Kur'an ve Sünnet
   
 
  2.3.5

بســـم الله الرحمن الرحيم

 

2.3.5

 

Râfizî şöyle diyor:

“İmamî mezhebine ittiba etmenin vücûbuna delâlet eden delillerden biri de büyük üstadımız Nasîruddin Muhammed b. Hasan et-Tûsî (Allah ruhunu yüceltsin)'nin şu söylediğidir:

Bütün mezhepler ve “Ümmetim yetmişüç fırkaya ayrılacaktır...” mealindeki hadisi araştırdık, kurtuluşa eren fırkanın imamî fırkası olduğunu müşâhade ettik. Çünkü İmamîler, bütün mezheblere muhalefet etmişlerdir.”

Ey Râfizî!

Hiç unutma ki sen “Allah mûcibün bizzattır” diyeni tekfir etmiştin. Senin bahsettiğin bu üstadın da “Allah mûcibün bizzattır” diyor. Ayrıca üstadın âlemin ezelî olduğunu iddia ederek bu fikrini de “Şerhül İşârât” adlı eserinde beyan etmiştir. Daha önceleri Elmut'ta mülhid İsmaililerin vezirliğini yapan üstadın bilahare Hülâgû'nun müneccimliğini yaparak onunla aynı istikamette yürümüştür. Halife ve âlimleri öldürmek ve müslümanların başına daha başka fitne ve belâları indirmek için Hülâgü'ya fikir veren o'dur. Nusayr (Nasîruddin et-Tûsî) ve yoldaşlarının yaptıkları fenalıklar bütün müslümanlarca malumdur. Bazıları O'nun ömrünün son günlerinde tevbe edip namaza devam ettiğini, Beğavî tefsiri ve fıkıhla meşgul olduğunu söylemişlerdir.

(Nasiruddîn (Nusayr) et-Tûsî'nin tevbe ettiği doğru ise, onun hayat sahifelerini dolduran küfür ve ilhâddan, Allah (c.c.)'a Rasulüne ve müminlere yaptığı düşmanlıktan pişmanlık duyduğunu alenen beyan etmesi gerekirdi. Böyle yaptığı takdirde tevbesinin sahih olduğu kabul edilebilir. Eğer İbnül Mutahhar el-Hillî gibi müslümanlara büyük kötülükler yapmağa devam etmiş olmasaydı bütün müslümanlar tevbesinden haberdar olacaktı. )

Râfizînin:

“İmamîler bütün mezheblere muhalefet etmişlerdir” şeklindeki sözleri hezeyandır.

Haricîler, Mutezile ve başkaları da bütün mezheblere muhalefet etmişlerdir. Eğer Râfizî, İmamilerin bütün görüşlerinde herkesten ayrı ve başlı başına olduklarını kasdediyorsa asla öyle değildir. Nitekim Tevhid ve kader meselelerinde Mutezile'ye, bazı konularda da Cehmiyye'e muvafakat etmişlerdir. Ondan sonra kendi aralarında da pekçok ihtilaflar mevcuttur.

Râfizînin şaşılacak hallerinden birisi de Onun Ebubekir, Ömer,Osman (r.a.) ve ümmetin diğer büyük âlimlerini kendisinin onlara yaptığı iftiralarla zikrederek; öte yandan müslümanlarca Allah ve Resulüne karşı muharebe etmekle iştihar bulan üstadı Nasîruddin et-Tûsî'den “Üstadımız şöyle buyurdu”, “Allah O'nun ruhunu yüceltsin” diye bahsetmesidir. Bununla birlikte farkında olmadan üstadına küfürle şehâdette bulunmaktadır. (Râfizî “Allah mûcibün bizzâttır.” diyenleri tekfir ediyor. Halbuki Üstadı da “Alah mûcibün bizzâttır.” diyor. ) 

Aslında üstadı o Kadar ileriye gitmişti ki, müslümanların en hayırlı neslini (hâşâ!) lanetle anmıştır. Haddi zatında kendisine reddiyye yazdığımız müellif İbnül Mutahhar, et-Tûsî ve benzerleri; Allah-ı Teâlâ'nın şu âyetindeki hükme dâhildirler.

“Kendilerine kitaptan nasip verilenleri görmedin mi? Cibte ve tağuta iman ediyorlar. Sonra da kafirler için: “Bunlar Allah’a iman edenlerden daha doğru yoldadırlar” diyorlar.

Bunlar Allah’ın lanetlediği kimselerdir. Allah’ın rahmetinden uzaklaştırdığı (Nisa: 4/51-52)(lanetli) kimseye gerçek bir yardımcı bulamazsın.”

Ayrıca İmâmilerin bütün mezheblere muhalefet etmeleri onların görüşlerinde doğru değil yanlış olduklarını gösteriyor. Çünkü bir gurubun delilsiz ve mücerred olarak bütün guruplara muhalefet etmesi, o gurubun görüşünde isabetli olduğuna delâlet etmez. Diğer gurupların bir görüşte ittifak etmeleri de onların o görüşlerinin bâtıl olmasını gerektirmez.


Facebook beğen
 
Kur.an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
Kur'an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
Kur'an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
Kur'an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
 
Kur'an ve Sünnet
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol