Kur'an ve Sünnet
   
 
  2.1.8

بســـم الله الرحمن الرحيم

 

2.1.8

 

Râfizî şöyle diyor:

“Mezhebimize uymanın vacip oluşu, mezheplerin en haklısı, doğrusu, bâtıl inançlardan ârî olanı, Allah (c.c.)'ı, Rasûlü'nü ve kendilerini tavsiye ettiği kimselerin şanını en çok yücelten bir mezhep olmasındandır. Biz Allah (c.c.)'ın Ezeli olduğuna, cisim olmadığına, hiçbir mekânda bulunmadığına -mekânı olsaydı sonradan olması gerekirdi - inanırız.”

Râfizî bir müddet devam ettikten sonra:

“Allah (c.c.) ne hisle müşahede edilir ve ne de bir yerdedir. Emir ve nehiyleri sonradan olmadır. Çünkü ma'dumun emir ve nehiy ile teklifi mümkün değildir. İmamlar -Şiilerin on iki imamı - peygamberler gibi küçük ve büyük günahlardan ma'sumdurlar. Onlar şeriatı cedleri olan Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'dan alarak, indî görüşlere, kıyas ve istihsana iltifat etmemişlerdir.” diyor.

Ey Râfizî!

Senin bu anlattıklarının imametle hiçbir alakası yoktur. İmamiyyeden olup da bu iddianı inkar eden de vardır. Çünkü bu iddiana göre imamın tayini aklen olması gerekir. Halbuki sizce imamın tayini naklî delillere göre yapılır. Sonra bu sözlerindeki hak olanı ehl-i sünnet zaten kabul ediyor. Batıl olan da haliyle merdûttur.

Aslında sözlerinin ekserisi Cehmiyye ve Mu'tezile mezhebinin görüşleridir.

Sözlerinden Allah (c.c.)'ın ilim, kudret, hayat ve kelam sıfatlarının olmadığını, birşeye razı olma veya olmama durumunda olmayıp bir şeyi sevmediği gibi ona buğz da etmediği anlaşılmaktadır.

Ehl-i Sünnet ise;

Allah (c.c.)'ın bizzat kendi zâtı için sıfat isbat ettiğini kabul edip, O'nun hiçbir yaratılmışa benzemediğine inanırlar.

Allah (c.c.) şöyle buyurur:

“O'nun misli gibi (O'na benzer) hiçbir şey yoktur. O, Semî' dir. -Bütün söylenenleri işitir, Basîr'dir -Bütün yapılanları görür.” (Şûra: 11)

Bu âyet-i kerîme, Allah (c.c.)'ı yaratıklara benzeten Müşebbihe ve işitme, görme gibi sıfatları olmadığını iddia eden Muattıla'ya reddir.

Evet, Allah (c.c.) sıfatlarıyla kullara benzemekten münezzehtir. Eğer Cenâb-ı Allah (c.c.)'ın Müsemmâsında vücud, ilim ve kudret sıfatları birleşiyorsa bundan zihnî bir vücud meydana gelir. Yoksa iddia edildiği gibi hâriçte görünen bir vücud meydana gelmez. Bazı insanlar vardır ki, bu sayılan sıfatların bir Müsemmâda -ismin delalet ettiği varlık- toplanmasıyla Allah için meydana gelecek vücudun insanın vücuduna benzeyeceği vehmine kapılıyorlar. Ve zannediyorlar ki, “Vücud”  lâfzı iştirak içindir. Bunlar akıllı olduklarını da iddia ediyorlar. Hadd-i zâtında bu isimler umumî manâya geldikleri için kısımlara ayrılırlar. “Vücud” da böyledir. Vâcib, mümkün, ezelî ve fânî vücudlar vardır.

Müşterek lâfız “El-Müşteri” lafzı gibidir. Bu lâfızla hem yıldız, hem de müşteri (alıcı) anlaşılır. Ama “Müşterî” lâfzı açıklanmak istenildiğinde “Şu” veya “Bu” kastedilir denilmesi gerekir.

Bazıları da “Vücud” lâfzını - Mümkün ve vacip varlıklara delâlet etmesi bakımından-  kat'î değil, şüphe üzerine varlıklara verilecek olursa bu çelişkiden kurtulacaklarını zannediyorlar. Hiç de böyle değildir. Çünkü “Vücud” isminin birbirinden ayrı olan iki varlığa ad olarak verilmesi bu iki varlığın aynı olmasını gerektirmez. “Vücud” lâfzı, hem Halika hem de Mahlûka şâmil olan şümullü bir lâfızdır, diyenler; Hâlik'ın vücudu, hakikatından ayrı bir şey olduğunu kastediyorlar. Hâlik'ın hakikati vücudunun kendisidir diyenlere göre “Vücud” lâfzı başkasına da delalet eden müşterek bir lâfızdır. Çoğu insanların hataya düştükleri nokta şudur:

Onlara göre umuma şâmil olan lâfızların delâlet ettiği varlıklar mutlaka gözle görülür olması gerekir. Aslında bu doğru değildir. Çünkü bazı varlıklar bu kapsamın dışındadır.

Nitekim Allah (c.c.) bu lafızlarla tesmiye edildiğinde O'nun müsemması O'na yani Allah (c.c.)'a mahsus olur. Ama aynı lâfızlar kula verilmişse yalnız kula mahsus olur.

“Vücud” lâfzı ile Allah ve kul müşterek olarak isimlendirildiği için bunların birini diğerinden kendilerine özel hususiyetlerle yani mâhiyet ve hakikat yönünden belirtilmesi gerekir, deniliyorsa, buna da şu cevap verilir:

Halik ve mahlûka verilen ve müşterek isim olan “Vücud”, varlığın hakikatinden, mâhiyetinden ve zâtından değil, zihinde tasarlanan bir kelime iştirakinden ibarettir. Esasen yanlışlık “Vücud” kelimesinin mutlak, hakikatinin ise özel olarak alınmasından kaynaklanır. Halbuki “Vücud” ve “Hakikat” herbirini ayrı ayrı özel ve genel olarak almak mümkündür. Mutlak olarak alındığında mutlak varlığa, özel olarak alındığında da özel varlığa delâlet etmiş olur. İsimlendirme aynı olmasına rağmen isimlendirilen şey muhtelif olabilir.

Kastedilen durum şudur:

Allah (c.c.)'a İsim ve sıfat isbat (isim ve sıfatları kabul etmek) etmek, Halik'ın yarattıklarının aynısı veya benzeri olmasını gerektirmez. Allah (c.c.) zâtına gerekli olan kâmil sıfatlarla muttasıftır. O sıfatlar da ezelî ve ebedîdir, yine bu sıfatlar Muttasıfın varlık ve ezeliyeti ile vardır. Bu haktır. Bunda hiçbir sakınca yoktur.

Allah (c.c.)'ın isimlerini kabul edip sıfatlarını kabullenmemek sofastaîlerin  ve sözün yalnız bâtınî manâsını alan bâtınîlerin işidir.

Cumhuru ulema; bu bölmenin tamamen yanlış ve bidat olduğuna inanır. Ehl-i Sünnetin hak olan görüşüne göre Allah (c.c.)'ın madde ile sıfatlandırılmamasıdır.

Hatta ne câhiliyye ve ne de İslâmdan sonraki araplar Allah (c.c.)'ın cisim olduğunu kesinlikle söylememişlerdir. Allah (c.c.) bu söylentilerden münezzehtir.

(Sofist ekolü felsefî bir görüş sisteminin adıdır. Yunan çevrelerinde doğmuş olan bu ekol sahiplerine “Sofastaiyye” denilir. Konuların ince noktalarına dalarak aşırı yanılmalara saparlar. İbn-i Teymiyye'nin bunlar hakkında açıklamaları vardır.

“Karamita” mezhebi İse İsmailî ve Şiî çevrelerinde meydana gelen bir sapık ekoldür. Mensuplarına “Karamita” denir ki, aslında bunlar İsmaili ve Şiîdirler. Nasların açık olan mânâlarını reddederek onlara batınî manâlar verirler.)


Facebook beğen
 
Kur.an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
Kur'an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
Kur'an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
Kur'an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol