Kur'an ve Sünnet
   
 
  3.10.22---3.10.23

بســـم الله الرحمن الرحيم

 

3.10.22

 

Râfizî şöyle diyor:

“Bedir muharebesinde Ali yirmiyedi yaşındaydı. Bu muharebede yalnız başına müşriklerden otuzaltı kişi Öldürmüştür. Bunlar, bütün öldürülenlerin yarısından fazla idi. Kendisi diğerlerinin öldürülmesine de iştirak etmiştir.

Ey Râfizî!

Bu iddian da açık yalanlardandır.

Aksine sahih hadiste sabit olduğu gibi bir çok müşriklerin katline iştirak etmemiştir. Bunlar Ebu Cehil, Ukbe b. Ebi Muayt, Utbe b. Rabîa ve Ubey b. Haleftir.

Yine de Ali'nin (r.a.) o gün on kişi kadar müşrik öldürdüğünü rivayet etmişlerdir.


بســـم الله الرحمن الرحيم

 

3.10.23

 

Râfizî şöyle diyor:

“Uhud muharebesinde Ali'den başka bütün ashab Rasulullah'ı (sallallahu aleyhi ve selem) bırakarak kaçmışlardır. Daha sonra birkaç kişi Rasulullah'a (sallallahu aleyhi ve sellem) dönmüşler. Bunlar Asım b. Sabit, Ebu Dücâne ve Sehl b. Hüneyf'tir. Osman da üçgün sonra Rasulullah'ın (sallallahu aleyhi ve sellem) yanına gelmiştir. Melekler dahi Ali (r.a.)'den Rasulullah'ın (sallallahu aleyhi ve sellem) yanında kalmasından hayret etmişler, Cibril de:

“Züfikardan başka kılıç, Ali'den başka delikanlı yoktur” demiştir. Ali (r.a.) mezkûr muharebede müşriklerin çoğunu öldürmüştür. Uhud'daki başarı Onunla müyesser olmuştur. Kays b. Sa'd, Ali'nin (r.a.):

“Bedir günü onaltı yara alarak yere düştüm. Hemen biri gelip beni kaldırdı...” dediğini rivayet etmiştir. Ali'yi (r.a.) kaldıran mezkûr kişi “Cibril'dir.”

Bu Râfizî Allah (c.c.)'a karşı hiç utanmıyor.

Rivayet ettiği bu yalanlar ancak ineklere anlatılır.

Müşriklerin çoğunun öldürülmesi nerede? Başarı nerede? Aksine Uhud muharebesi müslümanların aleyhinde olup lehlerinde değildi. Bu hususta Allah (c.c.) şöyle buyuruyor:

“Başkalarını iki misline uğrattığınız bir musibete kendiniz uğrayınca mı: “Bu nereden?” dersiniz? (Ey Muhammed) de ki: “O kendi tarafınızdandır.” Doğrusu Allah herşeye kadirdir.” (Al-i İmran: 3/165)

Bu savaşta önce müslümanlar kâfirleri yenmişlerdi. Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem), savaşta okçuları dağın bir gediğinde görevlendirmişti.

Fakat okçular müşriklerin yenildiklerini görünce yerlerini terkederek ganimeti toplamağa başladılar. Komutanları olan Abdullah b. Cübeyr onları bu hareketten alıkoymasına rağmen onu dinlemediler. Bunu fırsat bilen düşman, müslümanlara arkalarından hücum etti. Şeytan:

Muhammed öldürüldü, diye bağırdı. Bu sırada müşriklerden Abdullah b. Kamîe, müsIümanIardan Mus'ab b. Umeyr'i şehid etmişti. Zırh içinde olduğundan Onu Peygamber'e benzetmişti. Ve Muhammed'i öldürdüm, demişti. O gün müslümanlar yetmiş şehid vermişti. Rasulullah'a (sallallahu aleyhi ve sellem) indirilen bir darbe ile miğferi ikiye bölünmüş, halkaları yanağına batmıştı. Bunun üzerine Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem):

“Peygamberleri Onları Allah'a (dinine) davet ettiği halde, Ona bu durumu reva gören kavim nasıl iflah edebilir?” buyurdu. (Buhari, Meğazi: 21, Müslim, Cihad: 104,Tirmizi, Tefsir: 3)

Ondan sonra şu âyet-i kerime indi:

“Senin elinde birşey yok. Allah, ya onların tevbesini kabul eder, yahut onları zâlim bulundukları için azablandırır.” (Al-i İmran: 3/128)

O gün Rasulullah'ın  sallallahu aleyhi ve sellem) beraberinde oniki kişi kalmıştı. Ebubekir, Ömer, Talha ve Sa'd (r.a.) kalanlar arasında yer alıyorlardı. Rasulullah'ın (sallallahu aleyhi ve sellem) etrafında savaşarak şehit olmuş bir cemaat da vardı. Bu üzücü manzara karşısında şımaran müşriklerin reisi Ebu Süfyan:

Yüksel Hübel! Yüksel (yüce ol) Hübel! Bu gün Bedire bedel bir gündür, diyordu. Bu sözüyle öçlerini aldıklarını ifade etmek istiyordu. Uhud muharebesinde müşriklerden on küsur kişi öldürülmüştü. O gün ne Ali (r.a.) yaralanmış ve ne de Cibril Onu yerden kaldırmıştır. Bu naklin isnadı nerededir? Hangi uydurma kitaplarında mevcuttur?

“Osman üç gün sonra geldi” şeklindeki sözün bir yalandır.

“Cibril: Zülfikardan başka kılıç yoktur, dedi” şeklindeki sözün de bir başka yalandır. Çünkü Zülfikar ismindeki kılıç Ali'nin (r.a.) değildi. Bu kılıcı müslümanlar Bedir muharebesinde Ebu Cehil'den ganimet olarak almışlardı.

İbn-i Abbas şöyle diyor:

“Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Bedir muharebesinde Ebu Cehil'in Zülfikar kılıcını ganimet olarak aldı. Bu kılıç Rasulullah'ın (sallallahu aleyhi ve sellem) Uhud muharebesinde rüyasında gördüğü kılıçtır. Rasulullah bu rüyayı şöyle anlattı:

“Zülfikar kılıcımda bir gedik (kırık) gördüm. Bunu aranızda açılacak bir gedikle te'vil ettim, Bir koçun arkasında olduğumu gördüm. Bunu da askerin koçuna te' vil ettim. Kendimi muhafaza edilmiş bir kalede gördüm. Bu kaleyi Medine şehriyle te'vil ettim. Bir sığırım kesildiğini gördüm. Vallahi sığır iyiliktir, Vallahi sığır iyiliktir.”

Hadisi Tirmizi, İbni Mace ve Ahmed b. Hanbel müsnedlerinde rivayet etmişlerdir.



Facebook beğen
 
Kur.an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
Kur'an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
Kur'an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
Kur'an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol