Kur'an ve Sünnet
   
 
  3.7.34---3.7.35

بســـم الله الرحمن الرحيم

 

3.7.34

 

Râfizî şöyle diyor:

“Otuzbirinci delil şu ayettir:

“O kâfir olanlar sen Allah tarafından gönderilmiş bir Peygamber değilsin, diyorlar. De ki: Benimle sizin aranızda, doğruluğuma şâhid Allah yeter; bir de yanında kitap ilmi bulunan” (Ra'd: 13/43)

İbnül Hanefiye “Yanında kitap ilmi bulunan” kişinin Ali olduğunu söylemiştir. Sa'lebî, tefsirinde beyan ettiğine göre Abdullah b. Selam'a yanında kitap ilmi bulunan kişinin kim olduğunu sorması üzerine, “O Ali'dir.” cevabını almıştır.”

 

Ey Râfizî!

Yukarıdaki nakillerin mezkûr şahıslardan nakledildiğine dair sıhhatli bir delilin var mıdır? Onlar hüccet de olamazlar. Kaldı ki bu hususta âlimlere muhalefet etmişlerdir. Âyetten murad Ali (r.a.) olsaydı, Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem), kâfirlere karşı amcasının oğlunu şahit yapıyordu, demektedir. Ali (r.a.)'de Rasulullah'ın (sallallahu aleyhi ve sellem) risâletine şahitlik etseydi, kâfirler bunu kabul etmezlerdi. Onun şahitliği kâfirlere karşı bir hüccet teşkil edemezdi. Hatta kâfirler Rasulullah'a (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle diyeceklerdi:

“Amcan oğlu Ali'nin yanında ne varsa onu senden almıştır. Binaenaleyh Sen kendin için şahitlik yapıyorsun. Ali sana yağcılık etmiş ve sana karşı sevgisini izhar kılmış olabilir.”

Bu hususta Ali'nin töhmetten uzak kalabileceğini söyleyebilir misin?

Fakat Ehl-i kitab, peygamberlerinden mütevâtir olarak geldiği gibi şahitlik etselerdi bunda fayda olacaktı. Peygamberler de mevcud olup Rasulullah'a (sallallahu aleyhi ve sellem) şahitlik etmelerinde hasıl olacak fayda gibi. Çünkü, tevatürle peygamberlerden gelen bir şeyi söylemek onların bizzat o şeyi söylemeleri gibidir. Bunun içindir ki biz, peygamberimizden öğrendiğimizle diğer ümmetlere karşı şehâdette bulunuyoruz. Sonra Allah (c.c.) bazı yerlerde ehl-i kitabın şehâdette bulunduklarını beyan ediyor. Bir âyette şöyle buyurur:

(Yahudilere) de ki: Şunu iyice düşünüp bana haber verin. Eğer bu Kur'ân Allah tarafından gönderilmiş de, siz onu inkar ettinizse ve İsrailoğullarından bir şâhid Kur'an'ın (Tevhid esaslarında) benzerine şahidlik edip iman getirdi de, siz kibirlendinizse, (artık zâlimler değil misiniz?) (Ahkaf: 46/10)

Farzedelim ki yukarıdaki âyette iddia ettiğin şâhid Ali (r.a.) olsun- Bununla ashabın en üstünü olmasını mı gerektiriyor? Gerektirmediği gibi, ehl-i kitaptan Abdullah b. Sellâm, Ka'bul Ahbar ve Selman-i Fârisî diğer ashabdan üstün değildirler.



بســـم الله الرحمن الرحيم

 

3.7.35

 

Râfizî şöyle diyor:

“Otuzikinci delil şu âyet-i kerimedir:

“O gün Allah, Peygamberini ve onunla beraber iman edenleri utandırmıyacaktır.” (Tahrim: 66/8)

İbn-i Abbas: Cennet elbiselerini ilk giyecek olanlar, dostluğuna karşılık İbrahim (a.s.) “Ümmetimin en mümtazı olduğu için Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem) ve her ikisinin arasında koşarak cennete girecek olan Ali'dir, dedikten sonra “O gün Allah, Peygamberini ve Onunla beraber iman edenleri utandırmayacaktır.” mealindeki ayeti okudu.”

 

Ey Rafızi:

Bu sözleri uydurarak İbn-i Abbas'a nisbet edenleri Allah utandırsın! Biz Onun böyle birşey söyleyeceğine kesinlikle inanmıyoruz.

Ondan sonra nass bütün mü'minler içidir. Bu nass'la bir ikisinin üstünlüğü ispat edilemez.


Facebook beğen
 
Kur.an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
Kur'an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
Kur'an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
Kur'an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol