Kur'an ve Sünnet
   
 
  Ninenin Durumu

بســـم الله الرحمن الرحيم

 

Ninenin Durumu

 

Nine'nin Durumuna Gelince:

Sıddik'ın (r.a.) dediği gibi:

"Allah'ın kitabında senin için hiçbir şey yoktur."

(Bu söz şu hadisten bir parçadır:

"Kabisa (r.a.)'dan annenin annesi olan nine Ebu Bekir'e mirasını sormak için geldi. Ebu Bekir dedi ki:

"Allah'ın kitabında senin için hiçbir şey yoktur. Rasulullah'ın (sallallahu aleyhi ve sellem) sünnetinde de senin için bir şey olduğunu bilmiyorum. Haydi sen evine git de bu meseleyi insanlara bir sorayım" İnsanlara sordu. Muğire b. Şube şöyle dedi:

"Rasulullah'ın yanında bulundum, ona (nineye) altıda bir verdi."

Ebu Bekir sordu:

"Seninle beraber kimse var mıydı?" Hemen Muhammed b. Mesleme ayağa kalkıp aynı Muğire gibi konuştu. Bunun üzerine Ebu Bekir bu hükmü onun (ninenin) hakkında gerçek kıldı.

Sonra başka bir nine Ömer'e mirasını sormak için geldi. Ömer şöyle dedi:

"Allah'ın kitabında senin için hiçbir şey yoktur. Bu hususta verilen hüküm senden başkası için verilmiştir. Ben feraize bir şey ilave edemem. Ancak sizin için o südüs (altıda bir) bahis konusudur. Eğer birden fazla (yani iki büyük anne) olursanız aranızda paylaşırsınız, tek olursanız o altıda biri tek başına alır."

Malik Muvatta: 2/513, Ebu Davud, Kitabu'l-Feraiz: 3/316, 317; Tirmizi, Kitabu'l-Feraiz: 4/419-420.)

Allah'ın kitabında geçen "ümm = anne" kelimesi ile yakın anne murad edilir. Nine her ne kadar bazen anne olarak isimlendirilse de feraiz ayetinde geçen anne lafzına dahil değildir. Fakat bir başka konudaki şu kavli ilahiye dahildir.

"Analarınız size haram kılındı..." (Nisa: 4/23)

Fakat Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) nineye südüs (altıda bir) pay vermiştir. Ve böylece sünnet ile ninenin mirastan pay aldığı sabit olmuştur. (Bkz. Ebu Davud, Kitabu'l-feraiz: 3/317)

Fakat Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'den ninelerle ilgili genel bir ifade nakledilmemiştir. Bilakis mirastan pay isteyen nineye pay verilmiştir. İkincisi gelince Ebu Bekir onu birincisi ile beraber südüse iştirak ettirmiştir. (Malik, Kitabu'l-Feraiz: 2/513'te rivayet etti.)

İkiden fazla nine konusunda ise insanlar ihtilaf ettiler. Sadece ikisi mirastan pay alır, babanın annesi ve annenin annesi, denildi. Malik, Ebu Sevr bu görüştedirler. (Bkz. Muvatta: 2/514.) (Bkz. Bidayetü'l-müctehid: 2/350.)

Bazıları da bu ikisi ve dedenin annesi olmak üzere sadece üçü mirastan pay alır. Dediler ki İbrahim Nehai şöyle rivayet etmiştir:

"Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) üç nineye miras verdi. Baba tarafından iki nineye ve anne tarafından bir nineye." (Tahric edenler: Said b. Mansur Sünen: 1/54, İbn Ebi Şeybe, Musannef: 11/222, Darimi: 754, Beyhaki: 6/236.)

Bu rivayet mürsel hasendir. İbrahim'in mürselleri, mürsellerin en iyilerindendir. Ahmed bununla amel etti. Bu konuda başka bir rivayet mevcut değildir.

Ve şöyle denildi:

Varisle müdelliyat olan nineler mirastan pay alırlar:

Ebu Hanife725, Şafii726 ve bir yönüyle Ahmed727 olmak üzere çoğunluğun görüşü bu doğrultudadır. (Bkz. Haşiyetü İbn Abidin: 6/826.) (Bk. Nihayetü'l-muhtac: 6/20-21) (Bkz. el-Muğni: 7/54-55.)

Tercihe şayan görüş te budur. Çünkü nassın lafzı tüm nineler için varid değilse de kendisine ikinci nine geldiğinde Sıddık (r.a.) şöyle dedi:

"Verilen südüs senden başkası için değildi."

Nass ondan başkası için iken, mirastan ona pay vermiştir. Ve çünkü annelik cihetiyle gelenlerin mirastan pay almaları konusunda ihtilaf yoktur. Anne, ittifak ile babanın annesine ve annenin annesine mirasçı olur. Geriye dedenin babasının annesi kalıyor. O ikisi ile dedenin annesi arasında ne fark vardır?

Babanın annesi ile dedenin arasında ne fark vardır?

Bilindiği gibi dedenin babası, dede yerine kaimdir ve o büyük dededir. Aynı şekilde dede de baba gibidir. Hangi nitelik babanın annesinin annesi ile dedenin babasının annesini ayırmaktadır? Bundan ölenin annesinin annesi ile babanın annesinin onun açısından eşit olduğu sonucu çıkar. Aynı şekilde babasının annesinin annesi ile babasının babasının annesi babası açısından eşittirler. O halde mirasa da eşit olarak iştirak ederler.

Aynı şekilde bunlara göre, annenin annesinin annesi annelik silsilesi ne kadar uzanırsa uzansın, mirastan pay alır. Babanın babasının annesi ise mirastan pay alamaz. Böylece annelik cihetiyle nine olanı, babalık cihetiyle nine olana tercih ettiler. Ki bu zayıf bir görüştür. Baba cihetiyle nine, anne cihetiyle nineden daha uzakta değildir ve asabe ile bağlantılıdır. Oğlun kızı, kızın kızından ona daha evladır. Dolayısıyla annenin annesinin, babanın anasından, ona daha evla olması söz konusu değildir.

Bunun benzeri hadane meselesindedir. Çocuğa annenin annesi mi, yoksa babanın annesi mi daha layıktır?

Bu iki ayrı görüş hususunda Ahmed'den iki ayrı rivayet mevcuttur.

Hadanenin aslı şudur:

Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) anneyi babadan önde tutmuştur. Fakat bunun sebebi annenin dişi olması ve terbiyeye yabancı erkekten daha layık olması mıdır?

Yoksa annelik cihetinin babalık cihetinden daha layık olması mıdır?

Birinci şıkkın geçerli olması halinde, annenin annesi öne geçmez bilakis babanın annesi öne geçer. Çünkü her ikisi de dişilikte ortak olmakla beraber, babanın annesi asabeden olması nedeniyle bir adım daha öne çıkmaktadır.

Annelik cihetinin öne çıkması ve annenin annesinin tercih edilmesi şer'i usullere aykırıdır. Annenin akrabaları şer'i hükümler cihetiyle kesinlikle babanın akrabalarının önüne geçemezler. Bilakis babanın akrabaları hadane ve tüm hükümlerde annenin akrabalarının önündedirler.

Mirasta da aynıdır. Babanın annesi olan nine annenin annesi olan nineden önde olmasa bile, kesinlikle gerisinde de değildir.

Evet İbn Mesud'un hadisi nedeniyle o (nine) oğlu nedeniyle mirastan düşmez. Çünkü eğer oğluyla beraber istenirse o mirastan pay alamaz. O bu durumda anne ile beraber olan annenin çocuğu gibidir. Ve şunu söyleyenlerin sözü batıldır. Bir şahıs ile talep edilmeyen, onunla mirastan düşer Bu söz tarden ve aksen batıldır. Anne ile beraber annenin çocuğu cihetiyle tarden, amcaları ile beraber çocuğun çocuğu cihetiyle aksen batıldır. Bunun emsali, şahsın taleb edilmediği kimseyle düşmesidir. Burada illet onun diğerinin mirasına mirasçı olmasıdır. Kim bir şahsın mirasına mirasçı olursa, ona daha yakın birisi bulunursa onunla mirastan düşer. Nineler annelerin yerine geçtiklerinden, onunla taleb edilmeseler de, onunla düşerler.


Facebook beğen
 
Kur.an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
Kur'an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
Kur'an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
Kur'an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol