameller de son bulur. Ve sonuçta sadece Allah baki kalacaktır.

Felekler ve orada bulunan herşey son bulacaktır.

Melekler de ölümü tadacak ve son bulacaklardır.

"İlim" kulun Allah'ı bilmesi ve ibadet etmesi için bir vesiledir.

İlmin en üstünü de Allah'ı bildiren, ilimdir ki yegane Hakk o'dur ve ondan başkası batıldır.

"En büyük, ilim, en büyüğün ilmidir."

O şöyle buyurmuştur:

"Ulu Rabbinin adını tesbih ve takdis et." (A'la: 87/1)

O, kendisinden başka her şeyin Rabbidir.

Asıl olan o'dur. Aynı şekilde o'nu bildiren ilim tüm ilimlerin aslı ve en efdalidir.


Facebook beğen
 
Kur.an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
Kur'an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
Kur'an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
Kur'an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol