Kur'an ve Sünnet
   
 
  3.3.17---3.3.18

بســـم الله الرحمن الرحيم

 

3.3.17

 

Râfizî,

İmamın nassla belirlenmiş ve ma'sum olması gerektiğini iddia ediyorsa:

Rasulullah'dan (sallallahu aleyhi ve sellem) daha mı büyüktür ki O'nun vekilleri ve tayin ettiği memurları bile masum değillerdi. Şâri'nin her muayyen şeye nassla hüküm koyması mümkün olmadığı gibi, Peygamber ve imamın da muayyen olan her hususta gaybı bilmeleri mümkün değildir. Kaldı ki, ferî meselelerin bir çoğu Ali'nin (r.a.) zannettiği gibi çıkmamıştır. Binaenaleyh ma'sum olan ve olmayan kimseler için fer'î konularda içtihadın gerekli olduğu böylece ortaya çıkmış oldu. Müslim'de rivayet edildiğine göre Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyuruyorlar:

“Muhakkak ki, siz ihtilaflı meselelerinizde bana geliyorsunuz. Bazılarınız delil getirme hususunda diğerinizden daha maharetli olabilir. Ben getirdiğiniz delillere göre hükmederim. (Hakkı olmadığı halde ve getirdiği delillere istinaden) kime kardeşinin hakkından bir şey verirsem onu almasın. Çünkü ona cehennemden bir parça vermiş olurum.” (Buhari Şehadet: 27, Ahkam: 30, Hilye: 10,Müslim Akdiye: 4, Ebu Davud Akdiye: 7, Tirmizi Ahkam: 11, Nesai Kudat: 13,33 İbn Mace Ahkam: 5)

Bu hadisten anlaşıldığı gibi hakkında kesin nass olmayan muayyen yerlerde ictihad yapılır. Onun için Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) zahir delillerin hilafına da olsa davayı kazanan şahsa eğer gerçekten haklı değilse kardeşinin hakkını olmamasını istemişlerdir.

Evet Ömer (r.a.) Halife olduğu için Müslümanlara en faydalı olan şahsı kendi yerine tayin etmesi gerekirdi. Onun için bu hususta ictihad etti ve hilafete lâyık olan altı kişiyi tesbit etti. İçtihadı da doğru ve haktır. Çünkü hiç bir sahabi bu altı kişiden başkası hilafete layıktır, dememiştir. Halifeyi seçme işini bu altı kişiye bırakmasının sebebi tayin edeceği bir kişinin diğerlerine nazaran daha yararlı olmayabileceğinden korktuğu içindir. Bu durum da Ömer'in (r.a.) takvasına delâlet eder. Bu yüzden ictihad ederek hilafet için altı kişi tercih etmiş fakat, birisini tayin etmemiştir. O şöyle diyordu:

“Tayin işi alt: kişinin hakkıdır. Onlar kendi aralarında birini tayin etsinler.”

Âdil olup ve havaî arzusu olmayan bir imam için bu en güzel bir ictihaddır. Allah ondan razı olsun.

Allah (c.c.) şöyle buyurur:

“... Onların işleri aralarında danışma iledir.” (Şûra: 42/38),

“... İş hakkında onlarla danış...” (Ali İmran: 3/159).

Binaenaleyh Ömer'in (r.a.) şûra ile yaptığı işler mutlaka yararlı idi. Ebubekir'in, Ömer'i (r.a.) tayini de müslümanların maslahatı için olmuştur. Ömer'in (r.a.) olgunluğunu ve yüceliğini gören Ebu Bekir (r.a.), bu tayin için Şûraya ihtiyaç duymamıştır. Tabii ki, Ebubekir'in bu güzel ve mübarek kararının eseri müslümanların hayatında açıkça görülmüştür. İnsafı olan her akıl sahibi Osman, Ali, Talha, Zübeyr, Sa'd ve Abdurrahman b. Avf (Allah cümlesinden razı olsun)'ın Ömer'in (r.a.) yerine geçemiyeceklerini gayet iyi bilir.

Ömer'in (r.a.) hilafet için altı kişiyi tercih etmesi, Ebubekir'in (r.a.) Ömer'i hilafete tayin edip müslümanların da Ona bîat etmesi gibidir.

Hatta bu sebepledir ki, Abdullah İbn-i Mesud (r.a.) şöyle demiştir :

 İnsanlarını en ferasetlisi -çok ileri zekâlı- üçtür.

Birincisi Şuayb (a.s.)'ın kızıdır ki, şöyle demiştir:

“Babacığım! Onu ücretli olarak tut; ücretli tuttuklarının en iyisi bu güçlü ve güvenilir adamdır.” (Kasas: 28/26),

İkincisi Mısır kralının hanımıdır ki, şöyle demiştir:

“... Belki bize faydalı olur yahut Onu oğul ediniriz.” (Kasas: 28/9),

Üçüncüsü Ömer'i halife olarak tayin ettiği için Ebubekir'dir.

Evet Ömer (r.a.) hilafet işini seçtiği altı kişiden birine lâyık görmüş ve bu hareket tarzını şöyle açıklıyordu:

“Ben halife tayin edeceksem benden hayırlı olan -Ebubekir  (r.a.)- halife tayin etmiştir. Halife seçim işini başkasına bırakıp terkedeceksem yine benden hayırlı olan da -Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)- terketmiştir.”

Görülüyor ki, halifelerin tayin işinde ihtilaf olmamıştır. İhtilaf ancak kıraat şekilleri, fıkıh v.s. konularda olmuştur. Bu da normaldir. Çünkü bir tek âlimin de iki görüşü olduğu vâkidir. Hâlen de büyükler görüşlerde ihtilaf ediyorlar. Kaldı ki Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in:

“Müslümanlar Ebubekir  ve Ömer'e itaat ederlerse doğru yolu bulurlar.” dediği sabittir. (Tirmizi Mesacid: 311, Ahmed: 5/298)

Yine Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem), Ebu Bekir  ve Ömer'e (r.a.):

“İkiniz bir hususta ittifak ederseniz size muhalefet etmem.” diyordu.

Başka bir hadislerinde de şöyle buyururlar:

“Benden sonraki iki kişiye, yani Ebubekir ve Ömer'e uyunuz.” (Tirmizi Menakıb: 16 37, İbn Mace, Mukaddime: 11)

Onun içindir ki, Ebubekir'in (r.a.), güzel meziyetlerinden dolayı Ömer'i halife olarak tayin etmesi uygun bir iş olup tesiri de müslümanların hayatında görülmüştür, diyebileceğimiz gibi, Ömer'in (r.a.) aynı işi faziletlerde birbirine yakın olan altı kişiye terkederek onlardan birini hilafete tercih etmemesi de maslahata binaendir diyebiliriz. İnsaf sahibi olan herkes de bunu böyle kabul eder.

Ondan sonra ashab-ı kiram Osman'ın (r.a.) hilafeti üzerine ittifak ettiler. Çünkü Onun halife olmasında başkasına nazaran çok fayda ve az zarar vardı. Gerekli olan da çok faydalı ve az zararlı olanın tercih edilmesidir. Halife'nin ölümünden sonrası için yerine birini tayin etmesi de vacip değildir. Onun için Ömer (r.a.):

“Halife seçme işi Rasulullah'ın (sallallahu aleyhi ve sellem) kendilerinden razı olarak ayrıldığı altı kişinin Şûrasına bağlıdır,” diyordu.


بســـم الله الرحمن الرحيم

 

3.3.18

 

Ey Râfizî!

Ebu Huzeyfe'nin kölesi Sâlim'den bahsederek bazı iddialarda bulunuyorsun.

Şu bilinen bir gerçektir ki, ashab hilafetin Kureyş'in hakkı olduğunu gayet iyi biliyorlardı. Hadis kitapları bununla ilgili haberlerle doludur. Muhacirlerin Sakife günü Ensar'a itiraz etmeleri bunun misalidir. Böyle olmasına rağmen Ömer'in (r.a.) bir köleyi halife olarak tayini düşünülebilir mi? Aklın nerededir?!

Ama Ömer'in (r.a.) cüzî bir iş için Salimi görevlendirmesi veya tayin edeceği kimseler hakkında ve buna benzer işlerde Salim ile istişare etmesi mümkündür. Çünkü Salim ashabın en seçkinlerinden bir zât idi.



Facebook beğen
 
Kur.an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
Kur'an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
Kur'an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
Kur'an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol